29 Ağustos 2014
Sayı: KB 2014/35

Gerçek barışa ulaşabilmek için
tek yol anti-kapitalist direniş!
AKP’nin yeni şefi Davutoğlu
Toplu mezarlar ülkesi
Barajdaki ihmaller katliama dönüştü
Kavel’den Alpagut’a, Greif’ten Yatağan’a…
Türk-İş Başkanı’nın bakanlık koltuklarında gözü var!
Satış taslağı MESS’in masasında
Deva işçileriyle dayanışma büyüyor!
"Birlik olalım, haklarımıza sahip çıkalım!"
Cam işçisinin iradesi: TEKLİFE HAYIR!

“Tek Gıda-İş, işverenler sendikası olmuş”

Kafesan işçisi
boyun eğmiyor!

Eğitim Sen: Siyasal kadrolaşmaya hayır!

Barış sorunu - V. İ. Lenin
ABD saldırganlığının yeni bahanesi IŞİD
ABD: Servet-sefalet uçurumunun vahim boyutlar kazandığı ülke
ABD’de polis yok,
ordu var!
Ebola yayılıyor
Sınıfa karşı sınıf ve
sınıf temelli devrimcilik!
Emeğin bahçesinde festival coşkusu
DGB’yi mücadele içinde yaratalım!
"Kızıl Bayrak’la güçlendim"
Zulmünü artır ki çöküşün hızlansın! - Evrim Erdoğdu
Hastaneye gitmek lüks mü?
Kadınlardan Ortadoğu’daki katliamlara tepki
Halkların Vietnam'dan doğan güneşi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD’de polis yok, ordu var!

 

Ferguson’daki polis cinayetinin ardından protesto eylemleri gerçekleştirilirken otomatik silahlarını kitleye doğrultan haki yeşil üniformalı polisler sokaklarda terör estirmişti.

Son olarak üst düzey yetkililerin aktardıklarına göre, polisin askeri yapılanması “denetim” altına alınacak.

Kitlelerde polis şiddetine yönelik tepkileri frenlemek için bölgeye ABD Adalet Bakanı Eric Holder başkanlığında heyet gönderildi. Heyet, polisin eylemlere yönelik saldırılarını ve askeri teçhizat kullanımının yoğunluğunu ‘araştırıyor’.

Denetim sonunda hükümetin polise bu çeşit teçhizatı sağlamaya devam etmesinin “lüzumlu olup olmadığı” ve gerekliyse de polisin bu teçhizatı uygun kullanım için yeterli eğitimden geçirilip geçirilmediği” değerlendirilecek.

Obama, konuya ilişkin şunları söylemişti: “Fonun nasıl gittiğini, mahalli kolluk kuvvetlerinin ödenekleri nasıl kullandığını gözden geçirmemizin, satın aldıkları malzemeye gerçekten ihtiyaç duyduklarından emin olmamızın faydalı olacağını düşünüyorum çünkü ordumuz ve mahalli kolluk kuvvetlerimiz içinde kocaman bir ayrım var. Bu çizginin bulanıklaşmasını istemiyoruz. Bu bizim geleneklerimize aykırı olur.”

“Terör” kılıfıyla tam donanımlı ordu

ABD’de 11 Eylül saldırıları gerekçe sunularak polisin yetkileri genişletilirken uygulanan şiddet meşrulaştırıldı. Son olarak geçen yıl Boston’da maratondaki bombalı saldırının ardından insan avı başlatan polis kentte yaşamı durdurmuş, toplu ulaşım hatlarının kesilmesinden evlerden çıkışın engellenmesine kadar bir dizi uygulamayı hayata geçirip saldırganı infaz etmişti.

Ferguson’da da benzer bir politika izlendi. Kentin dört bir yanında kontrol noktaları kuran polis, yoldan geçenleri taciz ederek kimlik bilgilerini talep etti.

Polis, gelişmeleri takip eden basın mensuplarını da engelledi.
Bu baskı ve zorbalıktan basın da payına düşeni aldı. Gazetecilerin tek bir alandan çalışmalarına izin verilirken bazı gazeteciler gözaltına alındı. “Toplanma suçu” işleyecekleri ‘öngörülen’ emekçiler gözaltına alındı. Milli muhafızlar çağrılarak polisin yetersiz kaldığı yerde bizzat ordu güçleri devreye sokuldu. Her noktada özel harekat polisleri kitleye silah doğrultarak tehdit etti.
“Terörle mücadele” bahanesiyle askeri yatırımlarını da yoğunlaştıran polis teşkilatı, zırhlı araçlar, keskin nişancı tüfekleri, makineli tüfekler ve gaz bombaları gibi donanımları arttırdı. Hatta uçak, bombaatar gibi gelişmiş askerî teçhizatlar dahi artık ABD polisinde bulunuyor.

Ferguson’daki bu uygulamaların sistematikleşmesiyle yerel polislerin yetki alanı genişletiliyor. Federal ödenekler ve ordudan arta kalan ekipmanın transferini içeren programlarla militer yapı güçlendiriliyor.

 

 

 

 

Ferguson’un ırkçı polisleri

 

Ferguson’da terör estiren ABD polisi yeni skandallarla gündeme gelmeye devam ediyor. St. Louis Polis Teşkilatı’ndan Dan Page'in, Nisan ayında yaptığı bir konuşmada siyahlara, eşcinsellere ve ABD Başkanı Barack Obama’ya yönelik ırkçı-faşist söylemleri ortaya çıktı. CNN muhabiri Don Lemon’ı da tutuklamakla tehdit eden Page, görevden alındı.

18 yaşındaki siyahi Michael Brown’ın katledilmesinden sonra sokaklara çıkan öfkeli halka karşı şiddet uygulayan polislerden biri olan Dan Page, ordu çalışanları ve emeklilerinin bir araya geldiği ‘Oathkeepers’ adlı dernekte yaklaşık bir saat süren konuşması Ku Klux Klan toplantılarını aratmadı. Konuşması boyunca ABD’de yaşayan siyahileri hedef alan Page, siyahları “sapıklar” olarak niteledi ve Obama’ya “kaçak göçmen” dedi.

Bir ABD polisinin gerçek düşünceleri

Ülkesindeki grupları Müslüman, eşcinsel veya azınlık olarak “ayırmadığını” söyleyen Page, “Ben çeşitlilikten yanayım, herkesi öldürürüm” diyerek ülkesindeki ırkçı-faşist zihniyeti bir kez daha gözler önüne serdi. “Vietnam gazisi” olduğunu söyleyen Page, gruplara “azınlık hakları verilmesini” eleştirdi ve bu hakların İncil’de yeri olmadığını söyledi. “Siyah sapıklar” olarak nitelediği siyahilerinse “bunu anlamadığını” iddia etti.

Konuşması esnasında yakın zamanda gezdiği yerlerin fotoğraflarını gösteren Page, sıra Kenya’da çektiği fotoğraflara gelince, “Başkanım olduğunu iddia eden kaçak göçmenin nerede yaşadığını görmek istedim” ifadelerini kullandı.

Teşhir olunca görevden aldılar

Irkçı polis Page, Ferguson protestolarını görüntüleyen CNN muhabiri Don Lemon’ı da tutuklamakla tehdit etmişti. Bu konuşmanın görüntüleri internette yayınlandıktan kısa süre sonra, St. Louis Polis Teşkilatı bir bildiri yayınlayarak Dan Page’in görevden alındığını duyurdu ve Page adına herkesten özür diledi. Polisin daha önce kimseyi öldürmediğini vurgulayan teşkilat, böyle bir konuşmanın kabul edilemez olduğunu ifade ederek, tepkileri dindirmeye çalıştı.

 
§