20 Mart'04
Sayı: 2004/03


  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırıları işçi sınıfını ve kitleleri örgütleyerek karşılayalım!
  Cam sektöründe sözleşme imzalandı...
  Fatura işçi ve emekçilere kesildi
  Emperyalist tekellerin önündeki tüm engeller kaldırılıyor
  Kürt-Arap çatısması yalanı...
  Devlet terörüne karşı devrimci mücadeleye!
  Düzen partilerine oy vermeyelim, hesap soralım!
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  Kent gerçeği ve belediyeler!
  Düzenin muhalefet boşluğu ve CHP'nin yeri
  13 Mart'ın ardından...
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı.../3
  CHP'den "Güçbirliği"ne geçişlerin anlamı ve sınırları
  BES Genel Kurulu yapıldı...
  Sermayenin "sosyal savaş"ına karşı Avrupa emekçileri 2-3 Nisan'da alanlarda!
  İspanyol halkı gerici oyunları bozdu!
  İspanya'daki saldırıların gerisinde kim var?
  Kıraç'ta patronların sömürü ağı evlere girdi...
  Bültenlerden...
  BEKO işçisi saldırılarla karşı karşıya!
  Dizayn Teknik Plastik Boru fabrikasında kuralsız sömürü
  Süreç bize önemli görev ve sorumluluklar yüklüyor
  Cejra Newroz piroz be!..
  Güney Batı halkımızın haklı direnişinin yanındayız!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
BES Genel Kurulu yapıldı...

Kurula ilkesiz ittifaklar hakim oldu

Büro Emekçileri Sendikası (BES) 2. Olağan Genel Kurulu 12-14 Mart tarihleri arasında yapıldı. Genel Kurul salonu “Yaşasın grevli toplu sözleşmeli sendikal mücadelemiz!”, “Halk için bütçe demokratik Türkiye!”, “Kamu Yönetimi Temel Kanunu geri çekilsin!”, “Savaşa hayır, ABD Ortadoğu’dan defol, yaşasın halkların kardeşliği!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık, herkese iş, iş güvenliği!”, “Kadınsız kurtuluş yok, kadınlar kavgaya!” ve “Demokratik devlet, demokratik toplum!” pankartlarıyla süslenmişti.

Genel Kurul’un ilk günü daha çok konukların konuşmalarıyla geçti. İlk konuşmayı yapan BES Genel Başkanı Bülent Kaya’nın ardından, KESK Genel Başkanı Sami Evren konuştu. Reformist sol çevre temsilcileri ve Tüketici Hakları Derneği temsilcisinin konuşmasının ardından, sınıf hareketi ve KESK’in tarihine ilişkin belgesel gösterimi yapıldı. Katılımcıların ilgiyle izlediği belgeselin ardından gündemlere geçildi.

Yurtsever Emekçiler (YE) ve Emek Hareketi (EH), “tüzük değişikliği”nin gündeme alınması için verdikleri önerge aleyhinde yapılan konuşmaların ardından, önergelerini geri çektiler. KESK’e bağlı sendikalar içerisinde yalnızca BES’de genel kurullar iki yılda bir yapılmaktadır. Daha önce Kültür-Sen ve Tarım Orkam-Sen’in Olağanüstü Genel Kurul yaparak genel kurul sürelerini üç yıla çıkarmaları, BES içerisinde de kongreyi önceleyen aylarda kurul süreleri üzerinden yürütülen tartışmalar, KESK’e uyum adı altında kurul sürelerinin üç yıla çıkartılması riskini yaratmaktaydı. Önergenin oylanmadan geri çekilmesi ile genel kurul sürelerine ilişkin yürütülmesi beklenilen tartışmaların da önüne geçilmiş oldu. Önerge sahipleri verdikleri önergenin kuul süreleriyle ilişkili olmadıklarını söylemelerine karşın, tüzük değişikliği gündeme alındığında bu tartışmanın yaşanacağı da açıktı. İlk gün, çalışma raporunun, mali raporun ve denetleme kurulu raporunun okunmasıyla sona erdi.

Etik tartışması

İlk güne denetleme kurulu raporunun okunması üzerinden yürütülen tartışma damgasını vurdu. Birleşik Sendikal İnisiyatif (BSİ) delegeleri denetleme kurulu raporunun Denetleme Kurulu üyesi Ahmet Ersun Genç tarafından okunmasına karşı çıktılar. Sendika tüzüğünün “Birleştirilemeyecek Görevler” başlığını taşıyan 60. maddesi “Sendika üyeleri merkez ve şube yönetim, denetleme ve disiplin kurullarının yalnızca birinde görev alabilirler. Bu organlardan herhangi birinde görev yapan üye başka bir organa aday olabilir, seçildiği taktirde önceki görevinden istifa eder” demektedir. Ahmet Ersun Genç son şube kurulunda yönetime seçilmiş, ancak Merkez Denetleme Kurulu’ndan istifa etmeyerek tüzük maddesini çiğnemişti. Genç ile birlikte Denetleme Kurulu üyesi bir başka kişi de aynı durumda bulunuyordu ve her ikisi de isifa etmemişti. EH çevresinde duran her iki üye de görevlerinden istifa etmeyerek “doğal delegelik” hakkından yararlanmış oldular. BSİ bunun etik sorunu olduğunu söylüyordu. BSİ’nin itirazlarına karşı söz alan Genel Sekreter Döndü Taka, bu maddenin aynı dönem içerisinde iki farklı organda yer alınamayacağı anlamına geldiğini, oysa Genç’in ilk dönemin Merkez Denetleme Kurulu üyesi, ikinci d&oml;nemin şube yöneticisi olduğunu ve bu açıdan da maddenin çiğnenmemiş olduğunu iddia ederek “süresi içerisinde delegeliklere itiraz etseydiniz” dedi. Oysa tüzük maddesi ‘aynı dönem içerisinde’ koşulu getirmediği gibi, delegeliklere resmi itirazda bulunulması sorunu da BSİ delegeleri tarafından bir başka etik sorun olarak görülmekteydi. BSİ’liler genel kurul öncesinde iki üyeye de g¨revlerinden istifa etmeleri gerektiğini hatırlatmışlardı.

Genel Kurul’un ikinci gününde çalışma raporu ve mali raporun değerlendirilmesi üzerinden delegelere söz hakkı verildi. Çok sayıda delegenin söz hakkı alması nedeniyle konuşma süreleri dörder dakika ile sınırlandırıldı. BSİ ve DSD’li (Devrimci Sendikal Dayanışma) delegeler yönetimi eleştiren konuşmalar yaptılar. Eleştirilerin önemli bir kısmını mali sorunlar oluşturmaktaydı. Yönetim adına eleştirilerin cevaplanmasının ardından çalışma raporu ve mali rapor onaylanarak yönetim aklandı. Aklamanın ardından divana sunulan onlarca karar önergesinin oylanmasına geçildi. Sunulan karar önergelerinden yalnızca YE ve EH’nin verdiği “yerel seçimlerde Demokratik Güçbirliği’nin desteklenmesi yönünde tavsiye kararı alınması” önergesi BSİ ve DSD’lilerin oylarıyla reddedildi.

İlkesiz pazarlıklarla geçen bir Genel Kurul

Genel Kurul süreci ilkesiz pazarlıklara sahne oldu. Daha Genel Kurul’u önceleyen gün Ankara’da YE (3), EH (1) ve DSD (3) ittifakı konuşuluyordu. DSD’nin KESK içerisindeki temsilcileri YE’nin başkanlığını kabul etmiş, ancak EH bir kişiyle temsil edilmeyi kabul etmemişti. DSD’nin BES içerisindeki güçleri ise YE ile hiçbir durumda ittifak yapmayı doğru bulmuyorlardı. Bu, DSD’nin Türkiye yürütmesi içerisinde tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalar DSD’nin BES içerisindeki temsilcilerini yürütmeden istifa etmeye kadar götürdü. Böylece DSD’nin böyle bir ittifak içerisinde bulunmayacağı kesinleşmiş oldu. DSD’den boşalan yeri ise HÖP’lüler doldurdu ve EH’ye verilen aday sayısı ikiye çıkartıldı. Böylece bu görüşmeler 3 YE, 2 EH ve 2 HÖP adayından oluşan bir ittifak ile sonuçlandı. G¨rüşmelerden ayrılan DSD ise BSİ ile ittifak arayışı içerisine girdi. Ancak BSİ’nin ittifak yapmama tutumunu ısrarla sürdürmesi DSD’nin çabalarını boşa düşürdü. Böylece DSD az sayıdaki Sendikal Birlik’çi ile ittifak yoluna gitti. Adayların belirlendiği ilk günün akşamında ise YE içerisinde adaylara ilişkin tartışmalar yaşandı. YE içerisinde yeralan kimi delegeler adayların üstten belirlenmesine karş çıktılar.

Genel Kurul’un böylesine ilkesiz, koltuk paylaşımına dayanan ittifak arayışlarına sahne olması, bir kez daha reformist sendikal anlayışların önderlik sorununu yönetimlerin alınması sorununa indirgediklerinin kanıtı olmuştur. Sosyalist Kamu Emekçileri’nin de içinde yer aldıkları ve destekledikleri BSİ ise bu türden ittifaklardan uzak durarak, genel kurulun tek ilkeli tutumunu geliştirdi.

BSİ’nin tutumu

BSİ uzun yıllardır BES içerisinde varlığını sürdüren bir oluşum. BSİ içerisinde devrimci çevreler ile bağımsız durumdaki üyeler bulunmaktadır. BSİ daha 6 Mart’ta yapılan toplantı ile Genel Kurul’da ilkesiz ittifaklar içerisinde yer alınmayacağı yönünde karar almış, 11 Mart’ta ise herhangi bir ittifak yapma yoluna gitmeyeceklerini ilan etmişti. Şube genel kurullarında kimi şubelerde reformistlerle ittifak yapan BSİ, özellikle İstanbul ayağının basıncı ve şube genel kurullarında merkez delege adaylarının ittifak yaptıkları kesimler tarafından kesilmesi sonucunda daha ilkeli bir tutum sergilemiştir. Ankara 2 No’lu Şube Genel Kurulu’nda BSİ’liler EH ve YE ile ittifak yapmıştı. Ancak EH çevresinden bir kişinin BSİ’yi kesme doğrultusunda delegeleri yönlendirdiği farkedilmiş ve ittifak listesinden merkez delegesi seçilemeyen 12 kişinin tümü BSİ’nin aayları olmuştu. Bu gelişme BSİ içerisinde Merkez Genel Kurulu’nda ittifak yapmama tutumunu güçlendirmiştir. Bir delege konuşmasında bunu “tecrübe yenilen kazıkların toplamıdır” sözleriyle ifade etmişti. BSİ Genel Kurul boyunca ittifak yapmama tutumunu ısrarla savunmuş, kendisine gelen tüm teklifleri de reddetmiştir. Adayların belirlenmesi ise 50 delegenin katıldığı bir toplantıda gönüllülük esasına göre yapılmıştır. BSİ’ni zaafiyet sergilediği tek tutum eksik liste ile çıkma tutumu olmuştur. Bu tutum Sosyalist Kamu Emekçileri tarafından eleştirilmiş ve iddia zayıflığı olarak nitelendirilmiştir.

Sonuçlar ve kazanımlar

Yapılan seçimler sonucunda YE, EH ve HÖP’ün oluşturduğu liste kazandı. Fakat denilebilir ki, bu süreçten en kazançlı çıkan BSİ oldu. BSİ içerisinde yeralanlar Genel Kurul boyunca yönetimlere gelip gelmemekten çok, fiili bir önderliğin yaratılması sorununu konuştular. Güncel politikaların belirlenmesi ve kolektif bir çalışmanın örgütlenmesi, bir yürütmenin oluşturulması, merkezi bir bültenin çıkartılması gibi bir dizi öneri gündeme geldi. BSİ önümüzdeki günlerde yapacağı toplantı ile ilerki dönemde daha örgütlü bir müdahalenin yaratılması yönünde adımlar atacak. Eğer bu niyetler pratik bir çabanın konusu haline getirilebilirse, reformist-icazetçi sendikal anlayışlar karşısında devrimci-öncü kamu emekçilerinin birliğinin önü açılmış olacak. Bu aynı zamnda tabanda fiili önderlik boşluğunun doldurulması yönünde atılmış bir adım olacak. Genel Kurul sürecinin bir başka önemli kazanımı ise genel kurul sürelerinin iki yıl olarak kalması olmuştur.

BES üyesi Sosyalist Kamu Emekçileri