7 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/10

  Kızıl Bayrak'tan
  Kirli savaş cephesinde iç muharebe...
  8 Mart’ın ruhu, kurultayların coşkusuyla
8 Mart’ta mücadele alanlarına!
Kürt halkına bir kez daha “siyasal çözüm” tuzağı! - U. Taner
Kanlı operasyonlarda medyanın rolü ve görevi
Kadıköy’de kitlesel SSGSS karşıtı eylem! 
Sermaye SSGSS konusunda son adımlarını atıyor...
  Tekel işçisi direniyor:
  Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu ile konuştuk….
  Tersaneler cehenneminde direniş: “Artık yeter!”
  Sol basının tutumu üzerine... - Z. Us
  15 Mart Temsilciler Meclisi toplantısı ve ön hazırlık sürecine dair...
  Gençlik hareketinden...
  İstanbul Emekçi Kadın Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  Operasyona karşı Kürt halkı ile eylemli dayanışma!
  Irkçı–siyonistlerden Filistin halkına “soykırım” tehdidi!
  KESK’e bağlı sendika şubelerinin genel kurulları cansız geçiyor…
  Doğ güneş doğ, tüm kızıllığınla doğ! -
H. Doğan
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Siyonist vahşet ve Türk burjuvazisinin ikiyüzlülüğü!

Siyonist ordu son yılların ev vahşi katliamlarından birine daha imza attı. Son bir haftada katledilen Filistinlilerin sayısı 100’ü aşarken, yaralı sayısı 200’ün üzerine çıktı.

Katledilenlerin yarısının çocuk ve kadınlardan oluştuğunu ifade eden Filistinli yetkililer, çoğunluğun gece yataklarındayken İsrail bombardımanına kurban gittiğini belirttiler.

Soykırımcı saldırıya gelen tepkilere rağmen, “kendini savunduğunu” iddia eden Tel Aviv’deki siyonist cellâtların başı Ehud Olmert, kural tanımaz katliamlarının devam edeceğini ilan etti. Siyonist canilerin bu küstahlığı ABD emperyalizmi ile batılı müttefiklerinin sağladıkları çok yönlü destekten kaynaklanmaktadır. Elbette gerici Arap devletlerinin utanç verici tutumların ötesine geçmeyerek katliamlara seyirci kalmaları da İsrail’in ırkçı-faşist rejimini cesaretlendirmektedir.

Birleşmiş Milletler de, vahşi katliam karşısındaki iğrenç tutumuyla, etrafına ölüm saçan İsrail devletiyle bir kez daha suç ortaklığı yaptı. Mahmut Abbas’ın çağrısı üzerine acil olarak toplanan BM Güvenlik Konseyi, iki tarafı kınayan bir açıklama yapmanın ötesine geçemedi. BM’nin Amerikancı şefi Ban Ki Mun, iki tarafı da kınayarak, siyonistlerin suçuna ortak olmayı tercih etti.

Bu arada, Filistin halkını hedef alan siyonist barbarlık, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD icazetiyle Kürt halkına yönelik saldırısıyla çakıştı. Kürt halkına karşı girişilen saldırıya İsrail ordusu da fiilen katıldı.

İsrail’in Filistin halkını katletmesine destek veren ABD’nin Ankara’daki işbirlikçilerine, “bu kadar yeter, saldırıyı durdurun!” emri vermesi, işbirlikçi Türk burjuvazisini rahatsız etmiş görünüyor. Bu rahatsızlığı medya aracılığıyla yansıtan gerici rejim, ABD’yi “ikiyüzlülük” yapmakla suçladı.

Sermaye medyası, daha önce siyonist rejimin vahşetini ya görmezden gelir ya da taraflı yansıtırdı. Ancak bu defa farklı bir yol izleyen medya, İsrail ordusunun katliamlarını yansıtma yoluna gitti. 2 Mart tarihinde Milliyet’in internet sayfasında yer alan “Bunun adı ikiyüzlülük” başlıklı haberde, İsrail ordusunun son günlerdeki icraatları sıralandı. Ancak haberin başlığından da anlaşılacağı üzere, Milliyet gazetesinin şeflerinin bu vahşi kıyıma bir itirazları bulunmuyor. Haberin girişinde yer alan “Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna sert tepki gösteren ABD İsrail’in haklı olduğunu ima etti ve dikkatli olmaya çağırdı” ifadeleri Milliyet’in meramını anlatıyor.

Sermaye sözcüsü Milliyet şu mesajı veriyor: “ABD iki müttefikinden İsrail’in Filistin’de katliam yapmasını desteklerken, Türkiye’ye tanıdığı bu ‘hakkı’ sınırlaması ‘ikiyüzlülük’tür!” Başka bir ifadeyle ABD, mademki Filistin’i yakıp yıkan İsrail’e destek veriyor, Türkiye’ye de Kürt halkı üzerine bomba yağdırması için verdiği desteği belli bir süreyle sınırlamamalıydı.

Bu iğrenç mantık silsilesi karşımıza ilk kez çıkmıyor. Hatırlanırsa, İsrail savaş makinesi Lübnan’ı bombalarken de, savaş çığırtkanı Türk medyası aynı kompleksli ruh haline girmiş, Washington’daki efendisine, “madem İsrail’in Lübnan’ı bombalamasına izin veriyorsun, bize de Kürtleri bombalama izni vermen gerekiyor, aksi halde ikiyüzlüsün” demişti.

Bu madalyonun her iki yüzü de; İsrail’deki Yahudi burjuvazisinin savaş makinesini Filistin halkının üzerine salması da, benzerini Kürt halkına yapan işbirlikçi Türk sermaye devletinin “İsrail yapıyorsa biz neden sürdürmeyelim” şeklinde dışa vuran mantık silsilesi de iğrençliğin sınırlarını zorlayan cinstendir.

“Üçlü şer ekseni”nin Ankara ve Tel Aviv’deki temsilcilerinden yansıyan bu gözü dönmüşlük, ancak“tüm gözeneklerinden kan ve irin fışkırarak dünyaya gelen sermaye”nin kokuşmuş düzenlerine yakışabilecek cinstendir.

 

İşgale karşı 15 Mart’ta Kadıköy’e!

Irak işgalinin 5’inci yılı dolayısıyla 15 Mart’ta Kadıköy Meydanı’nda miting örgütleyen İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu herkesi, ülkede ve dünyada barış talebini yükseltmeye ve savaş politikalarına karşı hükümeti uyarmaya çağırdı. Yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:

“Emperyalistlerin Irak işgali 5 yıldır sürüyor. İşgal Irak’ta 5 yılda bir milyondan fazla insan kaybına yol açtı. Ülke yağmalandı, Irak petrollerine ABD ve İngiliz petrol şirketleri el koydu. Irak’ta 5 yıldır süren işgalde yüzbinlerce çocuk öldürüldü... Ortadoğu’da halklar arasında kardeşliği zedeleyen savaş ve işgal, kadınları, çocukları, yaşlıları ve gençleri öldürüyor, acıları, yoksulluğu ve hastalıkları çoğaltıyor. Petrol şirketlerinin, silah şirketlerinin kasalarını dolduran savaş ve işgal, insanlık tarihine kara sayfalar eklemeye devam ediyor... Ama petrol tekellerinin, silah şirketlerinin sözcüsü Bush ve ekibine bu kadar kan dökmek de yetmedi, yetmiyor. ABD şimdi İran’ı hedef gösteriyor! Halkın muhalefeti ve 1 Mart 2003’de zirveye çıkan savaş karşıtı tepki sonucu işgale aktif destek vermeyi reddeden Türkiye’yi bu saldırgan planın parçası yapma çabaları da sürüyor. Hükümetimiz Ortadoğu’ya yönelik ABD operasyonunun bir parçası olmayı kesinlikle reddetmeli, İncirlik Üssü’nün bu amaçla kullanılmasına izin vermemelidir.”

ABD’nin Irak’a saldırısının her yıl küresel bir eylemle dünyanın birçok ülkesinde protesto edildiği hatırlatılarak şu çağrı yapıldı: “. Savaşa ve işgale hayır demek için, tüm savaş ve işgal karşıtlarını 15 Mart Cumartesi Saat 11.00’de Tepe Nautilius önünde toplanıp, Saat 13.00’te Kadıköy İskele Meydanı’nda buluşmaya çağırıyoruz.”

Basın toplantısının ardından bazı meslek örgütlerinin temsilcileri de konuşmalar yaptılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

ÇHD: “İsrail soykırım yapıyor!”

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, İsrail siyonizminin Filistin halkı üzerinde estirdiği terörü Levent’teki İsrail Başkonsolosluğu önünde protesto etti. Türkiye’nin İsrail’le olan tüm anlaşmalarını iptal etmesini istedi. İsrail’in soykırım yaptığını duyurdu.

Filistin halkına dönük saldırıların sorumlusunun tek başına İsrail olmadığı, ABD  ve AB’nin yanında Türk devletinin de bu saldırılarda payı olduğu belirtilen açıklamada şunlar söylendi:“İktidar eğer bu katliamlara karşı olduğunu söylüyor ise İsrail ile ticari, politik ve askeri bütün anlaşmaları iptal etmelidir. Bu emperyalizmin halklara düşmanlığından başka bir şey değildir. Filistin’de ölenler bizim çocuklarımızdır. İsrail suçlarına bir katliam daha eklemiştir. Artık suçlarını gizleme gereği dahi duymamaktadır. Dünya halklarının gözü önünde yaptıkları soykırımı ilan etmekteler. Bizler biliyoruz ki, İsrail’i ve diğer katliamcıları ancak her milliyetten ve inançtan halklar birlikte mücadele ederek durdurabiliriz.”

Kızıl Bayrak / İstanbul