4 Mart 2016
Sayı: KB 2016/09

MESS, devlet ve sendikal bürokrasi saldırıya geçti
Savaşa, sosyal yıkıma ve gericiliğe bütçe!
Sur’da yeni bir katliam hazırlığı
Katillere yasal koruma!
İşçi sınıfı, meşruluğuna yaslanarak kazanacaktır!
Sınıf devrimcileri fiili-meşru mücadeleye çağırdı
DİSK’ten saldırılara karşı eylemler
Esas sorun patronların mülkiyeti gasp etmesidir
Saadet Sakız işçilerinden ek zam talebi
“Karanlığa teslim olmayacağız!”
Renault’da kıyım ve direniş
Renault’da saldırı MİB’lilere gözaltı
Kadın İşçi Kurultayı Sonuç Bildirgesi
Türkiye’de kadın işgücü ve gelişimi - 4
Dünya kadın örgütlenme deneyimleri üzerine - 4
Bin yılların mirası
Komintern: Dünya devriminin partisi - A. Engin Yılmaz
Suriye’de ateşkes süreci ve savaş tehditleri
“Muhafazakarlar” geriliyor “Reformcular” güçleniyor
İsviçre’de ‘yabancı’ düşmanı yasa teklifi reddedildi
Devrimci gençlik faaliyetleri sürüyor
Bıjî Heştê Adarê
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Esas sorun patronların mülkiyeti gasp etmesidir

 

Esas sorun patronların fabrikalara ve içindeki üretim araçlarına sahip olmasıdır. Belki en sonda söylemem gereken şeyi başta söyledim. Durun bunu bir açıklayayım. Örneğin maaşımızın arttırılmasını istiyoruz ya da fazla mesaiye kalmıyoruz. Patron ya da uşakları hemen lafı yapıştırıyor; “Kardeşim kapı orda, beğenmiyorsan çek git.” Oysa gitmek çözüm olmuyor. Çünkü her yer aynı. Her yerde patronlar terör estiriyor. Mecburen kalıyoruz.

Fakat bir birlik olursak “Biz üretiyoruz, seni zengin ediyoruz. Bir de bize saygısızlık ediyorsun. Haddini bil” diyebiliriz. Fakat bu da bir yere kadar. Sonuçta yasal olarak gerekli tazminatı ödeyip bizi işten atma hakkı var. Birlik olsak dahi bunu yapabilir patron takımı. Patronlar olduğu sürece, yani bir kişinin yüzlerce kişiyi sömürdüğü, köle gibi gördüğü, devletin patronların hizmetinde olduğu bir düzende ne saygı görebiliriz ne de özgür olabiliriz.

Tüm işçiler olarak rahat etmek istiyorsak tek çözüm patronların mülkiyetini, sermayesini elinden almaktır. Çünkü patronlarla bizlerin çıkarları uyuşmazdır. Onların tek derdi kârlarını sürekli biçimde arttırmak, bizlerin ise insanca yaşamaktır. Onlar yıllarca fabrikaların sahibi olma avantajıyla bizleri insanca yaşamaktan mahrum bıraktılar, halen de bırakıyorlar. Nerdeyse hepimiz günde 12 saat çalışıyoruz. Ve kazandığımız para ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyor. Sosyal hayattan koptuk, ailemizin, dostlarımızın, akrabalarımızın doğru düzgün yüzünü bile göremiyoruz. Bu acımasızlığın kaynağı, patronların bize “beğenmiyorsan çek git” diyebildiği özel mülkiyet düzenidir.

O zaman yapmamız gereken sadece kendi fabrikamızda değil tüm fabrikalarda patronların özel mülkiyetini elinden almak için mücadeleye girişmektir. Ve patronların elinden aldığımızı tüm topluma ait kılmaktır. Bu düşüncenin işçi sınıfının genelinde hakim olabilmesi; ücretlerin yükseltilmesi, çalışma saatlerinin kısaltılması, bizleri bölen taşeronluğun ve kiralık işçiliğin kaldırılması için sesimiz yükseltmeliyiz. Bu gündelik, ekonomik talepleri yeni bir düzen mücadelesiyle birleştirmeliyiz. Ekonomik mücadelenin kararlılıkla savunulması bizlerin dostunu ve düşmanını görmesini ve özgüven kazanmamızı sağlayacaktır. Patronların devletle ilişkisini, mahkemelerin kime hizmet ettiğini, medyanın kimin medyası olduğunu yaşayarak öğreneceğiz.

