30 Ocak 2009
Sayı: SİKB 2009/04

  Kızıl Bayrak'tan
  Ergenekon operasyonu Özbek çetesine yöneldi…
  Çankaya’da Ergenekon toplantısı…
Şer üçlüsü toplandı…
Emekçiler krize karşı alanlara çıktılar…
15 Şubat İstanbul mitingi üzerine...
Sinter ve Gürsaş direnişleriyle dayanışma gecesi gerçekleşti...
  Direnişçi Gürsaş işçileri ile konuştuk...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Yerel yönetimler ve liberal yanılsamalar -
H. Fırat
  ÜNSA’da yarım direniş, çeyrek zafer!
  Devlet madalyasından Kocatepe törenine kontrgerilla gerçeği…
  Kriz karşıtı faaliyetlerden...
  Gençlikten...
  Ateşkes sonrası Gazze...
  “Davos Zirvesi”ne hazırlık…
  Bolivya’da anayasa açık farkla kabul edildi!
  Obama ve yıkılan hayaller...
  Avrupa’da krize karşı paneller…
  Yerel seçimler ve devrimci tutum - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DESA’da direnişin 206. günü...

Her Cumartesi saat 13.00’te DESA’nın İstiklal Caddesi üzerindeki mağazası önünde buluşan DESA Direnişiyle Dayanışma İstanbul Kadın Platformu üyeleri, Emine Arslan’la beraber 24 Ocak günü de eylemdeydi.

Arslan eyleme, “Ben Emine Arslan… DESA fabrikası önünde 206 gündür direniyorum!” döviziyle katıldı. Kadınlar, DESA ürünlerini boykot çağrısı yaptılar.

Emine Arslan ile DESA’nın Düzce Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikası önünde direnen işçilerin işe iade davalarının lehte sonuçlandığının belirtildiği açıklamada, DESA patronunun işe iade davalarını temyize gönderdiği ifade edildi. “Kriz dünyaya açılmayı planlayan DESA’nın işini kolaylaştıracak” diyen DESA patronunun, krizi sendika üyesi işçileri işten atmak için kullandığı vurgulandı. Platform üyeleri DESA ürünlerini boykot etme çağrısında bulundu.

“DESA patronu sendikayı hala kabul etmiyor!”, “Direnen işçiler sendikayla fabrikaya dönene dek DESA’yı boykot!” dövizlerini açan kadınlar, açıklamanın ardından eylemi sona erdirdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Kartal’da panel…

“Krizin sonuçları ve mücadelenin olanakları”

Kartal’da 25 Ocak günü “Krizin sonuçları ve mücadelenin olanakları” başlığını taşıyan bir panel gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak Birleşik Metal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Uzmanı İrfan Kaygısız ve BDSP Temsilcisi katıldı.

Panelde ilk olarak söz alan İrfan Kaygısız, krizin genel olarak yarattığı atmosfere değinerek kapitalist krizin daha da şiddetleneceğini belirtti. Kriz sürecini metal patronlarının örgütü MESS’in verileriyle ele alan Kaygısız, MESS’in ifade ettiği %40 küçülmenin her 100 işçiden 40’ının işten çıkarılacağı anlamına geldiğini ifade etti.

Sermayenin saldırıları karşısında işçi sınıfı ve sendikaların eğilimine dair bir tablo çizmesinin ardından “ne yapmalı?” sorusuna yanıt veren Kaygısız, saldırılara karşı bölgesel mücadelelerin örgütlenmesi, sınıfın politikleştirilmesi, taleplerin genelleşmesi ve var olan direnişlerle daha güçlü dayanışmanın yaratılması gerektiğinin altını çizdi. Yükselen her direnişin bir üste sıçratılmadığı koşulda gerileyeceğini, ancak bu direnişlerin geliştirilebildiği takdirde sadece kendi için değil, tüm sınıf açısından bir kazanım olacağını, işçi sınıfına yol göstereceğini vurguladı. Güncel mücadeledeki yöntem ve araçları sıralayan Kaygısız, bu krizin faturasını ödememek için sokağa çıkılması, sokağın ele geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

