18 Nisan 2008 Sayı: SİKB 2008/16

  Kızıl Bayrak'tan
  Birleşik, kitlesel ve devrimci bir
1 Mayıs’a doğru!..
  Onurumuz ve geleceğimiz için
1 Mayıs’ta alanlara!
301. Madde üzerine koparılan fırtına düzen hukukunun faşist özünü gizliyor...
“İstihdam paketi”nin yeni hediyesi:
Sosyalist Kamu Emekçileri’nden ilerici-öncü kamu emekçilerine çağrı:
SSGSS karşıtı eylemler...
  Mevsimlik işçilerin ‘ölüm mevsimi’!..
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  TKİP II. Kongresi kapanış konuşması... / 2
  Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
  Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı... .
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  İzmir Liseli Gençlik Platformu kuruldu!
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm açlığı dayatıyor,
halklar ayaklanıyor!
  Dünyadan…
  Toplum cinnetin eşiğinde!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hatice Yürekli yoldaşın anısına...

Partimizin mayasındaki
değerlerin aynası!

Partimiz’in kurucu üyelerinden olan Hatice Yürekli yoldaşın ölümünün 7. yılındayız. Hatice yoldaş, yaşamını örnek bir devrimci olarak sürdürmüş ve inançları uğruna ölümü göğüslemeyi bilmiş yiğit bir devrimciydi. Bütün bir yaşamı boyunca devrim ve sosyalizm mücadelesinin ihtiyaçlarından baktı ve yaşamını da bu ihtiyaçlar üzerinden şekillendirmeyi kendisine görev bildi. Soluksuz bir sınıf devrimcisi olarak sınıfın partisinin inşası sürecinde harcadığı düşünsel çaba kadar, bu çabanın pratikte hücre hücre örülmesi noktasında da üzerine düşeni yaptı. Ve bu uğurda coğrafyamızın bir dizi kentini adım adım arşınlamaktan geri durmadı. Hatice yoldaşın ölümü ile yaşamı arasında bir fark tanımlamak mümkün değil. Yürekli yoldaş, aynen yaşadığı gibi, yine kendisini bir parçası bildiği sınıfın çıkarları, devrim ve sosyalizm mücadelesinin ihtiyaçları için bedenini tereddütsüz bir biçimde ölüme yatırdı. Sonunu bilerek girdiği bu süreçte ortaya koyduğu sarsılmaz irade ile partili kimliğin örnek bir taşıyıcısı olmanın gururunu yaşadı ve yaşattı.

Ülkemizde düzen ve devrim çatışması her zaman olabildiğine sert olmuş, bu savaşta nice yiğit devrimci sermaye düzeni tarafından bir biçimde katledilmiştir. Bu devrimcilerin her biri bizler için bir değeri ifade eder. Ancak bu yüzlerce devrimci arasında bazıları, yaşamları boyunca hep korudukları çizgi ve tutumları, kimi üstünlükleri ve elbette mücadele yürüttükleri dönem itibariyle bir yanıyla daha fazla önem taşımaktadır. Hatice Yürekli yoldaşın da yaşamı incelendiğinde görülecektir ki, o ifade edilen bu ayrıksı özellikleri taşımaktadır.

Zor dönem devrimcisi...

Hatice yoldaşın devrimciliğinin ve dava uğruna tereddütsüzlüğünün ayrıksı öneminin kavranabilmesi açısından öncelikle dönemin koşullarının derinlikli biçimde kavranması gerekmektedir. Hatice yoldaş ‘60’ların, ‘70’lerin yükselen toplumsal muhalefeti içerisinde şekillenmemiş, bu sürecin her açıdan elverişli ortamı içerisinde devrimci olmamıştır. Aksine O, bir yenilgi döneminin ardından ve bu dönemin tüm olumsuz etkileri yıkıcı bir biçimde hissedilirken bu mücadeleye atılmıştır. 12 Eylül faşist askeri darbesinin yarattığı yenilgi atmosferi ve ardından Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile birlikte; bırakın kişi olarak devrimcileri, geçmişin koskoca örgütlerinin “sosyalizm öldü” propagandasının etkisi altına girdiği, teslimiyet ve tasfiye bayraklarını çekmeye başladığı bir süreçte Yürekli yoldaş, tercihini tereddütsüz bir biçimde devrim ve sosyalizm mücadelesinden yana yapabilmiştir. O’nun devrimciliğinin gerisinde ne doğrusal olarak yükselen bir sınıf hareketi tablosu, ne evrensel bir kalkışma, ne de güçlü-heybetli sol örgütler tablosu vardır. O, kendi dönemindeki bir dizi devrimci gibi, düzen ve devrim karşısındaki konumlanışı devrimden yana güçlendirebilecek bir dizi yan etkenden yoksun olmasına rağmen ezen-ezilen çelişkisinin keskinliği karşısında bir tutum geliştirmiştir. Kuşkusuz bu tutum devrimci ideolojik kimliğin en dolaysız bir göstergesidir.

Hatice yoldaş tarafından böylesi bir zor dönemde yapılan tercihin içeriği, O’nun ideolojik kimliğinin doğru ve güçlü biçimde kavranabilmesi açısından önemli bir veridir. 12 Eylül ürünü tasfiyeci sürecin beslediği yaygın ve etkin bir legalizm ortamında ve devrimci örgütten kaçışın moda olduğu bir dönemde, Hatice yoldaş doğrudan ihtilalci bir örgütte konumlanmayı tercih etmiş ve ardından tüm yaşamını böyle bir örgütün saflarında etkin bir militan olarak geçirmiştir. Bu da onun devrimci ideolojik tercihini tamamlayan devrimci örgütsel tercihi olmuştur. Bu ikisini ise devrimci sınıf yönelimi tamamlamış, Hatice yoldaş sınıfı devrimcileştirme ve parti inşasını bu çaba içinde geliştirme çalışmasına etkin bir biçimde katılmış, profesyonel devrimci bir bilinç ve ruhla yürüttüğü bu çalışmada gerektiğinde bir fabrika işçi olarak da yer almıştır...

Zor bir dönemde genç bir devrimci için bu son derece anlamlı tercih ve yönelimler, buna eşlik eden soluklu pratik çaba ile başarılı sınavlar, Hatice Yürekli yoldaştan öğreneceklerimize de ışık tutmaktadır.

Tutarlı bir direniş çizgisi...

Türkiye devrimci hareketinin anlamlı bir direniş geleneği vardır. ‘70’li yılların başında Denizler’in, Mahirler’in, İbrahimler’in kanları ve canları ile yaratılan bu direniş geleneği, onları izleyen kuşaklarca da sürdürülmüş, daha ilerilere taşınmıştır. Komünistler başından itibaren geçmiş dönemin bu devrimci mirasına etkin bir tutumla sahip çıkmış, geçmişin devrimci geleneklerini yeni bir düzeyde, işçi sınıfı devrimciliği ekseninde yaşatmak ve sürdürmek bilinciyle hareket etmişlerdir. Hemen her bakımdan elverişsiz bir tarihsel evrede ortaya çıktıkları halde kendi direniş geleneklerini hızla ve başarıyla oluşturmalarında, geçmişin devrimci mirasına bu doğru devrimci yaklaşımın da önemli bir payı vardır hiç kuşkusuz.

Hatice Yürekli yoldaş bu yeni direniş geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Hiç de yalnızca ölümüylü değil fakat bütün bir devrimci yaşamıyla da. Zorlu yeraltı yaşamı boyunca karşı karşıya kaldığı çok sayıda polis sınavı bunun en dolaysız kanıtıdır.

Hatice yoldaşın mücadele yaşamı, tıpkı Partimiz’in diğer şehitleri Ümit ve Habip yoldaşınkiler gibi bu anlamda lekesizdir. Yoldaş hakkında yazılanlar tekrar okunduğunda yoldaşın siyasal savunma yapmadığı tek bir yargılanma sürecine rastlanamayacaktır. O, işkence tezgahlarında tek kelime etmemeyi onur bilmiş, mahkemelerde ise komünistlerin bu düzenin hukuku ile yargılanamayacaklarını haykırmıştır. Ulucanlar’a yönelik katliamcı faşist saldırı karşısında da direnişçi bir tutumun temsilcisi olan yoldaş, nihayet bunu hücre saldırısına karşı geliştirilen büyük zindan direnişi içinde yer alarak ve bu uğurda ölmesini bilerek de göstermiştir.

Yoldaşın devrimci kimliğinin kavranabilmesi açısından belki de en anlamlısı O’nun Ulucanlar Direnişi’nin ardından açılan davada yaptığı savunmanın kendisi olacaktır. Yoldaş, bu savunma sırasında eylemcisi olduğu ölüm orucunu cepheden sahiplenir ve şöyle der:

“Ben gönüllü bir Ölüm Orucu direnişçisiyim. Bizim Ölüm Orucu’na ‘örgüt baskısıyla’ gittiğimiz söyleniyor. Bu çok çirkin/çaresiz bir yalandır. Bizler siyasi kimlikleri, gelecek idealleri olan ve bu idealler doğrultusunda yaşayan insanlarız. Devletin bizleri teslim alıp/imha etmeye dönük planlarına karşı en önde durmak, ölümüne direnişin ilk gönüllüleri olmak bir onurdur bizim için. Hiç kuşku duymuyorum ki, tüm arkadaşlarımız ilk gönüllüler içinde olmayı istemektedirler.”

Hatice yoldaş, diğer şehit yoldaşlarımızla birlikte Partimiz’in direnişçi kimliğinin en açık dışavurumunu ifade etmektedir. O’nun ideolojik kimliğinden beslenen bu militan tutumu bugünün kadro ve militanlarına bıraktığı anlamlı mirasın en önemli öğelerinden biridir.

Düşünen ve savaşan yiğit bir devrimcinin önünde saygıyla...

Hatice Yürekli yoldaş, partimizin tırnakları ile kazıyarak yarattığı değerlerin onurlu bir temsilcisidir.

O, bütün bir yaşamını kelimenin gerçek anlamı ile “insan” olarak geçirmiştir. Zira bu kokuşmuş düzende, “yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca işçi ve emekçinin haklı davasını” savunmak ve bu dava uğruna gerektiğinde ölümü de yiğitçe kucaklamaktan daha “insanca” olan bir şey yoktur!

Hatice Yürekli, devrim ve sosyalizm davasını benimsemiş yiğit bir sınıf devrimcisidir; kokuşmuş sermaye düzenini yıkma mücadelesi içinde onurla yer almış düşünen ve savaşan komünist bir militandır; sarsılmaz bir inançla bağlı olduğu işçi sınıfı davası uğruna tereddütsüz ölüme yürüme geleneğinin bir neferidir!

Bütün bu özellikleriyle Hatice Yürekli yoldaş, Partimizin mayasındaki değerlerin bir aynasıdır...

Ölümünün 7. yılında devrimci anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz!