16 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/20

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf mücadelesinin yeni dönemi...
   İMF programlarına karşı mücadeleye!
“İstihdam paketi” mecliste...
ATO’nun araştırmasının çarpıcı sonuçları...
Ölüm kampı: Tuzla tersaneler cehennemi!
Patronlar sarayda, işçiler mezarda!
  Kayseri İşçi Kurultayı’na hazırlanıyoruz!
  3. Çiğli İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun 2008 1 Mayıs deklarasyonu:
  Devrimci yayınlar 1 Mayıs’ı değerlendiriyor...
  İP/TGB provokasyonu boşa düşürüldü!
  Mayıs’tan Haziran’a katliam ve direniş....
  Taksim 1 Mayısı üzerine...
  Dünyadan...
  Piyasalaşan eğitime karşı mücadeleye!
  TC ve Güney ilişkilerinde yeni durum
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Patronlar sarayda, işçiler mezarda!

“Tek tek ölüyoruz, sesimizi duyan var mı?”

Tuzla tersaneler cehennemi işçilere mezar olmaya devam ediyor. 9 Mayıs günü saat 14.00 sularında Selah Tersanesi’nde makine dairesindeki gaz sıkışması sonucu yaşanan patlamayla İzzet Güder isimli tersane işçisi iş cinayetine kurban giderken, 5 işçi de yaralandı. Kan emici asalak tersane patronlarına karşı dişe diş mücadelesini sürdüren Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER), 11 Mayıs günü tersanelerdeki direniş ateşini Taksim’e taşıdı. Tersane işçileri Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdikleri eylemle kamuoyuna seslendiler: Tek tek ölüyoruz, sesimizi duyan var mı?

Tersane işçilerinin soluğu patronların ensesinde olacak!

Saat 12.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanan TİB-DER üyesi tersane işçileri 9 Mayıs günü yaşanan patlamada yitirdikleri İzzet Güder’i andılar, soluklarının tersane patronlarının ensesinde olacağını bir kez daha haykırdılar. “Sesimizi duyan var mı? Tek tek ölüyoruz!/Tersane İşçileri Birliği Derneği” pankartını açan tersane işçileri baretleriyle beraber katıldıkları eylemde; “Yaşasın tersane işçileri birliği!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Katil Selah hesap verecek!”, “Katil GİSBİR hesap verecek!”, “Patronlar sarayda, işçiler mezarda!”, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Tersane işçisi köle değildir!” sloganlarını attılar. Eylem öncesinde konuşan tersane işçisi “buradan bir kez daha haykırıyoruz: Tersane patronları soluğumuzu enselerinde hissetmeye devam edecekler. Hesap soracağız!” diyerek sözü TİB-DER yönetim kurulu üyesi Cahit Atalay’a bıraktı.

Selah Tersanesi yalan söylüyor!

Açıklamaya Selah Tersanesi’nde yaşanan patlamanın ardından tersane yönetiminin yaptığı yazılı açıklamayı teşhir ederek başlayan Atalay, tersane yönetiminin “patlama üretimin olmadığı alanda gerçekleşti” yalanını teşhir ederek şunları söyledi:

“Ölümlerin asıl sebebi gizlenip sorumluluk ölen işçilerin üzerine atılıyor. Son yaşanan cinayetle ilgili Selah Tersanesi’nden yapılan açıklama bunun bir kanıtıdır. Selah Tersanesi yaptığı yazılı açıklamada ‘üretimin olmadığı alanda patlama meydana geldiği’ni söylemektedir. Bu bir yalandır. Tersane patronları gerçekleştirdikleri iş cinayetlerinin sorumluluğunu üzerlerinden atmak için defalarca yaptıkları gibi yine yalan söylüyorlar. Oysa patlama üretimin olduğu yerde yaşanmıştır. Üstelik yapılan boyama işinden sonra yapılması gereken gerekli gaz ölçümleri yapılmamış, işçilere boyanan yerde sıcak çalışma yaptırılmıştır. Meydana gelen ‘kaza’ değil bir cinayettir. Göz göre göre işçi kardeşlerimiz öldürülmüştür. Her ölümün ardından tersane patronları örgütü GİSBİR yaşanan ölümlere çok üzüldüklerini açıklamaktadırlar. Bu timsah gözyaşlarıdır. Her şeyi kâr üzerine kurmuş bu katliam örgütünün ölen işçileri zerre kadar düşündüğü yoktur.”

Özer’e tepkiler büyüyor:

“Özer şimdi ne diyecek?”

