26 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/08

Baharın çağrısı: Direniş!
“Altına hücum”, talana devam!
Kürdistan’da katliam saldırıları sürüyor
Katiller puslu havayı severler!
İşçi sınıfı ve emekçi kitleler gerici atmosferde boğulmaya çalışılıyor!
Üretimi durdurma eylemleri yaygınlaşıyor
DEV TEKSTİL GMYK Şubat ayı toplantısı sonuç bildirgesi
Kölelik yasalarına karşı gücümüz birliğimizdir!
Bursa ve Kocaeli’de Büyük İşçi Buluşması 6 Mart’ta
Demir Madencilik işçilerinin direnişi üzerine...
Kadın İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi!
Türkiye’de kadın işgücü ve gelişimi / 3
Kamu emekçileri kıskaca alınıyor!
Adliyede devrimci avukatlara saldırı
“DGB’yi fırtınalı süreçlere hazırlayacağız!”
Kadıköy’de Cansel için eylem
Suriye’de ateşkes ilan edildi
Sistemin mülteci krizine bulduğu yeni çözüm
Bölücü devletlerden “bölünme” tartışmaları
Düşman bir ve her yerde!
Sermaye sınıfının çürümesinin en net göstergesi
İmran Aydın ölümsüzdür!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkiye’de kadın işgücü ve gelişimi / 3

Kapitalist gelişmenin hız kazandığı ‘50-‘60’lı yıllar

 

Türkiye’de kapitalist gelişmenin hız kazandığı, işçilerin nicelik olarak arttığı, sınıf çelişkilerinin derinleştiği yıllar 1950’lerle birlikte başlamıştır.

“Türkiye’de kapitalist gelişme İkinci Dünya Savaşı sonrasında, özellikle 1950 yıllarından itibaren yeni bir evreye girdi. Dünya ölçüsündeki eğilimin bir parçası olarak Türkiye’ye de Amerikan kökenli emperyalist sermaye ihracı arttı. Bunun da sağladığı itilimle kapitalist gelişme büyük bir hız kazandı.” *

Kapitalist gelişmenin ivmelendiği 1950 ve ‘60’lar, Türkiye’de doğudan batıya yoğun göçlerin yaşandığı dönemdir aynı zamanda. Nüfus sanayileşmenin olduğu bölgelerde öbekleşmiştir. Tarım ve hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde kadınlar zaten çalışma yaşamının parçası durumundadırlar.  Sanayi bölgelerine göç edilmesiyle kadınlar tarım dışı alanlarda çalışmaya başlamışlardır. Kadınların ve çocukların ücretsiz çalıştığı tarım alanının dışına çıkılması, toplam kadın iş gücü oranında düşüş yaşanmasına neden olmuştur.

Bu dönemde sanayide erkek işçilerin istihdamına öncelik verilmiştir. Toplam kadın işgücünün eğitimsiz ve dolayısıyla niteliksiz olması bunda önemli bir etmendir. Feodal bakışın etkisi de kadınların çalışma yaşamının dışında kalmasının nedenlerindendir. Özellikle göç ile gelen kadınlar üzerindeki feodal baskılar, genelde kalabalık olan bu ailelerin ev işleri ve çocuk bakımı yükleri, kadınların çalışma yaşamının dışında kalmalarına yol- açmıştır. Üretimden ve sosyal yaşamdan kopuk, eve kapalı bir yaşam demektir bu.

Ücretli çalışma oranı, sektörler ve sorunlar

Kapitalizmin hızlı gelişim gösterdiği dönem olan 1950-1960’lı yıllarda işçi sınıfı nicel ve nitel bir değişim yaşamıştır. Kadın işgücü açısından da değişimler gözlemlenmektedir. Tarımsal alandan göç nedeniyle toplamda kadın iş gücünde azalma tespit edilmekle birlikte, ücretli çalışan kadın sayısında sürekli bir artış yaşanmıştır.

Bu dönemde kadın iş gücünün yoğunlaştığı alan yine de tarım alanıdır. Tarım, kadın iş gücü açısından birinci sırayı almayı sürdürse de oranlar değişim göstermiştir. Örneğin 1963 Tarım Sayımı’nda tarım dışı alanlarda çalışan sayısının 3,5 katına çıktığı gözlemlenmiştir. Bu oran içerisinde kadın iş gücü de yer almaktadır.

Toplam çalışanlar içerisinde kadın işçi oranı; 1955’te % 25,14, 1960’ta % 13,94, 1965’te % 22,19’dur. **

1957 Ücret Anketi’nin sonuçlarına göre, tütün, mensucat ve gıda alanında ücretli çalışan kadın oranının toplam ücretli çalışan kadınlara oranı % 92,61. İlerleyen yıllarda farklı sektörlerde de kadınlar çalışmaya başlamışlardır.

Tarım dışı alanlara yönelen kadınlar açısından yüksek teknik bilgi ve beceri gerektirmeyen, tekstil ve gıda sektörleri bu dönemde de kadın işgücünün en yoğun olduğu istihdam alanlarıdır.

Kadınların çalıştığı fabrikaların özelliklerine baktığımızda; kadınlar genelde 100 ve üzeri işçi çalıştıran büyük ölçekli işletmelerde istihdam edilmiştir. Ücretli çalışanlar içerisinde kamuda çalışanlar da önemli bir ağırlık oluşturmaktadır.

Kadın işçilerin bu dönemde yaşadığı sorun alanları daha önceki dönemlerden çok farklı değildir. Düşük ücretler, kreş hakkı, işsizlik, uzun çalışma saatleri, güvencesizlik kadın işçilerin en yakıcı hissettiği sorunlardır. İşçi sınıfının nicel olarak arttığı ve örgütlenmeye yöneldiği bu dönemde kadınlar da çalışma yaşamında kısmi kazanımlar elde etmişlerdir.

Kaynaklar:

- Türkiye’de 1950-1960 Döneminde Ücretli Kadın Emeğine İlişkin Gelişmeler, Ahmet MAKAL **

- Türkiye İşçi Sınıfı Tarihi, Yıldırım KOÇ

- Yakın Geçmişe Bir Bakış ve Platform Taslağı, Eksen Yayıncılık *

- İşçi Sınıfı Tarihinden Kesitler, Kızıl Bayrak, Ağustos-Eylül 1994

 

 

 

 

Kadın tacirlerine “saygın tutum” indirimi

 

Yargının kadına yönelik saldırılar karşısında verdiği skandal kararlara bir yenisi daha eklendi. Adana’da yaşayan ve aile baskısı nedeni ile ablası ile birlikte evden kaçan 14 ve 17 yaşlarındaki iki kardeş (S.S ve Ö.S), Diyarbakır’da kadın tacirleri tarafından defalarca istismar edildi, daha sonra fuhuş yapmaya zorlandı. İhbar üzerine tutuklanan kadın tacirlerinin daha sonra mahkeme kararı ile serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Devam eden süreçte sanıklar hakkında 35 yıl hapis istemi ile dava açıldı.

14 yaşında fuhuşa sürüklenen S.S. savcılıktaki hazırlık ifadesinde kadın taciri R.B.’den şikayetçi olduğunu belirterek, “Ailevi problem nedeniyle evden kaçtık. R.B.’nin evinde 1.5 ay kaldık. Beni fuhuş yapmaya teşvik etti ve müşteri bulmaya başladı. Kabul etmeyince aramızda tartışma oldu. Müşterilere taksi ile kendisi götürür, çoğu zaman telefon ile müşteri bulurdu. Fuhuştan kazandığım paranın yarısını ona verirdim” dedi.

Yargılama sırasında talimatla ifadesi alınan S.S. ve Ö.S. ise fuhuş yaptıklarını ancak şikayetçi olmadıklarını söyledi. Mahkeme heyeti 2010 yılında açıkladığı kararında 3 sanık hakkındaki suçlara ilişkin ‘düşme ve beraat’ kararı verdi.

Savcının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi, sanıklar M.E.G. ve R.B. hakkında 14 yaşındaki S.S.’ye ‘Fuhuş yaptırma’ suçundan verilen beraat kararını bozdu. Bunun üzerine 2014 yılında M.E.G. ve R.B.’nin yargılanmasına yeniden başlandı. Mahkeme, R.B.’ye ‘Çocuğa fuhuş yaptırmak’ suçundan 5 yıl hapis ve 600 gün adli para cezasına çarptırdı. Sanığın duruşmadaki ‘saygın tutumunun’ dikkate alındığını belirten mahkeme, sanığın cezasını 4 yıl 2 ay hapis ve 500 gün adli para cezasına indirdi. Para cezasını günlük 20 lira olarak hesaplayan mahkeme, 10 bin liralık cezanın 24 eşit taksitle ödenmesine hükmetti.


 
§