BDSP temsilcisi, sermayenin saldırıları karşısında ne yapılacağının ve mevcut deneyimlerin tartışılmasının önemine vurgu yaptı. Krizin dünya çapında yarattığı sonuçları özetledi, krizin bir sonucunu da kapitalizmin kendini savunmaya geçmesi ve sosyalizmin güncelliğinin tekrar ortaya çıkması olarak tanımladı. Atılacak her adımın, gerçekleştirilecek her direniş ve eylemin devrimci iktidar perspektifiyle örgütlenmesi gerektiğini ifade etti. Sosyalizm ufkundan uzak her adımın bu düzene yedekleneceğini, kapitalizmin sınırları içerisine sıkışacağını vurguladı.

Sosyalizmin tek kurtuluş yolu olduğunun altının çizilmesiyle devam eden konuşmada, fabrika komiteleri başta olmak üzere, bölgelerde havza platformları, yanısıra birleşik mücadeleyi sağlamak amacıyla ortak mücadele platformları kurulması gerektiği söylendi. İşten çıkarmalarda fabrikayı terketmeme, işgal ve direniş öne çıkarılırken, ortak mücadele hattı olarak genel grev ve genel direnişin hedeflenmesi gerektiği vurgulandı. 

Soru-cevap bölümünde tekstil, metal ve diğer işkollarından işçilerin sorduğu sorularla mücadele yöntemlerinden krizin sonuçlarına, sendikaların misyon ve tutumlarından bugün varolan direnişlerin tablosuna, ortak platformların duruşlarından düzen partilerinin duruşlarına, Venezüella ve Almanya’daki sınıf hareketinin tablosuna kadar birçok konuda tartışma yürütüldü.

Panel, 15 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirilecek mitinge çağrıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / Kartal


Topkapı’da krizin faturasına karşı imza kampanyası

Krizin faturasını ödememek için yürüttüğümüz çalışmalarımıza yeni araçlarla devam ediyoruz. “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!”, “İnsanca yaşamaya yeterli vergiden muaf asgari ücret!”, “Zamlar geri çekilsin, fiyatlar dondurulsun!”, “Artan oranlı gelir ve servet vergisi!”, “Eğitim, sağlık gibi temel haklar ücretsiz olsun!”, “İşsizlik sigorta fonu tümüyle işçilerin kullanımına açılsın, işçilerin denetimine verilsin!”, “Kıdem tazminatı hakkına dokunulamaz!”, “İMF, Dünya Bankası vb. emperyalist kuruluşlarla kölece ilişkilere son!”, “Tüm iç ve dış borç ödemeleri durdurulsun!” talepleriyle başlattığımız kampanyamızı bölgemizdeki işçilere taşıyacağız.

23 Ocak sabahı Terazidere’de özellikle çorap işçilerinin yoğun olarak kullandıkları bir güzergâh olan Çelik Çorap önünde kampanyamızı başlattık. Standımızda taleplerimizin yazılı olduğu ve 15 Şubat’ta konfederasyonların ortak olarak düzenleyeceği mitinge çağrı yapan büyük boy dövizler de kullandık.

15 Şubat’ta gerçekleştirilecek mitinge kadar sürdürmeyi planladığımız imza kampanyasını işe giriş ve çıkış saatlerinde fabrika önlerinde ve merkezi güzergâhlarda açacağımız standların yanısıra tüm havzayı dolaşarak işçi ve emekçilerin bulunduğu alanlarda sürdüreceğiz.

Topkapı İşçi Derneği üyeleri

 

Sefaköy’de ortak kriz paneli

Küçükçekmece yerelinde, yaşanan ekonomik krizin etkilerine karşı işçi ve emekçileri aydınlatma ve yaşanan krizi devrimci amaçlarla değerlendirme amacıyla kurulan yerel platform 25 Ocak günü bir panel gerçekleştirildi.

İbrahim Okçuoğlu’nun katıldığı toplantıda “Kapitalist krizin yapısal nedenleri ve mücadele biçimleri” tartışıldı.

