16 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/20

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf mücadelesinin yeni dönemi...
   İMF programlarına karşı mücadeleye!
“İstihdam paketi” mecliste...
ATO’nun araştırmasının çarpıcı sonuçları...
Ölüm kampı: Tuzla tersaneler cehennemi!
Patronlar sarayda, işçiler mezarda!
  Kayseri İşçi Kurultayı’na hazırlanıyoruz!
  3. Çiğli İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun 2008 1 Mayıs deklarasyonu:
  Devrimci yayınlar 1 Mayıs’ı değerlendiriyor...
  İP/TGB provokasyonu boşa düşürüldü!
  Mayıs’tan Haziran’a katliam ve direniş....
  Taksim 1 Mayısı üzerine...
  Dünyadan...
  Piyasalaşan eğitime karşı mücadeleye!
  TC ve Güney ilişkilerinde yeni durum
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Düşük ücrete, sigortasız ve işgüvencesiz çalışmaya karşı

Kayseri İşçi Kurultayı’na hazırlanıyoruz!

Kayseri’de sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalışma, sosyal haklardan yoksunluk, düşük ücretler, kimi zaman ücretlerin dahi ödenmemesi ya da geç ödenmesi, uzun ve zorunlu mesailer vb. ağır şartlar altında çalışıyoruz. Ancak bu sorunları sadece biz yaşamıyoruz. Bugün yüzbinlerce işçi ve emekçi benzer koşullarda yaşama savaşı veriyor.

Yaşadığımız sömürü ve baskının bizler de farkındayız. Çünkü her gün fabrika ve atölyelerde tüm bu sorunların sonuçlarını etimizde, kemiğimizde hissediyoruz. Ne insan gibi yaşama ve çalışma koşullarına sahibiz, ne de insanca yaşamaya yeten bir ücret alıyoruz.

Sabahtan akşama kadar bir köle gibi çalışıp patronların kasasını dolduruyoruz. Onların cepleri şişerken bizler geleceksiz ve güvencesiz bir yaşama mahkûm ediliyoruz. Birçoğumuzun “gelecekten ne bekliyorsunuz” sorusuna vereceği yanıt “hiçbir şey” oluyor. Her şey böyle gelmiş böyle gider sanıyoruz. Çünkü her gün bir makinenin başında sabahtan akşama aynı işi yapıyor, Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelerden habersiz yaşıyoruz.

Çalıştığımız fabrikadaki koşulları beğenmeyip başka bir fabrikaya girdiğimizde ise sorunların birbirine benzer olduğunu görüyoruz. Bu durum bizi iyice umutsuzluğa sürüklüyor. Böylece köle gibi çalışmayı ve sefalet içinde yaşamayı kaderimiz sanıp kabul ediyoruz. Zira bugüne kadar işçilerin mücadele ederek neleri başarabildiğini bilmiyoruz. İşçi sınıfının mücadele tarihinden, geçmiş deneyimlerden yoksunuz.

İşte bizler bu bilinçten ve deneyimden yoksun olduğumuz için patronlar tarafından sömürülüyor, köle gibi çalıştırılıyoruz. Çünkü örgütsüz ve güvensiziz. Eğer hak ve özgürlüklerimizi korumak ve kazanmak için sesimizi çıkarmazsak elimizdeki kırıntıları koruyabileceğimizi, başımıza bir şey gelmeyeceğini sanıyoruz. Ancak bizler bugüne kadar sustuğumuz, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” dediğimiz için azgın sömürü koşulları altında çalışıyor ve yaşıyoruz.

