25 Şubat 2011
Sayı: SİKB 2011/08

 Kızıl Bayrak'tan
Metal işçilerinin grevi
emeğin davası olmalı!
Biat-ihsan üzerine kurulu sendikacılık ve taşeronluğu bitirme yalanı!
“Ontex’te ihanete ve
sömürüye karşı direniş!
Ontex direnişini görmek istemeyen “emek” dostları üzerine
Ankara İşçi Kurultayı’na giderken
Kurultay hazırlıkları yoğunlaşıyor
Sömürüye ve kölelik dayatmalarına
karşı GREV var!..
Zafer direnen işçilerin olacak!
UPS işçisiyle direniş süreci ve
metal grevi üzerine konuştuk
Arap dünyasında halk ayaklanmaları sürüyor
Amerikancı despotik Bahreyn Krallığı’nın sonu yaklaşıyor.
Mısır’da yeni bir mücadele dönemi
Araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır’la gündemdeki halk ayaklanmaları üzerine konuştuk
Dünyadan
Emekçi kadınları
örgütleme eferberliğine!.
Tecavüzü önlemek için yasaları değil düzeni değiştirmeli!
“Emekçi kadınlar
mücadele etmeli!.
Emekçi kadınlar 8 Mart’a yürüyor!
Gençliğin devrimci baharını kazanmak için ileri!
İnce ve Erpak serbest bırakıldı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ontex’te ihanete ve
sömürüye karşı direniş!

Toplu sözleşmenin kendilerinden habersiz imzalanmasını protesto etmek ve sendika temsilcilerinin seçim yoluyla belirlenmesi talebini iletmek için 16 Şubat günü, üyesi oldukları Selüloz-İş İstanbul Şubesi’ne giden Ontex işçileri işten atma saldırısıyla karşılaştılar. İşçiler 17 Şubat sabahı Yenibosna’daki fabrika önünde direnişe geçtiler.

İlk olarak işten atılan 15 işçinin tamamı fabrikadaki işçi komitesinde yer alan işçilerden oluşurken, bu da yapılan kıyımın sendika ve patron işbirliğiyle gerçekleştiğini kanıtlıyor. 16 Şubat günü sendika binasına gitmek üzere hazırlık yapan işçilerin üzerinde fabrikadan başlayarak yoğun bir polis ablukası kurulmuştu. İşçiler fabrika yöneticileriyle sendika temsilcileri tarafından da işten atılmakla tehdit edilmişlerdi. Öyle ki tüm baskılara rağmen sendika şubesine giden işçiler bu tehditleri anlatmış ve sendika şube başkanı Aydın Parlakkılıç’a olası bir işçi kıyımından sorumlu tutulacağı söylenmişti. İşçilere kaçamak yanıtlar veren şube başkanı saldırının da sinyalini vermişti.

Vardiya değişimi saatinde duyurulan işten atma kararının ardından, imzalatılmak istenen kağıtları işçiler imzalamadılar. İşten atıldıklarını fabrika güvenliğinden öğrenen işçilere, işten atma gerekçesi olarak “sendikal faaliyetler”, “işi durdurmaya yeltenmek”, “işyerinde bildiri dağıtmak”, “provokatörlük yapmak” gibi gerekçeler sunuldu.

Sendikadan zoraki sahiplenme

İşten çıkartılan Ontex işçileri sendikal cepheden ilk ihanetle sabah saatlerinde karşılaştılar. İşçilerin direnişe geçmelerinin ardından fabrikaya gelen şube başkanı Aydın Parlakkılıç ise işçilerin durumu aktarması üzerine yine bilgisinin olmadığını söyledi. Şube başkanından işe geri dönme ve görüşme taleplerini yöneticilere iletmesini isteyen işçiler ise yine bildik bir manzarayla karşılaştılar.

Fabrika yöneticileriyle yaptığı görüşmenin ardından hiçbir talebin kabul edilmediğini söyleyen Parlakkılıç, şimdi ne yapılacağının sorulması üzerine “Siz ne istiyorsanız yapın” cevabını verdi. İşçilerin direnişlerinde kararlı olduklarını her fırsatta vurgulamalarına rağmen açık bir biçimde sendikanın bu direnişin arkasında olduğunu ifade etmeyen Parlakkılıç, genel merkezle yaptığı telefon görüşmelerinin ardından işçilerden kendisine biraz süre tanımalarını istedi. İşçilerin çadır, yemek, soba gibi talepleri üzerinde diretmeleri ve sendika genel başkanıyla direkt olarak görüşmelerinin ardından taleplerin karşılanacağı bildirildi.

İşçilere destek

Direnişe başlayan Ontex işçilerine ilk destek, Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Yılmaz Bayram ve Güven Elektrik işyeri temsilcilerinden geldi. Direnişçi işçileri ziyaret eden Yılmaz Bayram burada yaptığı konuşmada, MESS’e karşı greve hazırlandıkları bir dönemde mücadeleyi Ontex işçisiyle birlikte omuzlayacaklarını söyledi.

Ontex işçileri işten atmanın gerçekleşmesinin ardından Selüloz-İş’in bölgede örgütlü olduğu Bento ve Halkalı Kağıt fabrikalarındaki işçilerle de iletişime geçerek süreci aktardılar. Dayanışma çağrısında bulundular.

İşçiler direnişlerinin ilk gününde işten atılma süreçlerini anlatan bir bildiri kaleme aldılar. Öğlen saatlerinden itibaren direnişçiler, “İşimizi geri istiyoruz / Yaşasın onurlu mücadelemiz!” pankartlarını fabrikanın karşısına astılar ve direnişle dayanışmaya çağıran el ilanlarını dağıtmaya başladılar. Çevreden geçen taşıtlar kornalarıyla desteklerini sunarken çevre fabrikalardan da işçiler ziyaret ettiler.

15.00 ve 17.30 çıkışlarında direnişçi işçiler sloganları ve alkışlarıyla işten çıkan işçileri karşıladılar. Gün boyu “Direne direne kazanacağız!”, “İşimizi geri istiyoruz!”, “1-2-3 / Daha fazla direniş, daha fazla güç!”, “Korkunun ecele faydası yok!” sloganları atılırken eylem “Biz bu yolda yılmayız, yarın yine buradayız!” sloganlarıyla bitirildi.

BDSP’liler ise işçileri yalnız bırakmazken 15.00-23.00 vardiyasında çalışan işçiler direnişçi arkadaşlarını ziyarete geldiler.

İşten atmalar sürüyor

Diğer yandan içeride çalışan işçilerden biri işten atma saldırısına tepki gösterdiği için işten atıldı. Arkadaşlarına destek veren Ontex işçisi fabrikada konuşma yaparak işten atmaları ve baskıları protesto etti. Fabrikadaki müdürler tarafından kenara çekilen işçinin, vardiya çıkış saati olan 15.00’e kadar çalıştırıldıktan sonra çıkışı verildi. Ontex işçisi kapı önünde direnişlerini sürdüren arkadaşlarının arasına katıldı.

Yasal süreç başladı

Ontex işçileri 18 Şubat günü Unkapanı’ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne giderek yasal süreci başlattılar.

Saraçhane Parkı önünde pankart açan işçiler buradan sloganlarla Çalışma Bölge Müdürlüğü önüne geldiler. “İşimizi geri istiyoruz! Direne direne kazanacağız!” / Ontex işçileri” pankartının açıldığı yürüyüşte “Sendikalar göreve işçiler eyleme!”, “İşimizi geri istiyoruz!, “Yaşasın Ontex direnişimiz!”, “DESA – ÇEL-MER – UPS kazandı! Ontex kazanacak!”, “Helen Harper’e-Can Bebe’ye-Can Ped’e boykot!” sloganları atıldı. Alkışlar ve sloganlarla mücadele coşkularını bölge müdürlüğü önüne taşıyan işçiler bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra basın açıklamasına geçtiler.

“Mücadele kapı önünde sürüyor”

Basın açıklamasını Gamze Kayhan gerçekleştirdi. Kayhan, Ontex’te çalışan 16 öncü işçinin işten atıldığını hatırlatarak, fabrika içerisinde başlattıkları hak alma mücadelesine kapının önünde devam ettiklerini ifade etti.

Toplu sözleşmenin kendi iradeleri dışında imzalandığına dikkat çeken Kayhan, taleplerinin karşılanmadığını ve şimdiye kadar kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını belirtti. En temel talepleri olan işe iade talepleri karşılanana kadar direnişlerini sürdüreceklerini vurgulayan Ontex işçisi dayanışma çağrısında bulundu.

Eylemde, Tekstil-Sen ve Öğrenci Muhalefeti adına yapılan destek konuşmalarının ardından Belediye-İş İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm Ontex işçilerinin mücadelesinin işveren ve sendikal bürokrasiye karşı verildiğini belirten bir konuşma yaptı.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu adına yapılan konuşmada ise, Ontex işçilerinin aynı zamanda sendikal demokrasinin işletilmesi için mücadele ettikleri belirtildi. Fabrika içerisinde sürdürülen bu mücadelenin işten atılmalarla beraber direnişle fabrikanın önünde sürdüğü söylendi. Bu direnişin kazanımla sonuçlanmasının Türkiye işçi sınıfı adına bir kazanım olacağı belirtildi. Sendikal bürokrasinin ancak taban inisiyatifi ile kırılacağını, sendikalardaki bu anlayışın ancak işçilerin tabandan birleşmesiyle aşılabileceğini belirtti.

