1 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/25

Katil sermaye devleti ve dinci-gerici AKP iktidarıdır!
Gericiliğe karşı devrimci direnişin toplumsal dayanağı işçi sınıfıdır!
Türkiye-İsrail anlaşması; dinci gericilikle ırkçı-Siyonizm aynı safta!
AB kapısı, Türkiye ve sahte umutlar
Atatürk Havalimanı’nda bombalı saldırı
Sermaye baronları teftişte!
“Birlik olursak kazanırız, bölünürsek yok oluruz!”
Soma AŞ ile sendika işçilerin tazminatlarını geciktiriyor
MİB MYK Haziran Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
İSDEMİR’de neler oluyor?
Emperyalistler arası hegemonya kavgasında yeni bir dönemeç
Fransa’daki sınıf ve kitle hareketinin anlamı, etkileri ve geleceği
Brexit: ‘AB hülyası’na ağır darbe
Metal Fırtına ve Çerkezköy B/S/H/ deneyimi
Derby Lastik Fabrikası işgali deneyimi ışığında...
Georgi Dimitrov sosyalizm mücadelesinde yaşıyor!
Gençlik mücadelesinde üniversiteler
Eğitimde dinci gericiliğin geldiği nokta
Sivas Katliamı’nın 23. yıldönümü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Georgi Dimitrov sosyalizm mücadelesinde yaşıyor!

 

2 Temmuz 1949’da yaşama veda eden Georgi Dimitrov, 15 yaşında katıldığı devrimci mücadele yolundaki kaçınılmaz biyolojik sona geldiğinde ardında dünyaca tanınmış, Komintern liderliği yapmış ve aynı zamanda Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı olan bir Bulgar komünisttin yaşam öyküsünü bırakmıştı. Yaşamı boyunca devrim davasının bir neferi olmuş, kızıl bayrağı yükseklerde dalgalandırmış ve Marksizme ideolojik-politik katkılarda bulunmuş bir militan olarak devrimci tarihe adını yazdırmıştır. Öğrenimini yarıda bırakıp küçük yaşlarda çalışmaya başlayan Dimitrov’un yaşamı elbette ki Bulgar sosyalist hareketinin gelişiminden bağımsız değildir.

***

Bulgaristan, Osmanlı himayesinden 1870’lerin sonunda bir dizi anlaşma ile kurtulsa da Rusya ve Avusturya-Macaristan’ın yarı resmi himaye savaşları arasında kalmıştı. 1879 yılında anayasa ile siyasal iktidarını kurmuş olan milliyetçi hareket o dönemde dar bir kesimi temsil ediyordu. Köylülüğün son derece ağır yaşam koşulları 1899’da geniş çaplı köylü ayaklanmalarını beraberinde getirdi ve salt köylülük değil, toplumun çeşitli kesimleri örgütlenme ve ayaklanma yoluna girdi. Öğretmenler, gazeteciler, yazarlar, küçük devlet memurları gibi küçük burjuva katmanlar köylülüğün ayaklanmalarından etkilendi ve 1899’un sonunda Bulgaristan Çiftçi Birliği kuruldu. Bu birlik 1901 yılında ise Bulgaristan Ulusal Çiftçiler Birliği adıyla siyasal bir partiye dönüştü.

Tüm bu gelişmeler sırasında Bulgaristan’da sosyalist hareket de gelişiyordu. Yükseköğretim için Rusya’ya giden ve burada Rus devrimci hareketine katılan Dimitriv Blagev öncülüğünde ilk sosyal demokrat gruplardan biri kuruldu. 2 Ağustos 1891’de ise Buzluca toplantısı ile Bulgaristan Sosyal Demokrat Partisi (BSDP) kuruluş kongresi yapıldı. Tüzük ve programında Lasalcı etkiler de görünen BSDP içinde bölünmeler gecikmedi. 2. Kongre’den itibaren “dar ve geniş sosyalistler” isimleri ile tarif edilen marksistler ile reformistlerin mücadelesi, sağlanan birliklerle bir süre yol alsa da 1903’te nihai bölünme yaşandı. Marksistler, BSDİP (sol-kanat sosyalistler) adıyla ve 1919’da Komintern’e girmeleriyle beraber Bulgaristan Komünist Partisi adıyla yollarını yürüdüler. Georgi Dimitrov ise 1902’de BSDİP’e üye oldu ve parti içi tartışmalarda dar sosyalistlerin kanadında yer aldı. 1909’da ise MK üyeliğine seçildi.

İşçi sınıfının sendikal mücadelesi de 20. yüzyıl başlarından itibaren gelişti. 1897’de 14 olan grev sayısı maden, inşaat, liman-ulaştırma, şeker, tekstil, tütün işçileri başta olmak üzere ülkede grevlerin süreklilik kazanmasıyla 1902’de 35’e çıkmıştı. 1908-1912 arasında ise 689 grev yapıldı. BSDİP 11. kongresi (1904) sendikal hareketi merkezi bir örgütlenmede birleştirme, Genel İşçi Sendikası’nı (GİS) kurma kararı aldı. 1905’te Georgi Dimitrov GİS sekreteri oldu. 1905-7 arasında ilk Rus devriminin büyük ölçüde etkilediği işçi hareketi, kısa sürede ve yaygın biçimde politikleşti.

