1- Konfederasyonunuza bağlı DİSK-Tesktil Sendikasında örgütlü bir grup Castleblair işçisi 29-30 Haziran günlerinde işten atıldı. İşten atılanların fabrikaya sendikayı sokan öncü işçiler olduğu biliniyor. İşçiler yaptıkları açıklamalarda işten atılmalarının sorumlusu olarak DİSK-Tesktil Sendikası Genel Sekreteri Muhaharem Kılıç ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebiyi gösteriyorlar. Bu konuda hala bir açıklama yapmayacak mısınız?
2- İşçiler diyorlar ki: Daha önce 9 işçi işten atıldı. Sendikamıza üye olan işçilerin geri alınması için eyleme geçtik. Yöneticiler gelerek eylemi bitirmemizi istedi. Bunu reddettik. Arkadaşlarımız geri alınıncaya kadar eyleme devam edeceğimizi söyledik. Eylem DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebinin çok özel baskısı ve tehditleriyle temsilcilerin ikna edilmesinden sonra bitirildi. Castleblair gibi henüz örgütsüzken patron saldırısını püskürtmüş ve arkasından hızla sendikal örgütlenmesini sağlamış bir fabrikada, işten atılan arkadaşlarını geri aldırmak için yapılan ve tüm işçilerin neredeyse firesiz olarak katıldığı bir eylemin bitirilmesini sendikacılar niçin istemiştir? Bu tutumun işçi sendikası sorumluluğuyla bir ilgisi olabilir mi?
3- İşçiler diyorlar ki; eylemin bitirilmesinde sendika yöneticilerinin atılan arkadaşlar fabrika daralmaya gittiği için çıkarıldı, hiçbir şey yapamayız, ancak söz veriyoruz, bundan sonra kimse çıkarılmayacak sözlerinin etkisi büyük oldu. Bizlere Bundan sonra işçi atılırsa DİSK olarak Castleblair işçisinin arkasında olacağız sözü verilmişti. Şimdi çok sayıda işçi atılmış bulunuyor, genel başkanınızdan işçilere verdiği namus ve şeref sözünü tutmasını istemeyecek misiniz?
4- Atılan işçiler bir haftadır DİSK genel başkanına ve DİSK Tekstil yöneticilerine ulaşmaya çalışmaktadır. Patronlar çağırdığında koşarak giden DİSK genel başkanı ve DİSK-Tekstil yöneticileri neden fabrika önünde bekleyen işçileri bir kez dahi ziyaret etmemiştir? Esenyurtta bulunan DİSK bölge temsilciği neden direniş başladığından beri kapalı tutulmaktadır? Büronun tam da işten atmaların ve satış sözleşmesinin imzalanmasının ardından bir hafta boyunca kapalı tutulmasını nasıl açıklıyorsunuz?
5- İşçiler diyor ki, işten atılacakların listesini sendikacılarla patronlar elele vererek hazırladılar. Bunu işçiler son bir haftadır yaptıkları sayısız açıklamada kamuoyuna da duyurdular. Bu kadar ciddi ve ağır bir iddia karşısında neden hala susuyorsunuz?
6- Castleblairde aylardır toplusözleşme imzalanamıyordu. Özelikle atılan işçiler sürekli toplusözleşme taslağını görmek istiyorlardı. Her nedense 15 işçinin atılmasının hemen ardından, yalnızca bir gün sonrasında toplusözleşme imzalandı. Sözleşme işçilere bir hak kazandırmak şöyle dursun, sendikal örgütlülükten önceki kimi kazanım ve haklarını da kaybettirdi. Aylardır bekleyen toplusözleşme nasıl oldu da tam da öncü işçilerin işten atılma saldırısının bir gün sonrasında imzalandı. Satış sözleşmesinin tam da bu saldırının arkasından gelmesini nasıl açıklıyorsunuz? Görevleri gereği size çok yakın yerde duran bazı kimseler yaptığınız sözleşme için Hiç bu kadar pis bir satış görmedik diyorlar. Bu denli ağır bir iddia ve itham karşısında suskunluğunuzu sürdürecek misiniz?
Çoğaltılabilecek tüm bu soruların yanıtını kuşkusuz biz biliyoruz. Bizim kadar Süleyman Çelebi ve Muharrem Kılıç da biliyorlar. Eğer öteki DİSK yöneticileri hala da bilmiyorlarsa, yapmaları gereken basitçe, Kıraçta Castleblair Fabrikası önünde geleceği ve onuru için direnen işçilerle ve sözkonusu iki sendika bürokratıyla konuşmaktır. Zira bu soruların muhatabı aynı zamanda kendileridir. Başta yönetici konumda olanlar olmak üzere DİSKliyim diyen herkestir.
Evet, kısa süre önce yapılan DİSK Genel Kurulunda konuşan herkesin vurguladığı gibi, işçi sınıfının güçlü sınıf sendikalarına ihtiyacı vardır. Mücadeleci bir DİSKe ihtiyacı vardır. Tam da bu nedenle kimse bu soruların üstünden atlayamaz. Suskunlukla karşılayamaz.