17 Eylül 2005 Sayı: 2005/37 (37)

  Kızıl Bayrak'tan
  Hesabı işçi sınıfı soracak!
  Başbakan ABD’ye 5. gezisinde
   Tüpraş işçisi talana karşı ayakta!
  Burjuva hukuku ve devlet terörü
  Faşist darbeciler 25 yıldır gülüyorlar...
Son gülen iyi güler!
Faşist 12 Eylül askeri darbesi protesto
edildi
Eylül karanlığını yırtacağız! Yeni Ekimler yaratacağız!
  12 Eylül tartışmalarının gösterdikleri
  12 Eylül hukuku sürüyor: Yeni yasal düzenlemeler/1
  AKP sağlığa zararlıdır!
  “Okulumuzu geri istiyoruz!”
  Faşizme Karşı Gençlik Buluşması başarıyla gerçekleştirildi! Yeni dönemde mücadeleyi büyütmek için ileri!
  12 Eylül sendikacılarının son marifeti... Sınıfa ihanet, Kürt halkına düşmanlık!
(Orta sayfa)
  12 Eylül’ün turnusol kağıdı: DİSK
  Ruth Tekstil işçilerinin açıklaması

  Emperyalist ordular katliamlar eşliğinde
Telafer’i yakıp yıkıyor!

  Katrina sarsmaya devam ediyor
  Almanya’da seçimler...
  12 Eylül faşizmi üzerine/2
  Yılmaz Güney anıldı
  İnkar ve imha sisteminde ısrar ile
teslimiyetin sefaleti!
  Eylem ve etkinliklerden
  Bültenlerden/ Anadolu Yakası İşçi Bülteni
  Almanya’daki seçimler üzerine
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Antakya Kurtuluş Lisesi öğrencilerinin eylemi...

“Okulumuzu geri istiyoruz!”

Geçtiğimiz dönem okullar kapanmadan önce okulumuzun yıkılacağı ve sözde hayırsever bir işadamı tarafından yeniden yapılacağı söylenerek bizden birkaç defa kayıt parası alındı. Yaz döneminde okulumuz yıkıldı ve yerine başka bir okul yapıldı. Sözde hayırsever işadamı tarafından yapılan bu okul adeta bir iş merkezini andırıyordu. Okul açılmadan bir-iki hafta önce yeni yapılan okulun düz lise değil Anadolu lisesi olduğunu öğrendik. Bizler de çeşitli okullara dağıtılmıştık!

Okulların açıldığı gün yeni okulun bahçesinde toplandık. Okulun idarecisinin bizlerin hangi okullara gönderildiğini açıklayan anonslar yapması üzerine bütün öğrenciler tepki gösterdi. Çünkü yeni okullar pekçok öğrenciyi kabul etmemişti. Öğrenci velilerinin bir kısmının gelmesi ile yeni okul idaresi ve Milli Eğitim öğrenciler tarafından yuhalandı. Öğrenciler yeni binanın içine doğru yürüyüşe geçti. Kapıların kilitli olduğu görülünce camlar ve kapılar tekmelendi. Daha sonra bina önünde yeni okulun ambleminin bulunduğu t-short parçalanarak yerlerde çiğnendi ve yakıldı. Bu arada “Okulumuzu geri istiyoruz!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.

Binanın önündeki merdivenlerde yaklaşık 15 dakikalık oturma eylemi yapıldıktan sonra okul dışına doğru yürüyüşe geçildi. Bu arada çevik kuvvet ve TMŞ ekipleri okulun önüne yığıldı. Bütün öğrencilerle konuşarak, içeri girmeye çalışması durumunda polisi içeri almama kararı aldık. Okulun dışına çıkarak yolu trafiğe kapattık, oturma eylemi yaptık. Daha sonra okulun içine girerek, Milli Eğitim'den yetkili biri gelip açıklama yapana kadar okulu terketmeyeceğimizi söyledik. Bir süre okul içinde bekledikten sonra ertesi gün tekrar eylem yapma kararı alarak eylemi bitirdik.

Ertesi sabah okula gittiğimizde ilk karşılaştığımız okul içindeki polis yığınağı oldu. Bu da birçok öğrenciyi tedirgin etti. Çünkü okulun önünde çok az sayıda öğrenci bekliyordu. Daha sonra diğer okulları gezerek öğrencilerin bir kısmını okul önüne getirebildik. Yaklaşık yüz kadar öğrenci ve bazı öğrenci velileri okulun içine girip beklemeye başladı. Fakat bu sefer velilerin bir kısmının rolü değişmişti. Çünkü okul idareleri tarafından bir takım boş vaatlerin yanısıra polisin öğrencilere müdahale edeceği söylenerek korkutulmuştu. Bir velinin “biz buraya çocuklarımızın taşkınlık yapmasını engellemek için geldik”, “çözerse bu işi Milli Eğitim çözer” demesi bu etkinin sonucuydu. Bu arada idareciler, sözde görüşme yaptık havasıyla okula geldi. Öğrencilere ve velilere, herkesin 26 Eylül'de yeni okula alınacağını söylendi. Bunun üzerine öğrenciler arasında bir bölünme yaşandı. Öğrencilerin bir kısmı bu durumu sevinçle karşıladı. Bir kısmı ise, bu söylemin içi boş bir yalandan ibaret olduğunu söyledi. Bu gelişmeden sonra durumdan hoşnut olmayan öğrenciler olarak 26'sına kadar bekleme ve bu süreçte daha ciddi ve organize bir çalışma yürütme kararı aldık.

