27 Ağustos 2005
Sayı: 2005/34 (34)


  Kızıl Bayrak'tan
  Kamuda toplu görüşme oyununda üçüncü perde
  İncirlik'e yürüyoruz!
  26-28 Ağustos’ta İncirlik’e yürüyoruz.
  Özelleştirme saldırısında gelişmeler
  Üniversitelerde soruşturma saldırısı ve
alınması gereken tutum
Sendikal ihanet ve kokuşma
Sendikalar Kanunu değişiyor
  Hacıbektaş Şenlikleri ve devrimci müdahale sorumluluğu
  1900 okul birincisi açıkta
  Formula 1 “kentsel dönüşüm” projesinin bir parçasıdır!
  Büyük depremin 6. yılında deprem
manzaramız
  Sefaköy İKE’de TUYAB etkinliği
  Hakkını arayan DERBY işçilerine polis
azgınca saldırdı.
  Sermaye düzeninin Kürt sorununda
tarihi çözümsüzlüğü (Orta sayfa)
  Burjuvazi İçindeki Bölünmenin
Anlamı ve Sınırları
  Siyonistler Gazze Şeridi’nden çekildi
  Gazze fiyaskosunu seyretmek

  Irak’ın anayasa taslağını işgalciler
belirliyor

  Pentagon şefleri işkence görüntülerine
sansür koyuyor
  Brezilyalı genç işçi Menezes’in
yargısız infazı belgelendi
  Daha zorlu günlere hazırlanmalı!
  Almanya’da yaşayan tüm sınıf bilinçli
işçiler ve emekçiler
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

1900 okul birincisi açıkta...

Burjuva eğitim sisteminden küf kokuları yükseliyor!

ÖSS'nin nihai sonuçları geçtiğimiz hafta açıklandı. Eğitim sisteminin tablosu bir kez daha tüm açıklığı ile gözler önüne serildi. Geçen seneyi ikiye katlayan sıfırlar, özünde burjuva eğitim sisteminin iflas bayrağını çektiğinin resmiydi. 1900 okulun birincisinin açıkta kaldığının ortaya çıkması yalnızca bu yargıyı güçlendirmiş oldu.

Elbette bu sonuç üzerine burjuva eğitimcilerinin üzerinde uzlaşacakları yargı, bir sürü lisenin öğrencilerin notlarını şişirdiği olacaktır. Yanlış bir yargı sayılmaz, ama eksik olduğunu vurgulamak gerekiyor. Zira liseler notları şişirmese de ÖSS sistemi okul birincilerini açıkta bırakabilecek bir sistem, hele ki bu okul birincileri bir düz lisenin, bir meslek lisesinin öğrencileriyse. Açıkta kalan okul birincisi öğrencilerin 1900'ünün tamamı gerçekten birinciliği haketmiş başarılı gençler olabilir. Ancak eğer dershaneye gidecek paraları yoksa, eğer okullarına yatırım yapılmamışsa, okullarının arkasında dev holdingler yoksa onlar ÖSS'nin kendilerine verdiği en yüksek (!) AÖBP'ye rağmen açıkta kalabilirler.

Burjuva eğitim sistemi her geçen gün daha fazla çürüyor. Her eğitim-öğretim döneminin sonunda bir sonraki seneyi hedef alan yenilikler sıralanıyor. Ancak reform olarak sunulan her yeni öneri, kabaca sırıtan ve uzun süre tutmayan birer yamadan başka bir şey olmuyor. Elbette bu yamanın kapattığı açıklar oluyor, ancak doğal olarak bunların hiçbiri eğitimin niteliği ilgili değil.

Örneğin bu sene yapılan değişiklikler sonucunda öğrenciler dershaneye belki yıllardır hiç olmadıkları kadar muhtaç. Dershaneler için de ücretlere zam yapmanın tam zamanı. ÖSS'ye hazırlığın lise birinci sınıfa çekildiği günümüzde, bir anda sınav müfredatına eklenen onlarca konu lise son öğrencilerinin önüne dershaneleri tek çözüm olarak çıkartıyor. Bunun anlamı açık, seneye daha fazla meslek liseli ve düz liseli okul birincisi açıkta kalacak. Zira sınav kapsamına alınan konuların büyük çoğunluğu, olanaksızlıklardan dolayı bu okullarda boş geçen derslerin işlenmemiş konuları olarak kalıyor ve seneyi hedef alan değişikliklerde bu sorunu çözmeye dönük bir formüle gerek duyulmuyor. Aksine dalga geçer gibi bir de meslek liselilerin kat sayılarıyla oynanıyor. YÖK ve AKP çatışmasında, iki tarafın birbirine karşı avantaj elde etmek için attığı her adım, işçi ve emekçi çocuklarını hedef alan bir saldırıya dönüşüyor.
ÖSS'nin, üniversitenin, burjuva düzence tasdiklenmiş bir diplomanın, ödüllendirilmiş birinciliklerin hiçbir anlam ifade etmediği çok açık. Düzen tarafından işçi-emekçi çocuklarına reva görülen geleceksizlik gerçeğini ortadan kaldırmak için sabah akşam ders çalışmak yetmiyor. Hatta çoğu kez sabah akşam ders çalışmak, ardı arkası kesilmeyen sınavlara girip çıkmak, burjuvazinin ekmeğine yağ sürüyor. Düzen zaten genç beyinlerin düşüncelerini bulanıklaştırmak, onları düzeni sorgulamaktan uzak tutmak istiyor. Dolayısıyla ÖSS sınavı ne kadar stres yaratırsa burjuvazi açısından o kadar işlevsel oluyor.

Burjuva eğitim sisteminden yükselen küf kokuları artık en körelmiş duyu organlarını bile rahatsız ediyor. ÖSS, OKS ve daha bir dizi sınav, kokuyu bastırmak için düzenlenmiş karnavallardan ibaret. Baştan belirlenmiş birinciler, ikinciler, gelecekte düzeni koruyup kollasın diye bugünden taçlandırılmışlar.

Bu karnaval havası içerisinde yanlış bir şeyler var. Havada sıfırlar uçuşuyor komfeti yerine ve teselli olsun diye lisede dağıtılan birincilikler çocukların yüzünü güldürmüyor. Düzen bataklığından korkunç kokular yükseliyor. Karnavalın son bulma zamanı çoktan gelmiş durumda. İşçi ve emekçi çocuklarının önünde tek seçenek, seneye gelecekleri için başka bir çaba, başka bir mücadele içerisine girmek. Ya ‘üzgünüz' derken bile gülümsemesini zor bastıran asalaklar sınıfının oyuncağı olacaklar ya da kendi geleceklerini kendi elleriyle kuracaklar. Yoksa her sene, her sınavdan sonra bu senenin aynısı yaşanmaya devam edecek!