İçindekiler:

19 Aralık 2022
Sayı: KB 2022/34

Kriz ve çelişkilerin derinleştiği bir yıl: 2022
Sermayenin saray rejimi zıvanadan çıktı!
"Dinci ucubeleri" ve çocuk istismarı
CHP'nin "Vizyon Belgesi"
CHP'nin kurallı neoliberal düzen vizyonu
Esad Erdoğan'la ne görüşecek?
"Kutsal aile"de istismar
Fiili-meşru direniş, birleşik mücadele!
İşçi sınıfı grev silahını kullanırsa
Asgari değil insanca yaşam!
Saray rejiminin grev yasağına karşı grev!
Üniversite gençliği, sorunlar ve sorumluluklar
ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor
Almanya'da darbe planı yapanlara operasyon
Avrupa Parlementosu'nda rüşvet skandalı
Peru'da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti
Silah tekelleri vurgun vuruyor
Rus ruleti mi "Vahşi Batı"mı?
Çin devlet başkanından Suudi Arabistan ziyareti
Amerika-Afrika zirvesi
Kadınlar baskılara, gericiliğe, boyun eğmedi!
Yalanlarınız nafile!
EYT... EYT'mi?
İnsanca yaşayacak bir ücret...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Avrupa Parlamentosu’nda rüşvet skandalı

K. Ali

 

‘’Bir banka kurmanın yanında, bir banka soymak nedir ki’’ - Bertolt Brecht

“Ahlak, Avrupa Parlamentosu’nun en güçlü silahıdır. Katar’dan gelen paranın, parlamento başkan yardımcısının siyasi davranışını belirlediği iddia ediliyor ve onun sosyal demokrat fraksiyonu da kusurlu. En güçlü silahı ahlak olan Avrupa Parlamentosu için bundan daha kötüsü olamazdı.’’

Aldıkları rüşvetlerle Katar’ı aklayan AP başkan yardımcısı ve üyelerinin ev ve ofislerinde yapılan aramalarda bavullar dolusu paraların ortaya çıkmasıyla patlak veren rüşvet skandalları zincirinden sonra Avrupa burjuva medyası yukarıda bir örneğine yer verdiğimiz türden haber/yorumlarla rüşvetin sosyal zeminini gizlemek için timsah gözyaşları döküyor. Onlar, kapitalist sistemi ve onun kurumlarını aklama telaşında. Oysa daha Dünya Kupası’nın Katar’a verilmesi sürecinde de politik karar organlarından spor camiasına kadar uzanan benzer rüşvet skandalları patlak vermesine rağmen, üzeri bugün ‘’En güçlü silahı ahlak olan Avrupa Parlamentosu için bundan daha kötüsü olamazdı’’ diyenlerin marifetiyle kapatılmıştı.

Rüşvet skandalı AP başkan yardımcısından eski ve yeni parlamenterlere, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Luca Visenti’ye kadar uzanıyor.

Katar’ın, ekonomik ve siyasi kararları etkilemek amacıyla Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerine rüşvet verdiği söylentilerinin ayyuka çıkması üzerine Belçika federal polisi, 9 Aralık Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’nde “yolsuzluk, suç örgütü üyeliği ve kara para aklama” gerekçesiyle Avrupa Parlamentosu üyeleri ve danışmanlarına yönelik bir operasyon başlattı.

Avrupa Parlamentosu’nun Belçikalı üyeleri Marie Arena ve Marc Tarabella’nın yardımcılarının ofislerinde de arama yapıldı. Savcılık “soruşturma devam ediyor” gerekçesiyle ayrıntılı açıklama yapmasa da Belçika’nın Valon bölgesindeki Sosyalist Parti (Parti Socialiste) üyesi olan Marie Arena’nın yardımcısının ofisi mühürlendi.

