23 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/21

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharın birikimlerini ileri taşıyabilmek için!..
   Düzenin has partisi CHP makyaj tazeliyor…
Kürt hareketinde çözüm tartışmaları ve 1 Haziran mitingi
Yeni TYM’ye dayalı faşist uygulamalar yeni bir boyut kazandı...
“İstihdam paketi” meclisten geçti...
Mayıs şehitleri anmalarından...
  Kapitalizmde gençliğe gelecek yok!
  Hak–İş: Sendikal hareketin
dip noktası!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  21. yüzyılda bir ölüm kampı: Tuzla cehennemi
  Gençlik hareketinden....
  İlbek işçileri (ne) kazandı!
  Sincan İşçilerin Birliği Kurultayı Hazırlık Komitesi sözcüsü ile kurultay süreci üzerine konuştuk...
  SİDER’den sempozyum hazırlığı...
  Eğitim–Sen Genel Kurulu’na ilkesiz ittifaklar damgasını vurdu!
  Dünyadan...
  TC ve Güney ilişkilerinin Kuzey’e etkileri M. Can Yüce
  A. Cihan Soylular Denizler’e ihanet ettiler...
  Bültenlerde...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kapitalizmde gençliğe gelecek yok!

Her 19 Mayıs’ta olduğu gibi bu yıl da “Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı” vesilesiyle gençlik üzerine beylik laflar edildi, gençliğin geleceğimiz olduğundan sıklıkla bahsedildi. Önceki senelerden biraz farklı olarak bu kez gündeme “gençlik bayramı” ile paralel olarak gençlik üzerine bir dizi de araştırma yansıdı. Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Genç İşadamları Derneği’nin (ANGİAD) araştırmaları “Türkiye’nin aydınlık geleceği” olan gençliğin içinde bulunduğu cendereyi de bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.

Gençlik işsiz!

ATO’nun yayınladığı, “Gençliğin Hâli” başlıklı raporda gençliğin yaşadığı işsizlik sorunu çarpıcı biçimde görülüyor. Rapora göre Türkiye’de 15 ile 24 yaş arasında, 5 milyon 830 bini kız, 5 milyon 441 bini de erkek olmak üzere 11 milyon 271 bin genç bulunuyor. Bu sayının sadece 3 milyon 425 bini çalışıyor, 3 milyon 424 bini öğrenci olduğu için üretime katılmıyor, 4 milyon 422 bin genç ise ne üretimde ne de eğitimde yer alıyor. Her 100 genç erkekten 23’ü çalışma veya eğitim hayatı içinde yer almazken, genç kadınlardan 55’i çalışmıyor.

Çalışan azınlık için de durum pek parlak değil. Çalışan kesimin %62’si kayıt dışı çalışıyor. Bu oran eğitim düzeyi lise altı olanlarda %73’e çıkıyor.

Gençlik umutsuz!

Toplum dışına itilen ve işe yaramaz yaftası yapıştırılan gençliğin, özellikle de işsiz kesimin yaşadığı kimlik erozyonu da had safhada. ANGİAD’in araştırması gençliğin yaşadığı yozlaşmayı ortaya koyuyor. Sonuçların oldukça tutarsız ve şaşırtıcı olması da içinde bulunulan durumun trajik boyutlarını gösteriyor.

Araştırmaya göre gençlerin büyük kısmı anne-babalarından dayak yediğini belirtirken, “kimi örnek alıyorsunuz” sorusuna “anne-babamı” yanıtını veriyor. Raporda yine ağırlıklı olarak milliyetçi-muhafazakar ve AB karşıtı olduğunu söyleyen gençliğin en büyük hayalinin bir AB ülkesine “kapağı atmak” olduğu görülüyor.

Gençliğin örnek aldığı modeller ise oldukça isabetli ve düzenin yozlaştırma politikalarının başarısını gösterir nitelikte: Rahmi Koç, Acun Ilıcalı, Polat Alemdar. Gerçekten de gerek üniversitelerde olsun, gerek mahallelerde, bu üç tipin gençlik içerisindeki yansımaları karşımıza çıkıyor. Rahmi Koç gibi zengin olmaya çalışan, burjuva bir hayat hayali kuran, bunun için ruhunu sermayeye satanlar, Acun Ilıcalı gibi ömrünü sahillerde, partilerde geçirmek isteyen lümpen-züppe özentileri ve Polat Alemdar gibi faşist-mafya-katil rolüne soyunup uyuşturucu, haraç, tahsilat gibi işlere soyunan Çatlı karikatürleri… Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal’ın da bu isimlerin ardından örnek alınanlar arasında sayılmasını unutmamak gerekiyor.

Tabii ki yozlaşma ve apolitikleşme yalnızca işsiz kesim ile sınırlı değil. Üniversite öğrencileri de bunun etkilerini fazlasıyla yaşıyor. Gerici-faşist odaklara kapılanlar, apolitizme, pasifizme, liberalizme batanlar üniversitelerin ağırlıklı öğrenci profilini oluşturuyor. Taşra üniversiteleri “ekmek kapısı” haline gelirken, başta vakıf üniversiteleri olmak üzere elit üniversiteler “ortam” için gidilen yerlere dönüşüyor. Politik geleneği ile tanınan üniversite kantinlerinin bile sabahtan akşama kadar kağıt oynanan batakhanelere dönüşmüş olması yozlaşmayı göstermeye yetiyor.

Kapitalizmde gelecek yok!

Tüm bu sayılanlar tabii ki gençliğin kaderi değil, ancak bu çürümüş kapitalizm için şaşırtıcı da değil!

Gençliğin içinde barındırdığı dinamizm yıllardan beri düzen güçlerine korku saldığı için bu kesim özel hedef alınarak yozlaştırılmaya, apolitize ve pasifize edilmeye çalışılıyor. Bir yandan tam bir geleceksizliğe mahkum edilen gençlik, diğer yandan da utanmazca 19 Mayıslar’da baş tacı ediliyor, yere göğe sığdırılamıyor. Gençliğin gerçek bayramı ancak, onu bu cendereye hapseden kapitalist düzenin yerle bir edildiği gün olabilir.