18 Nisan 2008 Sayı: SİKB 2008/16

  Kızıl Bayrak'tan
  Birleşik, kitlesel ve devrimci bir
1 Mayıs’a doğru!..
  Onurumuz ve geleceğimiz için
1 Mayıs’ta alanlara!
301. Madde üzerine koparılan fırtına düzen hukukunun faşist özünü gizliyor...
“İstihdam paketi”nin yeni hediyesi:
Sosyalist Kamu Emekçileri’nden ilerici-öncü kamu emekçilerine çağrı:
SSGSS karşıtı eylemler...
  Mevsimlik işçilerin ‘ölüm mevsimi’!..
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  TKİP II. Kongresi kapanış konuşması... / 2
  Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
  Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı... .
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  İzmir Liseli Gençlik Platformu kuruldu!
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm açlığı dayatıyor,
halklar ayaklanıyor!
  Dünyadan…
  Toplum cinnetin eşiğinde!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Genç Sen Temsilciler Meclisi 2. Toplantısı gerçekleştirildi...

Hareketin ihtiyaçlarına yanıt veren bir Genç Sen için!

Genç-Sen 2. Temsilciler Meclisi toplantısı 12 Nisan günü Ankara DİSK Genel-İş’te gerçekleştirildi. Yaklaşık 20 üniversiteden temsilcilerin katıldığı toplantıda gerçekleşen tartışmalar Genç-Sen içindeki bir eğilimin yaşadığı çürümeyi belgelerken, öte yandan da devrimci çizgideki Genç-Sen’lilerin henüz daha başlangıçtaki güç ve olanakları ile bu eğilimi nasıl sıkıştırdığını gözler önüne serdi.

Dönemin başından bu yana Genç-Sen yerellerde devrimci Genç-Sen’lilerin müdahale alanları dışında elle tutulur bir çalışma ortaya koymamıştır. Dahası, liberal ve reformist anlayış gençliğin sorun ve gündemlerini ele almayı hedefleyen, bu çerçevede tabanın doğrudan katılımını örgütlemeye çalışan her adımın karşısına çıkmıştır.

Ankara’da ODTÜ’de yapılan tartışmalar, Eskirşehir’de gerçekleşen ve artık gericilik boyutuna taşınan müdahaleler kendini MYK’da ifade eden liberal bloklaşmanın bir çürüme yaşadığını gözler önüne sermiştir. Genel kurul sonrasında “Genç-Sen’e emek harcayanların” harcadığı emeğin ne olduğu ve devrimciliğe ne kadar uzak olduğu pratik çalışmanın her adımında görülmüştür.

Genç-Sen’in hareketin ihtiyaçlarına yanıt veren bir örgütlülük haline gelmesi ancak dinamik bir taban örgütlülüğü oluşturması, hareketin ve mücadelenin yerel ve genel gündemlerini etkili ve eylemli bir biçimde işlemesi ile mümkün olacaktır. Bunu başaracak asıl irade ise, bizim de bir parçası olduğumuz devrimci Genç-Sen’lilerdir.

“İşleyiş” tartışması ve hareket içinde sınanmamış tüzük üzerine güzellemeler

Toplantının ilk gündemini Genç-Sen’in işleyişi ve ortaya çıkan sorunlar oluşturdu. Bu başlık altında Genç-Sen’in kitleselleşmesi sorunları, bu noktada gençlik hareketi ile kurduğu bağ ve bu bağın etkinleşmesi, tabanın örgüt içindeki inisiyatifini güçlendirmek vb. sorunların tartışılması beklenirken, tartışma YTÜ ve buradaki Genç-Sen faaliyetinin tüzüğe uymamasına kilitlenmiş oldu. Toplantı yeter sayısının (ilgili şubedeki üyelerin yarısı) sağlanamamış olması nedeniyle temsilcilerin meşru olmadığı, öte yandan da ilgili üniversitede “mağdur olan arkadaşların” bulunduğu ifade edilmiştir. Buradaki asıl sorun alanının ise YTÜ’nün tüzüğe uymamaktaki ısrarı olarak tanımlanmıştır.