Eyleme ESP ve ÖDP de destek verirken işçiler açıklamanın ardından Belediye-İş’e giderek burada bir toplantı aldılar.

Şirinevler’de basın açıklaması

Ontex işçileri 23 Şubat günü Şirinevler’de basın açıklaması ve bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler.

Fabrika önünde sabah vardiyası girişini karşıladıktan sonra Şirinevler’de bulunan Türkiye İş Kurumu’na giden işçiler yasal işlemlerini tamamladıktan sonra İşkur önünden Şirinevler Meydanı’na yürüdüler. Burada gerçekleştirdikleri açıklamada sendika ve patron işbirliğiyle işten atıldıklarını belirten işçiler, direnişlerine işten atılan 16 işçi işe geri dönene kadar devam edeceklerini söylediler.

Canbebe, Canped ve Helen Harper markalarını üreten işçiler tüm duyarlı kesimleri bu markaları boykot etmeye çağırırken direnişlerine de destek olmaya davet ettiler. Basın açıklamasının ardından Şirinevler Meydanı’nda bildiri dağıtan işçiler çevreden geçenlerle direnişleri hakkında sohbetler de gerçekleştirdiler.

“Canbebe’ye / Canped’e / Helen Harper’a boykot!”, “Canbebe’ye boykot, direnişe destek!”, “Amerikan uşağı Canbebe patronu!” sloganlarının atıldığı eyleme çevreden geçenlerin ilgisi de yoğun oldu.

BDSP’den ziyaret

BDSP, 22 Şubat günü Ontex işçilerini ziyaret etti. “Ontex işçilerinin direnişini selamlıyoruz... Zafer direnen işçinin olacak / BDSP” pankartını açarak direniş çadırına sloganlarla yürüyen BDSP’liler işçiler tarafından coşkulu sloganlarla karşılandılar. Yürüyüşe direnişçi PTT işçileri ve BEDAŞ işçileri de kendi dövizleriyle katılarak destek sundular.

Direniş çadırının önünde BDSP adına yapılan konuşmanın ardından, direnişçi PTT işçileri ve BEDAŞ işçileri söz alarak direnişi selamlayan ve birlikte hareket etme çağrısında bulunan konuşmalar yaptılar.

BDSP adına yapılan konuşmada, sermayenin işçi ve emekçilere dönük sömürü ve köleliği daha da derinleştirmeye çalıştığı vurgulandı. Sermaye cephesinin son dönemde devreye soktuğu saldırıların sıralandığı konuşmada, Ontex işçisinin maruz kaldığı saldırıların da bu bütünün parçası olduğu söylendi.

Direnişçi işçileri ve desteğe gelenleri kameraya çekerek fişlemeye çalışan polislerin tehşir edildiği konuşmada, sendikanın tutumu da teşhir edildi.

Ardından söz alan direnişçi PTT taşeron işçisi Rıza Soylu, PTT’nin özelleştirilmeye başlanması ve taşeron sistemenin uygulanması gibi nedenlerle hak kayıplarıyla karşılaştıklarını ve bunun sonucu olarak da işlerinden atıldıklarını belirtti. Soylu, kendi örgütlenme ve direniş süreçlerini aktardı.

BEDAŞ direnişçisi İsmail Hayri Şener ise işten atılma nedenlerinden bahsederek patronun ilk başta çalışma koşullarında iyileştirmeler konusunda tahahhüt verdiğini ama zaman içerisinde yalnızca maaşlarında değişiklik olduğunu belirterek bu nedenle tekrar direnişe başladıklarını söyledi.

Konuşmaların ardından Ontex işçisi Hasan söz alarak destek ziyaretinde bulunanlara teşekkür etti. “İşten atılma sebebimiz emeğimize sahip çıkmaktır” diyen Ontex işçisi kendi süreçlerini aktardı. Şubelerine yaptıkları ziyaretten sonra işten atıldıklarına dikkat çeken Ontex işçisi sendikalarının kendilerine ihanet ettiğini belirtti.

Konuşmaların ardından çadıra geçilerek çaylar içildi ve sohbetler gerçekleştirildi. BDSP’liler, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Ontex işçilerini eşleriyle birlikte 6 Mart’ta Kadıköy’de yapılacak mitinge de çağırdılar.

