1 Şubat 2013
Sayı: KB 2013/05

 Kızıl Bayrak'tan
Sınıfın devrimci baharına yürüyoruz!
“İmralı görüşmeleri” sürecinin aylık bilançosu
Sendika üye istatistikleri açıklandı, gasp tablosu netleşti
Katliamcı devlet geleneğine devam!
Irkçı-şoven saldırganlığa karşı
mücadeleye!
Avukatlar tehlikede!
Çalışma Bakanı kıdem tazminatı için tarih verdi
28 Ocak eyleminin gösterdikleri ve
devrimci sorumluluk
Karayolu işçileriyle
özelleştirme üzerine
Daiyang-SK Metal grevi üzerine
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği için... Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı!
İşçi kurultayları hazırlık
çalışmalarından

Kadın sorunu üzerine konferanslardan.../2Tarihten günümüze kadın ezilmişliği ve kapitalizm - H. Fırat

Devrimci Kadın Kurultayı sözcüsü ile kurultay ve kadın sorunu üzerine konuştuk

Feminizme savrulanlar, devrim iddialarını yitirenlerdir... - S. Soysal

Kadın sorunu, KESK ve feminizm
Devrimci kadınlar
kurultaya hazırlanıyor
Suriye’de yıkıcı savaştan çıkış arayışları
Esenyurt’ta coşkulu
karne eylemi
“Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” mecliste
Zincirlere dolanmış dev üzerine... - T. Kor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Karayolu işçileriyle özelleştirme üzerine...

“Hak ve özgürlükleri mücadele ile kazanacağız!”

 

Türkiye’nin birçok kentinden gelen Karayolu işçileri, 28 Ocak günü Ankara’da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde kitlesel bir eylem gerçekleştirdiler. Karayolları işçileri 28 Ocak eylemini ve sendikanın tutumları ile ilgili sorularımızı yanıtladılar...

- Ankara’ya neden geldiniz? Özelleştirmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?

İşçi (Kayseri): Özelleştirmeler var, biz özelleştirmeye karşıyız. Taşerona karşıyız. Taşeron sisteminin ne kadar kötü bir sistem olduğunu biliyorum. Bunu engelleyebilir miyiz diye buraya geldik.

Mehmet Çetin (Gaziantep): Görüyoruz toplumu, durum malum. Bu köleliktir. Bunu çalışma bakanı kendi söyledi. Beyaz kölelik. Beyaz kölelik diyorsa buyursun. Nasıl kölelikmiş bu, beyaz kölelik mi normal kölelik mi, açıklamasını yapsın. İyileştirme diyor, neyi iyileştirmiş anlatsın. İyileştirecek bir şey göstersin. 1 yıl önce Başbakan Kilis’e geldiğinde “meclise sunacağız” dedi. Hani, nerede? Bu ülkede yasa var mı? Biz taşerona karşı mahkemeyi kazanmışsak ama bir şey olmuyorsa mahkemeler kaldırılsın. Tayyip Erdoğan dediğini yapsın.

Araştırma teknikeri (İzmir): Sendikacı ağabeylerimizin gazını almaya geldik. Bu hükümetle anlaşmalı bir eylem. Bunun hiçbir anlamı yok. Erzurum’dan 26 saat yol gelen arkadaşlarımızı gördünüz. 10 dakikada bitirdiler basın açıklamasını. Müteahhitler gelmiş, işbaşı yapmış karayollarında. Ne yazık ki ihale bittikten sonra yapılan bir eylem için geldik buraya. Bizim amacımız daha tepkili bir eylemdi. Nedense arkadaşlarımızın çoğu burada farklı bir havaya mı uydu ne oldu, herkes dağıldı gitti. Kısaca özetleyeyim, bu eylem anlamsız bir eylemdir. İşçiye hiçbir kazanımı yoktur. Hükümetle işbirliği yapılarak gerçekleştirilen bir eylemdir. İhaleler olmuş bitmiş, şubeler, şantiyeler satılmış. Biz sadece geldik ve gidiyoruz.

İbrahim Çaydar (İşyeri temsilcisi, Malazgirt/Muş): Karayollarının özelleştirilmesine karşı çıkmak için geldik. Satılan haklarımıza müdahale etmek için geldik. Haraç mezat satılmaya karşı çıkmak için geldik. Haklarımızı savunmaya geldik, karayolları bizim evimizdir, emeğimizdir, mücadelemizdir. Taşeron bu işi yapamaz. Malazgirt’te, Bulanık’ta, Varta’da kar mücadelesi yapmak taşeronun haddini aşar.

İşçi (Antalya): Biz taşeron işçileri olarak karayollarının bütün işlerini yapıyoruz. Çok ezik ve ağır şartlarda çalıştığımız için haklarımızı alamıyoruz. Her sene sonu iş garantisi olmadığı için hiçbir şey yapamıyoruz. Mahkemeye gittik, kazandık. Yargıtay’a gittik, kazandık. Öyleyken, karayolları yargı kararlarını uygulamadı, bizi daha da mağdur etti. En ufak şeyde bize çıkış veriyorlar, tekrar giriş yapıyorlar. Haklarımızın hiçbirini alamıyoruz.