Bu mücadele milyonlarca hatta dünyada milyarlarca insandan oluşan koca bir mülksüzler yığını olduğunu, kendimizin de onun bir parçası olduğunu gösterecektir. Ve karşımızdaki bir avuç zenginin dünyayı parmağında nasıl oynattığını daha iyi anlayabileceğiz. Geriye, işçi sınıfının kinle ve kararlılıkla bu düzeni yıkışına hizmet etmek kalıyor.

Ankara Dempa Sanayi Sitesi’nden bir işçi

 

 

 

 

İnşaat işçileri ölümün kıyısında çalıştırılıyor

 

Kuralsızlığın hüküm sürdüğü inşaatlarda işçiler her gün ölümle burun buruna çalıştırılmaya devam ediliyor.

İstanbul’un Bakırköy İlçesi’nde Yeniköy Abidin Dino Sokak’ta kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılıp yeniden yapımına başlanan inşaat 25 Şubat’ta çöktü. Çökmenin ardından bir işçi son anda toprak altında kalmaktan kurtulurken, Ali Aka adlı işçi ise beline kadar toprağın içine gömüldü. Aka olay yerine gelen itfaiye ve ambulans ekiplerinin yaklaşık 1,5 saatlik çalışmaları sonucunda kurtarıldı. Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma hastanesine kaldırılan Aka’nın sağ ayağında 3 kırık olduğu öğrenildi.

Bursa’nın Yıldırım İlçesi Kazım Karabekir Mahallesi’nde bulunan bir inşaatın 25 Şubat’ta çökmesi nedeniyle iki işçi enkaz altında kaldı. İşçilerden biri kendi çabalarıyla hafif yaralı olarak enkaz altından çıktı. Diğer işçi ise inşaata gelen itfaiye ve AFAD ekiplerinin çalışmaları sonucunda enkaz altından çıkarılabildi. 38 yaşındaki Ömer Akad adlı işçinin ağır yaralı olarak enkaz altından çıkarıldığı ve Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi.

Konya’nın Karapınar ilçesinde 28 Şubat’ta 57 yaşındaki Muzaffer Zeybek isimli inşaat işçisi çalıştığı inşaatın 3. katından düştü. Ağır yaralanan Zeybek, ambulansla Karapınar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ancak yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

 

 

 

 

SCA işçileri direnişi Gebze Meydanı’na taşıdı

 

SCA-Ülker işçileri, direnişlerinin 68. gününde (28 Şubat), direnişi Gebze Meydanı’na taşıdı.

Moda Giyim önünde toplanan işçiler polisin engellemesi ile karşı karşıya kaldılar. Çamlık Park önünde toplanıp yürüyüşe başlayacakları yere doğru gitmek isteyen işçileri polis engelleyince işçiler Cumhuriyet Meydanı’na yürüdüler.

Cumhuriyet Meydanı’na gelindiğinde direnen işçiler adına Tümka-İş Sendikası Genel Başkanı İlhan Özel basın açıklamasını okudu. Özel, 2012 yılından beri süren örgütlenme sürecini ve bugüne kadar yaşadıkları baskıları anlattı. Baskı ile vazgeçiremeyeceğini anlayan patronun ücret ve zam teklifi ile işçileri bölerek sonuç almaya çalışmasını anlatan Özel, Gebze’de yaşayan işçi ve emekçilere seslenerek “Sizlerin verdiğimiz sendikal mücadeleye ve hak arama özgürlüğünü hiçe sayan işverenlerin bu uygulamalarına karşı duyarlı olunması konusunda yanımızda olmanızı ve desteğinizi bekliyoruz. Biz yılmadık, yılmayacağız, kazanacağız!” dedi.

Özel’in ardından DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kamber Saygılı bir konuşma gerçekleştirdi. Saygılı, kıdem tazminatı ve kiralık işçi bürosu başta olmak üzere işçi sınıfına yönelik saldırılara değindi. SCA işçilerinin kazanması için de dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.

Son olarak CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet konuştu.

Eyleme Birleşik Metal İş Sendikası, Gebze İşçilerin Birliği Derneği, Eğitim Sen Gebze Şubesi, HDP, ÖDP, EMEP, SDP destek verdi.

 
§