Peki neden milyonlarca işçi sefalet içinde yaşama savaşı verirken bu ülkede çok küçük bir azınlık servetine servet katıyor, bütün zenginlikler onların elinde toplanıyor? Bizler hastane kuyruklarında can verirken neden en iyi sağlık hizmetinden onlar faydalanıyor? Bizim çocuklarımız parasızlıktan okulu bırakıp fabrikalarda üç kuruşa ömürlerini çürütürken, neden onların çocukları Amerikalar’da, Avrupalar’da, kolejlerde en kaliteli eğitim hizmetinden faydalanıyor. Bizler yıllarca çalıştığımız halde mezarda dahi emekli olamazken, birçoğumuzun sosyal güvencesi yokken, neden onlar hiçbir şey üretmedikleri halde tüm fertleriyle birlikte gelecekleri güvence altında. Bizlerin çocukları soluk benizli, dişleri dökük, sıska ve hastalıklıyken neden onların çocuklarının cildi parlak, canlı ve sağlık dolu? Bizler izbe evlerde yaşarken, neden en güzel yerlerde, sağlıklı, lüks ve dayanıklı konutlarda onlar oturuyor?

Bu ülkedeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarını bir pasta olarak düşünün. İşte bizim payımız azaldığı için onların payı artıyor. Onların payının artması için bizlerin açlıktan ölmesi, köle gibi çalışması, hastalıktan kırılması, çocuklarını küçük yaşta çalıştırması gerekiyor. Onlar zengin olduğu için biz sefalet içinde yüzüyoruz.

Eğer bizlerin fabrikalarda, atölyelerde ürettiği değerler bizi sömüren bir avuç asalağın elinde toplanmasa, üretim araçları o bir avuç asalağın çıkarı için değil de tüm toplumun çıkarı için üretse, çalışma ve yaşama koşullarımız kölece değil insanca olurdu. O zaman toplumun ihtiyacı kadar üretilir, kişiler ihtiyacı kadar tüketirdi. Ağır çalışma koşulları kalkar, eşitlik mümkün olurdu. Böyle olması için üretim araçlarının, fabrikaların, madenlerin, okulların, hastanelerin, demiryollarının, tarlaların vb. bizim elimizde, bizim denetimimizde olması gerekir. Patronlar sınıfının da en büyük korkusu da budur. İşte bu yüzden biz bilinçlenmeyelim, hakkımızı aramayalım, örgütlenmeyelim, mücadele etmeyelim isterler.

Peki, sayıca onlar daha azken kapitalist patronların bu gücü nereden geliyor? Çünkü onlar sadece üretim araçlarına sahip değiller. Bir bütün olarak bizi yöneten, denetleyen, yönlendiren tüm kurumları ellerinde ve denetimlerinde tutuyorlar. Yani bir bütün olarak iktidara sahipler ve örgütlüler. İşte bu yüzden biz haklı olsak dahi, çoğu zaman kendi yasalarını dahi hiçe sayarak bizi mahkûm ediyor, hakkımızı aradığımızda bizleri “terörist” ilan ediyorlar. İş istediğimizde başımızdan copu, aş istediğimizde sırtımızdan sopayı eksik etmiyorlar.

Peki, bizler milyonlar olmamıza rağmen neden bu kadar güçsüzüz? Çünkü örgütsüzüz. Çünkü birbirimize güvenmiyoruz. Bir araya gelmekten, sorunlarımızı tartışmaktan, ortak hareket etmekten, mücadeleden korkuyoruz. Yeri geldiği zaman “aslında birlik olursak değiştirebiliriz” sözlerini sıkça dile getiriyor ancak bunun için bir adım atmaktan çekiniyoruz. Oysa bizlerin emeğini sömüren, kanını emenlere karşı gücümüzü birleştirmek, örgütlenmek gerekiyor. “Köle değil işçiyiz, insanca yaşamak istiyoruz!” şiarını bütün gücümüzle haykırmak gerekiyor.

İşte tüm bu gerçeklerden hareketle, işçilerin Kurultay’da bir araya gelerek sorunlarını tartışabileceği, çözüm yollarını araştıracağı ve sonuçlar çıkaracağı geniş bir işçi toplantısının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Birlik, mücadele, dayanışma için Kayseri’deki öncü işçiler olarak işçi kurultayını topluyoruz.

Kayseri’de neler yaşanıyor, fabrikalarda neler oluyor, bunu dahi bilmiyoruz. Yanı başımızdaki işçi arkadaşlarımız sendikalaştıkları için işten atılıyorlar, haberimiz olmuyor. İşçi Kurultayı’nda hem ortak sorunlarımızı hem de çözüm yollarımızı tartışacağız, hem haklarımızı öğreneceğiz, hem de İşçi Kurultayı’nı birlikte örgütleyeceğiz.

Ortak sorunlarımıza karşı ortak çözümler bulmamızın önündeki tek engel kendi korkularımız ve güvensizliklerimizdir. Bunları yenebiliriz. Fabrikalarımızda İşçi Kurultayı Örgütleme Komisyonları oluşturarak bir araya gelmeli, sorunlarımızı tartışmalıyız. Bu sorunları İşçi Kurultayı’na taşıyarak birlikte neler yapabileceğimizi ortaklaştırmalıyız. İlk atacağımız adım bu olmalıdır.

İşçi Kurultayı, mücadelenin önünde biriken engel ve sorunları tartışmanın bir olanağıdır.

İşçi Kurultayı, sosyal yıkım saldırılarına karşı işçi ve emekçilerin ortak taleplerini daha gür sesle haykırmaya bir çağrıdır.

İşçi Kurultayı, sermayenin saldırılarına karşı ekonomik, demokratik, siyasal hak ve özgürlüklerimiz için mücadeleyi yükseltmeye bir çağrıdır.

İşçi Kurultayı’nın gerçekten işlevli olabilmesi için işçi ve emekçiler tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Bu nedenle fabrikalardaki, işyerlerindeki işçileri Kurultay’ın ön hazırlık sürecine ve Kurultay’a katılmaya, kendi sorun ve taleplerini dile getirecekleri, ortak çözümler üretecekleri bir kürsü olarak kullanmaya çağırıyoruz.


Kayseri İşçi Kurultayı

Hazırlık Komitesi

Adres:

Kayseri İşçi Kültür Evi

Cumhuriyet Mah. Aytar Sok. No.3 Gençoğlu İşhanı Kat:2 Kayseri

İrtibat Tel: 0538 406 06 13


Kayseri’de işçi kurultayı hazırlığı!

BDSP, Kayseri’de sınıf çalışmasında yeni bir aşama olarak İşçi Kurultayı sürecini başlatmış bulunuyor. 29 Haziran’da yapılması hedeflenen İşçi Kurultayı’nın hazırlık çalışmalarına 11 Mayıs günü Kayseri İşçi Kültür Evi’nde gerçekleştirilen toplantı ile başlandı.

İşçilerin en temel sorunlarının ve çözümlerinin tartışılacağı bir platforma olan ihtiyacın vurgulandığı toplantıda, öncü işçileri birleştirmeye ve sınıfın geniş kesimlerini mücadeleye katmaya dönük bir kurultay çalışmasıyla sınıf çalışmasının ciddi bir mesafe kazanacağı belirtildi. İşçilerin ortak örgütlülüklerinin gerekliliği vurgulanarak, bunun için tartışma platformlarının yaratılması gerektiğine işaret edildi. Böyle bir çalışmayı örebilmek için öncü işçilerin de içinde yer aldığı Kurultay Hazırlık Komitesi oluşturuldu.

Böylece kurultay çalışması sınırlı sayıda da olsa öncü işçinin içinde yer aldığı, alta doğru ayaklarının oluşturulmasının hedeflendiği Kurultay Hazırlık Komitesi üzerinden başlamış oldu. Yakın çeperin katıldığı 20 kişilik toplantıda, tüm katılanlar tek tek söz alarak kurultaya ilişkin düşünce, duygu ve önerilerini belirttiler.

Kurultay öncesi, sırası ve sonrasının planlamasına dönük tartışmanın ardından bir dizi karar alındı. Katılanların tümünün görev ve sorumluluk aldığı toplantı coşkulu bir havada sona erdi.

Kızıl Bayrak / Kayseri