19 Eylül 2014
Sayı: KB 2014/38

Sınıf mevzilerine, direnişe!
Gerici çeteler ve polis İşçilerin Birliği Derneği’ne saldırdı
Mücadele mevzilerimizi koruyacağız!
“Anadilde eğitim hakkı” talebine saldırı
Saldırılara karşı okulları mücadele alanlarına dönüştürelim!
Tetikçi katiller
21 yıldır korunuyor
AKP iş güvenliği eylem planını açıkladı
İşçi katili devlet!
Şov sürüyor, işçiler ölüyor!
İŞKUR işçileri hakları ve gelecekleri için Ankara’da!

Maden işçisine işsizlik sopası

MİB MYK Eylül toplantısı

Emperyalist saldırganlık ve savaşın alanı genişletiliyor
Filistin halkına
İsrail zorbalığı
Abbas İsrail’in Lahey’de yargılanmasını engelledi
Lear işçileri saldırılara karşı bakanlığa yürüdü!
Kapitalizm ve gençlik
DGB faaliyetleri
STFA EML’de Oğuzhan için eylem ve anma
“Yürüyüşümüz ve adımlarımız hızlanıyor!”
Pandora'nın televizyonu
Ulucanlar'da
devrimci irade
kazandı, devrim kazandı!
Zindanlardaki hak ihlalleri devam ediyor!
Hayat boşluk tanımaz!
Van elinde bir öksüz havası Dağlı sevdaların kentli kavgası: Ruhi Su
Kavganın sürdüğü her yerde NERUDA ve şiiri yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Maden işçisine işsizlik sopası

 

Soma’da yüzlerce maden işçisinin yaşamını yitirdiği işçi katliamının ardından oluşan kamuoyu baskısı sonucunda gündeme getirilen ‘Torba Yasa Tasarısı’ ilk olarak maden işçilerini vurdu.

Maden işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına çeşitli “iyileştirmeler” getiren tasarının 10 Eylül’de meclisten geçirilip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından onaylanmasının ardından Zonguldak’ta özel sektöre ait 22 maden ocağında 4 bin 500 işçi işsiz kaldı. Maden patronları tarafından uygulamaya konulan fiili lokavt, Karaman ve Kütahya’da da hayata geçirilerek birçok maden ocağı kapandı. Ocakların kapanmasıyla binlerce maden işçisi işsiz kaldı.

İşsizlikle terbiye

Maden ocağı patronları, yeni yasanın “sektöre ekonomik yükümlülük getireceği” gerekçesiyle üretimlerini durdurma kararı aldı. Güvencesizlik ve taşeron köleliğini derinleştiren Torba Yasa’nın ardından maden patronlarının aldığı kapatma kararı, madenlerde yıllardır hüküm süren kuralsız ve kölece çalışma koşullarının patronlar cephesinden yeni bir itirafı oldu.

Maden işçilerini işsizlik sopasıyla terbiye etmeye çalışan patronlar, şimdiye kadar almadıkları işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin, kendilerine yük getireceğini ifade etmiş oldular.

Ocaklara kilit vuruldu

Kilimli İlçesi Gelik Beldesi’nde 24 yıldır faaliyet gösteren ve 150 işçinin çalıştığı Arılar Madencilik Şirketi, üretimini durduran maden ocaklarından biri. Daha önce birçok defa iş cinayetinin yaşandığı ocakta 16.00-24.00 vardiyasında çalışan 21 işçiye, iş çıkışında Torba Yasa’dan dolayı yönetim kurulunun saat 24.00 itibariyle üretime ara verildiği, işçilerin yasal haklarının ödeneceği duyuruldu.

Fatura madenciye kesiliyor

Karaman’ın Ermenek ilçesinde, özel sektör tarafından işletilen 9 kömür ocağında üretimi durdurma kararı alınırken, işçiler de işbaşı yaptırılmadı. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı ‘İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un getirdiği hükümler nedeniyle artan maliyetleri karşılayamayacakları gerekçesiyle kömür ocaklarını kapatma kararı alan patronlar 1500 işçinin işsiz kalmasına neden oldu.

 

 

 

 

 

Zonguldak’ta madenci eylemi

 

Zonguldak’ta maden ocaklarının kapanmasıyla işsiz kalan Akkurt Maden Ocağı işçileri 16 Eylül’de valilik önünde oturma eylemi yaptı. Yaklaşık 150 işçi vali ile görüşmek istedi. Bir süre oturma eylemine devam eden maden işçileri havanın kararmasıyla beraber trafiği kapatarak Madenci Anıtı’na yürüdü. Çevredeki esnaf ve halkın da destek verdiği eylem Madenci Anıtı’nda da devam etti. “Her şey ekmek için”, “Ocaklar bizimdir kapatılamaz” sloganları atan maden işçileri daha sonra eylemi bitirdi. Polis ablukası ise dikkatlerden kaçmadı.

Madencilerin eylemi 17 Eylül günü de sürdü. Zonguldak Valiliği önüne giden madenciler, burada oturma eylemi gerçekleştirdiler. Baretlerini yere vurarak sloganlarla tepkilerini dile getiren madenciler valiyle görüşmek istediklerini söylediler.

Valiyle görüşmek isteyen madenciler bina girişinde çevik kuvvet polisleriyle engellendi.

Daha sonra Zonguldak Valisi Ali Kaban’ın seçilecek temsilcilerle görüşeceği belirtildi. Bunun üzerine madenciler 14 kişilik bir heyet oluşturdu. Heyet madencilerin talebini iletmek üzere Vali Ali Kaban ile görüşme gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / Zonguldak

 

 

 

 

 

Bilirkişi de patronları işaret etti

 

Türkiye’nin dört bir yanında katliam boyutuna varan iş cinayetleri sömürü düzeninin gerçek yüzünü gösterse de patronların bu katliamlardaki sorumlulukları örtbas ediliyor. Çeşitli iş cinayetlerine dair hazırlanan bilirkişi raporları ise iş cinayetlerin sorumlusu olarak asalak patronları işaret ediyor.

Torunlar GYO sorumlu

6 Eylül akşamı İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center şantiyesinde 10 işçinin iş cinayetine kurban gitmesiyle ilgili bilirkişi ön raporu hazırlandı. Rapor, işçi ölümlerinin baş sorumlusu olan Torunlar GYO patronunun katliamdaki sorumluluğuna işaret etti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen 5 sayfalık ön raporda asansör firmasının yetkilileri ve teknik personeliyle birlikte Torunlar GYO’nun idari ve teknik yetkililerinin de sorumlu olduğu belirtildi.

Raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı: “Cephe asansörünün şantiyeye montajını ve bakımını yapan Geda Major firmasının yetkilileri ve teknik personelinin, asıl işveren konumundaki Torunlar GYO-Torun yapı-Torunlar Gıda Proje ortaklığının idari ve teknik sorumlularının kazada kusurlu oldukları kanaati oluşmuştur.”

Eroğlu ölüme yollanmış

17 yaşındaki Eren Eroğlu’nun, geçen yıl İstanbul Esenyurt’taki bir özel hastanenin yere düşen tabela harflerini tamir ederken yüksek gerilim hattından gelen akıma çarpılarak ölmesine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, iş cinayetinde bir dizi ihmalin olduğu bilgisi yer aldı.

İş cinayeti ile ilgili olarak hazırlanan bilirkişi raporunda, Eroğlu’nun ölümünden sekiz gün önce, iş cinayetinin yaşandığı gün birlikte çalıştığı Haydar Sakcı’nın ise olay günü işe giriş yapmış göründüğü saptandı. İşçilere işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi ile yalıtkan ayakkabı ve eldiven gibi kişisel koruyucu verildiğine dair bilgi ve belge olmadığı anlaşıldı.

Savcı Tarık Dinmez, hazırladığı iddianamede, bilirkişilerce saptanan iki ismin yanı sıra TDS’de görevli üç ismi daha suçlu görerek, beş kişiye dava açtı.

Adalet Arayan İşçi Aileleri tarafından yapılan açıklamada, yüksek gerilim hattı geçen arsada, inşaata izin veren Esenyurt Belediyesi’nin, beş metrelik mesafeyi tapuya şerh ettirmediği için TEİAŞ yetkililerinin, bu ihlale rağmen hastane binasına ruhsat verdiği için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün de sorumlu olduğu belirtildi.

 
§