Antakya Liseli Gençlik Platformu

Girişimi'nden Kurtuluş Lisesi öğrencileri

------------------------------------------------------------------------------------------

Bağış yapmayan ailelerin çocukları 1-D sınıfına

İSTANBUL Gazi Mahallesindeki Gazi İlköğretim Okulu'na kaydedilen, ailelerinin bağış yapmadığı çocuklar 1-D sınıfına gönderilirken, veliler tepki gösterdi.

1-D sınıfındaki 44 öğrenciden 7 yaşındaki Yoldaş Sancar'ın babası, Özcan Sancar, evlerinin hemen yakınındaki Gazi ilköğretim Okulu'na kayıt ettirmek için gittiğinde okul müdürü Cevat Şahin'in kayıt parası ısrarı ile karşılaştığını öne sürdü.

Özcan Sancar, müdürün kayıt için 200 YTL, ardından ‘indirim yaptığını' söyleyerek 150 YTL istediğini öne sürdü.

8 aydan bu yana işsiz olan Özcan Sancar bu parayı veremeyeceğini söylediğinde Okul Müdürü Cevat Şahin'in, “Çocuğunuzu iyi sınıfa yazdırmam. Sadece okuma- yazma öğrenir, okula öylesine gider- gelir'' sözleri ile karşı karşılaştı.

Amatör kamera ile kaydedilen Okul Müdürü Cevat Şahin ile Özcan Sancar arasında şu diyaloglar geçti:

Veli- Bu ülkenin Başbakanı diyor ki, ‘Vermeyin kayıt parası..' ‘Alanları da şikayet edin' diyor.

Müdür- Gidin, şikayet edin kardeşim. Ama yarın çocuğun tuvalette enfeksiyon kaptığı zaman gelip bana söyleme, onlar size diyor ki ‘alınmayacak para', bana diyor ki ‘Bildiğin gibi yap.'

Veli- Yani para vermiyorum diye çocuğumu okutamayacak mıyım?

Müdür- Okutacaksın, ama sadece okur- yazar olacak.

Veli- Yani iyi eğitim alamayacak mı?

Müdür- Mecburen alamayacak..

Özcan Sancar, oğlunun öğrenim göreceği sınıf öğrencilerinin kayıt parası vermeyen ailelerin çocuklarından oluştuğunu anlatırken, şöyle dedi:

“Okul müdürü 44 tane insan var diyor. Bunun 30 tanesi paraları olmadığı için veremeyen insanlar. Bunların geri kalanları da bağışı az veren insanlar. Bu liste gariban listesi, gariban sınıfı yoksullar sınıfı. Müdür bana diyor ki; bu parayı vermezseniz çocuğunuz okula sadece gelecek gidecek, okur-yazar olacak. Sonuna kadar çocuğumun hakkını arayacağım, gereken neresiyse müracaat edeceğim.''

1/D sınıfında okuyan öğrencilerin velilerinden sınıfla ilgili şikayeti olanlar arasında Sametcan'ın annesi Filiz Bakırcı da bulunuyor. Kayıt için kendisinden 100 YTL istendiğini, bu parayı vermediği için oğlunun bu sınıfa yazdırıldığını anlatan Bakırcı, “Şu anki sınıftan hiç memnun değilim, ilgilensinler diye bir miktar para vermeyi düşünüyorum. Sınıfa hep romanları toplamışlar onları dağıtabilirler, biz korkuyoruz çocuğun başına birşey gelecek diye akşama kadar burada bekliyoruz'' diye konuştu.

(Binhan Urfalı, Milliyet, 14 Eylül 2005)

-----------------------------------------------------------------------------------------

Adana'da ırkçı-faşist saldırganlık protesto edildi...

Yaşasın halkların kardeşliği!

Adana'da 9 Eylül günü İnönü Parkı'nda, son dönemde Gemlik'te, Düzce'de, Siirt'te gerçekleşen eylemlere yönelik provokatif tutumları teşhir etmek için BDSP, İHD, DEHAP, DTH, ESP, EMEP, SDP, Barikat, TUHAY-DER, DHP, Alınteri, Partizan, SEH, İşçi Mücadelesi ve Çağrı tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı açıklamada Mersin'de başlatılan Trabzon ve Bozüyük'te devam eden ırkçı, faşist saldırılara değinildi, “Buradan tüm Türk, Kürt, Arap emekçilerini bu faşist, şovenist kışkırtmaya karşı halkların kardeşliğini yükseltmeye, hak ve özgürlüklerimiz için birlikte mücadele hattını örmeye çağırıyoruz” denildi.

Sık sık “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Eylem DEHAP binasına yapılan yürüyüşle son buldu.

Kızıl Bayrak/Adana