İçindekiler:

1 Temmuz 2023
Sayı: KB 2023/10

Rejimin saldırılarını püskürtmek için...
Merdan Yanardağ'a kumpas...
TÜSİAD'ın "demokrasi aşkı" mı nüksetti?
Gerici kuşatmaya karşı mücadele...
"Sivas Katliamı ortak mücadele noktası"
Sivas Katliamı 30. Yılında...
Hukuksuzluk rejimi iş başında!
Depremin üzerinden 150 gün geçti...
Asgari ücretin sefaleti
Çürümüş sendikal düzen aşılmalıdır!
DEV TEKSTİL GMYK toplantısı
Bir Kazım Doğan klasiği!
Antony Blinken'in Çin ziyareti
Emperyalist vahşetin ölüm bilançosu
Antony Blinken ne umuyor?
Rusya'da "isyan" ve olası sonuçları!
Paralı katil şirketler
Kopeng'da gizli toplantı
Ekonomik Forum!
Yunanistan'da yeni mülteci katliamı
Almanya demiryollarında süresiz grev kapıda
Dünyada grev ve eylemler
İsviçre'deki "Kadın grevi" üzerine
1. Avrupa Kadın Konferansı gerçekleşti
DGB MYK Haziran ayı toplantısı sonuçları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Ukrayna savaşını bitirmek için Kopenhag’da gizli toplantı

 

G7 ülkeleri, Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek için müzakerelere duyulan ihtiyacı kabul etmeye başladı. ABD-NATO cephesinin savaşı körükleyen politikalarına verdikleri desteğin bedeline daha çok katlanmak istemedikleri anlaşılıyor. Bu konuda yaşanan bazı gelişmeler, savaşı bitirme arayışının daha belirgin bir hal aldığı izlenimi veriyor.

Geçen günlerde G7 üyesi ülkelerin temsilcileri, BRICS üyesi ülkelerden Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ile Türkiye ve Suudi Arabistan temsilcilerinin bir araya geldiği gizli bir toplantı düzenlendi. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılan toplantının konusunun, Rusya ile Ukrayna arasında “barışın temel ilkelerini” belirlemek olduğu belirtildi. Danimarka’nın ev sahibi olarak hazır bulunduğu toplantıya Ukrayna da davet edildi.

Yansıyan haberlere göre, G7 ülkeleri ile Ukrayna temsilcileri, başlangıçta toplantıyı Rusya ile BRICS üyelerinin arasını açmak için kullanmak istediler ancak amaçlarına ulaşamadılar. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ise, Volodimir Zelenski’nin Kasım 2022’de ortaya attığı “barış formülü” maddelerinin bir kısmı ile Rus birliklerinin Ukrayna’dan tamamen çekilmesi talebini ısrarla gündeme taşıdı. Fakat Brezilya, Hindistan, Güney Afrika temsilcileri, Yermak’ın girişimini açıkça reddettiler. Yaptıkları açıklamalarda Çin ve özellikle Rusya olmadan müzakerelere devam etmenin pek bir anlamı olmadığını vurguladılar.

Toplantıda Rusya’da gerçekleşen darbe girişiminin de konuşulduğu ifade edildi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Rusya’daki istikrarsızlığın tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini öne sürdü. Yansıyan sınırlı bilgiye göre toplantıda NATO’nun Ukrayna’ya füze konuşlandırmayacağına dair garanti de konuşuldu. Kimi iddialara göre ise, barış görüşmeleri temmuz ayında başlayabilir.

Ukrayna Savaşı çıkmaza girdikçe sıkışan emperyalistler, çıkarları için kapalı kapılar ardında görüşmeler yapmaya başladı. Bunda, Çin ve Rusya dışındaki BRICS üyesi ülkelerin savaşı bitirme eğiliminin de etkili olduğu görülüyor. Kopenhag’daki toplantı dışında da savaşı bitime konusunda çabalar olduğuna dair haberler var. ABD’yi ziyaret eden Hindistan Başbakanı Narendra Mudi ile Roma’daki Vatikan şefleriyle görüşen Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın da bu yönde çaba harcadıkları bildirildi.

Danimarka’daki gizli toplantı, tarafların savaşı bitirmek için arayış içinde olduklarına işaret ediyor. Yine de bu girişimlerin hedeflerine ulaşabilmesi, ancak ABD-NATO cephesinin Ukrayna Savaşı’nın ateşine benzin dökme politikasını terk ettiğinde mümkün olabilir.

 

 

Milyarderlerin kopardıkları fırtına

 

Üç yolcu bir firma sahibi bir de çalışan olmak üzere 5 kişinin bulunduğu denizaltı, tarihi Titanik batığına düzenlenen “turistik gezi” için çıktığı seferde battı. Üç yolcunun kallavi sermayedar olduğu gezide müşterilerin ve mürettebatın öldüğü açıklandı.

Ölenlerin isimleri ve unvanları şu şekilde:

İngiliz milyarder Hamish Harding, Pakistanlı kapitalist Şahzada Davud ve oğlu Süleyman Davud, denizaltının sahibi Ocean Gate şirketinin kurucusu ve CEO’su Stockton Rush, Fransız denizaltı pilotu Paul Henry Nargeolet.

Batıktan bile para kazanan kapitalizm!

Titanik, 1912 yılında demir aldı. Geminin yolculuğa hazır olmadığı ve yeterince test edilmediği iddialarına rağmen hareket etti ve ilk seferi olan Atlantik Okyanusu’nda bir buzdağına çarparak battı. Sonrasında ise onlarca film veya dizi çekildi, roman yazıldı ve batık üzerinden para kazanılan bir olaya dönüştürüldü. Öyle ki halen batığa düzenlenen turistik seyahatlerle milyarlar kazanılıyor.

Ocean Gate firmasına ait Titan denizaltısı ile Titanik batığına sekiz günlük gezi biletinin fiyatı kişi başı 250 bin dolardı.

19 Haziran’dan beri birkaç sermayedarı bulmak için tantana koparılıyordu. 96 saatlik oksijenin bitme süresi hesaplandı ve arama-kurtarma çalışmaları yoğunlaştırıldı. Medyada yansıtılanlara ve resmi açıklamalara göre kaynaklar seferber edildi. ABD sahil güvenlik yönetiminde ABD, Britanya, Kanada ve Fransa’dan arama-kurtarma ekipleri gemiler, askeri uçaklar ve okyanusun en derinlerine dalabilen robotlar seferber edildi.

Görüldüğü gibi batıktan para kazanan kapitalizmde sermayedarların ölüsü de çok pahalı…

800 kadar göçmenle birlikte Yunanistan’ın Navarin açıklarında batan teknedeki pek çok göçmene ise hala ulaşılamıyor. Üstüne üstlük Yunanistan’daki teknenin saatlerce bekletilerek batırıldığına dair onlarca iddia orta yerde duruyorken…

İki sınıf var…

Titanik turu yaptıkları için kaybolan üç milyarder, bu milyarderlerin ait olduğu düzeninin yarattığı yıkımlardan kaçmak zorunda kalan ve denizde kaybolan göçmenler…

250 bin dolara ödedikleri turun “cenaze törenleri için harcadıkları” para olması “insani” anlamda değerlendirilecek bir durum değildir. Buradaki tablo tarafları, acıları, duyguları, reklamları, planları ile emperyalist kapitalizmin özetidir. Yaşam, hayat ve “ölüm” sınıfsaldır. Emekçiler hayatları boyunca emeklerini satarak sömürü düzeninde yaşamak zorunda kalır ve en ağır sömürü koşullarına katlanır. Yaşamak, hayat, değerler, dayanışma, bencillik yani iyi ve kötü ne varsa buna göre değerlenir. Kapitalistler emekçilerin ürettikleri zenginliklere el koyarak zenginleşir. Hayatları, duyguları, zevkleri, sefaları buna göre şekillenir.

İki olgu var orta yerde: Üç kapitalistin zevkleri için çıktıkları yolculukta hayatlarını kaybetmeleri ve ardından koparılan fırtına.

Yüzlerce göçmenin zorunlu olarak çıktıkları yolculukta kaybolmaları ve derin sessizlik!

Kapitalizm bu çelişkiyi her an yeniden ve yeniden üreten bir sistemdir. İşçi ve emekçilerin hayatları, milyarderlerin kopardıkları fırtınadan güçlüdür.