28 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/47

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için ilk eylem 29 Kasım’da…
  29 Kasım’a çağrı eylemlerinden…
Krizin faturası işten atmalarla işçilere ödetilmek isteniyor…
Krize karşı eylemler...

Metal işçilerinin 6. hafta yürüyüşleri…!

AÜ’de yemekhane işgali...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal TİS’leri ve birleşik mücadelenin artan önemi
  Türk Metal ateşle oynuyor!
  Mirabel Kardeşlerin çağrısına emekçi kadınlardan yanıt:
  Gençlik hareketinden….
  Ekim Devrimi, sınıf hareketi ve devrimci parti
Volkan Yaraşır
  İzmir’de coşkulu Ekim Devrimi etkinliği!
  Ortadoğu’da gerçek barışa halkların devrimci direnişiyle ulaşılacaktır!.
  Gerçekler inatçıdır!
M. Can Yüce
  Topkapı İşçi Derneği 1. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Tezcan işçileri yürüyor!

Kocaeli Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Tezcan Galvaniz’de Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi 38 işçinin iş akitlerinin kriz bahanesiyle feshedilmesi ve sendikal örgütlülüğün tasfiyesine girişen patronun dayatmalarına karşı başlayan direniş devam ediyor.

19 Kasım akşamı vardiya çıkışında servislere binmelerine izin verilmeyen Tezcan işçileri patronun bu tutumuna karşı İzmit Şehir Merkezi’ne kadar 20 km’lik bir yürüyüş düzenlediler.

Yürüyüşleri boyunca sloganlar atan işçiler İzmit Merkez’deki İnsan Hakları Parkı’nda toplandılar. BMİS üyelerine konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Hami Baltacı işverenin, sendikalı işçileri servis araçlarına bindirmemesinin kabul edilemez olduğunu belirterek ekonomik krizin bahane olarak kullanıldığını vurguladı.

Tezcan Galvaniz işçileri patron dayatmalarına karşı 20 Kasım sabah saatlerinde de eylem gerçekleştirdiler. Fabrika önünde toplanan işçilere konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat, Tezcan işvereninin krizi bahane ederek saldırılarını arttırdığını ancak BMİS üyelerinin örgütlü gücüyle bu saldırıların üstesinden geleceğini söyledi. Aykanat’ın konuşması “Şimdi söz söyleme sırası bizlerdedir. Başta Tezcan Galvaniz’in patronu Sönmez Bey olmak üzere herkes işçiye saygı duymayı öğrenecektir.” sözleriyle son buldu.


Rotopak’ta anlaşmaya doğru…

Basın-İş Sendikası İstanbul Şubesi’nin örgütlü olduğu Rotopak işyerinde 20 Ekim tarihinde asılan grev ilanının ardından arabulucu sürecine giren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 2007 yılında imzalanan ilk sözleşmenin kazanımlarını geri çekmek isteyen Rotopak patronunun dayatmalarının geri çektirilmesiyle anlaşmaya doğru ilerliyor.

Haftalık 40 saat olan çalışma süresini 45 saate çıkarma, %100 olarak ücretlendirilen fazla mesaileri %50’ye çekme, sosyal yardım paketini yarıya indirme ve yıllık 4 ikramiyeyi maaşlara dağıtma önerileriyle, kazanılmış hakları geri almanın hesaplarını yapan Rotopak patronunun bu dayatmalarını geri çektiğinin işaretlerini vermesi, sürecin anlaşmayla sona ereceğinin işaretlerini veriyor.

340 Basın-İş üyesini kapsayan TİS görüşmelerinde sendika ve Rotopak patronu arasında uyuşmazlık yaşanan tek madde ücret zammı olarak kaldı. Sendikanın %12 ücret zammı talebine karşı Rotopak patronu %6 zam önerisinde bulunuyor.  

Kızıl Bayrak / İstanbul


Dostel’de işçi çıkarma

Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gebze Şubesi’nde örgütlü Dostel Makine’nin patronu bir süre önce krizi bahane ederek işçileri ücretsiz izne ayırmıştı. Krizden olumsuz etkilendiğini belirten patron, hükümetin kriz nedeniyle işten çıkarmaları engellemek gerekçesiyle dağıttığı fonlardan yararlanmaktan da geri durmamıştı.

Ücretsiz izne çıkarılan işçiler 27 Kasım’da işbaşı yapmayı beklerken, asalak Dostel patronunun 40 işçiyi işten çıkarmayı planladığını öğrendiler. BMİS Gebze Şubesi işyeri temsilcisi Selçuk Balcı, işten çıkarmaların kabul edilemez olduğunu ifade etti ve bunun sendikal örgütlülüğe yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. İşten atma saldırısına karşı tepkilerini ortaya koyacaklarını söyledi.

247 kişinin çalıştığı fabrikada 180 işçi BMİS Gebze Şubesi’nde örgütlü bulunuyor.


Pazartesi eylemleri sürüyor…

Yaklaşık altı ay önce sendikalı oldukları gerekçesiyle Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından işlerine son verilen sarı otobüs şoförleri direnişlerine devam ediyorlar.

İşçiler her Pazartesi Orhangazi Parkı’nda yaptıkları eylemlerine 24 Kasım günü de devam ettiler. Her zamanki gibi pankartlarıyla, dövizleriyle, şapkalarıyla ve gür sloganlarıyla direnişlerini sürdürme sözü veren Burulaş işçileri kararlılıklarını ifade ettiler.

Basın açıklamasının okunmasından önce konuşan TÜMTİS Bursa Şube Sekreteri Özdemir Aslan, Bursa’daki toplu ulaşım hizmetlerinin AKP ve Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yandaşlarına peşkeş çekildiğini, taşeron şirket aracılığıyla ihalelerde yapılan yolsuzlukların belediyeyi zarara uğrattığını belirtti.

Ardından TÜMTİS Şube Başkanı Ahmet Güllü basın açıklamasını okudu. Açıklamada direnişin süreceği vurgulandı.

 Kızıl Bayrak / Bursa


SES Bakırköy Şube’den protesto

SES Bakırköy Şubesi, 24 Kasım günü Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi’nde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde yürürlüğe konulan ücretli yemek uygulamasını protesto etti. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi Yemekhane Bölümü önünde yapılan açıklamada şunlar söylendi:

Uygulama başladığı günden beri örgütlülüğümüzün olduğu tüm yerlerde yemek boykotları, basın açıklamaları ve yürüyüşlerle bu durum protesto edilmiştir. Ayrıca genel yazının iptaline yönelik genel merkezimizce dava süreci başlatılmış ve devam etmektedir. Maliye Bakanlığı’nın yönetmeliğe aykırı olan bu genel yazısı geri çekilinceye kadar demokratik ve hukuksal mücadelemizi arttırarak sürdüreceğimizin bir kez daha bilinmesini istiyoruz.”

Kızıl Bayrak / İstanbul


SES’ten yemek boykotu

SES Şişli Şubesi, “Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı”nın apar topar ilk sıraya alınarak bütçe ile birlikte görüşmeye açılmasını 20 Kasım günü protesto etti. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile birçok hastanede yemeğin paralı hale getirilmesine karşı ayran ve simitle yemek boykotu gerçekleştirdi.

İşimize, ekmeğimize, geleceğimize sahip çıkıyoruz!” / SES Şişli Şubesi pankartı ve taleplerin yeraldığı dövizlerin açıldığı eylemde, basın açıklamasını SES Şişli Şube Sekreteri Akibe Aktaş yaptı. Tasarının neler getireceğini sıralayan Aktaş, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın geri çekilmesi, kaliteli, yeterli ve ücretsiz yemek hakkı, doğalgaza, elektriğe ve temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve sağlıkta özelleştirmenin durdurulması için mücadele çağrısı yaptı. Eyleme yaklaşık 70 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sağlık çalışanları eylemlerini sürdürüyor

Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde SES ve Dev-Sağlık İş üyesi sağlık emekçilerinin döner sermaye ödemeleri ve taşeron olarak çalıştırılan işçilerin kadrolu istihdamının sağlanarak insanca yaşam koşullarının yaratılması amacıyla gerçekleştirdikleri eylemler 20 Kasım günü devam etti.

