27 Ağustos 2005
Sayı: 2005/34 (34)


  Kızıl Bayrak'tan
  Kamuda toplu görüşme oyununda üçüncü perde
  İncirlik'e yürüyoruz!
  26-28 Ağustos’ta İncirlik’e yürüyoruz.
  Özelleştirme saldırısında gelişmeler
  Üniversitelerde soruşturma saldırısı ve
alınması gereken tutum
Sendikal ihanet ve kokuşma
Sendikalar Kanunu değişiyor
  Hacıbektaş Şenlikleri ve devrimci müdahale sorumluluğu
  1900 okul birincisi açıkta
  Formula 1 “kentsel dönüşüm” projesinin bir parçasıdır!
  Büyük depremin 6. yılında deprem
manzaramız
  Sefaköy İKE’de TUYAB etkinliği
  Hakkını arayan DERBY işçilerine polis
azgınca saldırdı.
  Sermaye düzeninin Kürt sorununda
tarihi çözümsüzlüğü (Orta sayfa)
  Burjuvazi İçindeki Bölünmenin
Anlamı ve Sınırları
  Siyonistler Gazze Şeridi’nden çekildi
  Gazze fiyaskosunu seyretmek

  Irak’ın anayasa taslağını işgalciler
belirliyor

  Pentagon şefleri işkence görüntülerine
sansür koyuyor
  Brezilyalı genç işçi Menezes’in
yargısız infazı belgelendi
  Daha zorlu günlere hazırlanmalı!
  Almanya’da yaşayan tüm sınıf bilinçli
işçiler ve emekçiler
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Hakkını arayan DERBY işçilerine polis azgınca saldırdı...

‘Tefeci devlet, tefeci polis!'

22 Ağustos günü haciz kararıyla DERBY Fabrikası'na gelen Faktörik Şirketi temsilcileri üretilmiş olan kayışlara el koymak istedi. Fakat 22 Ağustos günü akşamı DERBY işçilerinin ve desteğe gelen Lastik-İş'e bağlı şube yöneticileri ve fabrika temsilcilerinin kararlı tutumu sonucu 23 Ağustos'a bir toplantı kararı alındı. Akşam saat 23:00'e kadar fabrikada bekleyen işçiler 10 kişiyi bırakarak fabrikadan ayrıldılar.

Sabah 9:00 civarında çevik polis ve panzerler eşliğinde fabrikaya gelen Faktörik Şirketi temsilcileri içerde bulunan işçileri zor kullanılarak fabrikadan attı. Aynı gün Lastik-İş Temsilciler Kurulu toplantısına katılacak olan işyeri temsilcileri fabrika önüne geldi. 15 günlük ücretsiz izne çıkartılan işçilerin çoğuna ulaşılamadı.
Faktörik Şirketi'nin getirdiği araçlar yüklendikten sonra dışarı çıkartılırken, işçiler kapının önüne barikat oluşturdular. Kamyonların geçirilmesine izin vermeyeceklerini, kendilerinde de haciz kararı olduğunu, bu malların işçilere ait olduğunu söyleyerek yolu kapattılar.

Bunun üzerine sermayenin kolluk kuvvetleri işçileri çembere aldı ve kararlı tutum sergileyen işçilere saldırdı. Saldırı sırasında kullanılan biber gazından dolayı üç işçi hastaneye kaldırıldı. 40'a yakın işçi dövülerek ve sürüklenerek bulundukları yerden uzaklaştırıldılar. Toparlanan işçiler ‘Tefeci devlet, tefeci polis!', ‘Emeğimizi vermeyiz!', ‘Direne direne kazanacağız!' sloganlarıyla tekrar kapıya yöneldilerse de devletin kolluk güçlerinin saldırısıyla karşılaştılar. O sırada yüklenen kamyonlar fabrikayı terketti. İşçiler bekleyişlerini sürdürdüler. Saat 14:30'da sendika başkanı bir konuşma yaparak şunları söyledi:

‘Yasal süreçlerle işçilerin bu memlekette haklarını kazanması mümkün değildir. İşte bugün burada da bunu gördük. Önceden bizim haciz ettiğimiz mallara, devletle işbirliği halinde olan Faktörik Şirketi polis zoruyla bizleri yaka paça dışarı atarak el koydu. Bu da bize yine bir ders oldu. İçinizde ‘mahkeme açalım, hukuki yollardan bu meseleyi halledelim' diyen arkadaşlar vardı. Gördünüz işte, bu polis de, içerideki savcı da, bu devlet de sermayenin devletidir. Bizim örgütlü gücümüzü kullanmaktan başka yapacak hiçbir şeyimiz yoktur. Bu demek değildir ki biz burada yenildik. Mücadelemiz daha da kararlı olarak sürecek. Fakat şu anda burada yapacak bir şey kalmadı. Denedik gücümüz yetmedi. Destek bulamadık, ayın 5'de kararlaştırdığımız üzere işyerimize gelip işimize başlayacağız. Mücadelemizi de sürdüreceğiz.'

Kızıl Bayrak/Küçükçekmece

-------------------------------------------------------------------------------

Saldırı sonrası Derby işçi temsilcisi ve sendika yönetimi ile konuştuk...

‘Bizlerin alamadığı ücretler burada, alınterimiz burada!'

- Süreci anlatır mısınız'
Enver Uçar (Lastik-İş Sendikası DERBY işçi temsilcisi): 22 Ağustos günü akşamı yine buraya geldiler. Alamadığımız ücretlerin karşılığında haczettirdiğimiz lastikleri diğer tefeci firma almak istedi. Dün yine bu sebeple buraya polis eşliğinde gelmişlerdi, ama biz kalabalıktık, müdahale etmeye cesaret edemediler. Bunun üzerine bize bir dizi söz verdiler. Sözde bugün saat 13:00'te biraraya gelip sorunun çözümü için bir uzlaşmaya gidilecekti. Ama görülüyor ki, akşam verilen sözler unutulmuş. Oysa biz akşamdan malı yükleyip götürebilirdik. Ama tefeci Faktörink Firması'nın ayak oyununa geldik. Dün bize verdikleri sözleri unutup sabah kimse yokken polisi, çevik kuvveti alarak bizleri yaka paça dışarıya attılar.

Bu durum devletin politikası. Türkiye'de bu üretimi yapan tek fabrika burası. Herhangi bir savaş durumunda da bu fabrika üretim yapacak. Ama Çin pazarının büyümesinden dolayı bizlerin işi bitiriliyor.

Bizim derdimiz ekmek paramız, bu malların hepsini emeğimizle ürettik. Bizlerin alamadığı ücretler burada, alınterimiz burada. Şimdi de yükleyip götürmeye çalışıyorlar. Bunun neresi hukuki bilmiyoruz. Oysa biz bu Faktörink'ten önce haciz kararını getirmiştik. Haziran ayında. Ama işçileri 15 günlük izne çıkarmamızı fırsat bilerek ilk günden geldiler, bu sabah resmen baskın düzenlediler. Sözlerini tutmadılar.

Hasan Kaya (Lastik-İş Sendikası İstanbul Şubesi Mali Sekreteri): Bugün Şubeler Kurulu toplantısı vardı. Bize de bu toplantıya giderken arkadaşlarımız haber verdi. Sonra polisler geldi, konuşmaya başladık. Dün akşam yaptığımız anlaşmaya göre, bugün iki tarafın avukatları biraraya gelecek ve sorunu çözeceklerdi. Sözde böyle olacaktı, biz de sözümüze sadık kaldık. Tabii böyle olmadı, polisle birlikte ‘malları almaya geldik' dediler. Biz de ‘vermeyeceğiz' dedik. Bizi karga tulumba dışarı attılar. Bir arkadaşımızın üstünden geçtiler. Arkadaşımız bayıldı. Bir arkadaşımızın da bileği çatladı. Su istiyoruz su vermiyorlar, bizi kendi fabrikamıza sokmuyorlar. O arada başkanımızı gözaltına almak istediler, onu kurtardık. İşte görüyorsunuz Bağcılar Emniyeti'ni yığmışlar buraya, güç gösterisi yapıyorlar. 10 otobüs çevik kuvvet getirmişler 30 işçi için!

Fedai Öztürk (Lastik-İş Sendikası Şube Başkanı): Biz sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama kendimizi anlatamıyoruz. Buradaki durum şu; bu fabrika Çin'den ithal edilen ürünlerden dolayı zarar ediyor. Biz de bu fabrikanın üretime devam etmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Hatta yarım maaş ve ücretsiz izinlere kadar bir dizi fedakarlıkta bulunuyoruz. Yeter ki bu fabrika üretime devam etsin, buranın çarkı dönsün diye. Borçlanmadan dolayı bir takım tefeciler buraya para vermişler zamanında, bu paralaları da büyük faizlerle vermişler. Patron bu faizleri ödeyemez hale düşünce ürünleri haczetmişler. Biz işçilerin de 800 milyar civarında tazminat alacakları var. Ona mahsus içerdeki ürünleri onlardan önce haczettirdik. Ama başka haczeden kurumlar geldiler ve mallara el koymak istediler. Biz de buna karşı koyduk. Fakat sanki devletin başka işi yokmuş, sanki Kıbrıs'a çıkartma yapar gibi çevik kuvveti yığdılar buraya. Faktörik şirketiyle bu sorunu çözmek için bugün için toplantı ayarlamıştık. Biz sorunu konuşup çözmeyi beklerken karşımızda böyle bir tabloyla çıktılar. Biz dedik ki ‘kardeşim dürüst olmak gerekir. Bir söz verdiniz tutun. Saat 13:00'e kadar bekleyin, avukatlar gelsin bu sorunu konuşarak çözelim' dedik. Sözlerimizi dinlemediler. Çektiler kamyonları, malları yüklemeye başladılar. Bizler de doğal olarak karşı çıktık ve bizleri yaka paça dışarı attılar.
Burası şu anda TMSF'nin. TMSF'den BENTO şirketi kiraladı burayı ve üretimini sürdürüyor. Kirasını ödüyor. TMSF'de herhangi bir problem yok. Sorun tefeci firma. Geldiler, ne devlet, ne işçi, ne yasa tanıdılar ve mallara elkoydular.

Kızıl Bayrak/Küçükçekmece

---------------------------------------------------------------------------

Sendika şubelerinden ortak açıklama...

‘Sendikalaşma hakkının yanında olacağız!'

Basına ve kamuoyuna!
Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkını kullanan işçiler işten atılmalarla, işverenlerin baskı ve tehditleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi sendikalaşan işçiler jandarma dipçiği, polis jopu ve biber gazına maruz kalıp gözaltına alınıyor. Yaşanan bu uygulamalar karşısında AKP iktidarı kör, sağır ve dilsizi oynamaktadır.

AB sürecinde yol almak için pek çok yasaya imza atılan bugünlerde, sıra kazanılan hakların kullanılmasına geldiğinde çeşitli engellerle karşılaşmaktayız. İnsan hakları ve demokrasi söylemini dilinden düşürmeyen hükümet sıra bu hakların kullanılmasına geldiğinde yaşanan haksızlığa ve hukuksuzluğa sessiz kalmaktadır. Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkını kullanan işçilerin çalışma hakları ellerinden alınmaktadır.

Sendikal örgütlülüğe karşı yapılan saldırıların ardı arkası kesilmemektedir. Son olarak T. Deri-İş Sendikası'na üye olan Çorlu, Gönen Deri işçileri işverenlerin yasa tanımayan tavırları nedeniyle işten atıldılar. Gönen'de 13 fabrikada 150 işçi, Çorlu'da 2 fabrikada 50 işçi sendikal nedenlerden dolayı işlerinden oldu. İşçiler tekrar işbaşı yapmak için işyerlerinin önünde beklemektedir.

Bizler aşağıda imzası bulunan Türk-İş Konfederasyonu'na bağlı şubeler, başta üyesi olduğumuz Türk-İş olmak üzere tüm sendikaları, duyarlı kamuoyunu bu saldırılara karşı aktif tavır almaya, maddi, manevi destek sunmaya çağırıyoruz.
180 gündür Çorlu'da, 30 gündür Gönen'de direnişte olan deri işçilerinin büyük bir kararlılıkla sürdürdükleri sendikalaşma mücadelesinde, yanlarında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Deri-İş Tuzla Şubesi, Belediye-İş 1, 2, 3 No'lu Şubeler, Belediye-iş Beyoğlu Şube, Belediye-İş İETT Şubesi, Haber-İş İstanbul 1 No'lu Şube, Yol-İş İstanbul 1 No'lu Şube, TÜMTİS İstanbul Şube, Tezkop-İş 2 No'lu Şube, TEKSİF Bakırköy Şube, Harb-İş İstanbul Şube