Bilmeyen, izlemeyen ve gülmeyen yoktur bu seriye. Filmini hiç bıkmadan ikinci, üçüncü belki de dördüncü defa izleyebilir, kitabını bir solukta okuyabiliriz. Çünkü biz varızdır her bir sayfasında, tembelliklerimiz, serseriliklerimiz, hep özlemini duyduğumuz dostluklarımız. Birimize bir şey olsa hepimiz aynı acıyı çekeriz, birimiz suçlansa hepimiz aynı inançla ayağa kalkar ben yaptım deriz. Bizler bir türlü mezun olamamış parasız pulsuz koca koca Güdük Necmiler, Damat Feritler, İneklerizdir. Hababam Sınıfı hepimizin sınıfıdır. Çünkü biz varızdır her bir sayfasında.
Herkesin bildiği Hababam Sınıfının ve daha nice öykünün, şiirin, romanın, oyunun, makalenin yazarıdır Rıfat Ilgaz.
Bir şiirinde dediği gibi, kıyıcığında doğmuştur Kastamonunun sınıfın güleryüzlü şairi.
Rıfat Ilgaz, tüm yaşamı boyunca toplumsal-gerçekçi bir sanatçı olmuştur. İşçi sınıfından yana, onun gücüne inanmış bir ustadır. Hayatı çeşitli zorluklarla, sürgünler ve yasaklarla geçen yazar, her dem üretim içinde olmuştur. O bir şairdir, oyun yazarıdır, mizahçıdır, karartma gecelerinde bir öğretmendir. Onun gözünde mizah bir biçimdir, topluma bakışaçısıdır ve topluma çoğu zaman bu açıdan bakmayı seçmiştir büyük usta.
Hep bozuk düzenin kökenine gitmeye çalıştım. Gözümü toplumdan hiç ayırmadım, kulağımı da halktan demiş,
şairin tek başına duyduğunu, düşündüğünü, gerçekleri saptayıp yansıtması, önemini yitirmiştir. Topluma yeni biçimlenişler vermekte olan işçi sınıfının değiştirici bir bireyi olarak yaşama yeni bir anlam katması, geleceğe güvenini açığa vurması, iyimser bir duyarlılık içinde çağının yeni gerçeklerini belirtmesi görevi başlamıştır şairin diyerek sınıf tavrına sahip sanatçılara mütevazi öğütler vermiştir.
1944 yılında basılan ikinci kitabı Sınıf, komünizm propagandası yaptığı düşüncesi ile sıkıyönetim mahkemelerince toplatılmış, kendisi de tutuklanmıştır. Yasaklar, sürgünler, tutuklamalar onun için kaçınılmazdır. O bu memleketin değiştirmek için düşünen ve üreten bir sanatçısıdır. Böyle olunca da yakasını bir türlü bırakmaz bozuk düzen. Kitapları toplatılır, dergiler yasaklanır, tehditler gelir. Ama bu kara mizahçı, bir türlü durmaz, durmak istemez. Çünkü bilir ki sanatçı sınıfın tarafında olmalıdır.
Şimdi şu parmaklığın ötesinde kaldı
Bütün çalışanlar;
Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan,
Havamızdan, suyumuzdan olmuşuz.
Yaşamaktayız aynı çatının altında
Daha mahzun, daha hesaplı.
Rahat günlerin işçisi olacaktık,
Rahat günlerin şairi:
Bir çift sözümüz vardı
Nar çiçeği, gül dalı üstüne,
Dudaklarımızda kaldı!
Yalın, duygulu, içten anlatımı ile insanlara bir göğüs dolusu eser vermiş, üretmiş, hep üretmiştir Rıfat Ilgaz. 1980 karşıdevrimi sırasında 70 yaşında gözaltına alınmış ve sorgulanmıştır. Sınıfın şairi sadece yazdıklarıyla değil yaşamı ile de sınıfın yanında yer almıştır.
Ölümüm gürültüsüz olsun demişti. Sivasın yangını onun da içini yakıp arkasında bir dolu emek bırakarak sessiz sedasız ayrılmıştı aramızdan. O içlerinde dostlarının da bulunduğu 33 aydının diri diri yakılmasına dayanamamış ve 7 Temmuz 93te kalbi bir ağıt gibi duruvermişti. Sınıfın yazarı bir ömre sığdırdığı sanatıyla haykırır insanlara hep mücadele etmelerini ve durmamalarını.
Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller indirmeden başına çatını
(
)
Çabuk ol