1 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/25

Katil sermaye devleti ve dinci-gerici AKP iktidarıdır!
Gericiliğe karşı devrimci direnişin toplumsal dayanağı işçi sınıfıdır!
Türkiye-İsrail anlaşması; dinci gericilikle ırkçı-Siyonizm aynı safta!
AB kapısı, Türkiye ve sahte umutlar
Atatürk Havalimanı’nda bombalı saldırı
Sermaye baronları teftişte!
“Birlik olursak kazanırız, bölünürsek yok oluruz!”
Soma AŞ ile sendika işçilerin tazminatlarını geciktiriyor
MİB MYK Haziran Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
İSDEMİR’de neler oluyor?
Emperyalistler arası hegemonya kavgasında yeni bir dönemeç
Fransa’daki sınıf ve kitle hareketinin anlamı, etkileri ve geleceği
Brexit: ‘AB hülyası’na ağır darbe
Metal Fırtına ve Çerkezköy B/S/H/ deneyimi
Derby Lastik Fabrikası işgali deneyimi ışığında...
Georgi Dimitrov sosyalizm mücadelesinde yaşıyor!
Gençlik mücadelesinde üniversiteler
Eğitimde dinci gericiliğin geldiği nokta
Sivas Katliamı’nın 23. yıldönümü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MİB MYK Haziran Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi

 

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu (MİB MYK) aylık olağan toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda bir dizi gündem başlığı üzerine tartışmalar yürütülerek kararlar alındı.

Toplantıda öncelikli gündem işçi sınıfına yönelik kapsamlı saldırılardı. Bir program çerçevesinde devam eden bu saldırılar, İŞKUR destekli kurs programlarının süre ve sayı olarak genişletilmesi, kiralık işçilik yasası, BES ve kıdem gibi başlıklardan oluşuyor. Hepsi birlikte sermayeye sınırsız ve keyfince sömürme olanağı sağlarken işçi sınıfını en koyusundan bir sömürüye mahkûm ediyor. İşçi sınıfını sermayeye karşı koruyan ne kadar hak varsa elinden alıyor, bugüne kadar zorlu mücadelelerle sermaye-emek arasındaki ilişkileri düzenleyen tüm kuralları yerle bir ediyor. İşçi tam olarak eli kolu bağlı bir köle haline dönüştürülüyor.

Bu saldırı programının bazı unsurları ağrısız sancısız, engelsiz tepkisiz uygulamaya sokulmuş durumda. Öyle ki merdiven altı atölyelerin çalışma sistemi bugün Arçelik, Ford ve daha pek çok fabrikada olağan çalışma biçimine dönüşmüş durumda. Sistem tümüyle oturtulduğunda işçi sınıfı bu saldırıların acısını etinde kemiğinde hissedecek. Toplantıda yerellerden fabrikalardaki mevcut uygulamaların bir dökümünü yaptık ve durumun son derece ağır boyutlar kazandığını tespit ettik.

Bu saldırıların hayata geçmesi kuşkusuz mevcut sendikal ve toplu sözleşme düzeninin de sonunu getiriyor. Böylelikle hemen hepsi birer ağalık kurumuna dönüşmüş olan sendikalar tümüyle işlevsizleşecek. Bu demektir ki sendika beylerinin “muhteşem sözleşmeler yapacağız” türünden nutukları bugünden yalan olmuştur. İşçi sınıfı çok fena satılmıştır. Öyle ki mevcut sendikaların hemen hepsi birkaç açıklama dışında böylesine ağır bir saldırı programına karşı anlamlı tek bir mücadele vermemişlerdir, verememişlerdir, sermayenin kuklası olan bazıları vermek de istememiştir. Zira bu programın hazırlanması ve uygulanmasında doğrudan sermayenin safında işçilerin karşısındadırlar.

İşkolumuz söz konusu olduğunda MESS uşağı Türk Metal’in rolü tam da budur. Ötekiler ise kimisi takatsiz kimisi Türk Metal ile aynı hamurdan olduğu için bu ihanetin bir parçasıdır.

Öyle ama bu kadarı şaşırtıcı değildir. İşçi sınıfı bunların ne mal olduğunu zaten bilmektedir. Sorun şudur ki, sermayeye, iktidara ve onların işbirlikçisi sendika beylerinin ittifak halinde davrandığı bilinciyle mücadeleyi omuzlamak ve bu saldırılara karşı yüreklice koymaktır. Maalesef bu konuda işçi sınıfının örgütsüzlüğü, dağınıklığı, boyun eğmiş tablosu bu saldırılar karşısında sürmüştür. Ne yazık ki bu saldırılar ve ihanet söz konusuyken hiçbir şey yapılamamıştır.

Türkiye’de bunlar olurken Fransa’da işçi sınıfının verdiği büyük ve sarsıcı mücadele örnek olmalıdır. Türkiye’deki saldırıların Fransa’dakinden özde hiçbir farkı yoktur oysa.

Herşeye rağmen hiçbir şey bitmiş değildir. İşçi sınıfımız yüz yüze kaldığı bu saldırı ve ihanet tablosunu değiştirmek için harekete geçmelidir, sesini yükseltmelidir. Yükseltmelidir çünkü sadece bugününü değil geleceğini de kaybedecektir.

Toplantıda birlik olarak bu saldırılara ve ihanet tablosuna karşı mücadelemizi ve çalışmalarımızı da değerlendirdik. MİB bu çerçevede önüne hedefler ve görevler koysa da, geldiğimiz aşamada başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Kuşkusuz sınırlı güç ve imkânlarla yapacaklarımızın da bir sınırı var ama yine de bugüne kadar yaptıklarımızdan fazlasını yapabiliriz. Özellikle metal fırtınayı yaratma cüret ve iradesini gösteren, metal işçisinin umudu haline gelen birliğimiz mutlaka daha fazlasını başarabilir, başarabilmelidir.

Toplantıda bu çerçevede mevcut çalışmalarımızı değerlendirdikten sonra önümüzdeki günlerde yapabileceklerimiz üzerine konuştuk. Aydınlatma, uyarma, örgütleme ve eylem planında hem mevcut araçların daha etkin şekilde kullanılması hem de daha fazlası için planlamalar yapıldı.

MYK olarak önümüzdeki döneme damgasını vuracak sorunların başında ücret konusunun geleceği tespitinde bulunduk. Zira mevcut durumda ağır çalışma şartlarıyla birlikte ücretlerdeki erime de sürüyor. Öte yandan vergi dilimindeki artışla birlikte önümüzdeki aylardan başlayarak pek çok işçi grubunun vergi kesintisi artacak. Sonbaharla birlikte harcamaların artacağı da düşünülürse ücretlerdeki bu düşüş büyük geçim zorluklarına sebep olacak. İşte bu değerlendirmelerden hareketle özellikle önümüzdeki sonbaharın oldukça sıcak geçeceği öngörüsünde bulunabiliriz. Birlik olarak bu çerçevede vergi konusu üzerine eğilmeyi son derece önemli görüyoruz. Adaletsiz ve soyguna dönen vergilere karşı mutlaka güçlü bir tepki vermeli, metal işçisinin bu soygun düzenine karşı sesini yükseltmeliyiz. Bu çerçevede “Vergiden muaf insanca yaşamaya yeterli ücret”, “Yoksulluk sınırına kadar olan ücretlerde vergi alınmasına son verilmesi”, “Zenginden daha çok vergi alınmasını sağlayacak artan oranlı gelir ve servet vergisi”, “Dolaylı vergilere son verilmesi” gibi talepler öne süreceğiz.

Toplantıda tüm bu değerlendirmeler ışığında ayrıca aydınlatmak ve bilinçlendirmek hedefiyle üç konu başlığı mevcut saldırı programı, ücretler ve vergiler konularında olmak üzere broşür hazırlamayı planladık.

Toplantımızın diğer ana gündemi 2017 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi ve bununla bağlantılı olarak MESS’ten ayrılan sermaye gruplarının kurduğu EMİS ile başlamış bulunan toplu sözleşme süreci oldu.

