18 Nisan 2008 Sayı: SİKB 2008/16

  Kızıl Bayrak'tan
  Birleşik, kitlesel ve devrimci bir
1 Mayıs’a doğru!..
  Onurumuz ve geleceğimiz için
1 Mayıs’ta alanlara!
301. Madde üzerine koparılan fırtına düzen hukukunun faşist özünü gizliyor...
“İstihdam paketi”nin yeni hediyesi:
Sosyalist Kamu Emekçileri’nden ilerici-öncü kamu emekçilerine çağrı:
SSGSS karşıtı eylemler...
  Mevsimlik işçilerin ‘ölüm mevsimi’!..
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  TKİP II. Kongresi kapanış konuşması... / 2
  Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
  Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı... .
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  İzmir Liseli Gençlik Platformu kuruldu!
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm açlığı dayatıyor,
halklar ayaklanıyor!
  Dünyadan…
  Toplum cinnetin eşiğinde!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP emperyalist destekle ayakta kalmaya çalışıyor

Amerikan-Türk Konseyi’nin (ATC) Washington’da düzenlenen toplantılarının ikinci gününde bir konuşma yapan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, Türkiye’nin “ılımlı İslam ülkesi” olarak anılmasının kendisini rahatsız ettiğini söyledi.

ABD’deki bazı uzmanların ve meslektaşlarının Türkiye’nin dünyada “ılımlı İslam ülkesi” olarak öncü bir rol oynayabileceğini söylediğini hatırlatan Şensoy, “Türkiye kendisini yaşadığı bulunduğu coğrafyada demokrasisi ve laik sistemi ile farklılaştırmış ve örnek olmuştur. Bu cumhuriyetin kurulduğu tarihten beri böyledir. Türkiye’den bahsederken söylenebilecek şey laik demokrasidir” ifadesini kullandı.

Hakkındaki kapatma davası üzerinden AKP’ye dış destek giderek artıyor, daha açıktan dillendirilmeye başlıyor. Avrupa Parlamentosu’ndan Barosso’nun geçen haftaki destek ziyaretinin ardından, ABD ve AB üzerinden destek açıklamaları birbirini izlemeye başladı.

Amerikan Türk Konseyi’nin 27’nci yıllık konferansında ‘Türkiye, AB ve ABD: 2009’daki zorluklar’ konulu bir panelde konuşan Avrupa parlamentosu üyesi, Türkiye-AB Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk, “Belki ağır bir ifade olacak ama, yapılan, yargısal darbe yaparak partinin kapatılmaya çalışılması. Dava belki yasal ama hükümet partisine karşı hayli siyasi bir dava olduğunu söylemek mümkün“ dedi. ABD Dışişleri Bakanı Rice ise, ‘demokrasi’ vurgusuyla ve seçimleri hatırlatarak daha dolaylı bir desteği tercih etti. ABD’den çeşitli ağızların ılımlı İslam vurgusu da bir başka destek yöntemi. Ancak bu tanım, anlaşıldığı kadarıyla artık iktidar partisini rahatsız ediyor olmalı ki, aynı toplantıda konuşan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, Türkiye’nin “ılımlı İslam ülkesi” olarak anılmasının kendisini rahatsız ettiğini belirttikten sonra, girişte aktardığımız ifadeleri dile getirdi. Bu düzeltme, kuşkusuz, AKP hükümetinin bir Amerikan projesi olarak hayata geçirildiği ve kurulduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Sadece uşakların uşaklık ilişkisini daha üstü örtülü sürdürme isteğini ortaya koyuyor.

Kapatma davası konusunda AKP’ye desteğini çeşitli düzeylerde sürdüren AB’den son ataksa, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden geldi. (AKPM) Türkiye’de açılmış bir parti kapatma davasıyla ilgili olarak ilk kez bir bildiri kaleme almaya hazırlanıyor. Bildiri yayımlanması isteğinin Parlamenterler Meclisi’nin AKP’li üyelerinden geldiği, AKPM Başkanı Luiz Maria De Puig’in, böyle bir bildiri yayımlama konusunda kendilerine başvuruda bulunulduğunu söylemesi üzerine anlaşılmış oldu.

İçeride, bir yandan artan sınıf ve kitle muhalefeti, diğer yandan kapatma davasıyla birlikte yeniden tırmanan düzen içi çatışma tarafından kuşatılmış durumdaki AKP, anlaşıldığı kadarıyla, kendini hükümete taşıyan emperyalist desteğin sürmesi için elinden geleni yapıyor. Sadece Avrupa Parlamentosu’nda kulis faaliyeti de değil, İMF’nin uyarılarıyla da keskinleşen SSGSS saldırısını aynı hızda sürdürerek, emperyalist odaklardan gelen her direktifi tereddütsüz hayata geçirmeye çalışarak yapıyor elinden geleni.

Kendilerinin bilgisi dışında gerçekleşen bu başvuru konusunda kıyameti koparan muhalefet partileri, böyle bir bildirinin ‘bağımsız yargı’ya müdahale anlamına geleceğinden dem vuruyor ama, bir bildiri olsa da olmasa da, emperyalizmin desteği devam ettiği sürece hükümet partisine yönelik saldırıların sadece onu yıpratmaya yarayabileceği, hükümeti düşürmeye kadar vardıramayacakları açıktır. Çünkü yaygara koparan muhalefet partileri de, sözde bağımsız yargısı da, aynı emperyalizm uşaklığıyla malul durumdadır.

AKP’yi hükümete taşıyan aldığı oylar olsa da, Erdoğan’ı Başbakanlığa taşıyanın, ABD’nin direktifiyle hakkındaki davayı düşüren o ‘bağımsız’ Türk yargısı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, bağımsızlık görece bir kavramdır. Kimden ve neyden bağımsız olduğu sorulmadan doğru biçimde anlaşılamaz. Türk yargısı da bağımsızdır kuşkusuz. Fakat Türk devleti ne kadar bağımsızsa o da işte o kadar bağımsız...