6 Mart 2015
Sayı: KB 2015/09

Üniversitelerde artan faşist saldırganlığa karşı mücadele
En zenginler listesi açıklandı!
Bir korkunun itirafı
Gelenek AKP ile sürüyor
Özgecan’ları da Pozantı ve Şakran’ı da unutma!
‘Meclisten geçer, sokaktan geçmez!’
‘Umutsuzluk yerine inanç ve yaratıcılık’
Polis devletine karşı birleşik mücadeleye!
MİB MYK Mart Ayı Toplantısı Sonuçları
DEV TEKSTİL’in kuruluş süreci tamamlandı
Yerel bültenlerde baharın devrimci çağrısı
Kafkas Şeker’de kıyım ve direniş!
Divan işçileri mücadeleyi sürdürüyor
Kadın sosyalizmle özgürleşir!
Özgecan eylemleri ışığında 8 Mart - S. Soysal
Ukrayna'da kriz büyüyor
Filistin'e teslimiyet dayatılıyor!
Ortadoğu ve emperyalistler arası çatışma - A. Destan
Dünya işçi ve emekçi eylemlerinden...
Münster'de Kürt sorunu ve seçimler paneli
EÜ öğrencileri saldırıyı anlattı
DGB mücadeleyi meclislerle örüyor!
DLB devrimci faaliyeti büyütüyor
Edebiyatın çınarı sonsuzluğa uğurlandı
Patron sendikaları hesap verecek!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

EÜ öğrencileri saldırıyı anlattı

 

20 Şubat’ta Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yaşanan ve ülkücü Fırat Çakıroğlu’nun ölümü ile sonuçlanan faşist saldırıyla ilgili olarak 4 Mart’ta Ege Üniversitesi Öğrencileri tarafından basın toplantısı düzenlendi.

Basın toplantısına, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Eğitim Sen 3 No’lu Şube de destek verdi.

Toplantıda basın açıklamasını öğrencilerden Rahmi Can Gür yaptı. Gür, 20 Şubat günü gerçekleştirilen saldırıyı şu sözlerle anlattı: “O gün Edebiyat Fakültesi’ne dışarıdan sokulan 150–200 kişilik eli satırlı, sopalı, palalı, bıçaklı faşistler Edebiyat Fakültesi’nde bulunan demokrat, solcu üniversitelilere öldüresiye saldırmış ve birçok arkadaşımızı yaralamıştır. Yaşanan olay üniversitede Fırat Çakıroğlu’nun bir süredir üniversitelileri tehdit etmesi üzerinden çıkan gerginliğin sonuçlarındandır. Bu gerginlik üzerine üniversiteli dahi olmayan dışardan getirilen faşistlerin saldırısını meydana getirmiş ve bu saldırıda ülkücü reisi Fırat Çakıroğlu hayatını kaybetmiştir. Yapılan saldırı ve çerçevesi faşist bir saldırıdır. Ve bu saldırıda bir kişinin hayatını kaybetmiş olması da saldırının gerçekliğini yok saymaya yetmeyecektir."

“Faşist Fırat Çakıroğlu sınava giderken öldürüldü”, “Dersten çıkarken saldırdılar” gibi ifadelerle gerçeklerin çarpıtılmaya çalışıldığını belirten Gür şunları vurguladı:

“1- Yaşanan olay basit bir öğrenci kavgası olarak anlatılırken televizyonlarda biz bunun basit bir öğrenci kavgası olmadığını Fırat Çakıroğlu ve üniversite dışından getirilen satırlı ve bıçaklı faşist çetelerin kampüse ve üniversitelilere saldırı olduğunu belirtiyoruz.

2- Yine yaşanan olayda dışarıdan gelen faşist çetelerin sayıca ve ellerindeki araçlarca üstün olmasına rağmen ve saldırıyor olmasına rağmen saldırgan faşist gruptan Fırat Çakıroğlu’nun ölmesi

3- Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ile Tıp Fakültesi Acil Servisi’nin çok kısa yürüme mesafesinde olmasına rağmen Fırat Çakıroğlu’nun hastaneye yetiştirilememesi.