Birleşik Metal-İş’in taraf olduğu EMİS sözleşmesi MESS sözleşmesini doğrudan etkileyeceği ölçüde bu sürece gerekli ilginin ve önemin verilmesi gerekmektedir. Bunun için sözleşme kapsamında olan fabrikalarla bağın güçlendirilmesi, taleplerin belirlenmesi ve sürecin işçinin lehine bitecek bir tarzda ele alınması için çıkarılan çalışma planı hızla uygulanmalıdır. Göründüğü kadarıyla bu kadar önemli olmasına rağmen bu fabrikalarda işler biraz ağırdan alınmaktadır. Bu türden tavır ve tutumların üzerine kararlılıkla gidilmelidir.

2017 MESS Grup Sözleşme süreci ile ilgili olarak hazırlıkların yoğunlaştırılması, çalışma planının netleştirilmesi ve giderek müdahalelerimizin daha kararlı ve sistemli bir hale getirilmesi gerekmektedir. Toplantımızda bu çerçevede bir yerelden gelen çalışma taslağı üzerinde durulmuş, bu çerçevede tartışmalar yapılmıştır. Öte yandan daha önceki toplantılarda oluşturulan çalışma programı da ele alınmış, bu süreçte yapılması planlanan işler de dahil olmak üzere 2017’nin Mart ve Nisan aylarına kadar uzanacak süreç konuşulmuştur. Yapılan planlamalara göre fabrikaların bir parça durulduğu ve tatillerin söz konusu olduğu yaz aylarından başlayarak taslak anketimiz hızla devreye sokulacaktır, fabrikalarla irtibatlarımız güçlendirilecek, sorumluluk alacak işçi arkadaşlarımız kurul ve birliklerde tanımlanacaktır. Aralık ayı başında gerçekleştirilecek TİS sempozyumu bir dönüm noktası olacak, MİB yayınları işçinin taslakları hazırladığı tartışma ve karar oluşturma platformu olarak değerlendirilirken sempozyum metal işçisinin kırmızı çizgilerinin çekildiği bir zemin olarak işletilecektir. Taleplerin netleştirilmesinin ardından sendikaların taslaklarını yetki başvuru tarihinden en geç iki ay önce açıklaması talebiyle mücadele geliştirilecek, taleplerin aşağısında taslak açıklayan ya da taslak açıklamayan sendika yönetimlerinin üzerine gidilecek, bu aşamada belirlenecek bir tarihte istifalar da söz konusu olacaktır.

2017 hedefine bağlı olarak özellikle metal işçisinin metal fırtına zamanında olduğu gibi tek bir merkezden hareket etmesi, bu çerçevede MİB’in fırtına zamanında oynadığı role yeniden kavuşturulması hedeflenecektir. Böyle yapmak durumundayız çünkü metal işçisinin düşmanları en çok mevcut dağınıklıktan yararlanıyor, bu halde de MİB ve hareketin bütünlüğünü yeniden inşa etmek dönemin en başta gelen görevlerinden biridir.

Toplantımızın bir diğer gündemi ise hazırlanmakta olan kitap ile belgeseldi. Bu çalışmalar masaya yatırılarak mevcut durum gözden geçirildi ve çalışmaların hızla sonuçlandırılması için bir irade oluşturuldu, planlamalar yapıldı.

Toplantımızda ayrıca Termikel’deki insanlık dışı muamele ele alındı, bu muameleye karşı mücadelenin ortaklaştırılması ve yaygınlaştırılması kararı alındı.

Toplantımızda son olarak yayınlarımız ele alındı. Sosyal medya hesabımızın daha etkin kullanılması ile birlikte aylık bültenimizin yüz yüze kaldığı biçim ve içerik sorunları tartışıldı. Bültenin hem hazırlığında hem kullanımında kolektif ve aktif bir çabanın gösterilmesi gereği üzerinde duruldu. Yeni sayı için planlama yapıldı.

***

Başarılı bir toplantı gerçekleştirerek geleceği kazanma iradesiyle kenetlenen MYK, halihazırda grev ve direnişlerini sürdüren NSK, Altherm, AVON ve Nestle işçilerini selamlarken, tüm işçi arkadaşlarımıza ve birlik bileşenlerine mücadelemizde başarılar diler.

Metal İşçileri Birliği
Merkezi Yürütme Kurulu

24 Haziran 2016


 
§