27 Kasım 2015
Sayı: KB 2015/44

Gerici hedeflerine savaşla ulaşmaya çalışıyorlar
“Masum” gösterilmeye çalışılan, Türkiye’nin Suriye’deki kirli çıkarlarıdır
Dink cinayeti; “katil devlet”, çünkü…
Devlet terörünün bir laboratuvarı: Türkiye
Kürt halkıyla eylemli dayanışmayı büyütelim!
Yasak ve katliamlara karşı direniş!
İHD Silvan raporunu açıkladı
Anlatılan senin hikayen değil Mösyö Burjuvazi!
Bayteks işçileri: Direnişimizde kararlıyız!
Mersin’de DEV TEKSTİL Temsilciliği açıldı
Birleşik Metal-İş’te “at izi, it izi!”
Önlemler hiçe sayılıyor, işçiler katlediliyor!
Ford Otosan’da temsilcilik seçimleri üzerine
MİB metal işçilerini sempozyuma çağırıyor
Genel durum ve güncel gelişmeler
Taştekin: Son bariyer yıkıldı
Madalyonun iki yüzü
BM Fransa’nın tasarısını onayladı
EKK’dan 25 Kasım eylemleri
Kadınlar 25 Kasım’da alanlardaydı
25 Kasım etkinlikleri
Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz!
“Bu davet bizim!”
Kuru bir yaprağa verilmiş söz...
Alaattin Yoldaş'a...
Alaattin'e...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bayteks işçileri:
Direnişimizde kararlıyız!

 

İstanbul Küçükçekmece’de kurulu Bayteks Nakış’ta ücretlere zam yapılması, sigortaların gerçek ücretler üzerinden gösterilmesi ve çalışma alanında düzenleme talebini dile getiren işçiler, işten atılmalarının ardından kapı önünde direnişe başladı.

Polis baskısına rağmen kaldırmadıkları direniş çadırında bekleyişlerini sürdüren işçilerle çalışma koşulları, talepleri ve direnişin seyri üzerine konuştuk.

- Çalışma koşullarınızı anlatır mısınız?

Savaş: 10 yıldır nakış sektöründe çalışıyorum. Bayteks Nakış’ta ise 8 ayımı geride bıraktım. Nakış sektöründe sigortasızlık ve düşük ücret çok sık karşılaştığımız bir durum. Ben ilk iş hayatıma başladığımda asgari ücretin bile altında, sigortasız çalışıyordum. Bir önceki işyerimde sigorta istediğimde, patron tarafından sunulan teklif sigorta + 1200 TL ya da sigortasız 1400 TL idi. Ailem ve öğrenci kardeşlerim olduğu için 1400 TL’yi kabul etmiştim. Yani güvencesiz çalışıyordum. Sigortayı yaptıklarında ise sosyal haklarımdan feragat edeceğime dair kağıt imzalatmaya çalıştılar. Kabul etmeyince kapıyı gösterdiler.

Tüm nakış atölyelerinde yaşanan sorunlar aynıydı. Bu düzeni değiştirmek için öncülerin çıkması gerekiyordu. Bu yüzden tüm atölyelerdeki arkadaşlarımızı bir araya getirdik. Atölye atölye örgütlendik. Ebru Nakış’ın önünde gece vakti başlayan direniş yayılıyordu. 1 Haziran 2013 günü 4-5 bin kişi eylem yaptık. Bazı taleplerimiz kabul edildi. Askerden geldikten sonra da patronların düzeni devam ettirdiğini gördüm. Sosyal haklarımızı kazanmamızın vakti gelmişti. Aile atölyesine girmiştim. Orada da sorunlar aynıydı. Yalnız akraba oldukları için geri duruyorlardı. Oradan ayrılıp Bayteks Nakış’a girdim. Burada birliğin kuvvetli olduğunu gördüm.

Cihan: 13 yıldır nakış sektöründe çalışıyorum. Bayteks Nakış’ta ise 2 yıldır çalışıyorum. Bayteks Nakış’ta 2 vardiya çalışıyoruz. Gece vardiyası 13 buçuk saat. Yani ailemize, arkadaşlarımıza zaman ayıramıyoruz. Ücretler düşük. Kiralar 1000 TL’ye varırken maaşlarımız 1500-1600 seviyesinde. Yemekler düzgün değil, lavabolar temiz değil, iş güvenliği konusunda eksiklikler var. İşçiler arasında sınıflandırmalar var.

Osman: Patron, “hayır” adı altında Ramazan ayındaki kumanyaları bile yemek ücretlerimizin karşılığı veriyor. Bizler bunu kabul etmedik. Yemeğin çıkmasını kabul ettirdik. Oruç tutmayan arkadaşlarımız için iki defa yemek hakkı doğarken, bizlere de gece vardiyasına ekstradan yiyecekler kalıyor. Primlerimiz zamanında yatırılmıyordu. Maaşlarımız aldığımız ücret üzerinden yatırılmıyordu.

- Örgütlenme sürecinizi ve taleplerinizi anlatır mısınız?

Cihan: İlk talebimiz maaşlarımıza zam yapılması, 1800 TL’ye eşitlenmesi idi. İşçiler arasındaki sınıflandırmaya son verilmesini “Eşit işe, eşit ücret” verilmesini istedik. Yemek, lavabo gibi yerlerde düzenlemeye gidilmesini istedik. Mescit istedik. Kırmızı çizgimiz ise, bu süreçten dolayı hiçbir arkadaşımız işten atılmayacaktı. Bir haftalık iş yavaşlatmanın ardından patron tarafından istenen toplantıda taleplerimiz kabul edildi. Kısa bir süre sonra ücret artışımız kabul edilirken, diğer taleplerimiz kabul edilmedi. “Üretimde daralmaya gideceğiz!” bahanesiyle 7 arkadaşımız işten çıkartıldı. Bizler de hep birlikte üretimi durdurma kararı aldık.

Savaş: 3 günlük üretimi durdurma girişimimizden sonra, 1 haftalık ücretsiz izne çıkarma teklifinde bulunduk. Kabul edilmedi. Biz de işten atma saldırısının grev kararından dolayı olduğunu ifade ettik. Atılan arkadaşlarımız için tazminatlarımızı istedik. Bu sırada patron tarafından arkadaşlarımıza hakaretler edilerek zorla dışarı çıkartıldık.

- Bugünden sonra yapacaklarınız hakkında ne söylemek istersiniz? İşçilere çağrınız nedir?

Cihan: Grevi, kapı önünde çadırda sürdürmeye devam ediyoruz. Başta nakış işçileri olmak üzere tüm işçilerin sesimizi duyması gerekiyor. Bizim için bir milat oldu. Herkesi bir arada olmaya çağırıyoruz.

Osman: Ya burada çalışacağız, ya da burası çalışmayacak. Kaç ay sürerse sürsün. Tüm yasal haklarımızı istiyoruz. 8 saat iş günü, primlerin gerçek ücretlerden yatırılmasını, insanca çalışma koşulları istiyoruz. Ben daha önceki işyerlerimde de hak mücadeleleri yürütmüştüm. Cuma günü nakış işçilerinden destek alacağız. Nasıl ki 1 Haziran’da gücümüzü gösterdik, hakkımızı aldıysak, şimdi de alacağız. Öncü olduğum için patronlar kirli tekliflerde bulunuyor, parayla susturmaya çalışıyor. Bugün bana, yarın sana olur. Patronlar işçiyi makine parçası gibi görüyorlar. Kullanıp kullanıp, parça gibi değiştiriyorlar. Patron istediği zaman pikniğe gidiyor, sinemaya gidiyor, biz ailemizle bile zor zaman geçiriyoruz.

İşçi kardeşlerime çağrım; birlik olduklarında kazanır, tek olduklarında kaybederler.

Savaş: Direnişimizin 14. günündeyiz. Grevden geri adım atmıyoruz. Adım atarlarsa anlaşmaya hazırız. Polis tarafından sürekli çadırımızı kaldırmamız yönünde baskılar geliyor. Direnişimizde kararlıyız. Bütün işçilerin örgütlenmesi gerekir, dayanışmaya ihtiyacı var. Satılık sendikalarda değil, kendi sendikalarında yer alsınlar, gerekirse kursunlar. Gelecek kuşaklara iyi bir hayat bırakmalıyız.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

 

İşçilere polis baskısı

19 Kasım'dan bu yana fabrika önünde kurdukları çadırla direnişlerini sürdüren Bayteks işçileri polis baskısıyla karşılaştı. 20 Kasım gecesi direniş çadırı polis tarafından yıkıldı. İşçiler 21 Kasım sabahı çadırı yeniden kurarken, saat 14.00 sularında işçilerinin yanına gelen polisler, çadırın kaldırılması yönünde baskı yaptı, Ancak işçilerin kararlılığı karşısında tehdit ederek ayrıldı.

DEV TEKSTİL de polis baskısına karşı işçilerin yanındaydı.

 

DEV TEKSTİL’den ziyaret

Bayteks işçilerini, direnişlerinin 8. gününde (23 Kasım) Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) ziyaret etti Ziyarette işçilerin haklı direnişini desteklediklerini belirten DEV TEKSTİL üyeleri, direnişin kazanımla sonuçlanması için sendikanın imkanları doğrultusunda ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler.


 
§