İlk gün iki saatlik iş bırakma eylemi, 19 Kasım günü YÖK’e faks çekme eylemi yapan sağlık emekçileri 20 Kasım günü ise poliklinikler önünde bir saatlik oturma eylemi yaptılar.

Oturma eyleminde okunan basın metninde, taleplerinin makul ve karşılanabilecek talepler olduğunu belirtilerek, hastane yönetimine bayrama kadar süre tanıdıkları duyuruldu.

Kızıl Bayrak / Adana


İzmir’de Türk Metal toplantısı

Türk Metal Sendikası İzmir Şubeleri 20 Kasım günü Genişletilmiş Temsilciler toplantısı yaptı. Toplantıya yaklaşık 250 işçi katıldı.

Mustafa Özbek salona işçilerin alkışlarıyla geldi. Özbek konuşmasına AKP karşıtı söylem ve eleştirilerle başladı. Konuşmaları bir sendikacıdan öte bir parti başkanı havasındaydı. Sık sık “demokrasi”den, “bağımsızlık”tan ve “ABD karşıtlığı”ndan bahsetti.

Yaklaşık 45 dakika boyunca hükümet aleyhine konuşan Özbek ancak toplantının sonuna doğru MESS ve TİS üzerine konuştu. MESS’e atıfta bulunarak krizin bahane olduğunu ileri süren Özbek, “işçi çıkarmak yerine artık eliniz cebinize gitsin, kırıntı değil alınterimizin hakkını istiyoruz” vb. söylemlerle işçilere seslendi. Hiçbir zaman patronlarla kolkola olmadığı ve masada işçilerin beş kuruşunu dahi bırakmadığı üzerine yeminler etti.

Toplantıya katılan işçiler, Özbek’e soru sormak yerine seçilmiş kişiler tarafından attırılan “Özbek senle ölüme de gideriz!”, “Vur de vuralım öl de ölelim!”, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız!”, “Özbek sen bizim herşeyimizsin!”, “MESS, MESS şaşırma sabrımızı taşırma!” sloganlarına eşlik ettiler.

BDSP’li Metal İşçileri


Valf’te kıyım sürüyor!

Yakacık Valf’te sendikal örgütlülüğün tasfiyesine girişen patron, iş akitlerini feshettiği 8 işçinin ardından Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işyeri temsilcilerini de kapı önüne koydu.

Yakacık Valf İşyeri Baştemsilcisi İsmail Bıçak ve İşyeri Temsilcisi Aykut Ünsever de fabrika önünde beklemeye başladılar.

Kartal E-5 karayolu üzerinde bulunan ve 58 işçinin çalıştığı Yakacık Valf Klinger’de Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi 58 işçi 14 Kasım sabahı fabrikaya alınmamışlardı. Kriz bahanesiyle sendikal örgütlülüğün tasfiyesini hedefleyen Valf patronu işten attığı sendika üyesi işçiler için 25. maddenin 3. bendini dayanak gösterdi. Fabrika önünde sendika önlüklerini giyerek bekleyişlerini sürdüren işçiler, işten atmaların asıl nedeninin sendikal örgütlenmeye olan düşmanlık olduğunu söylüyorlar.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Emeklilerden yoksulluk dilekçesi

Emekli-Sen İstanbul Şubeleri 20 Kasım günü Cağaloğlu’nda bulunan “Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıf Başkanlığı” önünde eylem yaparak, son dönem üstüste binen zamlarla beraber yaşamlarının çekilmez hale geldiğini duyurdular. Yoksulluk tespitlerinin yapılmasını talep ettiler. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlikle ilgili haklarının paralı hale getirildiğini söyleyerek seçimler vesilesiyle önlerine konacak sadaka yardımlarını reddettiklerini duyurdular.

Haklarımızı istiyoruz! DİSK / Emekli-Sen İstanbul Şubeleri” pankartının açıldığı eylemin ardından Emekli-Sen üyeleri dilekçelerini vermek üzere içeriye girdiler. Eylem boyunca “Sadaka değil toplusözleşme!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Sendika hakkımız engellenemez!” sloganlarını attılar.

 Kızıl Bayrak / İstanbul


Hükümet toplu sözleşmeden kaçamaz!”

Tüm Bel-Sen üyeleri 19 Kasım günü İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. “Tüm Bel-Sen 1-2 No’lu Şubeleri” pankartının açıldığı eylemde yapılan açıklamada şunlar söylendi: “Bugün hala sendikamızın üyeleri adına 235 belediye ile imzaladığı ve uygulanan toplusözleşmeleri bulıunmaktadır. Bu toplusözleşmelerden 7 bini aşkın kamu emekçisi yararlanmaktadır. Bunun yanında uygulanmayan bazı sözleşmelerimiz de bulunmaktadır. Bunlar için de gerek ulusal düzeyde mahkemeler yoluyla, gerekse uluslararası düzeyde İLO ve AİHM yoluyla hukuksal mücadelemizi sürdürdük.” Hükümetin kamu emekçilerinin toplusözleşme hakkını kabul etmediğinden ve engellemeye çalıştığından bahsedildi.

Kızıl Bayrak / İzmir


Kestel’de emekçiler yürüdü!

Eğitim-Sen Bursa Şubesi Kestel Temsilciliğinin yürüttüğü çalışmaların sonucunda işsizliğe, zamlara ve yoksulluğa karşı eylem gerçekleştirildi.

Kestel Aile Çay Bahçesi’nin önünde başlayan yürüyüş Kestel İlçe Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasıyla son buldu. Eyleme katılan kitleye seslenen Eğitim-Sen Kestel Temsilcisi Yüksel Hoş, yapılan zamların işçi ve emekçilerin yaşamını zorlaştırdığını ifade ederek krizin faturasının emekçilere yansıdığını söyledi.


Nevşehir’de dayanışma yemeği

KESK’e bağlı Eğitim-Sen Nevşehir Şubesi’nin beş yıldır düzenlenmeyen dayanışma yemeği 22 Kasım günü gerçekleştirildi. Nevşehir merkezi ve ilçelerini de kapsayan, üyeler arasındaki birlikteliği ve dayanışmayı geliştirmeye dönük organize edilen yemekte 29 Kasım Ankara mitingine katılım konuşuldu. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı yemekte Sosyalist Kamu Emekçileri ve BDSP’nin ortak mesajı da okundu. Mesajda sermayenin sosyal yıkım saldırılarına karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak / Nevşehir


Eğitim Sen’den 24 Kasım açıklaması!

Eğitim Sen, 24 Kasım günü yaptığı yazılı açıklamada, eğitim emekçilerinin “yılda bir hatırlanma”yı değil, sorunlarına kalıcı çözümler istediğini belirtti. “24 Kasım Öğretmenler Günü”nün 12 Eylül döneminin bir ürünü, 12 Eylül zihniyetinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgeleştiği bir gün olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Açıklama şu sözlerle son buldu: “Eğitim ve bilim emekçileri, taleplerini daha gür haykırmak ve yaşadığı sorunlara boyun eğmeyeceğini göstermek için 29 Kasım’da Ankara’da yapılacak olan ‘Zamlara, işsizliğe ve yoksulluğa hayır!’ mitingine tüm Türkiye’den kitlesel olarak katılacak ve taleplerimizi görmezden gelenlere sesini en güçlü şekilde duyuracaktır.”


Surtel Kablo’da TİS imzalandı

Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı Surtel Kablo’da TİS imzalandı. BMİS bünyesine yeni katılan Surtel Kablo’da 20 Kasım 2008 tarihinde imzalanan TİS sonucunda işçi ücretlerinde yüzde 27 oranında artış sağlandı.

Ortalama net ücreti 635.00 YTL olan işyerinde net 171.00 YTL’lik bir artış yapılmış oldu.

Anlaşma ile ilk 6 ay için ücretlere yüzde 15 zam yapıldı. Ayrıca, birinci yıl için 96 gün, ikinci yıl için 120 günlük ikramiye kazanıldı. Her ay ücret ödemeleriyle birlikte ödenmek üzere net 75.00 YTL’lik sosyal ödeme elde edildi.


Sözleşme hakkımız engellenemez!

Tüm Bel-Sen, bazı belediyelerle imzalamış olduğu toplu sözleşmelerin uygulanmaması nedeniyle AİHM’e başvuru yapmıştı. AİHM’e yapılan başvuru 12 Kasım günü, kamu emekçileri lehine sonuçlandı.

KESK İstanbul Şubeler Platformu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkıyla ilgili kararına dair 25 Kasım günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde yapılan açıklamada, hükümetin kamu emekçilerinin toplusözleşme hakkını kabul etmeyerek engellediği, mahkemelerin ise toplusözleşme hakkını kullanabileceği ile ilgili kararlar verdiği ifade edildi. Hükümetin buna rağmen Yargıtay ve sözde sendikalar yasasına dayanarak toplusözleşme hakkını engellediği vurgulandı.

AİHM Büyük Daire’nin kararının, toplu iş sözleşmesini bağıtlama, üyelerinin çıkarlarını korumanın başlıca araçlarından birisi olduğu söylendi. Toplu sözleşme hakkı için, hukuksal alanda ve meydanlarda mücadelelerini sürdürmeye devam edecekleri ifade edildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Özbucak’ta patronun oyunu sürüyor...

Direnen Özbucak işçisi kazanacak!

Özbucak fabrikasında yaklaşık üç yıldır yaşanan hak gasplarının artarak devam etmesi ve son olarak fabrikanın elektriklerinin kesilmesinin ardından üretime verilen arayla başlayan süreç devam ediyor.

17 Kasım günü gece vardiyasındaki işçiler servislerin gelmemesi üzerine evlerine dönmüşlerdi. Servis araçlarının ücretleri ödenmediği için gelmediğini öğrenen işçiler, işletmenin elektriğinin de kesilmesiyle 19 Kasım günü, halen yönetimin de bulunduğu eski fabrikanın önünde maaşlarını almak için eyleme geçmişlerdi. İşçilerin fabrika içindeki kararlı bekleyişi, ücretlerin Cuma ya da Pazartesi günü ödeneceğinin söylemesinin ardından son bulmuştu.

Sendikanın işçileri arayarak Pazartesi gelmelerini söylemesi üzerine işçiler, 24 Kasımgünü öğle saatlerinden itibaren fabrikada toplanmaya başladılar. Özbucak patronu Nusret Balkaroğlu işçilerle bir toplantı yaptı. İşyerinin kapanması veya işçilerin biraz daha fedakârlık yapması arasında bir seçim yapmaları gerektiğini söyledi.

Özbucak işçileri, ücretlerin ödeneceğini, eski fabrikanın ve eşinin evinin satışa çıkarıldığını söyleyen Balkaroğlu’na verdiği sözleri tutmadığını söylediler. Kendilerine daha önce de çeşitli sözler verildiğini, son olarak işçi çıkarılmayacağı sözü verilmesine rağmen 10 kişinin daha işten atıldığını ve atılan işçilere ödeme yapılmadığını dile getirdiler.

Geçen hafta yapılan görüşmede, bu hafta bir maaş, bayramdan önce de bir maaş olmak üzere iki maaşlık ücret ödemesi yapılacağı sözü verilmesine rağmen, işçilere tek ödeme yapılacağı açıklandı. İşçilerin bir kısmı Salı bir kısmı da Çarşamba günü maaşlarını aldılar.

Kimi işçilerin içeride 30 milyara yakın, genelinin ise 6-7 maaş alacakları var. Dolayısıyla tek maaşlık ödeme işçilerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Süreç nedeniyle işverenden çok sendikaya öfke duyan işçiler, yaşananlardan sendikayı sorumlu tutuyorlar. Yıllardır yaşananlar karşısında sendikanın herhangi bir şey yapmadığını, son süreçte patronun yanında yer aldığını söylüyorlar.

Yaşanan bunca sorun ve işçilerin günlerdir süren bekleyişi sırasında dışarıdan herhangi bir destek alması için bırakın çağrı yapmayı konuyu duyurmaktan bile uzak duran TEKSİF yönetimine karşı işçilerin giderek artan bir tepkisi söz konusu. Geçen Çarşamba günü bazı işçilerin sendikacıların üzerine yürümeleri, diğer işçilerin araya girmesiyle engellenmişti. Günler boyunca bekleyen işçilerin yanına kimsenin gelmemesi tepkiye konu olmuştu.

Sİ-DER, işçiler fabrika içinde beklemeye başladıkları andan itibaren yanlarında oldu. Bültenimizin daha önceki sayılarında işlediğimiz sürecin ardından sürekli olarak fabrikada işçilerle bekleyen Sİ-DER çalışanları, bu süreç içinde işçiler içinde birlik ve dayanışmanın arttırılması, patronun oyunlarının teşhir edilmesi ve boşa düşürmesi için yapılabilecekleri anlatmak için çaba harcadılar.

Salı günü işyerine girişimize izin verilmeyince, yaşanan son sürece ilişkin bildirilerimizi fabrika önünde dağıttık. Yaşananların sermayenin işçi sınıfına karşı yürüttüğü saldırıların bir parçası olduğunun anlatıldığı bildiride, kriz söyleminin de buna hizmet ettiği vurgulanıyor. Bildiride şu ifadelere yer veriliyor:

“Şimdi ÖZBUCAK işçileri her zamankinden çok birlik olmalı. Şimdi, tek ses, tek vücut olmanın tam zamanı. Ülkenin her tarafında patronlar kriz bahanesiyle işçilerin haklarını gasp ediyor. Bize yapılan da milyonlarca işçi kardeşimize yapılan saldırının bir uzantısı. Biz önce kendi fabrikamızda, ardından diğer fabrikalardaki ve sanayilerdeki işçi kardeşlerimizle yan yana gelmeliyiz. Ancak bu sayede patronların ve onların uşağı hükümetin saldırılarını püskürtebiliriz...”

İşçiler, süreç boyunca yanlarında olduğumuz ve destek verdiğimiz için, dağıtım sırasında bizimle sohbet edip teşekkür ettiler.

Adana Sanayi İşçileri Derneği çalışanları

 

Asil Çelik işçisinden eylem…

“Krizin faturasını sorumluları ödesin!”

Ücretsiz izin saldırısına karşı direnişe başlayan Asil Çelik işçileri, 20 Kasım günü fabrikanın bulunduğu Orhangazi’den onlarca kilometre yol katederek Bursa şehir merkezine kadar süren bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

“Krizin faturasını sorumluları ödesin!”, “Ücretsiz izin dayatmasına hayır!”, “İşten atmalar yasaklansın!” talepleri ile sabah saat 08.00’de fabrika önünde yapılan açıklamayla başlayan yürüyüş, Bursa-İstanbul yolunun İznik Kavşağı’na kadar sürdü. Buradan servislerle Gemlik girişine gelen işçiler Özdilek önünden tekrar yürüyüşe geçerek Gemlik İskele Meydanı’na kadar yürüdüler.

Yapılan açıklamanın ardından tekrar araçlara binilerek Bursa girişindeki Ovakça Beldesi’nde Grammer ve Prysmian işçileri ile buluşan Asil Çelik işçileri buradan tekrar yürüyüşe geçtiler.

Tofaş fabrikasının karşısına gelindiğinde, BMİS Genel Sekreteri Selçuk Göktaş ve Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar tarafından Tofaş işçilerini mücadeleye çağıran konuşmalar yapıldı. “Tofaş işçisi yalnız değildir!” sloganı coşkulu bir şekilde atıldı.

Beşyol kavşağında metal işçilerinin önü polis barikatıyla kesildi. İşçiler barikatı “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganlarıyla protesto etti. Yapılan görüşmelerin ardından yolun açılmasıyla yürüyüşe devam edildi. Yürüyüş boyunca metal işçileri sıklıkla “Asil Çelik işçisi köle değildir!”, “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!”, “Bedel öderiz, bedel ödettiririz!”, “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “Krizin faturası patronlara!”, “Ücretsiz izinlere hayır!”, “Gemileri yaktık dönüş yok artık!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”  sloganlarını coşkuyla attılar. Emekçilerin de destek verdiği yürüyüş boyunca bildiriler dağıtıldı. Metal işçilerinin sloganları, alkışları ve düdükleri hiç susmadı.

Bursa Kent Meydanı’na gelen işçiler adına BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu bir açıklama yaptı. Serdaroğlu, krizin sorumlusu olmadıklarını ve faturasını da ödemeyeceklerini belirtti. BMİS’de 40 yıldır örgütlü olan Asil Çelik Fabrikası’nda işverenin kriz bahanesiyle ücretsiz izin saldırısına giriştiğini belirterek, saldırının cevapsız kalmayacağını söyledi.

Serdaroğlu tüm metal işçilerini birlikte mücadele etmeye ve Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenmeye çağırdı. “Asil Çelik işçileri kıvılcımı çaktılar, sıra bu ateşi körüklemeye geldi” dedi. Türk Metal çetesinin Başkanı Mustafa Özbek’e yüklenerek “Metal işçileri bu emlakçı Mustafa’dan, bu komisyoncu Mustafa’dan hesap soracak” dedi. Kent Meydanı’ndan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü’ne kadar yürünerek, burada Asil Çelik’le ilgili şikayet dilekçeleri verildi. Sendikaların destek verdiği eyleme yaklaşık 300 işçi katıldı.

Yürüyüşe Asil Çelik işçilerinin öfkesi, kararlılığı ve coşkusu hakimdi.

Kızıl Bayrak / Bursa


 

Prysmian işçilerinden MESS dayatmalarına yanıt!

“Sessiz kalmayacağız, haklarımızı kullanacağız!”

Bursa’da Asil Çelik işçilerinin ücretsiz izin saldırısına karşı kilometrelerce yürüyerek gerçekleştirdiği “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” yürüyüşünün ardından metal işçileri eylemlerini büyütüyor.

Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şubesi’nin örgütlü olduğu Prysmian’da işçiler, 2008-2010 Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri arabulucu aşamasında devam ederken 25 Kasım akşamı fabrikayı terketmeme eylemi gerçekleştirdiler.

Fabrika içinden sloganlarla çıkan 08.00-16.00 vardiyasındaki işçiler, fabrika kapısında bekleyen 16.00-24.00 vardiyası işçileri ile buluştu.

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Asil Çelik ve Grammer’deki işçilerin de destek verdiği eylemde metal işçilerine Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci seslendi.

“Bu eylemi işgal olarak değil de metal işçilerinin öfkesi, tepkisi olarak görmek gerekiyor. MESS patronları ve Türk Metal, metal işçilerinin gücünü, neler yapabileceğini görsünler. Krizin sorumlusu değiliz, bedel ödemeyeceğiz” diyerek Prysmian işçilerine seslenen Ekinci, işten çıkarmaların, yüzdeli ve ücretli izinlerin yasaklanmasını talep etti. “Sessiz kalmayacağız, başta yaşam hakkımız olmak üzere haklarımızı sonuna kadar kullanacağız! Savunacağız demiyorum, kul-la-na-ca-ğız!” diyerek metal işçilerinin mücadele kararlılığını ifade etti.

16.00-24.00 vardiyası işçileri çalışmaya başlarken 08.00-16.00 vardiyası işçileri saat 19.30’a kadar fabrikayı terketmedi. Eylem boyunca metal işçileri alkışlarla birlikte “Zafer direnen işçilerin olacak’”, “MESS, MESS şaşırma sabrımızı taşırma!”, “Emeğe uzanan eller kırılsın!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İnadına sendika inadına DİSK!”, “İş ekmek yoksa barış da yok!” sloganlarını coşkuyla attılar.

Burjuva basının kriz haberleri nedeniyle bugünlerde mesken tuttuğu Bursa’da Prysmian işçilerinin eylemi de canlı yayınla bir kanalda yayınlandı. Eylem sonunda gelen, “Türk Metal çetesinin başkanı Mustafa Özbek hakkında savcılıkça soruşturma açıldığı“ haberi işçiler tarafından alkışlarla karşılandı.

Eylemin ardından gazetemize açıklama yapan Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci, Prysmian işçilerinin gerçekleştirdiği işyerini terketmeme eylemini MESS dayatmalarına karşı gösterilmiş bir tepki olarak değerlendirdi. Esnek çalışmayı, düşük ücretleri ve kölelik dayatmalarını kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Türk Metal Sendikası’nın metal işçilerinin temsilcisi olamayacağını söyleyen Ekinci, metal işçilerinin sesi olmak için mücadele ettiklerinin altını çizdi.

Prysmian işçilerinin eylemine Türk Metal üyesi bazı metal işçileri de destek verdi.

Kızıl Bayrak / Bursa


Yemekhane işçileriyle dayanışma!

Ankara Üniversitesi’nde yemekhane işçileri boykotla başlayan direnişlerini yemekhane işgali ile sürdürüyorlar.

Yemekhane işçileri 25 Kasım günü işgal edilen yemekhanede basın toplantısı gerçekleştirdiler. Basın açıklamasından 15 dakika önce basının içeri alınmadığı haberinin gelmesi üzerine yemekhanede bulunan işçiler, akademisyenler ve öğrenciler toplu halde sloganlar ve alkışlarla kapıya giderek basını içeri aldılar. Aynı kararlılık ve coşkuyla yemekhaneye geri dönülerek basın toplantısı gerçekleştirildi.

Bir yemekhane işçisinin okuduğu basın açıklamasında şunlar söylendi: “Rektörlüğü uyarıyoruz: Üniversiteler sermayenin ve taşeron şirketlerin çıkarlarına göre yönetilemez. Piyasacılığın olduğu yerde bilim olmaz. Rektörlük safını belirlesin. Rektörlük ya piyasacı anlayış ile üniversiteyi yönetmeye çalışacak ya da bilime ve emeğe sahip çıkacaktır.”

Basın açıklamasının ardından destek için gelen sendika yöneticileri ve parti yöneticileri konuşmalar yaptılar. İlk olarak DİSK Bölge Temsilcisi Kani Beko söz aldı. Eylemlerin ve mücedelenin her yerde devam ettiğini söyleyerek 29 Kasım eylemine çağrıda bulundu.

Ardından Yurtsever Cephe İşçi Birliği, ÖDP, SDP ve Sosyalist Parti temsilcileri söz alarak yemekhane işçilerinin yanında olduklarını söylediler.

Basın açıklamasına Birleşik Metal-İş, Sosyal-İş, OLEYİS, Genel-İş sendikaları destek verdi. Salonda sık sık “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “İşçi-gençlik el ele, mücadeleye!” sloganları atıldı.

Basın toplantısından sonra yeni şirket temsilcisinin merkez kampüste olduğunun öğrenilmesi üzerine temsilci olarak iki işçi görüşmeye gitti. Şirket yetkilisinin, işçiye ihtiyacı olmadığını söylediği görüşmede işçilerin taleplerinin ne olduğu da soruldu. Tam kadro çalışmaya başlamak istediklerini belirten yemekhane işçileri, hep beraber işbaşı yapma kararlılığında olduklarını açıkladılar.

Cebeci Ekim Gençliği