İçindekiler:

19 Mayıs 2023
Sayı: KB 2023/07

Seçim oyununda ilk perde kapandı
Dengeyi devrimci sınıf mücadelesi değiştirecek!
Sefalet koşulları ancak örgütlü mücadeleyle aşılır
Talan düzenine dair yeni ifşaatlar
Pişkince alay ediyorlar!
Gerici-faşist rejiminin seçim "vaatleri"
Rejim ağır bilançonun sorumlusudur!
AKP'nin nefret söylemi
Alınlarını seccadeye koyup şükrettiler ve...
İş cinayetleri katliama dönüştü!
"Mata süreci böyle bitmemeliydi"
Direnişçi Kocar işçilerinden kamuoyuna
Devrimci parti ve legal alanın kullanımı
Denizlerin mücadelesi sandıklara hapsedilemez!
İbrahim Kaypakkaya mücadelemizde yaşıyor!
İşçi sınıfı iktidarından ne anlıyoruz?
Yine ırkçı-Siyonist rejimden yine katliam
Arap Birliği Şam'a geri döndü!
ABD göçmen düşmanlığını sürdürüyor
Gültekin Malcı ile dayanışma devam ediyor
Kimi, neden protesto ettik?
Devrimci 1 Mayıs Korteji'nden açıklama
Basın özgürlüğünün güvencesi mücadeledir!
Üniversitelerin sesi yükseliyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Mata süreci böyle bitmemeliydi”

 

Mata’da çok lüks araba parçaları üretiyorduk ama gelin görün ki bizlerin, yani bu paha biçilmez parçaları üretenlerin Mata sermayesinin gözünde hiçbir değeri yoktu. Sağlıksız çalışma ortamı da işçiye hiç değer verilmemesinin bir yansımasıydı. Yaptığımız parçalar seri bir şekilde çıkıyordu ama bunları üreten bizlerin koşulları çok zorlayıcıydı; havalandırma eksikti, maskeler yetersizdi, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri hiçbir şekilde alınmıyordu. Tabii bunlarla birlikte ücretlerimiz düşüktü…

Geçim koşulları çok zorluyordu ve eriyen ücretlere karşı ek zam talep ettik.  Yaşadığımız bu ağır ekonomik problemler nedeniyle bu eylemin olması gerekiyordu. Nitekim üretimi durdurduk ve direniş yaptık. Gelinen yerde şöyle düşünüyorum; bir şeyler ters gitti ve durulması gereken bir yerde durup durum değerlendirmesi yapılması gerekiyordu. Bunun üzerine ikinci bir plan devreye sokulup o şekilde ilerlemeliydik. Eksik kalındığını, saldırılar karşısında başka bir hamle yapmadığımızı düşünüyorum.

Örneğin; üretimi durdurduk ancak kimi işçiler çalışmaya devam etti. Direnişteki arkadaşların bir kısmı belirsizlikler yaşıyordu, içeride çalışıp kararsızlığa düşenler vardı. Mata patronunun zorlanması için içeride üretimin olmaması, bütün işçilerin birlikte hareket etmesi gerekirdi. Buna dönük bir çaba ortaya konmadı. Ev ev gezilip işçiler ikna edilmeliydi. Direniş sürecinde bizlere günlük bilgilendirmeler yapılmalı, aramızdaki kopmaları engelleyecek adımlar atılmalıydı fakat sendika bu konuda hiçbir şey yapmadı. Aramızdan bir bir ayrılanlar oldu. Direnişten kopmaların temel bir nedeni de çok doğaldır ki geçim koşulları, sendikanın maddi destekte eksik kalmasıydı. İşçilerin çoğunluğu borçlu idi. Kaldı ki borçlu olmayanların dahi bir ay ücret almadığında yaşantısı altüst oluyor. Ekonomik koşulların zorlayıcılığından bahsedilip bir asgari ücret tutarında dahi maddi destek sunulamaması direnişi de bizi de kırdı. Borcumuza borç katarak direnişe geldik. Bu konuda sendika güven ve destek vermeliydi ama maalesef bu olmadı.

Mata süreci böyle bitmemeliydi. Tabii ki direniş sürecinin bana kattığı olumlu şeyler var. İşçiler olarak birlik ve beraberlik içinde geçirdiğimiz günler ki bunu çok iyi sergiledik. Ekmeğimizi, suyumuzu paylaştık. Aynı fabrikada çalışıp da birbirini tanımayan işçiler olarak çok güzel bir dayanışma örneği ortaya koyduk. Aynı amaç için gece-gündüz çalıştık. Bunlar benim için çok anlamlıydı.

Diğer taraftan şöyle olumsuz etkileri oldu. Sendika işçilerin düşünce ve önerilerini pek dikkate almadı. Direnişte ikinci bir plan yoktu, işçilere net bilgilendirmelerde bulunulmadı, sadece genel geçer konular konuşuldu. Ek zam talebiyle çıkılıp sonrasında alınmayan işçi sağlığı koşulları üzerinden propaganda yapıldı ve bu evrede de bizlere yine bir açıklamada bulunulmadı. Sendika bir dilim ekmeğimiz de olsa bizlerle paylaşacağını söyledi ama bir paylaşım göremedik. Bunlar direniş sürecinde yaşadığım olumsuz deneyimlerdi. Çalışma hayatım boyunca da kulağıma küpe olacak ve bu tür eylemlerde bulunursam sürekli sorgulayacağım konular bunlar olacak diyebilirim.

Son olarak, “bizlerin eksik bıraktığı noktalar nelerdir” diye sorgulayacak olursak, kendi aramızda grup grup birlikler oluşturmak ve süreci kendi aramızda da bir değerlendirmeye konu etmek ve bir yol haritası çıkarmak. Bunlar bizlerin eksik bıraktığı noktalardı. Sendikadan da bağımsız bir şekilde kendi içimizde bir işleyişimiz ve değerlendirme zeminimiz mutlaka olmalıydı. Bunu yapamadık ve bu nedenle de kaybettiğimizi düşünüyorum. Bu süreci sadece sendikanın ilerletmesine izin verdik, doğru bir davranış değildi.

 

Mata direnişi sessiz sedasız bitirildi

 

Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Mata işçileri, eriyen ücretlere karşı ek zam talebini yükselterek uyarı eylemi başlatmış ardından uyarı eylemlerini üretimi durdurmaya doğru evirilmişti.

Mata sermayesi ise üretimin durdurulması üzerine bodyguardlar tutarak fabrika çevresinde konumlandırarak ve ardından fabrikayı kapattığını ilan ederek bütün işçileri serbest bölge dışına çıkarmıştı. Ayrıca 50’yi aşkın işçi ise işten atmıştı. Bu saldırıyı diğer işçilerin de işten atılacağı tehditleri izlemişti.

Mata sermayesinin fabrikayı tekrar açması ve üretime başlaması birlikte bir kısım işçi işbaşı yapmıştı. Ancak taleplerinin karşılanmaması nedeniyle pek çok işçi iki ayı aşkın süre serbest sölge girişinde direndi. Direnişin birinci ayı geride kalırken kamuoyu oluşturmak ve Mata sermayesini basınç altına almaya dönük eylemler gerçekleştirildi. Ancak planlanan kimi eylemler boşa düştü. Geçim koşullarının çok ağır olması ve sendikanın asgari ücretin çok altında bir maddi destek vermesinden dolayı iş aramak zorunda kalan işçilerin direnişe katılımı zaman geçtikçe azaldı. 1 Mayıs arifesinde ise direniş sessiz-sedasız bitirildi. Mata işçilerinin bir kısmı sendikaya duydukları tepkiden dolayı 1 Mayıs’a katılmadılar.

Birçok işçi bölgedeki kapitalistlerin kara listelerinde yer aldıkları için iş bulamadıklarını belirtiyor.

Kızıl Bayrak / Tuzla