Okçuoğlu konuşmasında kapitalist üretimin ilk krizi yaşadığı zamandan bu yana her 8-10 yılda bir krizin tekrarlandığını, bunun da üretimin anarşik yapısından kaynaklı olduğunu söyledi. Krizin ABD’de yaşanan konut krizi ile başlamasının nedenlerini açıkladı. Bu kriz sürecinde emperyalist güç odakları arasındaki çıkar çatışmalarının daha da belirginleştiğini ifade etti. Krize karşı ortak çözümler amacıyla düzenlenen toplantılardan hiçbir sonuç çıkmamasını buna örnek gösterdi. Kriz sürecinin en önemli kazanımının, kapitalizmin sorgulanmaya, Marksizmin haklılığının yeniden kabul görmeye başlaması olduğunu söyledi.

Okçuğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Fakat bu hiçbir şekilde kapitalizmin kendiliğinden yıkılacağı sonucunu yaratmamalıdır. Eğer kapitalizmin yıkıcı gücü olan işçi sınıfı harekete geçmez, bu süreçte siyasal örgütlülüğü önderliğinde kapitalist sisteme karşı eyleme geçmezse, bu sistem bir şekilde işçi sınıfını daha da köleleştirerek bu süreçten çıkacaktır. Bu yüzden sınıfın siyasal unsurlarına önemli görevler düşmektedir. Bugünün görevi kapitalist kriz sürecinden devrimci amaçlarla yararlanmaktır.”

Sunuma yapılan eklemeler ve soruların ardından panel sona erdi. Katılımın zayıf olduğu paneli Alınteri, BDSP, BİD, ESP, EHP ve TÖP örgütledi.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

Sincan’da İşçiden İşçiye dağıtımları

Sermayenin dünya çapındaki krizi gittikçe derinleşirken bunun sonuçları Sincan Organize Sanayi Bölgesi üzerinden de açıkça görülmektedir. İşten atılan işçi sayısının 12 bini bulduğu Sincan Organize’de, yanısıra ücretsiz izin ve ücret gaspı saldırıları da neredeyse tüm fabrikalarda uygulanıyor.

Erkunt, Hidromek, Arçelik gibi büyük ölçekli fabrikalarda işten çıkarmalar gündemde. Son olarak Erkunt Traktör ve Döküm fabrikasının %40 küçüleceği söylentileri işçiler arasında yayılmakta. Bu da yüzlerce Erkunt işçisinin işten atılacağı anlamına geliyor. Hidromek ve Arçelik fabrikalarında da benzer durumlar söz konusu. Bu fabrikalarda Türk Metal Sendikası örgütlüdür. Ülke çapında olduğu kadar Sincan Organize’de de ihanetçi kimliğini hep göstermiş olan bu çetenin işçileri arkadan hançerlemesi ise an meselesidir.

Şu ana kadar patronların yoğun saldırılarına karşı fabrikalardan örgütlü bir tepki yükseltilmiş değil. Bunun gerisinde Sincan Organize işçilerinin örgütsüz ve dağınık tablosu var. Organize’yi sarsabilecek büyük ölçekli fabrikaların hepsinde de hain Türk Metal Sendikası’nın varlığı bu tepkileri boğmaktadır.

Sincan İşçi Derneği Girişimi olarak, krizin kaynağı olan çürümüş sermaye düzenine karşı işçi ve emekçileri mücadeleye çağırmak için birçok araçla da sınıfa seslenişimizi sürdürüyoruz.

İşçiden İşçiye Ankara İşçi Bülteni‘mizin yeni sayısının dağıtımlarına ara vermeden devam ediyoruz. Sincan içerisindeki farklı servis noktalarına üç gün boyunca aralıksız dağıtımlarımızı gerçekleştirdik. Servis noktalarının her birinde özel olarak yüklendiğimiz dağıtımlarımız sonucu daha önce ulaşamadığımız işçilere ulaştık. Bunu önümüzdeki günlerde de sürdüreceğiz. Sincan İşçi Derneği Girişimi olarak bültenimizin Şubat ayı sayısının hazırlıklarına da başladık. Organizeye ve bölgeye yüklenişimizi daha da tempolu bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.

Ankara İşçiden İşçiye


Küçükçekmece’de sınıf çalışmalarından…

Sınıf dayanışması her geçen gün daha fazla artan bir ihtiyaç halini alıyor. Bu amaçlı çıkarılan BDSP imzalı “DESA, Sinter, Gürsaş, Ünsa… Direniyor! Sınıf dayanışmasını yükseltelim!” şiarlı afişleri Güneşli, Yenibosna, Sefaköy’de fabrikaların olduğu bölgelerde yaygın bir şekilde kullandık. Devletin kolluk güçleri afişlerimize tahammülsüzlüğünü hemen yırtarak gösterdi. Özellikle direnişteki fabrikalarla ilgili bölümün yırtılması, bölgemizde bulunan Desa patronunun hazımsızlığının bir ürünü.

“Krizin faturasını kapitalistler ödesin!”

Krize karşı faaliyetimiz açtığımız imza standları ile devam ediyor. İmza standını ilk gün ajitasyon konuşmaları eşliğinde Sefaköy merkezinde bulunan Gümüşçüler Çarşısı’nda açtık. İmza atanlar kriz nedeniyle özellikle AKP hükümetine karşı olan öfkelerini dile getirdiler. İmza atanlar arasında krizden kaynaklı işten atılan işçiler de bulunuyordu.

Emekçi kadınlar krizin faturasını ödememek için mücadeleye!

Patronlar krizi en az zararla atlatmak için faturayı işçilere ve emekçilere kesmeye devam ediyor. Bu tablodan en fazla etkilenenler işçi kadınlar oluyor. Öncelikle kadınlar işten atılıyor, ücretleri düşürülüyor, kırıntı düzeyindeki hakları gaspediliyor, vb... Emekçi kadınları krizin faturasını ödememeye çağıran Emekçi Kadın Bülteni’ni kadın işçilerin yoğun çalıştığı hedef fabrikalara ulaştırdık.

Gazete satışlarımız sürüyor…

Düzenli olarak haftalık gazete satışını 27 Ocak sabahı Şirinevler meydanda gerçekleştirdik. Gazete satışı yaparken, işçi ve emekçileri direnen işçilerle ve direnen halklarla dayanışmayı yükseltmeye, kendi hakları ve gelecekler için mücadeleye çağırdık. Satış esnasında yine devlet terörüne maruz kaldık. Arkadaşlarımız keyfi bir şekilde GBT kontrolünden geçirildi. Ara vermeden faaliyetimizi sürdürdük ve polisin tutumunu teşhir ettik.

DESA’ya dayanışma ziyareti…

Sefaköy DESA önünde Emine Arslan tüm kararlılığıyla, 200. gününü aşarak direnişine devam ediyor. Direniş yeri günlük olarak ziyaret ediliyor. Son olarak Küçükçekmece’den Emekçi Kadınlar DESA direnişçi Emine Aslan’ı ziyaret ettiler.

Küçükçekmece BDSP

 

2. Ümraniye İşçi Kurultayı’na etkin hazırlık!

Ümraniye’de sınıf bilinçli işçilerin çağrısı ile yaklaşık beş aydır hazırlıkları sürdürülen 2. Ümraniye İşçi Kurultayı 1 Şubat günü toplanacak.

Bölge işçilerinin katılımına açık bir şekilde oluşturulan Hazırlık Komitesi ile yapılan ön çalışmalarda, bölge işçileri kurultayın örgütlenmesinde aktif biçimde rol almaya çağrılmışlardı. Propaganda-ajitasyon çalışmalarında, yapılan anketlerde ve toplantılarda bu çağrı yinelenirken, aynı zamanda çeşitli fabrikalarda ve işçi semtlerinde kurultay hazırlık toplantıları gerçekleştirildi. Bu toplantılarda işçi sınıfının genel planda içinde bulunduğu durum ve fabrikaların özgün sorunları tartışıldı. Yanı sıra kurultaya hazırlık çerçevesinde üç temel etkinlik gerçekleştirildi.

Kurultaya az bir zaman kalmışken, Kurultay Hazırlık Komitesi bir kez daha yoğunlaştırılmış kitle çalışması ile bölge işçilerini kurultaya katılmaya çağırıyor.

