İçindekiler:

19 Aralık 2022
Sayı: KB 2022/34

Kriz ve çelişkilerin derinleştiği bir yıl: 2022
Sermayenin saray rejimi zıvanadan çıktı!
"Dinci ucubeleri" ve çocuk istismarı
CHP'nin "Vizyon Belgesi"
CHP'nin kurallı neoliberal düzen vizyonu
Esad Erdoğan'la ne görüşecek?
"Kutsal aile"de istismar
Fiili-meşru direniş, birleşik mücadele!
İşçi sınıfı grev silahını kullanırsa
Asgari değil insanca yaşam!
Saray rejiminin grev yasağına karşı grev!
Üniversite gençliği, sorunlar ve sorumluluklar
ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor
Almanya'da darbe planı yapanlara operasyon
Avrupa Parlementosu'nda rüşvet skandalı
Peru'da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti
Silah tekelleri vurgun vuruyor
Rus ruleti mi "Vahşi Batı"mı?
Çin devlet başkanından Suudi Arabistan ziyareti
Amerika-Afrika zirvesi
Kadınlar baskılara, gericiliğe, boyun eğmedi!
Yalanlarınız nafile!
EYT... EYT'mi?
İnsanca yaşayacak bir ücret...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

EYT... EYT mi?

 

Sarayın soytarısı bakanlardan Nurettin Nebati, bir gazetecinin Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) hakkında “Hazine’ye mi takıldı” diye sorduğu soruyu, çevresine anlamamış gibi bakınarak “EYT…EYT mi?” diye yanıtladı. Bakan Nebati’nin ‘tiye’ aldığı EYT, milyonlarca emekçinin gasp edilmiş hakkıdır ve Saray takımı tarafından sık sık istismar edilen bir sorundur. Seçim malzemesi edilen EYT sorunu bir kez daha ertelenerek önce Ocak’a bırakıldı. Ardından AKP Şefi Erdoğan 15 günde halledeceklerini iddia etti. Açık ki, sefalete mahkum ettiği insanlardan oy alabilmek için bu sahtekarlığı yapıyor. 

***

EYT sorunu 1999 yılında, işçiler 17 Ağustos depreminin acılarını sarmaya çalışırken, sessiz sedasız çıkarılan yasa ile gündeme gelmiş bir hak gaspıdır. 8 Eylül 1999’dan önce çalışmaya başlayan kadınlar 20, erkeklerse 25 yılda emekli olabiliyordu. Dönemin hükümeti tarafından çıkarılan 4447 sayılı yasa ile sigortalılık süresi ve prim gün sayısının yanı sıra yaş şartının da getirilmesi ile emeklilikte 17 yıla varan gecikmeler yaşanmaya başladı. 4447 sayılı yasayı daha da ağırlaştıran AKP iktidarı emeklilik yaşını 65’e yükseltti. Böylece milyonlarca işçi EYT diye anılan hak gasplarına maruz bırakıldılar

Emeklilikte yaşa takılanların ana talebi, bu yasaların geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesi ve insanca yaşamaya yetecek emeklilik maaşıdır.

SGK verilerine göre halen 6.3 milyon kişi EYT sorunu yaşıyor. Ülkenin dört bir yanında ortak talepler etrafında bir araya gelen EYT’liler, dernekleşerek ve sokak mücadelesi yürüterek düzen muhalefetinin ve Saray rejiminin sorunu görmesini sağlayabildiler. Ancak EYT’lilerin mücadelesinin kimi zayıflıkları bir yana bırakılırsa, Saray rejiminin histerik emekçi düşmanlığı bu sorun üzerinden de gözler önüne serildi.

AKP şefi Erdoğan EYT düzenlemesine yönelik taleplere ilk elden karşı çıkmış, “Seçim kaybetsek de yokum” demişti. Kendisi erken emekli olurken tam bir pişkinlikle EYT’lileri “ekonomiyi çökertmek için manipülasyon yapmakla” suçlayıp hedef göstermişti. Kendisi ile dalkavukları saraylarda sefahat sürerken, EYT’lilerin taleplerinin “devlet bütçesine külfet” olacağını iddia etmişti. AKP’li bakanlar ise EYT’lileri “erken yaşta emeklilik istiyorlar” diye suçlamıştı. EYT’lileri ‘çift dikiş yapmak’la da suçlayan Erdoğan, bu sözleriyle emeklilere reva görülen sefaleti itiraf etmişti. Zira emeklilik maaşı, açlık sınırının çok çok altındadır ve emekçiler emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalmaktadır.

