6 Haziran 2008 Sayı: SİKB 2008/23

  Kızıl Bayrak'tan
  Kürt sorununda “çözüm” tartışmaları
   1 Haziran mitingi fiyaskosu
Düzen içi dalaşmanın “telekulak” safhası
TÜSİAD enerjide özelleştirmenin bir an önce tamamlanmasını buyuruyor...
Kürt diline özgürlük!
AKP Kyoto’yu imzladı...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Temiz bir damla su için bile sosyalizm!
  Bahar süreci, sınıf hareketi ve sol hareket
  Gençlikten...
  İşçi sınıfının ve sosyalizmin büyük şairi Nazım Hikmet yaşıyor!
  Petrol fiyat artışlarını protesto eylemleri yayılıyor...
  Suriye-İsrail görüşmeleri
Ortadoğu’ya barış vaadetmiyor!
  2008 Avrupa Futbol Şampiyonası egemenlerin elinde kirli bir araç işlevi görüyor...
  Habip Gül’ün mezarına saldırı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

1 Haziran mitingi fiyaskosu

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Mustafa Karasu, yeniozgurpolitika.com sitesinde yeralan 16 Mayıs tarihli yazısında 1 Haziran mitingine ilişkin şunları söylüyordu:

“1 Haziran’da Kadıköy’de yapılacak miting Türkiye tarihinin en işlevli mitingi olacaktır. Bu miting kadar toplumsal ve siyasal sonucu önemli olacak başka bir miting şimdiye kadar gerçekleşmemiştir. Kadıköy mitingi güçlü geçerse tarih değiştiren bir miting olarak tarihe geçecektir. Türkiye’de sorunlarda öncelik ilk defa bu kadar isabetli yapılmıştır. Kördüğümün ucundan yakalanmıştır. Türkiye’nin kördüğüm olmuş tüm sorunları, Kürt sorununu çözmeyle bir bir çözülecektir. Bırakalım sorunların çözümünü, Türkiye her alanda birkaç kat daha fazla güce kavuşacaktır. Kürt sorununun demokratik çözümü ve adil bir barış Türkiye’ye sihirli bir değnek değmiş gibi çok olumlu gelişmeler yaratacaktır.”

Karasu’nun başta Kürt sorunu olmak üzere önemli toplumsal-siyasal değişimleri sağlayabilecek bir işlev yüklediği, “sihirli bir değnek” olarak gördüğü 1 Haziran mitingi nihayet gerçekleşti. Fakat bu miting siyasal planda en ufak bir sarsıntı dahi yaratmadı. Kürt halkının geçmiş kitlesel eylemleri yanında sönük kelimesinin dahi yetersiz kaldığı bir darlık ve zayıflık taşıdı. Her şeye rağmen olumlu olarak görülüp değerlendirilebilecek bir işaret vardıysa, bu da mitinge yüklenen beklentiler ve hayallerin gölgesinde kaybolup gitti. Büyük umutlar ve heyecanlarla ülkenin dört bir yanından Kadıköy’e akan Kürt yoksul emekçileri, miting bittiğinde büyük bir hayal kırıklığıyla evlerinin yolunu tuttular.

Oysa, mitingin düzenleyicisi olan, “Türkiye Barış Meclisi” çatısı altında kendilerini ifade eden liberal aydınların keyfi yerindeydi. Çünkü, Kürt halkının kitlesel gücünü peşin peşin arkasına almanın rahatlığıyla, ülke düzeyinde politika yapma imkanını elde etmişlerdi. Miting öncesinde olduğu gibi, miting boyunca da bu imkanı iyi bir biçimde kullandılar. Zira, herşey başından sonuna kadar istedikleri siyasi çerçeve içinde kaldı. “Emekçi çözümü” adına mitinge destek verenlerin kırmızı şapkaları gibi ufak tefek sorunlar ile birlikte miting sonrasında Kürt gençliğinin “artık yeter bu maskaralık, kimi kandırıyorsunuz” dercesine kendi sloganlarını ve enerjisini dışavurması dışında pek bir sorun yaşanmadı. Diğer taraftan Kürt gençliğinin militan bir ruhla ortaya koyduğu inisiyatif de, yaratılmaya çalışılan siyasi mizansenin dışında kaldığı için pek önemsenmedi.

İşte bundan dolayıdır ki, miting sonrasında hala miting öncesindeki şevkle bahsedebilme yüzsüzlüğünü de sadece onlar gösterebildiler. Mitingin büyük bir başarıyla gerçekleştirildiğini tekrarlayıp güzellemelere devam ettiler. Doğrusu, kendileri açısından başarılı bir eylem gerçekleştirdiklerine şüphe yok. Siyasal mücadele arenasında bir hiçken birden bire kendilerini başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin tüm temel sorunlarını çözeceğine dair anlam yüklenen bir siyasi eylemin önderi pozisyonunda bulup, sonra da istedikleri gibi ağrısız sancısız eylemi başarıyla tamamlamış olmalarından dolayı övünmeleri haklarıdır.

Fakat böylelikle, liberal projelerine dolgu malzemesi olarak kullanmaya çalıştıkları Kürt halkı nezdinde büyük bir itibar kaybı da yaşamışlardır. Kürt halkı her ne olursa olsun sabrını sonuna kadar koruyarak TBM’nin dar eylem çerçevesine kendisini uydurmaya zorlamış ve kendisine verilen görevi yerine getirmiştir. Ama miting süresince, halka giydirilmiş siyasi giysinin ne denli iğreti ve yabancı durduğu da çarpıcı biçimde görülmüştür. Kürt halkı, iyi niyetlerle bu elbiseyi zoraki de olsa taşımış, mitingin bitmesiyle de üzerinden atıp gitmiştir.

Sonuç olarak, gerek düzenleyicilerin gerekse de Kürt hareketi temsilcilerinin kendisine yüklediği büyük anlam ve misyonun tersine, ortaya çıkan manzarasıyla eylem gerçekte bir fiyasko örneğidir. Bu haliyle değil tarihe kaydedilmek yaşamakta olduğumuz döneme bile kaydedilemeyecek, kısa süre içinde unutulup gidecektir. Halklar tarihi ancak zorlu militan mücadeleleriyle yazabilir ve değiştirebilirler. Tarihe geçeceği önden duyurulan mitingin kendi olumsuz örneği üzerinden kanıtladığı da gerçekte bu olmuştur.



Kadıköy mitingine 30 bin kişi katıldı...

“Yeter! Kürt sorununda demokratik çözüm istiyoruz!”


Türkiye Barış Meclisi’nin çağrısıyla düzenlenen “Artık Yeter! Kürt Sorununda Demokratik Çözüm” mitingi 1 Haziran günü Kadıköy’de onbinlerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Kürt sorununda “yeni bir başlangıç” çağrısıyla düzenlenen miting sabah saatlerinde Tepe Nautilius’ta toplanan kitlenin saat 11.30’da yürüyüşe geçmesiyle başladı. Türkiye’nin farklı illerinden ve Kürdistan’dan da mitinge katılım sağlanırken, hedeflenen katılımın gerçekleşmediği gözlendi.

Miting öncesi birçok farklı çevre tarafından yapılan çağrılarda “Tek pankart, tek slogan” vurgusu ön plana çıkmıştı. Mitingte tek pankart ve ortak dövizlerle yüründü. En çok öne çıkan slogan ise “Ölüm değil çözüm istiyoruz!” sloganıydı.

Ağırlıklı olarak DTP kitlesinin katılımı ile gerçekleşen mitingte “Yeter! Kürt sorununda demokratik çözüm istiyoruz!”/Türkiye Barış Meclisi” pankartı açıldı. Belirlenen ortak beş sloganın atılması sürekli anons edildi ve kitle bu konuda devamlı uyarıldı.

KESK Genel Başkanı, TTB Merkez Konseyi Başkanı, Petrol-İş Genel Başkanı, Hava-İş Genel Başkanı’nın da yer aldığı yürüyüş ve miting programında ÖDP’den Ufuk Uras, DTP milletvekillerinden başta Ahmet Türk, Hasip Kaplan, Aysel Tuğluk, Akın Birdal ve Sebahat Tuncel olmak üzere milletvekilleri katıldılar. Reformist partilerin temsilcilerinin de yer aldığı miting boyunca; “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi!”, “Ölüm değil çözüm istiyoruz!”, “Savaş değil barış istiyoruz!”, “Biji bıratiya gelan!” sloganları atıldı.

Miting Tertip Komitesi’nin sloganlar konusundaki uyarılarına rağmen sürekli “Biji Serok Apo!”, “Şehit Namırın!”, “Biji bratiya gelan!”, “Katil Erdoğan!” sloganları atıldı. DTP’nin dışında EMEP, SDP, ÖDP, ESP, EHP, SODAP, DİP Girişimi’nin yanısıra birçok kitle örgütü katılım sağlandı. Miting programı kitlenin tümünün alana girmesiyle başladı.

İlkay Akkaya ve Diyar konuşma aralarında Türkçe ve Kürtçe parçalar söylediler. Miting Tertip Komitesi adına ilk konuşmayı Murat Çelikkan yaptı. Kürt sorununa bakışlarını şu şekilde özetledi: “Çözüm diye dayatılan operasyonların, saldırıların, köy boşaltmaların çözüm olmadığını çok iyi biliyoruz. Savaş değil, çatışma değil diyalog istiyoruz. Silahların gürültüsü altında daha özgür yaşamak istiyoruz. Sorun sınırötesi operasyonlar değil, çözüm de sınırötesi operasyonlar olamaz.”

Çelikkan, ‘Kürtlerin kimlik haklarının tanınması ve siyaset yapmalarının önünün açılmasını’ talep ettiklerini söyledi.

Miting programı, Türk ve Kürt halklarının kardeşliğine vurgu yapmak üzere Pınar Yanardağ ve Ömer Özcan’ın konuşmalarıyla devam etti. Özcan, halkların kardeşliği ve “barış” çağrısını taşıdığı Kürt kimliği ile ifade ederken, Pınar Yanardağ ise “bir Türk olarak” barış ve kardeşlik çağrısında bulundu.

DTP milletvekillerinin kürsüden konuşma yapmamaları dikkat çekerken, Türkiye Barış Meclisi adına Ayhan Bilgen konuşma yaptı. Bilgen, “Kürt sorunu çözülmedikçe, çatışmalar bitmedikçe gerçek adalet ve özgürlük olmayacak!” diyerek, Kürt sorunun en çok Türklerin sorunu olduğunu belirtti. Kürt sorununun demokratik, barışçıl yoldan çözümü vurgusunu yaptı.

Mitingin sonunda Hayat TV ve Yol TV’nin canlı yayın araçları “PKK propagandası yapmak ve görüntüleri ROJ TV’ye ulaştırmak” gerekçesiyle bir saate yakın bir süre durduruldu.

Mitinge 30 bine yakın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul