28 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/47

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için ilk eylem 29 Kasım’da…
  29 Kasım’a çağrı eylemlerinden…
Krizin faturası işten atmalarla işçilere ödetilmek isteniyor…
Krize karşı eylemler...

Metal işçilerinin 6. hafta yürüyüşleri…!

AÜ’de yemekhane işgali...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal TİS’leri ve birleşik mücadelenin artan önemi
  Türk Metal ateşle oynuyor!
  Mirabel Kardeşlerin çağrısına emekçi kadınlardan yanıt:
  Gençlik hareketinden….
  Ekim Devrimi, sınıf hareketi ve devrimci parti - Volkan Yaraşır
  İzmir’de coşkulu Ekim Devrimi etkinliği!
  Ortadoğu’da gerçek barışa halkların devrimci direnişiyle ulaşılacaktır!.
  Gerçekler inatçıdır!
M. Can Yüce
  Topkapı İşçi Derneği 1. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Taşrada mücadele eğilimi!

Toplu görüşme süreci öncesinde Sosyalist Kamu Emekçileri olarak sürece müdahale ettik. Grevli toplusözleşmeli sendika talebini öne çıkaran ve grev hakkının grev yapılarak elde edilebileceğini ortaya koyan, KESK’in ilan ettiği iş bırakma eyleminin altının doldurulması için bugünden taban çalışmasının yoğunlaştırılmasını içeren bir imza kampanyası başlattık.

Bölgemizde imza kampanyasını sadece KESK üyeleriyle sınırlamadık. Tüm kamu emekçilerini hedefleyen yoğun bir propaganda ve ajitasyon faaliyetine dayanan bir imza kampanyası faaliyeti yürüttük. Kısa sürede sendikasız ve farklı konfederasyonlara bağlı yüzlerce sendika üyesi kamu emekçisi ile buluştuk. KESK’e bağlı olmayan sendika üyelerinin ve sendikasızların da içinde yer aldığı onlarca imza topladık. Temel hedefimizi bölgemizde bulunan kamu emekçilerinin birliğini ve inisiyatifini geliştirmek olarak belirledik. Yürüttüğümüz faaliyetin hedefimizi gerçekleştirmede önemli katkılar sunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Taşrada kamu emekçilerinin mücadele konusunda daha duyarlı oldukları görülüyor. Genelde, iradi planda kırılmamış, tartışmaya açık ve önyargısız bir kamu emekçileri tablosuyla karşılaştık.

KESK dışından emekçi arkadaşların özellikle sürece müdahil olma konusunda istekli olmaları son derece önemlidir. Bu durum devlet güdümlü sendikalara üye olan kamu emekçilerinin, devlet güdümlü sendikal anlayışla gerçek bir politik hesaplaşmaya dayanmasa da, sendikaların işbirlikçi kimliğine yönelik tepkilerinin yoğunlaştığının açık göstergesidir. Farklı sendikalara üye olsalar da, kamu emekçileri hakların ancak mücadele ederek kazanılabileceği ve grev hakkının devlet tarafından bahşedilmeyeceği bilincine kendi deneyimleriyle ulaşmışlar.

Mücadelenin genel grevi de kapsayan bir anlayışla kazanılabileceği fikrinin olgunlaştığı görülmektedir. 4688 sayılı yasaya yönelik tepki büyümektedir. Sosyalist Kamu Emekçileri olarak, sendika ayrımı yapmaksızın, sendikasızları da kapsayan bir anlayışla bu önemli eğilime önderlik etmeliyiz.

Kırşehir ve Nevşehir’den Sosyalist Kamu Emekçileri


Kadınlardan Arslan ile dayanışma...

Desa Direnişiyle Dayanışma Kadın Platformu, Emine Arslan’la dayanışma amacıyla Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerindeki Desa mağazası önünde 22 Kasım günü bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Novamed’de kazandık, DESA’da da kazanacağız!” pankartını açan kadınlar “Emine Arslan yalnız değildir!”, “Evde, işte sömürüye son!”, “Yaşasın kadın dayanışması!”, “Prada, Mulberry, Mark Spencer, DESA’da sömürüye ortak!”, “Görünmeyen emek sesini yükselt!”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir!” , “Kadınlar sendika yönetimlerine!”, “DESA’yı boykot ediyoruz!”, “DESA, Aspinal of London El Cortes Luella’nin taşeronu!” ve “Örgütlenme hakkımız engellenemez!” dövizlerini açtılar.

Basın açıklamasının ardından İstiklal Caddesi’nde, Desa ürünlerini boykota çağıran bildirilerin dağıtımı gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İHD: “Düşünceler çatışsın!”

İHD İstanbul Şubesi “Düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında medya açmazları” başlığıyla gerçekleştirdiği panel öncesinde 23 Kasım günü Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yaptı. Eylemde, “Sadece kabul gören düşüncelerin ifade edilebilmesi, düşünce özgürlüğü değildir / İHD” pankartı ve son dönemde baskı ve sansüre maruz kalmış olan Demokrasi, Alternatif, Yedinci Gün, Atılım, İşçi Köylü, Gelecek, Gündem, Güncel, Bakış ve Azadiya Welat gazeteleri taşındı.

İHD İstanbul Şubesi adına yapılan açıklamada, düşünce ve ifade özgürlüğünün en vazgeçilemeyecek evrensel insan haklarının başında geldiği vurgulandı. Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğu ifade edildi. Devletin ve siyasi iktidarın tüm toplumu hizaya sokmaya, tek bir ideolojik-politik merkeze biat etmeye zorladığının belirtildiği açıklamada, farklı düşüncelerin ifade edilemediği bir yerde düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsetmenin mümkün olmadığı söylendi.

Eylemde, “Özgür basın susturulamaz!”, “Gazeteme dokunma!” sloganları atıldı.

 Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Antik kent paneli

TMMOB Şehir Planlamacıları Odası, 25 Kasım günü “Aliona kaderini beklerken” başlıklı panel düzenledi. Panel İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Panele yaklaşık 150 kişi katıldı.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emel Göksu, Aliona antik kentinin bugün karşılaştığı sorunları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Daha sonra Aliona Girişim Grubu adına Alime Mithap, Aliona antik kenti üzerinde oynan kirli oyunlardan ve yapımı devam eden Yortanlı Barajı’nın antik kent üzerinde yarattığı tahribatı anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Slayt gösterimi eşliğinde gerçekleştirilen anlatım ilgiyle izlendi.

Mithap, Yortanlı Barajı’nın durdurulması için davalar açıldığını ve en son AİHM’e başvurulduğunu söyledi. 35 bin imzanın başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına gönderildiğini belirtti. Barajın devam eden yapımı sırasında toplam 11.792.160.56 Ytl para harcandığını fakat antik kente yapılacak kazılar ve araştırmalar için devlet tarafından herhangi bir bütçe ayrılmadığını ifade etti.

Devlet Su İşleri adına Ahmet Tomar bir sunum gerçekleştirdi. Devletin yaptığı işleri savunan Tomar, barajın yapımıyla çevre sakinlerinin yıllık gelirinde artış olacağını iddia etti.

Şehir Planlamacıları Odası’ndan Ahmet Tuncay Karaçorlu, birçok barajın toplumun ihtiyaçları için değil ihale müteahhitlerinin kâr oranlarını artırmak için yapıldığını ifade etti. Sunumların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.

Dokuz Eylül Üniversitesi / Ekim Gençliği


SES üyelerine saldırı…

26 Kasım günü, Dr. Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesi yemekhane çıkışında, 29 Kasım mitingine çağrı bildirilerini dağıtan SES’liler güvenlik güçleri tarafından tartaklandılar.

Bu olayı protesto etmek için hastanede basın açıklaması yapmak isteyen SES Ankara Şube üyeleri, bu sefer de hastane başhekimi tarafından çağrılan çevik kuvvetin saldırısına uğradılar. Tüm engelleme çabalarına rağmen basın açıklaması yapıldı ve saldırı protesto edildi.

SES MYK, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, SES üyelerine yönelik saldırının hastanede bebek ölümlerinin sorumlusu olan yöneticilerin kamuoyuna deşifre edilmesinden bağımsız olmadığını söyledi. Açıklama şu sözlerle son buldu: “Bundan sonra da hiçbir güç bizi fiili ve meşru mücadelemizden koparamayacaktır. Bu tür anti-demokratik uygulamalara en güzel cevabı 29 Kasım mitinginde vereceğiz. Yasa ve hak tanımaz Başhekim Leyla Mollamahmutoğlu’na, yetkilerini aşarak arkadaşlarımıza zor kullanan güvenlik güçlerine karşı hukuki mücadelemizi de sürdüreceğiz.”

Kızıl Bayrak / Ankara

 

DEV-LİS’ten açıklama…

“Çıplak Ayaklara Özgürlük” kampanyası çerçevesinde 22 Kasım günü Taksim Tramvay durağında basın açıklaması yapan Devrimci Liseliler (DEV-LİS), “Özgürlük istiyoruz, kılık kıyafet yönetmeliği kaldırılsın!” pankartı açtılar.

Okullarda disiplin tehditleriyle toplanan spor paralarını, okul idareleri tarafından desteklenen faşist çeteleri ve öğrencilerin üzerinde baskı unsuru olan kılık kıyafet yönetmeliğini protesto ettiler.

“Kışla değil özgür lise!”, “ÖSS kalksın, yaşama zaman kalsın!”, ‘‘ÖSS’ye inat yaşasın hayat!”, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!” sloganlarını atarak basın açıklamasına son verdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul


BAK’tan savaşa ve krize karşı söyleşi!

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, “Savaş değil hayat! Savaş karşıtlarının bütçeye itirazı var!” başlığıyla 25 Kasım günü Karakedi Kültür Merkezi’nde bir söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşiye KESK Genel Başkanı Sami Evren, Yıldız Önen ve oyuncu Mehmet Ali Alabora katıldı. Söyleşide kriz tartışması öne çıktı.

Krizin toplumsal muhalefet tarafından geç algılandığını belirten Evren, KESK’in önerilerinin kabul edilmediğini de ifade etti. Bu krizin 24 Ocak Kararları’ndan daha kötü sonuçlar yaratacağını belirtti. Kriz dönemlerinde bütçeyi rahatlatmanın işten atmalar ve dolaylı vergiler olmak üzere iki yolu olduğunu söyledi. Krizin faturasını emekçilere çıkaracaklarını belirten Evren, gelir dağılımında artan uçurum nedeniyle devletin daha baskıcı olacağını ifade etti. KESK olarak 29 Kasım eylemini uyarı eylemi olarak gördüklerini söyledi.

Mehmet Ali Alabora, krizin sorumlusunu AKP olarak gösterdi ve krizin AKP’den kurtulmak için imkan yarattığını söyledi. Yıldız Önen, BAK olarak kamu vicanının kazanmak için on binlere seslenen çok başarılı kampanya çalışması yürütüklerini söyledi. Katılımcıların konuşmalarının ardından söyleşi sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul