29 Ağustos 2014
Sayı: KB 2014/35

Gerçek barışa ulaşabilmek için
tek yol anti-kapitalist direniş!
AKP’nin yeni şefi Davutoğlu
Toplu mezarlar ülkesi
Barajdaki ihmaller katliama dönüştü
Kavel’den Alpagut’a, Greif’ten Yatağan’a…
Türk-İş Başkanı’nın bakanlık koltuklarında gözü var!
Satış taslağı MESS’in masasında
Deva işçileriyle dayanışma büyüyor!
"Birlik olalım, haklarımıza sahip çıkalım!"
Cam işçisinin iradesi: TEKLİFE HAYIR!

“Tek Gıda-İş, işverenler sendikası olmuş”

Kafesan işçisi
boyun eğmiyor!

Eğitim Sen: Siyasal kadrolaşmaya hayır!

Barış sorunu - V. İ. Lenin
ABD saldırganlığının yeni bahanesi IŞİD
ABD: Servet-sefalet uçurumunun vahim boyutlar kazandığı ülke
ABD’de polis yok,
ordu var!
Ebola yayılıyor
Sınıfa karşı sınıf ve
sınıf temelli devrimcilik!
Emeğin bahçesinde festival coşkusu
DGB’yi mücadele içinde yaratalım!
"Kızıl Bayrak’la güçlendim"
Zulmünü artır ki çöküşün hızlansın! - Evrim Erdoğdu
Hastaneye gitmek lüks mü?
Kadınlardan Ortadoğu’daki katliamlara tepki
Halkların Vietnam'dan doğan güneşi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ebola yayılıyor

 

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Felix Numbi, Equateur bölgesinde iki kişi üzerinde yapılan testlerde Ebola virüsüne rastlandığını bildirdi. Daha önce de ishal, kusma ve ateş belirtileri gösteren 13 kişinin öldüğü açıklanmış ancak ölümlerin Orta Afrika’da görülen başka bir salgından kaynaklandığı ifade edilmişti. Salgının yayıldığı Boende’de yaklaşık 100 km yarıçaplı karantina bölgesi oluşturuldu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise salgının yayılma hızı ve kapsamı için “daha önce eşi benzeri görülmemiş bir durum” diyor. Salgın nedeniyle ölenlerin sayısı bin 427’ye yükselirken, Mart ayından bu yana Orta Afrika’da virüsten etkilenenlerin sayısının da yaklaşık 2 bin 615 olduğu söyleniyor.

Ebola virüsünün henüz tedavisi olmamakla birlikte şimdilik test aşamasında olan ZMapp adlı bir ilaç kullanılıyor. Bu ilacın kullanıldığı bazı durumlarda hastaların sağlığına kavuştuğu görülüyor ancak bu ilacın stokları da hızla tükeniyor.

Hasta olduklarını söylemeyenlere ceza

Diğer taraftan Sierra Leone’de, Ebola hastalarının kendilerini gizlemesini suç sayan yeni bir yasa meclis onayından geçti. Yasanın Sierra Leone Cumhurbaşkanı’nın onayından da geçmesi durumunda, hastalığını saklayanlar iki yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.

Fildişi Sahili Ebola virüsünün ülkeye sıçramasını engellemek için sınır geçişlerini kapatmıştı. Gabon, Senegal, Kamerun ve Güney Afrika da benzer önlemler aldı.

Dünya Sağlık Örgütü ise, seyahat yasağının işe yaramadığını söyleyerek Ebola virüsü taşıyanların tedavisi için daha çok doktor, daha çok yetkili görevlendirilmesi ve daha çok seyyar laboratuvar kurulması gerektiğini belirtiyor.

Ebola ya da kurşunla ölüm riski!

Karantinanın uygulandığı yerlerden biri de Liberya’nın başkenti Monrovia’ya bağlı West Point semti. Semtte karantina altına alınan 50 bin civarında insan var. Karantina altındaki bölgede zorla tutulan insanlar salgın tehlikesinin dışında bir de açlık sorunu yaşıyorlar. Toplama kamplarını aratmayan karantina bölgesinde insanlar yiyecek hiçbir şeyleri olmadığını ifade ediyorlar.
Karantina bölgesinde karşılaşılan açlık ve kötü koşullar nedeniyle insanlar kaçma girişimlerinde bulunuyorlar. Ancak bu girişimler karşısında bölgeyi ablukaya almış olan robocop polisleri göz yaşartıcı gaz ve gerçek silahlarla kaçmaya çalışanlara saldırıyor.
En son yaşanan kaçma girişimi sırasında bir kişi bacağından gerçek kurşunla vuruldu. Karantina bölgesinde insanlar Ebola’ya yakalanarak veya polis kurşunuyla vurularak ölmek arasında yaşam savaşı veriyor.

 

 

 

 

Katliam kıyıya vurdu

 

Libya’nın başkenti Trablus açıklarında 23 Ağustos günü Afrikalı mültecileri taşıyan bir gemi battı. Çok sayıda kişinin denizde kaybolduğu olayla ilgili resmi açıklama ise 26 Ağustos’ta geldi.
Libya Deniz Kuvvetleri Sözcüsü Eyyub Kasım geminin batması sonucu ölenlerin sayısının 200’ü geçtiğini söyledi. Göçmenlerin cesetlerine ulaşılması için denizde arama çalışmalarının sürdürüldüğünü söyleyen Kasım sabah itibariyle kıyıya vuran cesetler olduğunu aktardı.

Göçmen gemisi kaçak olduğu için yolcu sayısı tam bilinmiyor. Ayrıca teknenin batma nedeninin de alabileceğinden çok yolcu alması olabileceği üzerinde duruluyor.

Kasım’ın açıklamalarındaki bir diğer detaysa emperyalistlerin ülkeyi sömürüp nasıl aciz hale getirdiği gerçeği. “Sahil Güvenlik ve Deniz Kuvvetleri’nin imkanlarının kısıtlı olduğunu” söyleyen Kasım, arama kurtarma çalışmalarını yeteri kadar yapamadıkları için ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini söyledi.

Kasım, “hükümete ve uluslararası kurumlara Afrikalı göçmenlerin Avrupa’ya kaçışta sıkça başvurduğu ‘yasadışı göç’ meselesiyle ilgilenmeleri” çağrısında bulundu. Bu çağrının Avrupalı emperyalistler için anlamıysa sınır hatlarında “koruma” çalışmaları, göçmenlerin ulaşımını engellemek için askeri yatırımlar. Yeraltı kaynakları sömürülen Afrika’da daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkmaya çalışanlar binbir zorluğu göze alırken yüzlercesi ölüyor. 200 kişinin toplu ölümü dahi gündem olmuyor. Libya’da kıyıya vuran cesetler toplanırken Avrupa göçmenlere karşı “caydırıcı” yasalar hazırlamakla meşgul.

 

 

 

 

Saldırılara ve işbirliğine karşı yol kestiler!

 

Arjantin’de, işlerine geri dönmek için mücadelelerini sürdüren Lear işçileri, işten atma saldırılarına ve ihanetçi-işbirlikçi SMATA bürokrasisine karşı 27 Ağustos’ta yol kesme eylemi yaptılar.
Sabahın ilk saatlerinde Panamerica Otoyolu’nu işgal ederek yürüyüşe geçen işçiler eylemlerini gün boyunca sürdürdüler.

Yol kesme eyleminde işçiler adına açıklama yapan işçi temsilcisi Ruben Matu, fabrikada işçi temsilcilerine yönelik saldırılar olduğunu, SMATA sendikası bürokratlarının da saldırılarda yer aldığını belirtti. Kendilerine yönelik fiziki saldırılar olduğunu belirten Matu, “Şirketin çeteci saldırılarını, yaralamalarını ve işçi temsilciliğine karşı tehditlerini kınıyoruz, işten çıkartılmış işçilerin işe geri alınmasını talep ediyoruz” dedi. Ayrıca saldırılar ile ilgili olarak suç duyurusunda bulundukları bilgisini verdi.

Matu, işçi temsilcilerinin işten ayrılması için her türlü baskının hayata geçirildiğini, mücadeleci işçi temsilcilerinin diğer işçilerle konuşmasının önüne geçilmek istendiğini belirtti.

“Tüm medyayı ve bize destek veren herkesi ABD şirketi Lear ve SMATA sendikasına karşı başlattığımız bu eyleme desteğe çağırıyoruz” diyen Matu, mücadelede kararlı olduklarını belirterek “Aileleri bir daha sokağa atamayacaksınız” dedi.

Eylemlerini sürdüren Lear işçilerini abluka altına alan jandarma ekipleri saldırı hazırlığı yaptı. Jandarma ekiplerine 3 helikopter de eşlik etti.

 
§