Hafta boyunca İMES kapılarında, İstanbul Çarşısı’nda, Tepeüstü’nde kurultay bildirilerini bölge işçilerine ulaştıran Kurultay Hazırlık Komitesi, bölgenin birçok noktasında da kurultaya çağrı afişleri yaptı.

25 Ocak sabahı erken saatlerde OSB’ye, Kadosan, DES ve Ferhatpaşa Köprüsü’ne “Örgütlü işçi yenilmezdir! / 2. Ümraniye İşçi Kurultayı” şiarlı afişlerden 300 adet yapıldı. İşçilerin yoğun olarak geçtiği yerler afişlerle donatıldı.

Öğlen saatlerinde Dudullu merkezde pazarın girişine “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” başlığını taşıyan afişler eşliğinde masa açıldı. Önlüklerin giyildiği çalışmaya Dudullu emekçilerinin yoğun ilgisi vardı. Ajitasyonlarla birlikte Dudullu emekçilerine krizin faturasını ödememe ve mücadele çağrısı yapıldı, kurultaya çağrıda bulunuldu. İki saat içerisinde yaklaşık 400 imza toplandı.

26 Ocak günü İMES A Kapısı’nda, 27 Ocak günü İMES E Kapısı’nda açılan standlar ile çalışmalar devam etti. Ayrıca kurultay çalışmaları kapsamında dernek binasına 6 x 3 metrelik pankart asıldı.

Fabrika önlerinde gerçekleştirilen bildiri ve bülten dağıtımlarının yanı sıra Dudullu-İçerenköy hattı, sanayi içi, Ümraniye-Sultanbeyli hattı, Ümraniye, Samandıra ve Sultanbeyli’nin emekçi mahalleleri kurultay çağrısını içeren afişlerle donatıldı. Propaganda çalışması kapsamında 28 Ocak gününe kadar 1.500’ün üzerinde afiş, 8 bine yakın bildiri, 2 bin civarında bülten kullanıldı. Ayrıca fabrikalara özel olarak hazırlanan bildirilerin dağıtımı ile kurultay çağrısı yoğunlaştırılıyor.

Bölgedeki ilerici kurumlar, sendikalar ve sendika temsilcileri ziyaret edilerek kurultay çağrısı yinelenirken, akşamları ise havzanın emekçi mahallerinde kapı kapı evler ve kahveler dolaşılarak, kurultaya ve 28 Ocak günü gerçekleştirilecek Sinter Metal işçileri ile dayanışma gecesine çağrı yapılıyor.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

Çiğli’de kadın paneli!

“Sağlığın Özelleştirilmesi ve Kadın Sağlığı” paneli 24 Ocak günü Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi’nde gerçekleştirildi. Panel hazırlıkları çerçevesinde çıkardığımız ozalit ve afişleri mahallelerde ve işçi servis güzergahlarında yaygın bir şekilde kullandık.

Hazırladığımız davetiyeleri işçi ve emekçi kadınlara elden dağıttık. Panele konuşmacı olarak Emekçi Kadın Komisyonu adına bir arkadaşımız ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Zehra Mete katıldı.

İlk önce Emekçi Kadın Komisyonu adına bir konuşma yapıldı. Komisyonun şimdiye kadar yaptığı çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunuldu ve komisyonun amaçları anlatıldı. Kadının kurtuluşunun sosyalizmde olduğu vurgulandı. Kadınların her alanda mücadele etmesi gerektiği söylendi. Konuşma, tüm kadınların çalışmaya davet edilmesiyle son buldu.

Daha sonra söz alan Dr. Zehra Mete sağlığın özeleştirilmesi ve SSGSS’nin kadını nasıl etkilediği üzerine sunum yaptı. Bu yasayla sağlığın paralı hale geldiğini, hastaların ise müşteri durumuna düştüğünü söyledi. Çeşitli örneklerle sağlığın özelleştirilmesini anlattı. Bu uygulamaların AKP hükümetiyle beraber pervasızlaştığından bahsetti. İnsanlar ses çıkardıklarında bu saldırı yasalarının geri çekilebileceğinden söz etti. Daha sonra panele katılan kadınlar görüşlerini paylaştılar.

Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu çalışanları