Selah Tersanesi’nde yaşanan patlamayla yaşanan ölüm ve yaralanmalar tam da İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda yaşandı. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Meclis Araştırma Komisyonu’na yaptığı konuşmasında, yaşanan ölümlerin “facia” gibi gösterildiğini ve abartılmaması gerektiğini buyurdu. Özer’in bu sözleri tersane işçilerinin gerçekleştirdikleri eylemde de teşhir konusu oldu ve Özer’e yanıt şu sözlerle verildi:

“Bu son yaşanan cinayetin bir başka trajik yanı ise İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Haftası’na denk gelmesidir. İş güvenliği haftasında bir konuşma yapan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, tersanelerde yaşanan iş cinayetlerinin abartıldığını, bunun abartılacak bir yanı olmadığını, bu ölümlerin normal olduğunu söylemektedir. Bu zatı muhterem kendi görev ve sorumluluğunu unutmuş bir tersane patronu gibi konuşmaktadır. Yaşanan cinayetleri abarttığımızı söylemektedir. Biz ise bir gerçeğin daha altını çiziyoruz. Yaşanan tüm bu ölümler önlenebilir kazalardır. Tersane patronları üç-beş kuruşluk masraftan kaçtığı, gerekli güvenlik önlemlerini masraf olarak gördüğü sürece tersanelerde ölümlerin ardı arkası kesilmeyecektir. Tüm bu yaşananlar ortadayken ve ölümlerin devam edeceği koşullar hala yerli yerinde duruyorken yaşanan ölümleri abartı olarak değerlendiren Kasım Özer, acaba kaç işçi hayatını kaybettiğinde yaşananların bir cinayetler serisi olduğunu kabul edecektir. Bunun için daha kaç kişimizin ölmesi gerekiyor. 4-10 Mayıs İş Güvenliği Haftası bir güvenliğin değil bir seri cinayetlerin haftası olarak hafızamızda kalacaktır.”

TİB-DER: “Komisyonun varlığını tanımıyoruz!”

Atalay’ın açıklaması asalak tersane patronlarına değnekçilik yapan ve sözde tersanelerdeki ölümleri araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu için söylenen sözlerle devam etti. Atalay, peşpeşe yaşanan işçi ölümlerine rağmen adım atmayan bu komisyonun varlığını tanımadıklarını belirterek, komisyonun Tuzla tersaneler havzasında meşruluğunu yitirdiğinin altını çizdi.

TİB-DER’in açıklaması tersane işçilerine kölece çalışma koşullarına karşı “grev” çağrısıyla son buldu ve talepler sıralandı.

Tersane işçilerinin talepleri:

* Göstermelik tedbirler değil, gerçek anlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın!

* Taşeronluk sistemi tümden kaldırılsın!

* Sigorta primleri ana firma ve gerçek ücret üzerinden ödensin!

* Tüm işçileri kapsayan işçi lojmanları kurulsun!

* Ağır ve Tehlikeli İşkolu Yönetmeliği uygulansın!

* İş cinayetlerinin sorumlusu tersane patronları yargılansın!

Tersane işçilerinden Çiğli işçileriyle dayanışma!

Tersane işçileri eylem boyunca tersane patronlarına öfkelerini ve taleplerini yansıtan “Haramilerin saltanatını yıkacağız!’, “Tek tek ölüyoruz, sesimizi duyan var mı?”, “Çalışma Bakanı istifa!”, “Tersane işçisi köle değildir!”, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Patronlar sarayda, işçiler mezarda!” dövizlerini taşıdılar.

Basın açıklaması, İzmir Çiğli’de devam eden 3. Çiğli İşçi Kurultayı’na destek sloganlarıyla son buldu. Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) Başkanı Zeynel Nihadioğlu’nun da katıldığı kurultayla dayanışma amacıyla “Çiğli-tersane omuz omuza!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları gür ve coşkulu bir biçimde atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul



Ölüm kusan tersane önünde eylem!

Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) iş cinayetinin yaşandığı Selah Tersanesi önünde 10 Mayıs sabahı basın açıklaması gerçekleştirdi. TİB-DER üyeleri saat 07.15’te İçmeler Tren İstasyonu’nda “Tersanelerde sigortasız çalışmaya, iş cinayetlerine son/ TİB” yazılı pankart ile “Artık yeter! İş cinayetlerine son/TİB” dövizlerini açarak yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca coşkulu sloganlar atan tersane işçileri, Selah Tersanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Basın açıklamasını okuyan Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı, tersanelerde yaşanan ölümlerle ilgili kurulan meclis araştırma komisyonunu tanımadıklarını söyleyerek, Güder’in ölümünün nedeninin tersane patronlarının iş yetiştirme telaşı olduğunu vurguladı.

50 tersane işçisinin katıldığı eylemde, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Katil GİSBİR / Selah hesap verecek!”, “ Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganları atıldı. Coşku ve öfkenin hakim olduğu eylem sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak/ Tuzla