29 Ağustos 2014
Sayı: KB 2014/35

Gerçek barışa ulaşabilmek için
tek yol anti-kapitalist direniş!
AKP’nin yeni şefi Davutoğlu
Toplu mezarlar ülkesi
Barajdaki ihmaller katliama dönüştü
Kavel’den Alpagut’a, Greif’ten Yatağan’a…
Türk-İş Başkanı’nın bakanlık koltuklarında gözü var!
Satış taslağı MESS’in masasında
Deva işçileriyle dayanışma büyüyor!
"Birlik olalım, haklarımıza sahip çıkalım!"
Cam işçisinin iradesi: TEKLİFE HAYIR!

“Tek Gıda-İş, işverenler sendikası olmuş”

Kafesan işçisi
boyun eğmiyor!

Eğitim Sen: Siyasal kadrolaşmaya hayır!

Barış sorunu - V. İ. Lenin
ABD saldırganlığının yeni bahanesi IŞİD
ABD: Servet-sefalet uçurumunun vahim boyutlar kazandığı ülke
ABD’de polis yok,
ordu var!
Ebola yayılıyor
Sınıfa karşı sınıf ve
sınıf temelli devrimcilik!
Emeğin bahçesinde festival coşkusu
DGB’yi mücadele içinde yaratalım!
"Kızıl Bayrak’la güçlendim"
Zulmünü artır ki çöküşün hızlansın! - Evrim Erdoğdu
Hastaneye gitmek lüks mü?
Kadınlardan Ortadoğu’daki katliamlara tepki
Halkların Vietnam'dan doğan güneşi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

"Birlik olalım, haklarımıza sahip çıkalım!"

 

İşten atılan DEVA işçileri, çalışma koşulları ve sendikalaşma mücadeleleri üzerine gazetemize konuştular.

Muammer İçmenler: 28 senedir burada çalışıyorum. Çalışma şartları açısından bedenen yorulmanın yanısıra ücretlerimizde 2010’dan beri kötüleşme var. Ücretlerimiz şahsa göre kötü, patrona yakın olana göre iyi. Ben 1987’den beri çalışıyorum ve hep sendikalı çalıştım. 2010’dan beri sendikasızlığın rezilliğini gördüm ve tekrar sendikalı çalışmaya karar verdim. 2010’dan beri üyeliklerimiz devam ediyordu ama biz sendikayı aktif hale getirmek istedik. Daha önce toplantılara falan katıldım ve işçi arkadaşlarım işten atıldıktan sonra sendikalaşmaya daha da fazla katıldım. İşten atılırken bana gerekçe olarak ‘yemekhanede yemek tabldotunu bırakmamı ve iş akışını engellememi’ gösterdiler. Bu nedenlerle 5 işçi arkadaşımla işten atıldık. Hiçbir belgeye imza atmadık. Hem mahkemede haklarımızın mücadelesini vereceğiz hem direniş yerinde mücadeleye devam edeceğiz. Tüm işçi arkadaşlarımız mücadeleyi ve haklarını bırakmasınlar.

Münevver Yavuz: 8,5 senedir burada çalışıyorum. İçeride kadın işçiler işin durumuna göre üç vardiya çalıştırılıyor. Ben daha önce bir direniş deneyimi yaşamadım. İşe ilk başladığımda zaten sendika vardı. Ta ki 2010’a kadar. İşçi arkadaşlarımız sendikalı oldukları için işten atıldı, bizlere verilen zam sözleri tutulmadı, biz de onların yanında yer aldık. Bundan kaynaklı biz de bugün buradayız. Ben de diğer arkadaşlarım gibi aynı nedenlerle işten atıldım. Savunmamızı verdik, işten çıkarıldık ve buradayız. Yemeğimizi bile yemeye izin vermeden bizi işten çıkardılar. İçerideki arkadaşlarımız birbirine kenetlensinler. Bizlerin başına gelenin onların başına gelmesini istemiyoruz. Onlar da içeride iyi bir biçimde örgütlensinler, biz de bu haklı mücadelemizi kazanalım istiyorum. Diğer iş yerlerindeki işçi arkadaşlarımız da bizim gibi örgütlensinler. Birlik olalım, haklarımıza sahip çıkalım ve direnmeye devam edelim.

‘Hiçbir şey mücadele etmeden kazanılmıyor’

Taylan Sarıgöl: 3,5 yıldır DEVA’da çalışıyorum. Sendikal nedenlerden kaynaklı işten çıkarılan ve başka nedenler gösterilerek işten çıkarılan işçi arkadaşlarıma destek verdiğim için 12 Temmuz’da benim de işime son verdiler. Beni yıldırmak için DEVA’nın Çerkezköy’deki diğer fabrikasına yolladılar. Burada da örgütlenmede başarılı olduğum için beni herkesten uzak tuttular. Beni tek başıma başka bir bölüme verdiler, yemek saatlerim ve mola saatlerim diğer işçi arkadaşlarımdan farklıydı. 25’e 2. Madde’den (içeride huzursuzluk çıkarmaktan, işvereni kötüleme ve hakaret suçlamalarıyla) benim de işime 12 Temmuz’da son verdiler. DEVA’da halen çalışan işçi arkadaşlarıma tavsiyem bu örgütlenmeden vazgeçmemeleri, desteklerine ve protestolarına devam etmeleridir. Bu işin olacağına dair inançlarını yitirmemelerini istiyorum. Tüm çalışan işçi arkadaşlara tavsiyem örgütlensinler, birlikten kuvvet doğar. Türkiye’nin daha aydınlık, daha yaşanabilir bir ülke olması için birlik olmamız, beraberliği korumamız şarttır. Asla mücadelelerinden vazgeçmesinler. Şunu da bilsinler ki hak verilmez alınır. Bu bilinçle hareket etsinler. Borcum var, harcım var, çoluğum çocuğum var demesinler. İnanın herkesin derdi var. Şu anda işten çıkarılan işçi arkadaşlarımın da borçları ve banka kredileri var. Ama hiçbir şey mücadele etmeden kazanılmıyor. İnsanca çalışma koşulları için bu mücadeleyi bırakmasınlar.

Tanju Altındağ: Dört aydan beri DEVA’da çalışıyorum. Beni de diğer işçi arkadaşlarla aynı gerekçeden (yemek boykotundan) işten attılar. Bizim yaşantımız herhalde direnişle devam edecek. İşten atılan arkadaşlarımızın sendikal nedenlerden kaynaklı işten çıkarıldığını öğrenince biz de onlara destek verdik doğal olarak. Sendikalı olduğumuzda bizler daha iyi şartlarda çalışacağız. Biz de sendikalı olduk. Sendikalı olduktan sonra da zaten göze batmaya başladık. Sonunda bizi de çıkardılar. Benim için en önemli mesele bu direnişe geçenlerin birbirlerini satmamaları.

‘Çocuklarım için mücadele ediyorum’

Bilal Kahya: 7,5 senedir burada çalışıyorum. Burada çalışan eski işçilerden biri de benim. Eski olduğumuzdan sendikalı zamanı da, sendikasız zamanı da gördük. Haklarımızın olduğu zamanları yaşamak için tekrar mücadele başlattık. Buna karşı içerisi türlü türlü yöntemlere başvurdu. Şimdi de içeriyi korkutmak için bizi işten çıkardı. Ama biz yola devam edeceğiz. Bizler de işçi arkadaşlarımızın bu olaydan etkilenmemesi için konuşuyoruz, ilgileniyoruz. Daha eskileri gördüğüm için mücadele edildiğinde kazanıldığını biliyorum. Eski güzel günleri göreceğime inanıyorum. Ben hakka inanan birisiyim. Eğer birileri hakkı için mücadele veriyorsa ben de onların yanında olmalıyım. Burada vicdan da önemli. Dışarıda bizim için işinden olmuş bir sürü insan var. Onlara destek vermezsem büyük bir ayıp yapmış olurum. Orada rahat rahat yemek yiyemiyorsun, rahat uyuyamıyorsun. Huzursuz olacağıma onlara destek veririm, onlara destek veririm huzurlu olurum dedim. Şimdi huzurluyum ve daha iyiyim. ‘Korkunun acele faydası yoktur’ diye bir atasözü var. Bu yüzden herkesin korkmadan mücadele etmesini isterim. Haklarımızı alana kadar mücadele etmeliyiz. Daha önceleri hak alma mücadelelerinde ölümler bile olmuş. Biz alt tarafı işten atıldık. Yiyeceğin bir ekmek varsa başka yerde de yersin. İnsanlar biz huzurlu mutlu yaşayalım diye canlarını feda etmiş. 70’li yıllarda insanlar sonuna kadar gitmiş, ölümler olmuş, ülke için haklarımız için huzur için. İnsanlar bizim için mücadele etmiş. Mücadele sırası şimdi bizlerde. Herkes mücadele etmeli. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dememeli, mücadele etmeliyiz. İleride çocuklarımız iyi ki de annem babam mücadele etmiş desin. Ben evli değilim ama çocuklarım için mücadele ediyorum.

Emel Çamuroğlu: 12 senedir DEVA’da çalışıyorum. Benim işten atılma nedenim, sendikalı olmayan işçi arkadaşlarıma sendikalı olmalarını söylemem. Fakat işveren, atılmama gerekçe olarak çay ve yemek molalarına uymamak, yönetime karşı gelmek gibi iddiaları gösterdi. Birlik ve beraberlik içinde tüm işçiler mücadele etmeliler. Çok az kaldı, amacımıza ulaşacağız.

Kızıl Bayrak / Trakya

 
§