19 Eylül 2014
Sayı: KB 2014/38

Sınıf mevzilerine, direnişe!
Gerici çeteler ve polis İşçilerin Birliği Derneği’ne saldırdı
Mücadele mevzilerimizi koruyacağız!
“Anadilde eğitim hakkı” talebine saldırı
Saldırılara karşı okulları mücadele alanlarına dönüştürelim!
Tetikçi katiller
21 yıldır korunuyor
AKP iş güvenliği eylem planını açıkladı
İşçi katili devlet!
Şov sürüyor, işçiler ölüyor!
İŞKUR işçileri hakları ve gelecekleri için Ankara’da!

Maden işçisine işsizlik sopası

MİB MYK Eylül toplantısı

Emperyalist saldırganlık ve savaşın alanı genişletiliyor
Filistin halkına
İsrail zorbalığı
Abbas İsrail’in Lahey’de yargılanmasını engelledi
Lear işçileri saldırılara karşı bakanlığa yürüdü!
Kapitalizm ve gençlik
DGB faaliyetleri
STFA EML’de Oğuzhan için eylem ve anma
“Yürüyüşümüz ve adımlarımız hızlanıyor!”
Pandora'nın televizyonu
Ulucanlar'da
devrimci irade
kazandı, devrim kazandı!
Zindanlardaki hak ihlalleri devam ediyor!
Hayat boşluk tanımaz!
Van elinde bir öksüz havası Dağlı sevdaların kentli kavgası: Ruhi Su
Kavganın sürdüğü her yerde NERUDA ve şiiri yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kapitalizm ve gençlik

 

Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nin (ZEW) hazırladığı, “Avrupa’da genç işsizlik” raporu, kapitalizmin bu yaşlı kıtasında, kapitalist sistemin gençlere vaat edebileceği bir geleceğin olmadığının belgesi niteliğindedir.   

Araştırmaya göre Avrupa genelinde 7,5 milyon genç işsiz ve meslek eğitimi imkanından yoksun genç var. İspanya’da her iki gençten birinin ne istihdam ne de bir meslek eğitimi olanağına sahip olduğuna dikkat çeken araştırma, Yunanistan’da da rakamlar benzer bir tabloya işaret ediyor diye ekliyorlar. Bu tabloyu, İtalya’da 1995 yılından bu yana bütçeden eğitime ayrılan payın azaltılması, İspanya’da ise her beş gençten birinin diploma almadan okulu bırakıyor olması tamamlıyor. Rapor, okullarını bırakmayıp da eğitimlerini tamamlayanların durumunu ise “Üniversiteler mezunları üretiyorlar, fakat mezunlar için iş yok” diye betimliyor. Bu üniversite mezunu kişilerin, “diplomalı taksicilik” gibi düşük ücretli işlerde istihdam edildiğini dile getiriyor ve böylece, ‘üretilen üniversite mezunlarını’ nasıl bir kaderin beklediğini ve bu durumun barındırdığı ‘sosyal risklere’ işaret ediyor.

Kapitalist uzmanların yalanları ve gerçekler

Kapitalizmin gençliğe hazırladığı geleceksizliği yorumlayan ‘uzman’ kılıklı sistem hokkabazları genç işsizliğinin nedenlerinin ‘çok çeşitli’ olduğunu ileri sürerek, ‘faturanın sadece 2007 yılındaki ekonomik ve mali krize çıkarılmaması gerektiği’ni belirtiyorlar. Hiç kuşkusuz böyle yaparak, kapıkulu oldukları özel mülkiyet dünyasını korumaya çalışıyorlar.

Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nin istihdam piyasası uzmanı Holger Bonin ise ‘uzman’ sıfatıyla asıl nedenin ‘işverenler ile sendikalar arasında çok sayıda çatışma yaşanması’nı göstererek, gençlere uslu olmalarını ve verilene şükretmelerini tasviye ediyor. Bu akıllara durgunluk veren ‘inceliklere’ sahip açıklamaya göre, gençlik içindeki yüksek oranlı işsizliğin temel nedeni kapitalizm ve onun ürünü kriz değil, “Üniversiteleri yarıda bırakanların sayısının yüksek olması, çok sayıda üniversite mezunu olması ve işverenler ile sendikalar arasında çok sayıda çatışma yaşanması”dır.

Tek cümlenin içerisine bu kadar sahtekarlığı sığdırabilmek, birbirini dışlayan olguları sıkılmadan rahatlıkla peşpeşe sıralayabilmek için kişinin aylıklı ‘uzman’ olması gerekiyor. Üniversiteyi yarıda bırakmak da, çok sayıda gencin üniversiteyi bitirmesi de bir sorun kapıkulu uzmanımıza göre.

Hiç kuşkusuz sistemin efendilerinin ve onun kapıkulu uzmanlarının asıl korkuları ne ‘çok sayıda mezun’ veya ne de ‘çok insanın eğitimi yarıda’ bırakmasıdır, asıl dertleri tehlikeye giren ‘iş barışıdır’. Bu aşağılık uzman takımının gençlere, ‘yabancı dil öğrenmeleri ve Avrupa’daki serbest dolaşım imkanlarından faydalanmaları’nı tavsiyesi ederek, gençleri doğal çevrelerinden kopartıp başka ülkelere doğru bir umut yolculuğu tavsiye etmesi de, bunun ifadesi olsa gerek. Böyle yaparak, onları gelecekteki olası sosyal patlamaların militanları olmalarını önlemek istiyorlar.

Gençlik garantisi” mi, geleceksizlik mi?

Avrupa Birliği Komisyonu, gençlere dönük bunca hakaretin arkasından, onlara kısa bir süre önce Avrupa’da genç işsizlikle ‘mücadele’ adı altında açıkladığı programdan faydalanmalarını önermekten de geri durmuyor. Aylıklı uzmanları aracılığıyla gençlere adeta ölümlerden ölüm seçmelerini öneriyorlar.

Şöyle ki, Avrupa Birliği Komisyonu yıllık 21 milyon Euro bütçeli “Gençlik garantisi” isimli programla, 25 yaşın altında olup dört ay boyunca iş, meslek eğitimi ya da staj arayışında başarılı olamamış her gence bu imkanların sağlanacağını vaat ediyor(!). İşsiz gençlere, kişi başına yılda ortalama olarak birkaç eurodan fazla olmayan bir ‘fonla’ “Gençlik garanti’’si vereceklerini belirtiyorlar.

Gençlik garantisi” denen şey, burjuvazinin paralı memurları aracılığıyla inandırıcı kılmaya çalıştığı aşağılık bir yeni yalanıdır. Gençlik, mutlaka ama mutlaka burjuvazinin bu yalanlarına gereken cevabı verecek, onların korkularını gerçeğe çevirecektir. Tunus’ta ayaklanmanın ateşini Buazizi adlı bir gencin bedeninden yükselen ateş tutuşturmuştu. Bu ateşten yükselen isyan dalgası tüm bir Ortadoğu’yu ve dünyayı boydan boya dolaştı. Şimdi sıra, Tunus’ta başlayan ve yarım kalan isyanı zafere taşımaya, Muhammed Buazizi’nin özlemini, demek oluyor ki, bir sömürü ve yağma düzeni olan kapitalizmi yıkmaya gelmiştir. Şimdi asıl iş, Tunus’ta başlayan ve yarım kalan ayaklanmaları zafere taşıyarak Muhammed Buazizi’nin özlemini yerine getirmektir. ‘’Adeta bir tür kayıp nesil’’ diye acınacak zavallılar gibi gösterilen gençlik bunu başaracaktır. Bundan kuşkunuz olmasın…

Çünkü kapitalizmin gençliğe sunacağı bir gelecek bulunmamaktadır. Kapitalizm geleceksizlik demektir. Kapitalizmin yegane alternatifi sosyalizmdir. Bu nedenledir ki gençliğin geleceği sosyalizmdedir.

 

 

 

 

 

Emperyalist savaş Ukrayna’yı ekonomik yıkıma sürükledi

 

ABD ve AB emperyalist güçleri tarafından savaş arenasına çevrilen Ukrayna kan kaybetmeye devam ediyor. Derinleşen ekonomik krize bağlı olarak enflasyon yükseliyor, işsizlik ve yoksulluk katlanarak artıyor.

Eski Ukrayna Merkez Bankası Başkanı Sergey Arbuzov, ülkedeki finansal sisteminin teknik temerrüt durumunda bulunduğunu, Grivna kurunun Ağustos 2014’te birkaç kez tarihi düşük seviyeyi yenilediğini bildirmişti. “Bankacılık sisteminde teknik temerrüt başladı. Birçok banka, mevduatları iade edemiyor. Yatırımları geri alamayan yabancı şirketleri biliyorum’’ diyerek durumu açıklarken, ekonominin iflas ettiğini söylemiş oluyordu.

Uzmanlar, 2014’ün başlarından bu yana dolar kurunun Ukrayna Grivnası karşısında yüzde 75 oranında yükseldiğini belirtirken, resmi açıklamalar ise durumu ‘yüzde 60’ın üzerinde’ olarak açıklamayı tercih ediyorlar. Ukrayna Merkez Bankası Başkanı Valeriya Gontareva, “Ülkemizde devalüasyon halihazırda, bir yıl öncesiyle kıyaslandığında, maalesef yüzde 60’ın üzerinde’’ diyor.

Resmi açıklamalarla durumu yuvarlayarak ne kadar düşük göstermeye çalışsalar da ‘devalüasyon yüzde 60’ın üzerinde’ diyerek, içerisinde bulundukları durumun vahametini ortaya koyuyorlar.

 
§