4- Görgü tanıklarının ve hocaların ifadesine göre normal şartlarda okul içerisinde ve okul dışarısında önlemler alan sivil ve resmi giyimli polislerin bulunması ama olay zamanı hiçbir polisin olay yerinde olmaması.

5- Yine hocaların ifadesi ile kampüsün güvenlik birimlerinin polisi çağırması ve polisin üniversiteye çok geç gelmesi

6- Bir dizi iddialar üzerine belirtildiği gibi Fırat Çakıroğlu’nu arkadaşlarının öldürdüğü iddiası ve bu iddialarla birlikte savcılık soruşturmasında mahkemede dosyaya gizlilik kararı verilmesi.

7- Avukatlardan alınan bilgilere göre Ege Cafe’de gerçekleşen ölümün delili olan kamera görüntülerinin polis tarafından alınması ve hard diskin kırıldığı iddiasıyla olayın delillerinin devlet eliyle kapatılması”

Gür son olarak şunları söyledi: “Türkiye Devleti’nde dünden bugüne yapılan faşist saldırıların devletin ve iktidarın haberi ve izni olmadan gerçekleşmeyeceğini bilmekteyiz. O yüzden de bu saldırıları bu bağlamda provokasyon amaçlı yapıldığını teşhir ediyoruz. Üniversitelerimize yapılacak herhangi bir faşist saldırıda biz üniversitelerimizi gericiliğe ve faşizme terk etmeyeceğiz.”

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

 

EÜ’de tehdit pratiğe taşındı

 

Ege Üniversitesi’nde bir faşistin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan faşist saldırıları devrimci siyasal faaliyeti engellemenin gerekçesi yapan rektörlük, üniversite içerisinde basın açıklaması yapılmasını yasaklamış, öğrencilere gönderdiği e-mail ile disiplin yönetmeliklerini hatırlatarak tehdit etmişti.

Rektörlüğün tehditleri 3 Mart günü ilk somut pratiğini gösterdi. Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilere polis saldırdı.

Yoğun polis ablukasının olduğu fakültede eylem yapmak isteyen 21 öğrenci, polis tarafından yaka paça gözaltına alındı.





Mersin Üniversitesi’nde
faşist saldırı

 

4 Mart günü Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir grup faşist, bildiri dağıtan öğrencilere saldırdı. Saldırı üzerine ilerici, devrimci, yurtsever öğrenciler toplanarak fakülte önünde bekleyen faşist gruba müdahale etti. Faşist grup müdahale üzerine koşarak fakülte içerisine kaçarken polis, faşist grubu koruma altına alarak bekletti.

Devrimci, demokrat, yurtsever öğrenciler saldırıya tepki göstererek bir süre sloganlarla fakülte önünde bekleyerek daha sonra rektörlüğün önüne yürüdüler. Öğrenciler, yürüyüş sırasında polisin kamerayla görüntü almasına izin vermedi.

Diğer yandan çevik kuvvet ve TOMA ile öğrenciler abluka altına alındı.

Saldırıda yaralanan iki öğrenci de tıp fakültesi hastanesinde tedavi altına alındı.

Kızıl Bayrak / Mersin



 

 

 

Bingöl’de açlık grevi

 

Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin baskıların son bulması, uzaklaştırma, uyarı, kınama cezalarının geri çekilmesi için başlattıkları açlık grevi devam ediyor.

Eğitim Sen Bingöl Şubesi’nde eylemlerini sürdüren öğrenciler talepleri yerine getirilinceye kadar açlık grevine devam edeceklerini belirtiyorlar.

Bingöl Üniversitesi’nde 2014-2015 eğitim yılının başlamasıyla kampüs içerisindeki basın açıklamaları gerekçe gösterilerek öğrenciler hakkında soruşturma açıldı. Yaklaşık 200 öğrenciye soruşturma açılırken 130 dolayında öğrenciye kınama ve uyarı cezaları verildi. Yaklaşık 20 öğrenciye ise 1 ay ile 1.5 yıl arasında uzaklaştırma cezaları verildi.

 
§