Sohbetler eşliğinde saat 15.00 vardiyasına gelecek işçiler beklenmeye başlandı. Servislerin gelmesine yakın “İşimizi geri istiyoruz - Yaşasın onurlu direnişimiz” pankartı açılarak fabrika önüne yüründü. Yağan yağmura ve soğuğa rağmen oldukça coşkulu olan işçilere yoldan geçen araçlar da korna çalarak destek verdiler. İşçiler, servisler içeri girerken ve çıkarken işçi arkadaşlarına seslenerek “Korkmayın, hakkınızı arayın, biz burada olduğumuz sürece sizi işten çıkaramazlar. Kölece çalışma koşullarına boyun eğmeyin” dediler. Serviste bulunan kimi işçiler el sallayarak direnişçi işçilere destek oldular. Korna çalarak destek veren bir araca polisin müdahalesine tepki gösteren işçiler “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganını attılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Ontex sömürüyle büyüdü

1990 yılında “annelerin rahatı, bebeklerin sağlığı” sloganıyla üretim yapan Astel Kağıtçılık’ı bünyesine katan uluslararası dev şirket Ontex, düşük ücret uygulaması, uzun çalışma saatleri ve kölece çalışma koşulları üzerinden büyüdü.

Hijyenik ped sektörünün tanınmış markalarından Helen Harper, çocuk bezi markası Canbebe ve yetişkin hasta bezi markası Canped gibi büyük markaları üreten Ontex’in üretim yaptığı fabrikalarda tam anlamıyla kölelik düzeni hüküm sürüyor.

Ontex’in önlenemez yükselişi

Türkiye’de ilk çocuk bezi üreticilerinden biri olan Astel, sonrasında bebek kozmetik ürünleri ve ıslak temizlik havlusu serileriyle ürün yelpazesini genişletti. Canbebe, yalnızca bebek bezinde değil, komple bebek bakımında söz sahibi markalardan biri haline geldi.

1994 yılında Canlady markalı hijyenik kadın pedi üretmeye başlayan Astel, 1998 yılında da yetişkin hasta bezi pazarında yıllardır lider konumunu sürdüren Canped markalı ürünlerin üretimini yapmaya başladı. Astel patronu düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve yoğun işçi sömürüsü üzerinden büyürken Astel işçilerine ise sözde sendikalı bir işyerinde yıllarca kölelik ücreti reva görüldü.

Astel 2000 yılında Avrupa’nın hijyenik ürünler devi Ontex International tarafından satın alındı.

Dünya şirketi Ontex

1979 yılında Belçika’da kurulan Ontex’in Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada toplam 12 üretim tesisi ve 15 satış ofisi bulunuyor. Carrefour, Tesco, Dia, Metro Group, Lidl, Aldi, Auchan ve Sainsbury’s gibi önemli perakende zincirlerine yönelik özel markalı hijyenik ürünler üretiyor.

Ontex Türkiye ise, İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl Türkiye’nin en büyük sanayicilerini açıkladığı ISO 500 listesinde 2008 yılında 239. sırada yer alarak yoğun emek sömürüsünü üst sıralara tırmanarak taçlandırdı.

25 ülkeye ihracat yapan Ontex, Canbebe markası ile Cezayir, Azerbaycan, Gürcistan ve Makedonya’da bebek bezi pazarlarında lider konumunda. Ayrıca Yunanistan, İtalya, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya ve İngiltere’ye özel markalı ürünler üretip ihraç eden Ontex Türkiye kağıt, karton, ambalaj ve kırtasiye ürünleri ihracatında 2007 verilerine göre Türkiye 2.si olarak kayıtlara geçti.

Yıllık cirosu 1.2 milyar Euro olan ve özel markalı hijyenik ürünlerde Avrupa’nın pazar lideri olan Ontex 2010 Temmuz ayında, dünyanın en büyük mali tekellerinden Goldman Sachs Capital Partners ve Texas Pacific Group (TPG) tarafından 1.2 milyar Euro ödenerek satın alındı. Bu satış, Temmuz 2010 itibariyle Belçika’da yapılan en büyük işlem olma özelliği taşıyor. Bu satış aynı zamanda Avrupa’da 2010 yılında bu tarihe kadar gerçekleşen en büyük satış operasyonu.

Ontex’te gerçekler ve yalanlar

Uzun yıllardır sendikal örgütlülüğün olduğu bu fabrikada 14-15 yıllık işçilerin maaşları dahi asgari ücretin biraz üzerinde. Selüloz-İş Sendikası İstanbul Şube Başkanı Aydın Parlakkılıç, 16 Şubat günü sendika binasında gazetemize yaptığı açıklamada “Ontex’te taşeron yok” diyerek fabrikadaki koşullar üzerinden övünse de Ontex işçilerinin ifadeleri bu iddiayı yalanlıyor. Ontex işçileri taşeron uygulamasının yavaş yavaş fabrikaya sokulduğunu, fabrikadaki sevkiyat işinin taşeron şirket aracılığıyla dışarıdan işçi getirtilerek yapıldığını ifade ediyorlar. 14-15 yıldır gece-gündüz demeden bu fabrikada çalışmış olan Ontex işçileri ise asgari ücrete talim ettiklerini söyleyerek ucuz emek sömürüsüne dikkat çekiyorlar.