İçindekiler:

19 Aralık 2022
Sayı: KB 2022/34

Kriz ve çelişkilerin derinleştiği bir yıl: 2022
Sermayenin saray rejimi zıvanadan çıktı!
"Dinci ucubeleri" ve çocuk istismarı
CHP'nin "Vizyon Belgesi"
CHP'nin kurallı neoliberal düzen vizyonu
Esad Erdoğan'la ne görüşecek?
"Kutsal aile"de istismar
Fiili-meşru direniş, birleşik mücadele!
İşçi sınıfı grev silahını kullanırsa
Asgari değil insanca yaşam!
Saray rejiminin grev yasağına karşı grev!
Üniversite gençliği, sorunlar ve sorumluluklar
ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor
Almanya'da darbe planı yapanlara operasyon
Avrupa Parlementosu'nda rüşvet skandalı
Peru'da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti
Silah tekelleri vurgun vuruyor
Rus ruleti mi "Vahşi Batı"mı?
Çin devlet başkanından Suudi Arabistan ziyareti
Amerika-Afrika zirvesi
Kadınlar baskılara, gericiliğe, boyun eğmedi!
Yalanlarınız nafile!
EYT... EYT'mi?
İnsanca yaşayacak bir ücret...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gerçekler gün gibi ortadayken yalanlarınız nafile!

 

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, geçtiğimiz günlerde 1 milyon 392 bin 629 öğrencinin 27 milyar liralık borcunun silindiğini açıkladı. Bakan bir banka reklamı metni okuyormuş gibi sarf ettiği sözlerine şunları da ekledi: “Cumhurbaşkanı, kredi geri ödemelerine ilave edilen endeks tutarlarının kaldırılacağı müjdesini vermişti. Artık öğrenim kredisi borcu, öğrenim kredisi olarak verilen miktar kadar olacak. Gençlerimiz geri ödemelerde bu tutarın üzerine ekstra bir fark ücreti ödemeyecekler.”

Ekonomik kriz tüm toplumu etkisi altına almış durumda. Gençler, işsizler ve yeni mezun üniversite gençliği bu krizden en çok etkilenenlerin başında geliyor. Hal böyle olunca milyonlarca genç, mezun olduktan sonra yeni bir hayat kurma hayali yerine eğitim hayatı boyunca biriktirdiği borçları nasıl ödeyeceğinin derdine düşüyor. Zira ödenmedikçe bu borcun faizi işliyor ve haciz tehditleri başlıyor. Bakan Kasapoğlu’nun ‘müjde’ olarak lanse ettiği “faizi kaldırdık” açıklaması ise gerçekleri yansıtmıyor. Nitekim daha önce de benzer açıklamalar yapıldığında sosyal medya üzerinden binlerce kişi borçların faizinin silinmediğini paylaşmıştı.

Milyonlarca öğrenci olarak, üniversitede eğitime devam edebilmek için yapacağımız masrafları karşılayabilmek için hem devletten kredi almak zorunda bırakılıyoruz hem de verilen bu kredi ihtiyaçlarımızı karşılamadığı için çalışmak zorunda kalıyoruz. Normal şartlarda öğrenciye sağlanacak devlet bursları (“kredi” diye bir şeyin zaten olmaması gerekir) öğrencinin yalnızca kültür-sanat faaliyetleri, spor aktiviteleri gibi durumlarda kullanması içindir. Çünkü öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım ve eğitim materyal masrafları zaten devlet tarafından karşılanması gerekir. Ancak öğrenciler, aldıkları burs veya krediler üzerinden yalnızca bütün bir ay boyunca nasıl geçineceklerinin hesabını yapmak zorunda kalıyor ve bunun derdine düşüyor. Öğrencilerin bir başka sorunu ise öğrenci kredi veya burslarının 1 yıl boyunca aynı kalmasıdır. Bu durum öğrencilerin geçinememe yüküne daha da ağırlaştırmaktadır.

Ankara’daki Cebeci Site Yurdu’nda düzenlediği basın toplantısında konuşan bakanın açıklamaları bununla da sınırlı değil. Bakan şu iki konuyu da açıklamalarına ekliyor: “Yurtlara başvuruda 2022 yılında cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı ve tüm zamanların en yüksek yerleştirme oranı yakalandı. Başvuran herkesin yerleştiği gibi yeni başvurulara da açık durumdayız artık. Bu 20 yıllık süreçte genç odaklı siyasetin en güzel sonucudur” ve “Fiyat artışı söz konusu olmadı. Fiyatlarımız 270 ila 450 lira arasında değişiyor. Aynı fiyatlarla devam ediyoruz. Gençlerimize elektrik, su, güvenlik, temizlik, çamaşır ve internet gibi imkanların tamamen ücretsiz bir ortam sunuluyor. Kültür, sanat, spor faaliyetlerinde de yeni alanlar açtık. Beslenme desteğimiz 2,5 kat artarak aylık 1800 liralık desteğe dönüştü. Gençlerimiz sabah kahvaltısı ve akşam yemeğine ücret ödemeden erişebiliyor.”

Cumhuriyet tarihindeki en yüksek yurt başvuru artışının yaşanma nedeni KYK yurtlarının harikulade yaşam ortamlarına sahip olmasından değil, konut krizi ile birlikte artan fahiş ev-özel yurt vb. kiralarından dolayıdır. Ayrıca “başvuran kimse açıkta kalmadı” sözleri ise yalandır. Binlerce öğrenci yedek sırada beklediği için eğitimine ya sonradan devam etti ya da hiç başlayamadı. Nitekim KYK yurt yatak kapasitesi ile üniversite öğrencisi sayısını karşılaştırdığımızda yurt yatak kapasitesinin öğrenci sayısını karşılamadığı açıktır. “Bu yıl barınma sorunu kalmadı” diye sunulsa da bizler gerçeklerin ne olduğunu biliyoruz. Bunu yurtlardaki revir odalarının öğrenci odalarına çevrilmesinden çoktan terk edilmiş olması gereken ranza sistemi ile 3 kişilik odaların 6 kişilik odalara dönüştürülmesine, yeni eklenen yatak sayısı kadar odalara çalışma masası ve kıyafet dolaplarının sığdırılamamasından biliyoruz.

Bakanın yurtların niteliği ve fiyatları hakkında yaptığı açıklamalar var olan gerçeğe tümüyle aykırıdır.. Kaldığı Esenyurt KYK Yurdu’nun 1 aylık ücretini ödeyemediği için yurttan atılan Burak Başer atıldığı yurt önünde başlattığı eyleme devam ediyor.

Yurtlarda çeşitli böcekler odalarda geziyor. Çemberlitaş Kız Öğrenci KYK yurdunda olağan hale gelen farelerin artık öğrenciler tarafından konulmuş bir adı bile var! Edirne Selimiye KYK Yurdu’nda tanımlanamayan böcek türleri odalarda geziyor. Ya da Sakarya Üniversitesi’ndeki yurtların yılın başından beri bitmek bilmeyen sıcak su sorunu var. 5. katlardaki yurt odalarında su dahi yok.

Yakın zamanda gerçekleşen depremin ardından Düzce, Sakarya ve Bolu taraflarındaki tüm KYK yurtlarının duvarlarda çatlak ve dökülmeler olduğuna ilişkin görüntü ve videolar medyaya yansıdı.

Sadece eğitim döneminin açılmasıyla ilk aylarda KYK yurtlarında kalan 250 öğrenci yemeklerden dolayı zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Birkaç gün önce İstanbul Sancaktepe İyimaya Kız KYK Yurdu’nda kalan öğrenciler yediği yemeklerden zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Her gün farklı farklı yurtlardan böcekli, taşlı, kurtlu yemeklerin görüntüleri basına yansıyor. Büyük bir övgü ile bahsettikleri beslenme desteği ise tamamen mağduriyet yaratıyor. Sabit menü uygulamasına geçilmesiyle tek tip menü çıkan KYK yurtlarında çeşitli nedenlerle her gıda ürününü yiyemeyen ya da vegan-vejetaryan öğrenciler aç bırakılıyor.

Tüm bunların özü şudur: Öğrenciler insani olmayan koşullarda ‘barınmak’ zorunda bırakılıyor. Ancak biz öğrenciler insanca yaşayabileceğimiz, arkadaşlarımızla daha sağlıklı ilişkiler kurabileceğimiz, zehirlenmeden beslenebileceğimiz, sıcak suların aktığı, kaloriferlerin patlamadığı, depremlerde can güvenliğimizden emin olabildiğimiz güvenli yurtlarda kalmak istiyoruz.

Devlet istediği kadar sınırsız medya imkanlarıyla topluma “barınma sorunu yok” deyip bambaşka bir tablo çizmeye çalışsın. Gerçekler gün gibi ortadadır!

Nitelikli, parasız ve ulaşılabilir bir şekilde barınma haktır!

İstanbul’dan bir DGB’li