Tabandaki desteğini yitiren ve oy telaşına düşen Saray rejiminin bir kez daha “çözeceğiz” diyerek duyurduğu EYT düzenlemesi, sahte vaatlerin ötesine geçemiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ortak çalıştığı konuyla ilgili patronlar muhatap alınırken milyonlarca EYT’linin tek çatı altında toplandığı EYT Derneği’nin görüşme talepleri reddedildi. Son olarak patronların talebi üzerine, 2 milyon kişinin emekli edilmesinin kapitalistler ve bütçe üzerinde ağır bir yük oluşturacağı gerekçesiyle yaş şartı düzenlemesi tartışmaya açıldı. Eğer düzenleme bu şekilde yapılırsa, EYT’lilerin önüne başka engeller çıkarılmış olacak. Öne sürülen düzenleme kriterleri altı milyondan fazla EYT’linin “Amasız fakatsız ayrımsız emeklilik” talebinden çok uzaktır.

Saray rejimi, işçi-emekçileri sefalete sürüklerken, EYT’lileri de “külfet” görmeye devam ediyor. Ancak belli bir çalışma süresini tamamladıktan sonra emekli olmak ve emekli olduktan sonra da insanca yaşayacak bir ücret ve başta sağlık hakkı olmak üzere sosyal haklara sahip olmak, işçilerin hakkıdır.

Beka sorunu yaşayan Saray rejimi, EYT’lilerin taleplerini karşılamadan, oylarını almanın yollarını arıyor. Yani sahtekarca oyun çevirme derdinde. Oysa 20 yıldır iktidar olanlar bu sorunu çözecek olsalardı bunu çoktan yaparlardı. Hal böyleyken boş vaatlerle milyonlarca EYT’linin umutları ile küstahça oynayan Saray rejimine oy verilmesi değil hesap sorulması gerekiyor. Emeklilik hakkının iyileştirilmesi ve insanca yaşama yetecek emeklilik maaşı için bu rejimden medet ummak değil, ona karşı mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.

K. Düşgör

 

 

 

Küçükçekmece’de asgari ücret ve Emeğin Kurtuluşu Gazetesi gündemli toplantı

 

Küçükçekmece’de asgari ücret ve Emeğin Kurtuluşu Gazetesi gündemli işçi toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda yapılan açılış konuşmasında işçi ve emekçiler için çalışma ve yaşam koşullarının giderek kötüleştiği, ekonomik krizin tamamen işçi ve emekçilerin omuzlarına yüklendiği bir dönemde asgari ücret görüşmelerinin başladığı ifade edildi. Yakın dönemdeki asgari ücret görüşmelerinden örnekler verilerek Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçi düşmanı tutumları teşhir edildi. Komisyonda sendikal bürokrasinin oynadığı uğursuz rol üzerinde duruldu.

Asgari ücretin genel ücret haline geldiği, ücretli çalışanların çoğunun asgari ücretli olduğu ya da asgari ücretin biraz üzerinde bir ücretle çalıştıkları ifade edildi. Bu nedenle asgari ücretin tüm ücretli çalışanları ilgilendirdiği ifade edildi. İnsanca yaşamaya yetecek ücret talebi ile birlikte eğitim, sağlık, barınma gibi temel insani hakların ücretsiz olması, elektrik, su, doğalgaz harcamalarının insani ihtiyaç oranında ücretsiz karşılanması taleplerinin birlikte ele alınması gerektiği söylendi. İnsanca yaşamaya yetecek ücret ve insanca çalışma koşulları için taban örgütlülükleri ve işçi inisiyatifinin önemi üzerinde duruldu.

Açılış konuşmasının asgari ücret süreci üzerine sohbet edildi. Toplantıya katılanlar kendi işyerleri üzerinden örnekler verdiler. Ayrıca 17 Aralık’ta İşçi-Emekçi Birliği’nin gerçekleştireceği asgari ücret eylemine çağrı yapıldı.

Örgütlenme deneyimlerini aktardılar.

Toplantının ikinci bölümünde ise 1 Ocak’ta çıkacak Emeğin Kurtuluşu Gazetesi üzerine konuşuldu. Emeğin Kurtuluşu Gazetesi’nin misyonu anlatıldı. Bir örgütlenme aracı olarak önemi üzerinde duruldu. Emeğin Kurtuluşu’nun kampanya süreci, gazetenin dağıtımı ve katkı üzerine planlamalar yapıldı. Emeğin Kurtuluşu için hazırlanan takvimlerin yaygın bir satışının gerçekleştirilmesi üzerine planlama yapıldı.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece