25 Kasım etkinlikleri
Gebze EKK’dan film gösterimi
Gebze Emekçi Kadın Komisyonu, 21 Kasım günü film gösterimi gerçekleştirdi.
Film gösteriminin öncesinde EKK adına bir konuşma yapıldı. Konuşma Mirabel Kardeşler’in hikayesi anlatıldıktan sonra yaşamak için sosyalizm mücadelesini büyütme ve EKK’nın yürüttüğü çalışmalara omuz verme çağrısı ile sona erdi.
Konuşmanın ardından İran’da recm edilerek katledilen bir kadının hikayesini anlatan “Soraya’yı taşlamak” adlı filmin gösterimi gerçekleştirildi.
Dev Tekstil'den İzmir'de 25 Kasım etkinliği
DEV TEKSTİL, 21 Kasım günü İzmir’de bir etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlik EKK’nın hazırlamış olduğu “Kapitalizm, kadın sorunu ve kadınların güncel talepleri” konulu belgesel gösterimiyle başladı. Ardından, DEV TEKSTİL adına yapılan konuşmada 25 Kasım’ın tarihi anlatıldı, kadının kapitalizmde yaşadığı sorunların kaynağına değinildi ve örgütlenmenin önemine vurgu yapıldı. Kadın işçilerin gerçekleştirilen söyleşiye canlı ve coşkulu katılımı dikkat çekti.
Son olarak, DEV TEKSTİL müzik grubu sahne aldı. Coşkuyla eşlik edilen müzik grubu, etkinliğe katılanlar tarafından beğeniyle dinlendi. Katılımcılar üst üste parçaların tekrar söylenmesini istediler. Etkinlik hep bir ağızdan söylenen türkülerle coşkuyla sonlandırıldı.
Ankara EKK’dan söyleşi
Ankara Emekçi Kadın Komisyonu (EKK), 22 Kasım günü bir söyleşi gerçekleştirdi.
Balgat bölgesinde bulunan tekstil fabrikalarında, Mamak’taki tekstil atölyelerinde işçi kadınlara bildiri dağıtımıyla ve ev ziyaretleriyle ön çalışması yapılan etkinlik saat 14.00’te başladı.
Saygı duruşuyla başlayan etkinlik, 25 Kasım’ın tarihsel önemine ve bugünkü anlamına değinen bir açılış konuşması ve EKK adına bir konuşmayla devam etti. Konuşmalarda 25 Kasım’ın bugün ne anlam ifade ettiğine ve sömürü sisteminin kadınlara yaşattıklarına değinilerek “yaşamak için sosyalizm” mücadelesini büyütme ve örgütlenme çağrısı yapıldı.
Ardından başlayan söyleşide, kadın sorununun çeşitli boyutları canlı tartışmalara konu oldu. İşçi kadınlar işyerlerinde yaşadıkları sorunları ve deneyimlerini anlattı. Kürt kadınlarının, Türk sermaye devletinin şiddetine nasıl maruz kaldığı anlatıldı. Bir kadın hapishane deneyimlerini anlattı, çıplak arama işkencesini, giriş çıkışlarda yaşanan tacizi, adli kadın tutsakların hapishanenin farklı bölümlerinde köle gibi çalıştırıldığını, çoğu adli kadın tutuklunun kendisine taciz, tecavüz eden birini öldürdüğü için ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığını paylaştı.
Uzun süren söyleşi bölümünün ardından Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu'nun sunduğu müzik dinletisiyle etkinlik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Gebze-İzmir-Ankara
11 ayda 255 kadın öldürüldü
1 Ocak 2015- 23 Kasım 2015 arasında , 255 kadın ve yanlarındaki 16 erkek, 5 bebek ve 12 çocuğu öldürüldü.
Bu cinayetlerin yanısıra, 22 kadın cinayetinde fail belirlenemedi, 9 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu, çoğu sistematik şiddete maruz kalmış 19 kadının ise intihar ettiği öne sürüldü.
Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’nun haberine göre, kadınların yüzde 18,5’i, yani neredeyse her 5 kadından 1’i, boşanmak/ayrılmak istedikleri, barışma teklifini reddettiği, birliktelik teklifini reddettiği ya da evden ayrılmaya karar verdiği için öldürüldü (47 kadın).
Kadınların yüzde 9’u kendilerini öldüren erkekten daha önce şikayetçi olmuş, koruma tedbir kararı çıkartmış ya da sığınmaevinde kalmıştı (23 kadın).
Kadınların şikayetlerinin bazıları kayda geçirilmemiş, bazıları ciddiye alınmamış, kadınlardan bazılarıysa baskı ve tehditler nedeniyle şikayetini geri çekmişti. Bazı kadınlar ise koruma tedbir kararı almayı ya da bir sığınmaevine yerleşmeyi başarmıştı, ancak cinayetler önlenmedi.
Kadınların yüzde 53’ünü dini veya resmi nikahlı kocaları, nişanlıları veya sevgilileri öldürdü (135 kadın).
Kadınların yüzde 11’ini eski partnerleri (eski koca, eski nişanlı, eski sevgili) veya birliktelik teklifini reddettikleri erkekler öldürdü (28 kadın).
Kadınların yüzde 15’ini ise baba, erkek kardeş, ağabey, damat, eski damat, oğul, kayınpeder, kayınbirader gibi aile fertleri öldürdü (39 kadın).
Cinayetlerin yüzde 57’si ateşli silahlarla, yüzde 27’si bıçak ve diğer kesici aletlerle işlendi. Bunun yanısıra kadınlar arabayla ezilerek, boğularak, boğazları kesilerek, darp edilerek ve yakılarak öldürüldü.
Erkekler 90 kadını tabancayla, 56 kadını tüfekle, 69 kadını bıçak ve diğer kesici aletlerle, 17 kadını boğarak, dokuzunu boğazını keserek, altısını darp ederek, beşini cisimle darp ederek, birini yakarak, birini arabayla ezerek öldürdü. Bir kadının öldürülme şekli haberlerde yer almadı.
112 kadın çalışırken yaşamını yitirdi
Sermaye iktidarında kadınlar evde, işyerinde, her alanda şiddete maruz kalıyor. Kadına yönelik şiddetin bir başka biçimi de iş cinayetleri oluyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı bildirimde, 2015 yılı içinde 112 kadının çalışırken yaşamını yitirdiğini vurguladı.
Sümeyye Erdoğan: Kadınlarımızın iş hayatında olması çok önemli!
Kadına yönelik gericiliğin odaklarından olan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) üyesi Sümeyye Erdoğan, kadınları eve kapatan yaklaşımlarını hiçe sayarak ‘Kadınlarımızın iş hayatında olması çok önemli’ dedi.
KADEM’in Ankara Temsilciliği tarafından düzenlenen "Bacıyan’ı Rum’dan Günümüze" panelinde konuşan Sümeyye Erdoğan, “Kadınlarımızın iş hayatında olmasının özel hayatta performansını etkileyecek bir şey olarak bakılmaması gerektiğini, doğal hayatın parçası olduğunu göstermek açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Kadınların yaşadığı soruna çözümü girişimcilik olarak tanımlayan Erdoğan, gerici anlayışın yansıması olarak girişimciliğin kadının “özel hayatını etkilemeyeceğini” söyleyerek erkek egemen düzenin kadına biçtiği rolü de meşru göstermiş oldu.
Ayrıca kadın girişimcileri destekleyenler için “Bu konuda hassasiyet gösteren beylere de teşekkür ediyorum sayılarının artması gerektiğini düşünüyorum” diyerek yine erkeklerin kadınlara girişimciliği “bahşettiğini” ifade etmiş oldu. |