İçindekiler:

19 Aralık 2022
Sayı: KB 2022/34

Kriz ve çelişkilerin derinleştiği bir yıl: 2022
Sermayenin saray rejimi zıvanadan çıktı!
"Dinci ucubeleri" ve çocuk istismarı
CHP'nin "Vizyon Belgesi"
CHP'nin kurallı neoliberal düzen vizyonu
Esad Erdoğan'la ne görüşecek?
"Kutsal aile"de istismar
Fiili-meşru direniş, birleşik mücadele!
İşçi sınıfı grev silahını kullanırsa
Asgari değil insanca yaşam!
Saray rejiminin grev yasağına karşı grev!
Üniversite gençliği, sorunlar ve sorumluluklar
ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor
Almanya'da darbe planı yapanlara operasyon
Avrupa Parlementosu'nda rüşvet skandalı
Peru'da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti
Silah tekelleri vurgun vuruyor
Rus ruleti mi "Vahşi Batı"mı?
Çin devlet başkanından Suudi Arabistan ziyareti
Amerika-Afrika zirvesi
Kadınlar baskılara, gericiliğe, boyun eğmedi!
Yalanlarınız nafile!
EYT... EYT'mi?
İnsanca yaşayacak bir ücret...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Rus ruleti mi “Vahşi Batı” mı?

A. Vedat Ceylan

 

G7 ülkeleri, AB ve Avustralya, Rusya’nın petrol ihracatı için tavan fiyat zorunluluğu getirdi.

Bu ‘cüretkar’ adımla Rus ekonomisinin çöküşü hedefleniyor. 

Piyasalarda bir varil petrol 90 dolar olmasına rağmen Rusya petrolünün dünya pazarında satabileceği maksimum fiyat 60 dolar olarak belirlendi.

Rusya, dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi olmakla birlikte, zengin petrol kaynaklarına da sahip. 

Rusya bunların ihracatından milyarlarca dolar elde ediyor. Bu nedenle şimdiye kadar Batı’nın yaptırımları Rusya ekonomisinde “umulan” sonucu yaratamadı.

Hacim açısından, Rusya’nın batı ülkelerine yaptığı enerji ihracatı elbette ki geriledi. Ancak aynı zamanda, dünya piyasalarında enerji fiyatları büyük artış gösterdi. Bu da Batı’nın öngördüğü “Rusya ekonomisini çökertme” planını tersyüz etti. Rusya hala enerji ihracatında büyük ölçekte girdiler elde ediyor.

Bir yandan Batı ve ortakları, Rusya petrolüne tavan fiyat sınırlaması getirerek Rusya’nın savaş bütçesini küçülterek Ukrayna’da yenilgi almasını sağlamak istiyorlar. Öte yandan, Rusya’nın petrolü ve doğal gazından da de feragat edemiyorlar. Rusya satmaya devam etsin istiyorlar. Ama ucuza. Rusya’dan petrol akışının durması demek, dünya pazarında arz-talep dengesinin daha da açılmasına neden olacak ve Batı’da fiyatlar tavan yapacak. Batı bunu halihazırda göze alacak durumda değil.

Rusya ise bu yaptırımı kabul etmeyecektir.

Ki, kabul etmeyeceğini ve geliştireceği sistemle Batı’nın yaptırımlarını boşa çıkaracağını da açıkladı. Batı ve ortakları ise, “Rusya’nın kabul etmekten başka çaresinin olmadığını” düşünüyorlar.

Kaldı ki Rusya bu yaptırımı kabul etse bile, Batı ve ortakları ve elbette ki ABD bekledikleri sonucu elde edemeyeceklerdir.

Almanya’nın Bohum’daki Ruhr Üniversitesi ekonomisti Andreas Loescher, “Bu adım Rusya’ya elbette zarar verecek ama bu kesinlikle beklendiği gibi sert olmayacaktır” tespiti yabana atılmamalı.

Uzmanlar, Rus petrolünün üretim maliyetinin varil başına 20 dolar olduğunu tahmin etmektedirler. Bu da varil başına hala 40 dolarlık bir kâr marjı demektir. Yaptırımlar, benzin, dizel ve kalorifer yakıtı fiyatları için ne anlama geliyor? Bunu bu aşamada kestirmek zor ve büyük ölçüde Rusya’nın tavan fiyat tepkisi sonrası yapacağı hamlelere bağlı. Rusya, bu koşullar altında petrol ihracatını azaltır veya tamamen durdurmaya karar verirse, dünya piyasalarında bir fiyat patlaması yaşanabilir. Ancak bu pek olası görülmemektedir. Uzmanlar, Rusya’nın yeni ihracat kapılarına yönelerek tavan fiyat sınırını aşmasını öngörüyorlar. Ya da Çinli şirketler üzerinde petrolün Rusya kaynaklı olmadığı “belgelenerek” yaptırımlar boşa çıkarılabilir. Başka çaresi olmayan Batı da bile isteye buna göz yumabilir.

OPEC ne yapacak beklentisi…

Batı umudunu biraz da Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı’nın (OPEC) 4 Aralık’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapacağı toplantıya bağlamıştı. OPEC, 5 Ekim 2022’de yaptığı toplantıda günde 2 milyon varil üretimi azaltma kararı almıştı.

OPEC, ABD ve Batı’nın tepkisine yol açmakla birlikte Rusya’ya da adeta nefes aldırmıştı. Dolayısıyla tüm gözler OPEC’in Viyana’da yapacağı toplantıda çıkacak sonuca çevrilmişti. Üretim artışına giderlerse, bir nebze olsun dünya piyasalarında petrol fiyatlarında patlamanın “şimdilik” önü alınabilirdi. Ancak OPEC beklentilerin aksine 5 Ekim’de aldığı kararın devamına karar verdi.

Analistler OPEC’in üretimi artırması durumunda bile, uluslararası petrol ticaretindeki mevcut değişikliklerin tüketiciyi en geç 2023’ün başlarında olumsuz etkileyeceğini varsayıyorlar.

OPEC’in üretimi aynı oranda tutma kararı ve Rus petrolüne uygulanan ambargo piyasalarda fiyat patlamasına yol açacağa benziyor.

Sonuç olarak, Rus ruleti mi “Vahşi Batı”nın hokkabazlığı mı, hangisi kazanacak tartışıla dursun, fatura işçi ve emekçilere kesilecek, kaybeden yine tüketici olacak…

 

 

Dilbent Türker’le enternasyonal dayanışma

 

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde protesto gösterisi yapmak isteyenler arasında olan ve polisler tarafından bacağı kırılan Dilbent Türker’e dayanışma mesajları sürüyor. Almanya’da Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu (PiA) ve Revolutionärer Jugendbund (RJ) ayrı ayrı açıklamalarla, Türker’in yanında olduklarını vurguladılar. Dünya Kadın Konferansı örgütleyicileri ise 19 Kasım’da yayınlamış oldukları röportaj videosunu ekleyerek, Dilbent Türker’le dayanışmaya çağırdılar.

“Dilbent yalnız değilsin! Mücadelen mücadelemizdir!” başlıklı RJ açıklamasında, olayla ilgili bilgilendirmeler yapılarak, kadına yönelik şiddetin bireysel değil, toplumsal ve sisteme içkin bir sorun olduğu belirtildi. Egemenlerin çıkarlarını korumak için gerektiğinde her türlü şiddete başvurulduğu hatırlatılarak, “Kadınların ezilmesi ve sömürülmesi ancak tüm cinsiyetlerin sisteme karşı kararlı mücadelesiyle ortadan kaldırılabilir! Uluslararası dayanışmayı yükseltelim!” çağrısı yapıldı.

PiA açıklamasında ise “Dilbent Türker’in çağrısını büyütmek için uluslararası dayanışma içinde olduğumuzu, Dilbent’e ve alanda bulunan kadınlara yönelik polis şiddetinin takipçisi olacağımızı ilan ediyor, başta kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçileri Dilbent’in davasına sahip çıkmaya, bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.” denildi. PiA açıklamasının tamamı şöyle: 

25 Kasım’da Dilbent Türker’e yönelik
polis şiddetini protesto ediyoruz!

İstanbul’da polis, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü eylemine katılmak isteyenlere vahşice saldırdı. Taksim Tünel Meydanı’na çıkan sokaklarda ve Karaköy’de birçok noktada gerçekleşen polis saldırısında, 200’e yakın kadın darp edilerek, gözaltına aldı.

Gözaltına alınan kadınlardan biri de 3-9 Eylül tarihleri arasında Tunus’ta gerçekleştirilen 3. Dünya Kadın Konferansı’na delege olarak katılan TOMİS üyesi Dilbent Türker idi. Polis, iradesini kıramadığı Dilbent’in bacağını iki yerinden kırdı.

Dünyadaki bütün kadınların 25 Kasım’da erkek şiddeti ve sömürüsüne karşı alanlara çıkıp itirazlarını büyüttüğünü belirten Dilbent, alanların iktidar tarafından yasaklanmasını eleştirdi.

Devletin yasak kararının başından itibaren kendileri için bir karşılığının olmadığını dile getiren Dilbent, “Ne olursa olsun itirazlarımızı yükseltmek için o akşam o alanda olacaktık” dedi. Dilbent Türker, “Bizler örgütlü mücadelemizle faşizmi püskürtmek için sokaklarda, meydanlarda olmaya devam edeceğiz. İşçilerin, kadınların, çocukların sesini haykırmaya devam edeceğiz.” sözleriyle, kararlığını bir kez daha ifade etti.

PiA olarak Dilbent Türker’in çağrısını büyütmek için uluslararası dayanışma içinde olduğumuzu, Dilbent’e ve alanda bulunan kadınlara yönelik polis şiddetinin takipçisi olacağımızı ilan ediyor, başta kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçileri Dilbent’in davasına sahip çıkmaya, bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.

Dayanışma yaşatır!

Yaşasın enternasyonal dayanışma!

PiA (Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu)