“Türkiye siyasi tarihinde Filistin” paneli yapıldı
Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi 16 Haziran günü “Türkiye siyasi tarihinde Filistin” başlığıyla bir panel düzenledi. Panelin moderatörlüğünü yapan Ayşe Düzkan, Filistin mücadelesinin bir dinler mücadelesi değil, anti-emperyalist bir hareket olduğunu belirtti ve dayatılan yeni anlatıları sorgulamak istediklerini kaydetti. Düzkan ilk sözü Türkiye’deki Filistin diasporasından Hasan Al Tahrawi’ye verdi.
Tahrawi, Türkiye’de Filistin’le dayanışmanın ‘60’lı yıllardaki silahlı mücadele ile yeni boyut kazandığını söyledi ve şöyle konuştu: “Artık, 60’lardan itibaren Filistin ile dayanışma, tüm dünyada bulunan devrimci örgütlerin bir kabesi haline dönüşmüştür. Dünyadaki tüm devrimciler Filistin’le dayanışmak için daha doğrusu devrimsel faaliyetini yürütmek için Filistin’e yönelmişlerdir.”
Yazar Faik Bulut ise, Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu belirterek eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in ‘Bizler İsrail’le nişanlıydık şimdi ise evliliğimizi ilan ediyoruz’ sözlerini hatırlattı.
Deniz Gezmiş’in Filistin’e giderek savaşa katıldığını hatırlatan Bulut, bunun bir kıvılcım haline geldiğini ve bundan sonra öğrencilerin Filistin’e gitme yolları aradığını söyledi. Bu gidişin ilk nedeninin enternasyonal mücadele olduğuna dikkat çeken Bulut, “Küba ya da Cezayir olsaydı oraya da gidilirdi” dedi. Bulut, diğer yandan da devrimcilerin orada gördükleri eğitimden sonra Türkiye’ye gelip iktidarı devirmeyi hedeflediğini hatırlatarak, 70’lerde İslamcı kesimin Filistin’e giderek savaşanları “terörist” olarak tanımladığını söyledi.
Bulut, 1980-85 yılları arasında Filistin’e gidenlerin sayısının 1200-1500 arasında olduğunu belirterek 1990’lı yıllarda solun zayıflaması ile dayanışmanın pratik olarak sönümlendiğini diğer taraftan da FKÖ’nün yeni biçime bürünmesi ve Hamas’ın ortaya çıkışının da solun kapanmasına neden olan gelişmeler olduğuna işaret etti.
Hüseyin Aykol ise Türkiye ve İsrail ilişkileri hakkında tarihsel örnekler verdikten sonra Erdoğan’ın İsrail ile kavgalı gibi göründüğünü belirterek “Birkaç ay önce Bilal’in gemileri İsrail’e petrol taşıyordu. Taşımaya da devam edecek. Onlar açısından anlaşmalar devam ediyor” dedi.
Bir katılımcı sunumlarda eleştirilen Oslo sürecine dikkat çekerek Kürt ulusunun da bir Oslo süreci olduğunu belirtti ve konuşmacılara görüşlerini sordu. Faik Bulut soru karşısında Filistin’in Oslo’ya otururken yenik olduğunu iddia etti. Bulut, Türkiye’deki Oslo sürecinde ise Kürt hareketinin yükselişte olduğunu öne sürdü.
Aykol da iki Oslo sürecinin farklı olduğunu söyleyerek “Şu anda Filistin’de bir şey yok. Bir kaşar peyniri düşünün içerisinde kurtlar, İsrail askerleri dolaşıyor” dedi. Daha sonra Kürdistan’ın işgal altında olduğunu unutarak yerel yönetimin Kürtlerin elinde olduğunu öne çıkardı.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Berkin Elvan vurulduğu yerde anıldı
Haziran Direnişi sürecinde İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğiyle kafasından vurularak ağır yaralanan ve 260 gün komada kalmasının ardından yaşamını yitiren Berkin Elvan, vurulduğu günün ikinci yıldönümünde (16 Haziran) yine vurulduğu yerde anıldı.
Elvan Ailesi ve Taksim Dayanışması’nın çağrı yaptığı anma için Berkin’in vurulduğu yerde toplanıldı. Burada ilk olarak Elvan Ailesi’nin avukatı Oya Aslan konuşma yaptı. Aslan, Berkin’i vuran polislerin kimliklerinin tespit edilmesini istedi.
Aslan’ın ardından, Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan konuşma yaptı. Berkin’in katilinin ‘en tepedeki insan’ olduğunun altını çizen baba Elvan, “Berkin 2 yıl önce ekmek almaya gitmişti ve burada vuruldu. Berkin hala ekmeğini alamadı. Bu ülkede ekmek almak suç, minibüse binmek suç, kartopu oynamak suç, sokağa çıkmak suç, adalet istemek suç” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Aslında Berkin’in katili de en tepedeki insandır” diyen Elvan mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini vurguladı.
Anne Gülsüm Elvan da burada yaptığı konuşmada “Berkin Erdoğan’ın itibarını sıfıra indirdi. Ortaya çıkamıyor” dedi. Anne Elvan’ın ardından Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı konuştu.
Berkin’in vurulduğu yerde yapılan anmanın ardından Feriköy Mezarlığı’na geçildi. Berkin’in mezarı başında yapılan anmada konuşan baba Elvan, “Umarım bundan sonra sokağa çıkan çocuklar katledilmez” dedi.
Kartal’da 2 Temmuz anmasına çağrı
Sınıf devrimcileri 2 Temmuz 1993’te Sivas Katliamı’nda yitirilenleri anmak için İstanbul Kartal’da düzenleyeceği etkinliğin çağrı faaliyetlerine başladı.
2 Temmuz Perşembe günü Kartallı Kazım Parkı’nda yapılacak anma etkinliğine çağrı yapan ozalitler 16 Haziran’da Kartal merkezine asılarak emekçilere etkinliğe katılım çağrısı yapıldı. “Karanlığa meşale olanlar küllerinden yeniden doğarlar” şiarıyla çıkartılan ozalitler ve bildiriler işçi ve emekçilerle buluştu.
2 Temmuz’da saat 20.00’de başlayacak anma etkinliğinin programında sinevizyon gösterimi, müzik ve şiir dinletisi ile katliama ilişkin konuşmalar olacak.
Kızıl Bayrak / Kartal
Alevi mitingine katılanlara dava
3 Kasım 2013 tarihinde Alevi örgütlerinin baskıya ve asimilasyona karşı İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirdiği mitinge katılan 15 kişi hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşünde görevlendirilen görevlilerin görevlerini yapmalarına engel olmak” gerekçesiyle dava açıldı.
Alevileri imha ve inkârla asimile etmeye çalışan devlet, şimdi de bu asimilasyon uygulamaları karşısında gösterilen meşru, demokratik tepkileri sindirme çabasını sürdürüyor.
Daha önce mitinge katılan ve aralarında BDSP’lilerin de olduğu 15 kişi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Mitinge katıldıkları için haklarında dava açılanların isimleri şöyle: Hasan Güneş, Akın Aktaş, Sinan Yalçınkaya, Cahit Atalay, Onur Kömek, Esin Elverişli, Elif Alçınkaya, Coşkun Alsaç, Hüseyin Çoban, Mehmet Ergül, Hasan Hüseyin Ababay, Murat Bal, Hacı Bayram Kulcu, Sabit Yıldırım, Sinan Özden.
Davanın ilk duruşması 1 Eylül 2015 tarihinde saat 10.00’da İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Kızıl Bayrak / Kartal
|