Art arda gelen 1. ve 2. Balkan savaşları ve 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı Bulgar topraklarına ağır bir yıkım getirdi. Savaşın ağır sonuçları sola yönelişi arttırdı. Askerlerin kanla bastırılan ayaklanmasını işçi grevleri izledi. Siyasi bunalım derinleşti. 1919 yılında yapılan savaş sonrası ilk seçimlerde Çiftçi Birliği büyük başarı elde etti. Mayıs 1920 seçimlerinden sonra tek başına iktidar oldu.

9 Haziran 1923’te Çiftçi Birliği hükümeti askeri-faşist bir darbe ile devrildi. Faşist diktatörlük kuruldu. Darbeyi burjuvazinin bir baskıcı rejiminden diğerine geçiş olarak yorumlayan ve partinin “kent ve kır burjuvazisi arasındaki mücadelede taraf tutmayacağını” açıklayan BKP, binlerce çiftçi ve komünistin öldürülmesinin ardından Ağustos 1923’te “birleşik cephe” üzerine yeni anlayışını açıkladı. İşçi-köylü hükümetinin kurulmasını amaçlayan silahlı bir kitle ayaklanmasının bütün hazırlıklarının yapılması politikası kabul edildi. Georgi Dimitrov, BKP’nin birleşik cephe anlayışını açıklayan isimdi.

23 Eylül 1923 ayaklanmasının önünde öncelikle demokratik hedefler vardı, ancak ayaklanma yenildi ve kanla bastırıldı. Ayaklanmayı yöneten devrimciler arasında yer alan Dimitrov, Yüksek Devrim Komitesi’nin başındaydı. 1923-1926 arasında devrimci mücadelesinden dolayı burjuva mahkemesi tarafından gıyaben iki defa ölüme mahkum edildi. Yurtdışına kaçan Dimitrov, Viyana ve Berlin’e geçti. 1929’da Komintern Orta Avrupa bölümünün başkanlığını yaptı. 27 Şubat 1933’teki Reichstag yangınının çıkmasından sorumlu tutuldu ve başka komünistlerle birlikte yargılandı. Duruşmalarda yaptığı savunmayla dünya çapında ün kazandı. Ardından Moskova’ya yerleşti. 1935 yılında Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi Genel Sekreterliği’ne seçildi. Faşizme ve savaşa karşı “proleter birleşik cephesi” ve “halk cephesi”nin oluşturulması için ısrarlı mücadeleler yürüttü. Komintern’in 7. kongresinde sunduğu raporla faşizme karşı Komintern’in politikalarını şekillendirdi. Komintern’in kendini dağıttığı 1943’e kadar Nazi tehdidine karşı örgütlenmede önemli rol oynadı. 1944’te Bulgaristan’daki Mihver uydusu hükümete karşı direniş hareketini yönetti.

Bulgar halkının faşizme karşı mücadelesi yirmi yılı aşkın bir süre devam etti. 1934’te bir faşist darbeye daha sahne olan Bulgaristan’da faşizme karşı mücadele; Birleşik Cephe, Halk Cephesi, 1942’den sonra Halk Kurtuluş Cephesi ve Vatan Cephesi gibi birçok gelişme döneminden geçtikten sonra 9 Eylül 1944’te başarıyla sonuçlandı.

Dimitrov, 1945’te ülkesine döndükten hemen sonra komünistlerin egemenliğindeki Vatan Cephesi hükümetinin başbakanlığına getirildi.

***

Georgi Dimitrov’un devrimci yaşamı, içinde şekillenmekte olduğu Bulgar sosyalist mücadelesinden bağımsız olmadığı gibi ideolojik-politik bakışı da liderliğini yaptığı Komintern’in taktik çizgisinden bağımsız değildir. Dimitrov’un yaşam kesitinin ağırlıklı bölümünün 1. ve 2. Emperyalist Paylaşım Savaşları arasında faşizmin Avrupa ve Balkan ülkelerindeki yükselişine denk gelmesi, bizzat kendi ülkesinde sosyalist mücadelenin faşist baskı ortamında yürütülüyor oluşu ve SSCB’in “tek ülkede sosyalizm” çizgisi ile bu çizginin ihtiyaçları çerçevesinde Komintern’in dünya komünist partileri üzerindeki ideolojik hegemonyasının hissedilir basıncı Dimitrov’un faşizme karşı oluşturduğu tezlerin de arka planındaki nesnel zemini oluşturmaktadır.

Kısaca değindiğimiz ve başka bir yazının konusu olabilecek bu zemin üzerinden tarihe adını yazdıran bu devrimci önderin adının onuru, onun salt bir Bulgar komünisti olarak değil, enternasyonal bir komünist olarak devrim davasına adadığı bir ömürde aranmalıdır. Ölümünün 67. yılında vermiş olduğu faşizme karşı mücadelenin ve komünizm davasına olan adanmışlığının önünde saygıyla eğiliyoruz.

Z. Kaya

 
§