Avrupa Parlamentosu’nun 14 başkan yardımcısından biri olan Yunan parlamenter Eva Kaili’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan diğer kişiler arasında eski İtalyan parlamenter Panzeri, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri olan İtalyan sendikacı Luca Visenti ve bir lobi şirketi yöneticisi de bulunuyor.

Belçika polisinin 16 yere düzenlediği baskınlar sırasında, eski Avrupa Parlamentosu Milletvekili Panzeri’nin evinde yapılan aramada 500 bin Euro’dan fazla nakit para ele geçirildiği açıklandı. AP üyeleri ve danışmanları Katar’dan, Avrupa Parlamentosu kararlarını etkilemek için yüklü miktarda rüşvet ve değerli hediye almakla suçlanıyor.

Avrupa Parlamentosu’nun Ortadoğu ile ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Kaili, Katar’dan aldığı rüşvetin karşılığını fazlasıyla yerine getirdi. Katar hakkında sürekli olumlu açıklamalar yapan Kaili, en son 21 Kasım’da Avrupa Parlamentosu’nda yapılan bir tartışmada, Katar’ın birçok konuda olduğu gibi iş hukuku alanında da öncü olduğunu utanmadan öne sürmüştü. Tartışma sırasında Kaili, AP üyelerine hitaben şunları ifade etmişti: “Katar’daki Dünya Kupası, spor diplomasisinin, Arap dünyasına ilham veren reformlarla bir ülkede nasıl tarihi bir dönüşüm sağlayabileceğinin kanıtıdır. Ben tek başıma Katar’ın işçi hakları konusunda öncü olduğunu, söyledim.”

AP başkan yardımcısı, eski ve yeni üyelerinin açığa çıkan zincirleme rüşvet skandalını, “En güçlü silahı ahlak olan Avrupa Parlamentosu için bundan daha kötüsü olamazdı” diye hayıflanan burjuva medya, bu utancın üzerini “Avrupa halkı tarafından doğrudan seçilen tek AB kurumu olma rolünden gurur duyan Meclis geçtiğimiz günlerde 70. yaş gününü kutladı. Parlamento, gerçek Avrupa değerlerinin koruyucusu rolüne giderek daha fazla güveniyor” böbürlenmesiyle kapatmaya çalışıyor. Oysa rüşvet kapitalist sistemin olmazsa olmazlarındandır. Öyle ki, yasa koyucular rüşveti ‘lobi’ faaliyeti adı altında yasallaştırarak ona yasal bir zırh sağladılar.

AP üyesi Giorgos Kyrtsos’un Contra TV’ye yaptığı açıklamada, “Katarlıların ve diğer Orta Doğu ülkelerinin Avrupa Parlamentosu’nda lobi yaptıklarını biliyorduk. Ancak lobiciler böylesine tartışmasız bir kamuoyu desteği talep etmezler. Genellikle oylamalar sırasında olduğu gibi, çıkarlarını desteklemek için daha ince yollar ararlar. Kaili’nin konuşması olağanüstüydü” ifadelerine yer verdi.

“Lobi” faaliyetleri etiketi altında rüşvetçiliğe yasal kılıf hazırlanmasına rağmen kimi aç gözlülerin bununla yetinmeyip aldıkları paranın büyüklüğü karşısında gerekli “inceliği” unutup terazini ölçüsünü kaçırarak olaylara bodoslama dalış yapmaları burjuva kurumların ve medyanın rahatsızlık duyarak uğraştıkları alan olurken, bizler, işçi sınıfının üretim sürecinde sömürülmesinden elde edilen artı değerin, ‘lobi’ faaliyetleri etiketi altında rüşvetin yasal olarak parazitlere dağıtılması da dahil haksızlık ve soygunculuğun son bulmasının yolunun ücretli emek sisteminin ortadan kaldırılmasından geçtiğini biliyoruz. 

Bertolt Brecht’in “Bir banka kurmanın yanında, bir banka soymak nedir ki?” veciz sözünü, “lobi faaliyetleri yanında rüşvet nedir ki” diye tercüme edebiliriz...