Burada bir yerel üzerine yürütülen hasmane tartışmalara yanıt vermek elbette gerekmiyor. Ancak MYK’ya, onu oluşturan liberal anlayışa ve o anlayışın yereldeki temsilcilerine bazı hatırlatmaları yapmayı da görev sayıyoruz.

Mağduriyete çokça duyarlı MYK ve bu eğilimin oluşturduğu tüzük neden her alanda blok liste ile temsilci seçimlerini dayatıyor. (Mevcut işleyişe göre, herhangi bir şubede bir eğilimin 54 bir eğilimin 53 oyu olduğunda, kararlar ve temsilciler 54 oyun belirleyiciliğindedir. Diğer 53 oy ve arka planındaki tartışmalar ise çöpe gitmektedir.) Hareketin ihtiyaç duyduğu karar alma süreci bu mudur? Tabanın inisiyatifini sürece katmak böyle mi sağlanacaktır? Liberallerimizin demokrasiden anladıkları burjuva demokrasisinin bile ne yazık ki gerisindedir.

Çokça atıf yapılan tüzüğe uyma tartışmalarını anlamak gerçekten güç. Örgüt bir normlar bütünü ise, tüzük de onun ifadesi olmak zorundadır. Oysa karşılaşılan tartışma “tüzüğe uymamız gerekiyor!” oluyor. Peki neden? Gerekçe ne? Bu anlayışın sahipleri elimizde tartışılamaz bir tüzük olduğunu düşünüyor herhalde. Ya da hukukçulara hazırlattıkları tüzüğün olası “yasal uyumsuzluklar dışında” -ki bunları düzelteceklerini genel kurulda taahhüt etmişlerdi- hareketin örgütsel ihtiyaçlarına her zaman ve her alanda yanıt veren bir şey olduğunu zannediyor olmalılar. Evet, 5-6 liberal siyaset, taban inisiyatifine dayanmayan bir genel kurulla, gençlik hareketinin örgütlenme sorununu bir bütün olarak çözmüş bulunuyor!

8 Mart’ta hiçbir hukuka dayanmadan gizli toplantı örgütleyen, devrimci Genç-Senliler’in müdahalesi sonucu toplantıdan istediği kararı çıkartamayınca da “mağdur” olarak toplantıyı terk eden anlayış, bu sefer de YTÜ’de “mağdur” olmuş. Peki yine de soralım. YTÜ‘nün daha öncesinde aldığı ve bir önceki MYK toplantısında tartıştığı işleyiş kararlarının altında “mağdur” öğrencilerin imzası yok mu? “İşleyişi yerelin ihtiyaç ve yönelimleri belirler, açık toplantılarla kararlar alınır, yerelde tüm aktif kitle karar alma sürecine ve uygulama sürecine katılmalıdır, temsilcilerin temsiliyeti sadece Temsilciler Meclisi toplantısına yerelin kararlarını aktarmak ve oradaki tartışmaları yerele taşımakla sınırlıdır, bunun dışında bir görevi yoktur ve her toplantı öncesi yeniden seçilir...” Bunlar YTÜ Genç-Sen’in tüzüğe uymayan işleyiş kararları. Bu maddelerden birini liberal eğilim etkin olduğu herhangi bir alanda uygulayabiliyor mu? Blok liste uygulamasına, hem de tüm temsiliyeti alması kesin olan bir toplantıda karşı çıkanların devrimci Genç-Sen’liler olduğunu “mağdurlarımız” unuttular mı yoksa. Demokrasiyi sakız edenlerin burjuva demokrasisinin bir adım ötesine çıkan bir ufukları var mı soruyoruz? Mağdur edebiyatı yapmak yerine biraz daha cesaretli tartışın arkadaşlar!

İşleyişe dair tartışmanın siyasal basınçlarla kavranamayan noktasına gelelim. Sorun YTÜ tartışması değil kuşkusuz. Sorun yerel çalışmanın ve etkinin MYK denetiminin dışına çıkmış olması. Bunu etkin bir biçimde bir önceki toplantıda ilgili yerelin tartışmış olması.

“Kitle mücadelesini geliştirmeyi hedefleyen bir kitle örgütlenmesi elbette faaliyetini düzenleyebilmek için belli normlara sahip olmak durumundadır. Bu normlar, örgütün kitle mücadelesine daha etkili müdahalesini sağlamak, onun kitle temelini geliştirmek içindir ve mücadelenin güncel ihtiyaçlarına yanıt vermeyi hedefler. Bunun dışında tartışılan tüzükler, metin olarak ne kadar iyi düşünülürse düşünülsün, sonuçta bürokratik ve mücadele dışı bir normlar yığınını ifade eder. Bugünkü tüzük tartışmalarına buradan bakılmak durumundadır.” (Genç-Sen üzerine... Birleşik, kitlesel ve devrimci bir gençlik örgütlenmesi için! Ekim Gençliği, Sayı:102, Aralık 2007)

Bizim için sorun gençlik hareketinin sorun ihtiyaç ve yönelimleridir. Genç-Sen bununla uyum sağladığı ölçüde bir değer taşır, sağlamadığı ölçüde ise doğal olarak aşılır. Hareketin ihtiyaç ve yönelimlerinden bakmayan bir aklın kavramakta zorlandığı bu gerçek hareket-örgüt ilişkisinin abc’sidir.

Pratik ve politik “belirlemelerin” belirsizliği üzerine

Temsilciler Meclisi toplantısında pratik sürece dair yapılan tartışmalar ise önemli ölçüde zayıf ve yetersiz kalmıştır. Kampanya çalışmasının merkezi ayağını örecek olan Üniversite Sosyal Forumu (ÜSF) üzerine yürütülen tartışmalar bu açıdan belirleyicidir. Zira daha öncesinde oluşturulan ÜSF örgütleme komisyonu tek bir toplantı yaparak karar alma sürecini Temsilciler Meclisine bırakmıştı. Karar alamayacak olan ve ortak bir görüş ve tartışma oluşturmamış bir komisyon çalışmalarına ve “eğilimlerine” dair toplantıda bir sunum yapmış oldu. Elbette sosyal foruma dair tek bir eğilimi ifade eden sunum sonrasında zaman darlığı vb. gerekçelerle top yine ÜSF örgütleme komisyonuna atılmış oldu. ÜSF’nin içeriğine ve örgütlenme yöntemine dair tartışmalar ise Temsilciler Meclisi toplantısında yine bildik zaman sorunlarından kaynaklı hasır altı edildi.

ÜSF’ye bir aydan kısa bir zaman kalmış olmasına rağmen forumun hala belirsiz olması, bu önemli kitle etkinliğini daha başlangıçta etkisiz kılmaktadır. Öte yandan, yerel çalışmaları etkinleştirmek, yerel sunum ve tartışmalarla taban inisiyatifini güçlendirmek için önemli bir araç olabilecek bir etkinliğin bu yönleri temsilciler meclisi toplantısında neredeyse hiç tartışılmamıştır. Bundan sonraki süreci komisyon işletecektir.

Yerellerin inisiyatiflerini yansıttığı bir ÜSF örgütlenme süreci Genç-Sen açısından hayati bir önem taşımaktadır. Temsilciler Meclisinde tartışmanın zayıf kalmış olmasına aldırmadan yerellerde ÜSF’nin örgütlenme süreci hızla başlatılmalıdır. Öncelikle forumun tartışma başlıkları olan gençlik hareketi ve gündemleri, gençlik örgütlenmesi ve sendikal deneyimler, tüm yerellerde etkin bir tartışma ve ön hazırlığa konu edilmelidir. Öte yandan ÜSF 1 Mayıs sürecini de belirleyen yerel kampanya ve çalışmaların ortaya çıkardığı sonuçların dolaysız bir izdüşümü olacaktır. Bu açıdan yerel kampanya ve çalışmaları güçlendirmek, merkezi forumu etkinleştirmenin, kitle katılımını güçlendirmenin de temel bir aracıdır.

Toplantıda 1 Mayıs’a yerellerin kendi inisiyatifi ile çıkmaları karara bağlanmıştır.

Toplantının hızla alınan bir diğer kararı ise genel kurulun Ekim ayına bırakılmasıdır. Halihazırda etkin bir kampanya ve taban çalışması öngörmeyen, örgütlenmeye çalışılan ÜSFy’i sınırlı bir zaman dilimine sıkıştıran yaklaşım, yürüttüğümüz tartışmaları ve bu tartışmanın arka planındaki kampanyalar-ÜSF ve Genel Kurul bütünlüğünü kavramaktan uzak bir karar almış bulunuyor.

Birleşik, devrimci ve kitlesel bir Genç-Sen için!

Birleşik, Devrimci ve Kitlesel bir Genç-Sen için Mücadele Platformu’nun önümüzdeki süreçte Genç-Sen içinde oynayacağı rol Temsilciler Meclisi toplantısı ışığında bir kat daha önem kazanmaktadır. Bu kapsamda platform, hareketin ihtiyaçlarına yanıt veren bir Genç-Sen hedefi ile aşağıdaki başlıklara dair etkin tartışmalar yürütmelidir:

1) Bugün Genç-Sen’in yaşadığı sıkışma ancak etkin bir taban inisiyatifi oluşturarak aşılabilir. Bu kapsamda yerel kampanya çalışmalarını vakit kaybetmeksizin güçlendirmek, Genç-Sen’in gençliğin gündem ve sorunları ile etkin bağ kurmasını sağlamak temel önemdedir. Bu açıdan yerel kampanya çalışmalarına dair hızlandırıcı adımlar atmak, kampanya çalışmalarını yaygınlaştırmak, öte yandan bu çalışmaları ÜSF’ye taşımak, etkin bir taban inisiyatifi oluşturma sürecinin güncel ve öncelikli adımlarıdır.

2) Bu sürecin bir diğer önemli halkası 1 Mayıs faaliyetleridir. Genç-Sen tüm yerellerde etkin bir hazırlıkla 1 Mayıs çalışmaları yürütmeli ve bu çalışmaların gündemleri ile alana çıkılmalıdır.

3) Genel kurul sürecinin hazırlıklarını hızla başlatmak platformun temel görevi olmalıdır. Bu kapsamda iki önemli başlık üzerinden genel kurula etkili bir hazırlık süreci oluşturulmalıdır. Bu başlıklardan ilki, bugünkü mevcut işleyiş ve bu işleyişin somutlanmış biçimi olan tüzüktür. Genel kurul sürecinde örgütün işleyişine dair güçlü ve etkili bir tartışma ancak bugünden başlatılarak başarıya ulaşabilir. Diğer bir önemli başlık ise Genç-Sen’in yol haritasıdır. Genç-Sen’i piyasalaşan eğitime ve geleceksizliğe karşı gençlik mücadelesinin etkin bir öznesi haline getirmek, bu kapsamda genel kurula yönelik etkili bir hazırlık yürütmek güncel ve hızla başlatılması gereken bir görevdir. Bu başlıkların tartışılacağı asıl alanlar ise Genç-Sen faaliyetinin yerel şubeleri ve temsilcilikleridir.

4) Tüm bu başlıklarda sonuç alıcı bir süreç ancak devrimci Genç-Sen’lilerin etkin ve dinamik bir müdahalesi ile sağlanabilir. Bu açıdan platform kendi dışındaki tüm devrimci özneleri Genç-Sen’e etkin müdahale için taraflaşmaya çağırmalıdır. Bu taraflaşmayı soyut bir çağrı olarak değil, somut bir program ve hedefler bütünü içinde ve bugün için Genç-Sen faaliyeti içinde olamayan devrimci çevreleri de içine katan bir genişlikte ele almalıdır.

Ekim Gençliği


Gençlik hareketinden…

İÜ: “Faşizme geçit yok!”

İstanbul Üniversitesi’ndeki devrimci, demokrat, yurtsever ve ilerici öğrenciler, 10 Nisan’da Beyazıt Merkez Kampüs önünde gerçekleştirdikleri eylemle, üniversitelerdeki faşist saldırıları protesto ettiler. Ortak basın açıklamasında, üniversitelerde yaşanan saldırıların sistemli olduğu vurgulandı. Antalya’daki saldırıya değinerek, eli silahlı, satırlı ülkücülerin ellerini kollarını sallayarak kampüse girdiği ve polisin hiçbir girişimde bulunmadığını söyledi. Yaşananlar sonucu 3 devrimci öğrencinin tutuklandığı, onlarca öğrenciye 15 gün giriş yasağı verildiği ve yurtlarda ilerici öğrencilere yönelik baskı ve tehditlerin sürdüğü ifade edildi. Açıklama faşizme karşı mücadele çağrısı ile son buldu. Eyleme yaklaşık 250 kişi katıldı.

 Kızıl Bayrak / İstanbul


EÜ’nde soruşturma terörü sürüyor…

18 Mart günü Genç-Sen Mühendislik Birimi’nin Gıda Cafe’de açtığı masaya faşistler saldırmış, çatışma çıkmış ve birçok arkadaşımız çeşitli yerlerinden yaralanmıştı.

Bu olayın ardından Ege Üniversitesi Rektörlüğü devrimci ve demokrat öğrenciler hakkında soruşturma açtı. Yeni açılan soruşturmada dikkat çeken ise, öğrencilere gönderilen zarfın içine Gıda Cafe’deki çatışma görüntülerini içeren CD’nin konulmasıydı. Önceki soruşturmalarda devrimci ve demokrat öğrenciler delilleri görmek için ek süre talep etmişlerdi. Rektörlük bu talebin önüne geçmek için delilleri de duyuruyla birlikte vermiş oldu.

Ege Üniversitesi / Ekim Gençliği


Baskılar sürüyor, mücadele de!

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Genç-Sen olarak üniversitedeki baskılara ve anti-demokratik uygulamalara karşı mücadelemiz devam ediyor. Fen-Edebiyat Fakültesi arasındaki geçiş yasağının kaldırılmasının ardından ilk olarak afiş ve bildirilerle bunun duyurusunu gerçekleştirdik. Fakülteye yaygın bir şekilde duyurusunu yaptığımız sırada birçok öğrenci üniversitede uygulanan diğer yasakların da kaldırılması yönlü taleplerini dile getirdiler.

Genç-Sen olarak kimlik kontrollerinin ve çanta aramalarının son bulması, kameraların kaldırılması ve dönem içerisinde 40’a yakın öğrenciye açılan soruşturmaların geri çekilmesi talebiyle sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. İÜ’deki diğer kampus ve fakültelere de girebilmek için fakülteler arası geçiş yasağının tamamen sona ermesi, anti-demokratik uygulamaların son bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz.

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği


“Özgür sanatçı baskıya karşı!”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yürütülen Genç-Sen faaliyeti aktivistlerinden Eren Onur hakkında Rektörlük tarafından okula giriş yasağı getirildi. Bu saldırı 11 Nisan günü MSGSÜ Genç-Sen Şubesi, MSGSÜ Öğrencileri ve Eğitim-Sen 6 No’lu Şube’nin gerçekleştirdiği eylemle protesto edildi.

Eylemde yapılan açıklamada, MSGSÜ’de son dönemde Rektörlük tarafından hayata geçirilen uygulamaların vardığı boyut aktarıldı. Üniversite içinde yürütülen muhalif faaliyetin hedef tahtasına çakıldığı belirtildi. Eylemde söz alan MSGSÜ Öğrencisi Eren Onur da kendisine konulan okula giriş yasağının özünde örgütlü mücadeleyi engelleme amacı taşıdığını, saldırılara karşı sonuna kadar direneceklerini belirtti.

Kızıl Bayrak / İstanbul