Antalya 1 No’lu Şube Başkanı: Yönetim kurulunun almış olduğu kararla buradayız, sendikamıza inanarak buradayız. Bundan sonra da inanacağız.

Cengiz Topel (Antalya): Özelleştirme köleliktir. Taşeron sisteminin kendisi köleliktir. İnsanların emeklerini bu kadar kolay sömüren bu faşist düzen bütün emekçileri zor duruma sokuyor.

Şinasi Topçu (Kayseri 6. Bölge): Özelleştirmeyi geri püskürtmek için buraya geldik. Alınmış eylem kararının bir hava boşaltma eylemi olduğunu biliyorduk. Bu durumu boşa çıkarmaya dönük, daha militan bir mücadeleyi başlatmak adına çalışma da yürüttük. Ama yetersiz olduğunu gördük. Şu anda satışlar gerçekleşmiş durumda. Bunu boşa düşürmenin yolu, çok daha militan direnişi ortaya koymaktan, üretimden gelen gücü kullanmaktan, işleri durdurmaktan geçiyor. Bunu sokağa taşımaktan geçiyor. Bunu da sendika ağalarının yapmasını beklemiyoruz, beklentimiz de yok. Bunu alttan örebildiğimiz ölçüde, sınıf devrimcileri bu işi başarıyla tamamladığı ölçüde sonuca varacağız. Öyle ki bir tepki var, bu tepkiyi örgütlemek gerekiyor. Bize düşen görev de bu. Sendika ağalarına bu işi bırakma düşüncesinde değiliz.

Mehmet Akif İnce (Kayseri 6. Bölge): Haklarımızı savunmak için geldik. Kayseri 6. Bölge’de yol çizgi operatörüyüm. Biz iki kişi çalışıyoruz. Yanımdaki arkadaşım kadrolu. O 2500 alıyor, ben 1000 TL alıyorum. Arada büyük bir fark var ve bütün işçiler böyle.

- Sendikanın beklemeci tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? İşçiler ne yapmalı?

İşçi (Kayseri): Sendikamız işçiyi satmış durumda şu anda. Sadece bizim gazımızı almak için buraya çağırdılar. İşçiler bunları tasfiye etmeli. Bunlar, işçinin lideri değil.

Araştırma teknikeri (İzmir): Biliyorsunuz biz kamu sektöründe çalışıyoruz. Yıllarca tembelliğe alıştık. Arkadaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenmedik. Gün geldi şimdi biz aynı duruma düştük ve yalnız kaldık. Sendika buna hazır değil. 300 bin TL’lik Mercedes’e binen bir sendika başkanının işçinin hakkını savunacağını düşünebilir misiniz? 15 milyar maaş alan bir sendika başkanının 800 TL alan bir taşeron işçisini anlayabileceğini düşünüyor musunuz? Bu yüzden yapılan hiçbir eylemin bir anlamı yok.

İbrahim Çaydar (İşyeri temsilcisi, Malazgirt/Muş): Hükümetin oyalamasıdır. Ayak oyunlarıdır. Bu oyuna sendika da gelmeyecek, bizler de gelmeyeceğiz.

İşçi (Antalya): Sendikamız bizim yanımızdaydı, hala da yanımızda. Ben bir şeyler olacağına inanıyorum. O inançla geldik buraya. Bundan sonra da inanacağız.

Antalya 1 No’lu Şube Başkanı: Bu eylem uyarı mahiyetinde. Gaz alma, öfke boşaltma eylemi değil bu. Yol-İş’in tutumunu Genel Merkez yönetimi, Antalya yönetimi iyi bilirler. Biz hiçbir zaman yalan ve hile ile hiçbir şey yapmadık. Yola da onun için düştük. Ankara dedik ve geldik.

Cengiz Topel (Antalya): Bu pasif eylem. Biz bu durumu kabul etmiyoruz. Bu eyleme ikna eden, bu eylemi zorlayan da işçidir, tabandaki işçidir. Sendikanın bu eylemi, işçilerin gazını almaya yönelik bir eylem.

Şinasi Topçu (Kayseri 6. Bölge): İşçiler kesinlikle başındaki bu tortuları atacak bir duruş içerisinde olmalı, işçiler şu anda örgütsüz. Ancak mevcut sendikalar içerisinde örgütlü. Sınıf zemininde örgütlenmesi gerekiyor. Hak ve özgürlüklerinin elde edilmesini, kendi mücadelelerinde görmeli. Sendikaya bir iş yaptıracaksak bunu alttan sıkıştırarak, baskı kurarak yaptırabiliriz. Bunu başardığımız ölçüde, bunların da üzerimizde bir yönetici olarak kalmalarının şansı olmayacaktır.

Mehmet Akif İnce (Kayseri 6. Bölge): Eylemlere devam, hakkımızı savunmaya devam. Bazılarının istifa etmesi bizim için daha karlı.

Kızıl Bayrak / Ankara