30 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/36

İşçi sınıfı üzerindeki gerici cendereyi parçalamak için...
Uzatılması planlanan OHAL’le hedeflenen...
Hapishaneler devrimin bir mevzisidir
Ulucanlar Katliamı şehitleri anıldı
Alevilere dönük tehditler artıyor
Barış isteyen akademisyenlerin davası görüldü
“Ya aç kalırsın, ya da direnir hakkını alırsın!”
Her “müjde”, sınıfa yeni bir pranga!
“Korku ve baskı iklimini dağıtmak için birleşik mücadeleyi büyütmeliyiz!”
Katliamcılık bu devletin mayasında var - H. Fırat
Beyaz Kitap: Dinmeyen emperyalist ihtiraslar
Emperyalizm ve işbirlikçileri yenilecek, direnen halklar kazanacaktır!
Fransa’da El Khomri yasasına karşı mücadele ve büyüyen tehlike
ABD ve İsrail: Ortadoğu halklarının eli kanlı katilleri
ABD’de hapishane grevi devam ediyor
Güney Kore’de Hyundai işçileri şalterleri indirdi
Yurtlarda dinci-gerici politika
Meslek liseliler birleşiyor!
DGB Türkiye Meclisi: Geleceğimiz ve özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz!
Kirpiklerimiz yere düşmesin diye… / 2
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Uzatılması planlanan OHAL’le hedeflenen...

 

15 Temmuz darbe girşiminin ardından ayakta kalmayı başaran Erdoğan ve AKP’si, darbe girişiminin ardından OHAL ilan ederek güç toplamaya ve pervasız saldırıları hızlandırmaya başlamıştı.

OHAL bir yönüyle rejim krizi kapsamında gündeme gelse de hedefinde işçi-emekçilerin de olduğu açık. Bu süreçte yasaklanan eylemler, işçi direnişleri, siyasal faaliyete yönelik yasaklamalar-engellemeler, hayata geçirilen BES vb. uygulamalar bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor.

Gelinen süreçte 20 Ekim’de bitecek olan OHAL’in uzatılması gündemde. Sermaye düzeninin OHAL pratiği ve hayata geçirdiği KHK’lar OHAL’in uzatılması halinde saldırı sürecinin boyutlanacağını, işçi-emekçilerin kırıntı halindeki haklarını da hedefleyeceğini ortaya koyuyor.

Önümüzdeki günlerde, sermayenin kapsamlı saldırılarının ve işçi sınıfına dayatılan kölelik koşullarının yeni mücadele dinamiklerini hayata geçirme ihitmali ise sermaye tarafından ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Böylesi bir sürece hazırlanan sermaye düzeni, OHAL’in uzatılmasını da bu bağlamda ele alıyor. Bir örnek vermek gerekirse; metal sektöründe 2017 TİS’leri yaklaşıyor. Hali hazırda hareketli bir tabloya sahip olan sektörde ciddi mücadele eğilimlerinin ortaya çıkması ise sermayenin korkularını büyütüyor. Bu nedenle sermaye ve devleti 2017 TİS’lerine OHAL ortamında girmeyi önemli bir olanak olarak değerlendiriyor.

Metaldeki gelişmeler üzerinden söylediklerimiz toplamda sınıf hareketi ve toplumsal mücadeleler için de geçerlidir. Kürt hareketinin, devrimci-ilerici güçlerin hareket alanının kısıtlanması, OHAL ile birlikte kitlelerden yalıtılması, baskı altına alınması düzenin temel hedefidir. OHAL’in uzatılmasının buna hizmet edeceği açıktır. Geçtiğimiz hafta Kadıköy’de Devrimci Gençlik Birliği’nin açtığı standdan 3 devrimcinin işkenceyle gözaltına alınması ve savcının gözaltı süresini 5 güne uzatması, mücadelelerle kazanılmış olan söz-basın-örgütlenme hakkının hedefte olduğunu da göstermektedir.

Hedefte sadece cemaatin olmadığı, yasaklamalar, tutuklamalar, belediyelere kayyım atamalar, açığa almalar, işten çıkartmalar ve girişilen sınır ötesi operasyonlarla iyice ortaya çıkmıştır artık. Kamuda binlerce KESK üyesi, devrimci-ilerici, OHAL’in ilk uygulamalarıyla hedef olmuştur. Hedefte sınıf hareketi ve toplumsal hareket dinamikleri vardır.

OHAL’in uzatılabileceğini söyleyen Erdoğan, 15 Temmuz sonrası yaptığı bir konuşmada 15 Temmuz darbe girişiminin bir lütuf olduğunu söylemekteydi ve OHAL’in gerekliliğini buradan doğru ortaya koymakta idi. Bu demek oluyor ki, OHAL’in hedefi sermayenin politikalarını pürüzsüz bir şekilde hayata geçirmektir. Bu noktada zorlanan Erdoğan ve AKP darbe girişimi ile bulunmaz bir fırsat yakaladılar. Bu fırsat OHAL ile sürdürülmeye çalışılıyor.

Bu cendereyi kırmanın yolu ise siyasal bir sınıf hareketi yaratılmasından geçmektedir. Sınıfın talepleriyle siyasal gelişmelerin bağını kurabilmek, OHAL’in hedeflerini, sermaye düzeninin işleyişini ortaya koymak ve hareketi siyasal bir çizgide örgütlemek sınıf devrimcileri için en acil ihtiyaçtır.

R. U. Kurşun

 

 

 

 

OHAL’e karşı imza kampanyası

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, OHAL’e karşı “OHAL uzatılmamalı derhal kaldırılmalıdır” şiarıyla imza kampanyası başlattığını, 27 Eylül günü düzenlediği basın toplantıyla duyurdu.

İHD şube binasında yapılan toplantıda konuşan Ali Aydın, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, mevcut hükümet tarafından 20 Temmuz 2016 tarihinde OHAL ilan edildiğini, devletin tüm kurum ve kuruluşları ile hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde yönetildiğini hatırlattı. Toplumun, OHAL kararname ve uygulamalarıyla demokratik olmayan, insan haklarını askıya alan bir yönetim şekliyle karşı karşıya geldiğini söyledi.

Aydın, OHAL sürecinde yaşananları şu ifadelerle aktardı: “Resmi yetkililerin çeşitli tarihlerde yapmış oldukları açıklamalardan elde edilen ve artarak değişen verilere göre ilk elli günde; 40 bin gözaltı, 20 bin tutuklama yapıldı. 80 bin çalışan açığa alındı. 45 gazete, 24 radyo, 18 TV, 15 dergi, 29 yayınevi, 3 haber ajansı kapatıldı.100 gazeteci gözaltına alındı. 37 gazeteci tutuklandı (bugün itibarıyla 93 gazeteci halen tutukludur). 28 belediyeye kayyım atandı. Bazı şehirlerde Kürt muhtarlar görevden alındı.”

Aydın, OHAL ve ardından çıkarılan KHK’larla anti-demokratik uygulamaların önünün açıldığını, bu duruma karşı mücadele edeceklerini dile getirdi.

Aydın, OHAL’in kaldırılması veya süresi dolan OHAL yasasının bir daha toplum önüne getirilmemesi için Türkiye genelinde imza kampanyası başlatacaklarını anlattı.

Aydın son olarak şunları vurguladı: “Usul, yer, süre, sebep, amaç açısından hukuka uygun bir OHAL bulunmamaktadır. Toplumsal ihtiyacımız despot idareler değil özgürlükçü rejimlerdir. Toplumun güvenliğini sağlayacak olan baskıcı rejimler değil, herkes için en geniş, eşit, özgürlükçü demokrasilerdir. biz hak ve özgürlüklerine sahip çıkan yurttaşlar olarak TBMM’den OHAL’in uzatılmamasını, derhal kaldırılmasını talep ediyoruz.”

 

 

 

 

Gözaltı terörü devam ediyor

 

Sermaye devleti ilerici güçlere dönük gözaltı saldırısına devam ediyor.

24 Eylül günü Diyarbakır’da KHK’larla görevden alınan Eğitim Sen üyesi öğretmenlerin yürüyüşüne polis saldırdı.

Görevden alınan öğretmenler Diclekent Mahallesi’nden Park Orman’a kadar insan zinciri oluşturarak yürümek istedi. Polis ise yürümeye başlayan öğretmenlere saldırarak 17 kişiyi darp ederek gözaltına aldı.

Saldırının ardından Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube’ye geçen öğretmenleri takip eden polis, binayı da ablukaya aldı. Ablukanın kaldırılmasından sonra öğretmenler de binadan ayrıldı.

26 Eylül günü ise Diyarbakır Adliyesi’nde çalışan 9 Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi “PKK/KCK üyeliği” iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınanların ev ve adliyedeki odalarında da arama yapıldı.

28 Eylül günü Adana’da polis Ezilenlerin Sosyalist  Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin evlerine baskın düzenledi. Baskınlarda çok sayıda kişinin gözaltına alındığı, gözaltına alınanların Adana Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi’ne götürüldüğü öğrenildi.

 
§