İçindekiler:

15 Haziran 2024
Sayı: KB 2024/10

Siyasal kriz ve "normalleşme" aldatmacası
Kayyım rejimine geçit verme
Topyekûn direniş
Çevre kirliliği, kapitalizm ve sosyalizm
Hayvan düşmanlığı ve köpek itlafı
Tüm canlılara düşmanlar
Gericilik odaklarına servet aktarımı
Ucuz çalıştırılan işçiler
İşçiler dört bir yanda direniyor
Kadın işçiler bir adım öne
İEKK: İnsanca yaşanacak ücret
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
Güncel boyutlarıyla kadro sorunu
Rojava'da ertelenen seçimler
Sudan'da insani felaket
Biden'in ateşkes önerisi
AB Parlamento seçimleri
Çin- Arap Devletleri İşbirliği Forumu
Arjantin'de eylemler sürüyor!
NATO şefinden "savaş çağrısı"
Clara Zetkin ve faşizme karşı mücadele
Normandiya Çıkarması
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İnsanca yaşanacak ücret için… Kadın işçiler bir adım öne!

 

Asgari ücrete ara zam tartışmaları birçok iş yerinde, fabrikada, mahallelerde en önemli gündemlerimizden biri oluşturuyor. Yılın ikinci ayında eriyen kölelik ücreti birkaç bin lira açlık sınırının altına düşmüşken kadın işçilerin yarısından fazlası asgari ücrete mahkum koşullarda çalıştırılıyor. Yüzde yirmi beşi asgari ücretin bile altında kalan ücretlerle çalışırken kayıt dışı çalışan kadın işçilerin oranı ise yüzde otuz civarında. Yani kadın işçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücret veya daha düşük bir gelirle hayatta kalma mücadelesi verirken geleceksiz, güvencesiz bir ortamda yaşamaya zorlanıyor.

Yoksulluğumuz gün be gün artarken kapitalistlerin iktidardaki temsilcisi olan AKP-MHP iktidarının sözcüleri, temmuz ayında ara zam yapılmayacağını söylüyor. Sonra da büyük bir yüzsüzlükle “aynı gemideyiz” palavrasına sarılıp ‘hep birlikte sabrederek’ bu günleri aşacaklarını söylüyorlar. Oysa ki krizi fırsat bilip karlarını nasıl katladıkları, bizim emeğimiz üzerinden sürdürdükleri şatafatlı yaşamları, azgın sömürü ve düşük ücret politikasıyla bizleri her açıdan büyük bir yıkıma uğrattıkları tüm gerçekliğiyle ortadadır.

Kasalarını bizim ürettiğimiz zenginliklerle dolduran açgözlü kapitalistler ve saraydaki sözcüleri utanmadan bir de ‘hep birlikte elimizi taşın altına koyacağız’ diyorlar. Tabi ki bu ifadelerin iktidarın ve patronların dilindeki anlamı başkadır. Bu ifadeyle kendilerine daha fazla zenginlik, bizlere ise düşük ücret, uzun çalışma saatleri, baskı, taciz, mobbing düşecek demeye getiriyorlar.

Kadın işçilerin büyük bir kısmının düşük ücretle çalıştırıldığı bu sömürü bu kadar derinleştirildiği koşullarında yapılacak göstermelik bir ara zammın da hiçbir sorunu çözmeyeceği ortadadır. Krizin faturasının yükü tümüyle işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışılırken, buna karşı yapılması gereken şey gülünç rakamlarla bir ara zam beklemek değil; rejimin krizinin ürünü olan faturayı ödemeyi reddetmek, insanca yaşanacak bir ücret ve insanca çalışma koşulları için mücadeleyi yükseltmektir. Yapılmayacağını söyledikleri zammı kırıntı olarak değil, insanca yaşamaya yetecek bir düzeyde örgütlü mücadelemizle söke söke almaktır.

İş yerlerinde, fabrikalarda, sokaklarda hakları ve gelecekleri için mücadele yolunu tutmaktan geri durmayan kadınlar, insanca yaşanacak ücret talebini de bulundukları her alana taşımaktan geri durmayacaklar. Geçtiğimiz aylardan bu yana birçok fabrika ve iş yerinde başlayan direnişlere “temmuzda ara zam” talebiyle yenilerini eklemek için kadını ve erkeğiyle örgütlü mücadelemizi yükseltelim.

Esnek ve güvencesiz çalışmaya, sefalet ücretlerine karşı insanca yaşanacak ücret, güvenceli çalışma ve yaşam için bir kez daha bir adım önde olmaya!

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

Mezuniyet törenlerinde gerici dayatma

 

Gebze Alaettin Kurt Anadolu Lisesi’nde okul yönetimi mezun olan öğrenciler için 13 Haziran’da bir tören düzenledi. Ancak törenden önce velilerin “Mezuniyet Komisyonu” adına “Veli izin onay formu” imzalaması istendi. Formda ise ‘tören yönetmeliği’ adı altında katılacak öğrencilere dayatılan sınırlamalar şöyle sıralandı: “Milli Manevi değerlere, kılık kıyafet yönetmenliğindeki temel sınırlandırmalara uymak. Öğrenci yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemez. Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, kısa pantolon kolsuz gömlek ve tişört giyemez. Siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz…”

Mezuniyet töreni için okula gelen bazı öğrenciler ise kıyafetleri gerekçe gösterilerek törene alınmak istenmedi. Öğrenci ve velilerin keyfi yasağa karşı çıkmasının ardından tüm öğrenciler mezuniyet törenine alındı.

Bu olayın hemen ardından Rize’de bulunan Türk Telekom Güzel Sanatlar Lisesi’nde de bir öğretmen, mezuniyet töreni öncesi WhatsApp grubuna bir mesaj göndererek öğrencileri kıyafetleri konusunda uyardı.

Ardı ardına bu olayların yaşanması tesadüf değil zira Milli Eğitim Bakanlığı okulların kapanmasına iki hafta kala mezuniyet törenlerine ilişkin okul müdürlerine bir genelge yolladı. Bu genelgeye göre ise “mezuniyet etkinlikleri milli, manevi, ahlaki ve kültürel değerlere aykırı olmayacak. Törenlerde şatafata izin verilmeyecek ve etkinlikler için veli izni alınacak.”

Bu olaylar sermaye devletinin gerici politikalarını eğitim alanında nasıl hayata geçirdiğinin yeni göstergeleridir. Eğitimin her kademesinde “kültürel hegemonya” yaratmak isteyenler sözde milli, manevi, ahlaki ve kültürel değerleri de öğrencilerin kılık kıyafetlerine yönelik gerici müdahalenin bir kılıfı haline getiriyor.

Ahlaksızlığın dip çukurunda yaşayanlar, yağma talandan beslenenler, ülkeyi dünyadaki mafya babalarının cenneti haline getiren, kendileri lüks şatafat içinde sefahat sürerken emekçileri sefalete mahkum edenler, utanıp sıkılmadan “milli manevi değerler” üzerine laflar ediyorlar.

Yaşananlar, “Eğitimde Türkiye yüzyılı” diyerek şatafatlı cümlelerle açıklanan eğitimin ne anlama geldiği konusunda şimdiden fikir vermiştir. Ancak AKP-MHP rejiminin bu dayatmaları için “münferit” deyip geçmek yerine, bunun gerici saldırganlığın yeni bir boyuta taşınması olduğunun farkında olmak ve orta çağ artığı bu zihniyete karşı mücadele etmek büyük bir önem taşıyor. Aksi durumda bu kokuşmuş gerici zihniyetlerini yeni ve daha pervasız adımlarla çocuklara ve emekçilere dayatmaya devam edecekler.

M. Nevra