1 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/25

Katil sermaye devleti ve dinci-gerici AKP iktidarıdır!
Gericiliğe karşı devrimci direnişin toplumsal dayanağı işçi sınıfıdır!
Türkiye-İsrail anlaşması; dinci gericilikle ırkçı-Siyonizm aynı safta!
AB kapısı, Türkiye ve sahte umutlar
Atatürk Havalimanı’nda bombalı saldırı
Sermaye baronları teftişte!
“Birlik olursak kazanırız, bölünürsek yok oluruz!”
Soma AŞ ile sendika işçilerin tazminatlarını geciktiriyor
MİB MYK Haziran Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
İSDEMİR’de neler oluyor?
Emperyalistler arası hegemonya kavgasında yeni bir dönemeç
Fransa’daki sınıf ve kitle hareketinin anlamı, etkileri ve geleceği
Brexit: ‘AB hülyası’na ağır darbe
Metal Fırtına ve Çerkezköy B/S/H/ deneyimi
Derby Lastik Fabrikası işgali deneyimi ışığında...
Georgi Dimitrov sosyalizm mücadelesinde yaşıyor!
Gençlik mücadelesinde üniversiteler
Eğitimde dinci gericiliğin geldiği nokta
Sivas Katliamı’nın 23. yıldönümü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İSDEMİR’de neler oluyor?

 

İskenderun Demir Çelik (İSDEMİR) Türkiye’nin en büyük fabrikalarının başında geliyor. Kendi alanında da oldukça kritik, önemli bir yerde duruyor. Ancak 5 bin İSDEMİR işçisi bu devasa kazancın faydasını görmüyor. İSDEMİR işçileri ağır sömürü koşullarında çalışmalarına rağmen işçilerin bu sorunları, burada yetkili olmak isteyen “sendikacıların” gündeminde bile değil.

Hatırlanacağı gibi, İSDEMİR Çelik-İş ve Türk Metal arasındaki rant çekişmesine sahne olmuştu. Çünkü 5 bin işçinin her birinin aylık 110 TL’lik sendika aidatı söz konusu. Kısacası İSDEMİR işçisinin bu sendikalar için önemi buradan geliyor. Ama son bir yılda işten çıkarılan 1600 işçinin yaşadığı hak kaybı, uğradığı adaletsizlik umurlarında değil.

İşten çıkarılan 1600 işçiden sadece 200 kadarının işsizlik sigortasından faydalanabilecek olması oldukça düşündürücü. İşçilerin işten çıkarılma gerekçeleri olarak “performans düşüklüğü, sağlık sebepleri ve gelişen teknolojiye ayak uyduramama” gösteriliyor. 1400 işçiye iş çıkışları 8 maaş ikramiye (20 milyon TL) karşılığında imzalatılmış. Hâlbuki çalışma süreleri ile kıyaslandığında bu miktar haklarının çok çok azını ifade ediyor. Sonrasında açılan davalar ise Yargıtay’dan döndü. 200 işçi ise yerinde bir tutumla daha baştan çıkışlarını imzalayarak alacakları için dava açtılar. Yetkili konumdaki Çelik-İş Sendikası’nın ise gündemleri başka. İSDEMİR’de Çelik-İş’in rant rakibi Türk Metal de bu meselelerle ilgilenmiyor.

Bu ikilinin ilgilenmediği bir diğer husus ise şu; yapılan işin niteliği itibariyle İSDEMİR ağır sanayide olmasına rağmen, böyle gösterilmiyor. Ağır sanayi işçisi olan İSDEMİR işçileri sanki herhangi bir metal fabrikasında çalışıyorlarmış gibi gösteriliyorlar. Bu durum İSDEMİR işçilerinin birçok hakkının gasp edilmesi anlamına geliyor.

Tüm bunlar İSDEMİR işçilerinin tepkisini çekiyor. Çelik-İş İskenderun Şubesi’nde delegelerinin her an olağanüstü kongre talep edeceği, böylece dengelerin değişebileceği, genel merkezin zor durumda kalacağı, hatta kimi şube başkanlarının ve genel başkanın istifa edebileceği konuşuluyor.

İşten çıkarılan bir İSDEMİR işçisi mevcut Çelik-İş İskenderun Şube yönetimi ve Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül için “Bir sendikanın şube başkanı olacaksın. Yetmedi spor kulübü başkanı olacaksın. O da yetmedi vakıf başkanı olacaksın” diyor.

Sendika aidatlarından Çelik-İş kasasına giren miktarı 110 TL aylık üzerinden önce 5 bin ile, ardından çıkan rakamı 12 ayla çarpan işçi sonucun yıllık olarak 6.600.000 TL gibi bir rakam ettiğini söylüyor. Spor aidatını hesaplayan işçi aylık 6 TL üzerinden yine 5 binle çarptıktan sonra bunu da 12 ayla çarparak ortaya çıkanın yıllık 360.000 TL olduğunu belirtiyor. Patronun aylık ödediği spor aidatını da hesaplayarak 25 TL’yi 5 binle, ortaya çıkanı 12 ayla çarparak yıllık 1.500.000 TL ettiğini söylüyor. Vakıf aidatını hesaplamadığını belirten işçi bunun yıllık ortalama 30.000.000 TL olduğunu ifade ediyor.

Ortaya çıkan miktar sadece Çelik-İş ve Türk Metal arasında bir rant savaşına yol açmıyor. Çelik-İş içinde bile benzer hesaplaşmalar yaşanıyor. Ancak gerçek olan şu ki, ortaya çıkan bu rakamlara talip olanların hiçbiri, İSDEMİR işçilerinin gerçek sorunlarıyla ilgilenmiyor.

İSDEMİR işçileri iki patron sendikası arasındaki bir dalaşmanın tarafı olmak yerine, sendikal bürokrasiden kurtulmak için kendi saflarını sıklaştırmalıdırlar. Bunu yapmak için ise ancak kendi iç birliklerini kurmalı, yollarına “söz, yetki ve karar” ilkesinin hâkim kılındığı bir anlayışla devam etmelidirler.

Çukurova Metal İşçileri Birliği


 
§