30 Ocak 2009
Sayı: SİKB 2009/04

  Kızıl Bayrak'tan
  Ergenekon operasyonu Özbek çetesine yöneldi…
  Çankaya’da Ergenekon toplantısı…
Şer üçlüsü toplandı…
Emekçiler krize karşı alanlara çıktılar…
15 Şubat İstanbul mitingi üzerine...
Sinter ve Gürsaş direnişleriyle dayanışma gecesi gerçekleşti...
  Direnişçi Gürsaş işçileri ile konuştuk...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Yerel yönetimler ve liberal yanılsamalar -
H. Fırat
  ÜNSA’da yarım direniş, çeyrek zafer!
  Devlet madalyasından Kocatepe törenine kontrgerilla gerçeği…
  Kriz karşıtı faaliyetlerden...
  Gençlikten...
  Ateşkes sonrası Gazze...
  “Davos Zirvesi”ne hazırlık…
  Bolivya’da anayasa açık farkla kabul edildi!
  Obama ve yıkılan hayaller...
  Avrupa’da krize karşı paneller…
  Yerel seçimler ve devrimci tutum - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ateşkes sonrası Gazze...

Direniş iradesi dimdik ayakta!

İsrail savaş makinesinin 22 gün süren Gazze saldırısında işlenen savaş suçları orta yerde dururken, “uluslararası toplum”, canileri yargılamak için kılını kıpırdatmıyor. İsrail’dekiler dahil insan hakları örgütünün sunduğu deliller dikkate alınmazken, Tel Aviv’deki savaş suçlusu canilerin yargılanması yönündeki çağrılar da karşılıksız kalıyor.

Batılı emperyalistlerin güdümündeki Savaş Suçluları Mahkemesi’nin Gazze’de işlenen suçları görmezden gelmesi tiksinti verici, ancak şaşırtıcı değildir. Zira artık biliniyor ki, batılı emperyalistler de bu suçların dolaysız ortaklarıdır. Bu durumda siyonist kasapları yargılamak batılı emperyalistleri de yargılamak anlamına geleceği için, şimdilik bundan kaçınılıyor. 

İsrail’in suçuna ortak olan ABD ile batılı müttefikleri, alçaltıcı tutumlarını Tel Aviv’deki tetikçileri koruyarak sürdürüyorlar. Obama yönetiminin dışişleri bakanı Hillary Clinton, bakan sıfatıyla yaptığı ilk açıklamada, “İsrail’in kendini savunma hakkını destekliyoruz. İsrail’in yerleşim bölgelerine giderek yaklaşan roketler karşılıksız kalamaz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Obama yönetiminin ırkçı-siyonizmin hamiliği rolünü aynen devam ettireceğini, bu konuda Bush ve neofaşist ekibinden geri kalmayacağını ortaya koymaktadır. 

Gazze Şeridi’ni ziyaret eden AB’nin insani yardımdan sorumlu yetkilisi Louis Michel’in açıklaması ise, Clinton’ınkinden de iğrenç oldu. İsrail saldırısının geride bıraktığı yıkımı “nefret uyandırıcı” diye niteleyen AB görevlisi de, “Gazze halkının çektiklerinden dolayı sorumluluk büyük oranda Hamas’a aittir” diyerek siyonist cellat takımının safında oluğunu ortaya koydu.

Benzer bir değerlendirmenin Batı Şeria’daki Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas’tan gelmiş olması ise utanç vericidir. İsrail savaş makinesinin vahşi yıkım ve katliamları orta yerde dururken, siyonist şefler Gazze’nin maketi üzerinde 1.5 yıldan beri saldırı hazırlığı yaptıklarını ilan etmişken, Mahmud Abbas’ın Gazze’deki yıkımdan Hamas’ı sorumlu tutması, geleceğini emperyalistlere bağlayanların alçalmada sınır tanımadıklarını bir kez daha kanıtlamıştır. İsrail savaş makinesi Gazze’de çocukların bedenlerini parçalarken, siyonist şeflerle kucaklaşan Mahmud Abbas, sefil çıkarları için emperyalist-siyonist güçlerin kuklası durumuna düşmekten kurtulamamıştır. 

Gazze’yi yerle bir eden, 1300 Filistinli’yi katledip 5 binini yaralayan İsrail savaş makinesi, direniş iradesini zerre kadar zayıflatmayı başaramamıştır. Saldırı, Tel Aviv’deki siyonistlerle onları koruyan batılı emperyalistlerin cani yüzlerinin tüm çirkinliğiyle ortaya serilmesine vesile olurken, Filistin halkının direnişiyle dayanışma eylemleri yayılmıştır.

Savaş makinesiyle yapamadığını emperyalistlere havale etmek için uğraşan İsrail, Filistinli direnişçilere silah akışını engelleyebilecek önlemler arayışındadır. Katlederek teslim alamadığı Filistin halkını silahsız bırakarak direniş iradesini kırabileceklerini sanan siyonist şefler, bu konuda ABD ordusu ve NATO güçlerinin devreye girmesini talep ediyorlar.

Başkanlığının ilk haftasında Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell’i bölgeye gönderen Obama, siyonistlerin bu kirli emellerine ulaşabilmeleri için çalışmaya hevesli görünüyor.  Eski senatörlerden Mitchell, Mısır, İsrail, Batı Şeria, Ürdün ve Suudi Arabistan’a uğrayacak. Saldırının hedefindeki Gazze’ye gitmeyi düşünmeyen özel temsilci, arabulucu değil, siyonizmin sözcüsü olduğunu daha ilk adımda hissettirmiştir.

ABD, BM, AB, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Türkiye gibi güçler İsrail için seferber olmuş durumdalar. Bu gerici koalisyon, Filistin halkının direnişi terk edip silahlanmaktan vazgeçmesini istiyor. Bunun karşılığında emek, su, ilaç, yakıt gibi temel ihtiyaçlarının karşılanacağı, Gazze’ye kontrollü giriş-çıkışa izin verileceği vaat ediliyor. Yani ekmek, su, ilaç, yakıt karşılığında Filistin halkından onurunu terk etmesi isteniyor.

Gerici koalisyonun bu uğursuz rolüne rağmen, Filistin halkı direnmekte kararlı olduğunu gösteriyor. Gazze’yi terk etmesi için İsrail savaş makinesine bir hafta süre tanıyan Filistinli direnişler, ateşkesin onuncu gününde işgalci İsrail askerlerine saldırarak, direnme kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Filistin halkının direnme iradesi dimdik ayakta iken, Hamas ile El Fetih arasındaki çıkar çatışmasının çözülememesi, direnişi hem maddi, hem manevi yönden zayıflatmaktadır. Bu da Filistin halkının tüm direniş dinamiklerini birleştirebilecek devrimci bir alternatife duyulan ihtiyacın aciliyetine işaret etmektedir.

Filistin halkıyla dayanışma eylemlerinden…


Tuzluçayır: “Direnen halklar kazanacak!”

BDSP, Alınteri ve Partizan, 25 Ocak günü Tuzluçayır’da gerçekleştirdikleri bir eylemle, emperyalizmin Filistin halkına yönelik katliam planlarını lanetleyerek, direnen Filistin halkını selamladı.

Saat 14.00’de Tekmezar Parkı’ında toplanan devrimciler, mahalle aralarından sloganlarla geçerek, çevredeki emekçilere ajitasyon konuşmaları yaptılar. “Emperyalizm, siyonizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!” şiarlı pankartın taşındığı yürüyüşte “Kahrolsun ABD, işbirlikçi MGK!”, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!” , “Filistin halkı yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Tuzluçayır göbeğe gelindiğinde ortak basın metni okundu. Düzen cephesinin  “İsrail’i kınamak” amacıyla yaptığı açıklamada şunlar söylendi: “Gazze katliamı ile Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin yolu açılmaya çalışılıyor. Yani HAMAS bahanedir! Asıl hedef Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’ne boyun eğmeyenlerin terbiye edilmesidir. Bu nedenle İsrail’in durdurulması tüm bölgeyi saracak bir emperyalist savaşın durdurulması anlamına da gelmektedir!”

Açıklama siyonist İsrail’le yapılan açık ve gizli, askeri ve ticari tüm ikili anlaşmalarının iptal etmesi ve İsrail elçilerinin defedilmesi talebiyle son buldu.

80 kişinin katıldığı eylem ara sokaklarda yapılan yürüyüşün ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara


Sefaköy: “Katil İsrail Filistin’den defol!”

Siyonistlerin Gazze’deki katliamı Sefaköy İnönü Mahallesi’nde 24 Ocak günü gerçekleştirilen eylemle lanetlendi.

Yaklaşık 80 kişi AR-EL Üniversitesi önünden İnönü Mahallesi yönüne doğru yürüyüşe geçerek yolu araç trafiğine kapattı. Semt sakinlerinin de alkışlı katılımlarıyla coşkulu bir havada başlayan yürüyüş sırasında “Katil İsrail Filistin’den defol!”, “Filistin’de düşene, dövüşene bin selam!” ve “Katil ABD, işbirlikçi AKP!” sloganları atıldı. Yürüyüşe geçen kitle karşı şeritten geçmekte olan araçların klaksonlarıyla desteklendi.

Yürüyüşün ardından Sefaköy-Gümüşçüler Çarşısı’nda basın açıklaması okundu. Asıl hedefin Filistin topraklarında yaşayan binlerce masum ve sivil halk olduğu vurgusu yapılırken, öldürülen insanların kanı üzerinden Obama’ya bel bağlayan dünya kamuoyunun bu hayallerinin boşa düştüğünün altı çizildi. Katliamların durdurulabilmesinin ancak özgür bir Filistin ile mümkün olacağına değinilen basın açıklaması, “Filistin halkı yalnız değildir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları ve alkışlar eşliğinde sona erdi. Basın açıklamasına Alınteri, BDSP, Bir-İşçi Der, DHF, DTP, EHP, ESP, Halkevi ve TÖP katıldı.    

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece


Taksim’de Filistin eylemleri...

Çeşitli parti ve kurumlar 24 Ocak günü Taksim Gezi Parkı’nda Filistin halkıyla dayanışma eylemi gerçekleştirdiler.

“İsrail ile ikili anlaşmalar iptal edilsin! Filistin’e özgürlük!” pankartının yer aldığı açıklamada “Filistin’e özgürlük!”, “İsrailli pilotlar Türkiye’de eğitilmesin!” ve “Savaşa hayı!r” dövizleri açıldı.

Gazeteci-Yazar Leyla İpekçi’nin gerçekleştirdiği basın açıklamasında, İsrail’in insanlık suçu işlediği, uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanması gerektiği ifade edildi ve talepler sıralandı.

Diğer açıklamayı, İsrail’in Gazze Şeridi’ni İşgaline Karşı Zincirleme Açlık Grevi İçin İstanbul Eylem Grubu Taksim Gezi Parkı’nda yaptı. Basın açıklamasından önce grup bir müzik dinletisi verdi. Açıklamada Filistin’le dayanışma amacıyla 3 Ocak’tan itibaren açlık grevine gittikleri ve İsrail Gazze’den çekilene kadar açlık grevini sürdürdükleri ifade edildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul