10 Ağustos 2018
Sayı: KB 2018/31

Dikta rejiminin açmazları büyüyor
“100 Günlük Eylem Planı”: Sermayeye hizmet programı
Dolar yükseldikçe “yerli ve milli” patronlar işçileri vuruyor
Sermaye krizin faturasını emekçilere kesiyor
Akaryakıta ‘gizli’ zamlar acı faturayı kabartıyor
Sermaye devletinin unuttuğu, ABD’nin hatırlattığı efendi-uşak ilişkisi
10 Ekim Katliamı davasında karar: 9 tetikçiye ceza
Karadeniz’de hayat felç: “Nedense sel felaketiyle karşılaşıyoruz”
“Emeğin korunması” uğruna mücadelenin anlamı ve önemi
Sermaye düzeni işçilerin canını alıyor
İşçi sağlığı ve işçi güvenliği semineri
“Her şeyi tersine çevirebilecek güç işçilerin ellerinde!”
“Flormar direnişine dokunma!”
İşten atılan Aygaz işçisi: Amacım işten atmalara karşı ses olmaktı!
General Elektrik ve General Motor işgali
Şantaj aracı olarak BRICS
ABD’nin İran yaptırımları başladı
Tek adam rejiminde kadınları daha zor günler bekliyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Akaryakıta ‘gizli’ zamlar acı faturayı kabartıyor

 

Uluslararası petrol fiyatlarındaki artışların yanı sıra, TL’nin döviz karşısındaki değer kaybının yılbaşından bu yana yüzde 30’ların üzerine çıkması, akaryakıt zamlarına şu an için ‘gizli’ce yansıyor. Hem doğrudan ulaşıma, hem de tarım üzerinden gıda başta olmak üzere bütün alanlarda fiyat artışlarına doğrudan etki etmesi beklenen akaryakıt zamları, 24 Haziran seçimleri öncesinde alınan kararla ÖTV’den düşüşlerle ‘gizli’ tutuluyor.

Bazıları bu durumu “devletin fedakârlığı” yalanıyla açıklıyor. Esasta ise uygulama, enflasyonda rekor düzeylerle birlikte büyük bir krizin patlak vermesi potansiyelinin üzerini örtüyor. Uygulamayı “fedakârlık” ve “sosyal devlet” anlayışıyla bağdaştırarak, esas amacını çarpıtan EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, zamların yansıtılması durumunda enflasyonun şu anki düzeyinden de daha yüksek olacağını belirterek bunu açıkça itiraf etti.

Öte yandan uygulamayı, “döviz düşecek”, “fiyatlar azalacak” beklentisiyle de devrede tuttuklarını itiraf eden Aktaş, “Dolarda oluşan köpük ortadan kalkana kadar mevcut uygulamanın devam etmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Halihazırda ÖTV gelirlerinden 1,75 milyar lira zarar edildiğini açıklayan EPGİS’e göre, uygulamanın başından beri yapılan akaryakıt zamları sonucunda; litre başına benzinde 42 kuruş, motorinde 31 kuruş, otogazda 51 kuruş tutarlarında ÖTV’de düşüş yaşandı. Zamlar ÖTV’den düşülerek ‘gizli’ tutulmamış olsaydı, İstanbul’da fiyatların, litre başına benzinde 6,68 TL, motorinde 6,02 TL, otogazda 4 TL seviyesine ulaşmış olacağı kaydedildi.

ÖTV’de kayıplar yaşanırken, dövizdeki artışlar önlenemezken, sermaye devletinin akaryakıt zammını gizli tutması, zam faturasını alttan alta giderek kabartıyor. Zira Merkez Bankası kısa vadede, dövizin, akaryakıt fiyatlarının ve enflasyonun düşmesini beklemiyor. Son raporlarında enflasyonda kırılan rekorları dövizdeki artışla gerekçelendiren TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini de 5 puan yükseltti. Böylece, fiyat artışlarının devam etmesini beklediğini de ortaya koydu.

Bu açıdan, söz konusu akaryakıt uygulaması devam ettiği sürece, ÖTV’deki zararın da yeni ‘gizli’ zamlarla artacağı görülüyor. OHAL’i kendisine ilan etmediği gibi krizin faturasını da kendisine çıkarmayacak olan sermaye devleti, önümüzdeki dönemde ÖTV zararlarını karşılamak durumunda kaldığında bunu da emekçilere fatura edecek. Bu da sözde “fedakârlığın” iç yüzünü acı bir faturayla ortaya serecek.

 

 

 

 

Erdoğan sermayeye hizmet programını açıkladı

 

İşçilere “istihdam” adı altında ücretli kölelikten başka bir şey reva görmeyen sermaye diktatörlüğünün ‘demir yumruğu’ Erdoğan, “100 günlük eylem planı”nı ve 400 projeyi 3 Ağustos günü açıkladı.

16 yıllık AKP döneminde uluslararası sermayenin Türkiye’ye yönelmesi ve dövizle borçlanmanın teşvik edilmesiyle bugün krizin eşiğine gelen Türkiye kapitalizmine Erdoğan’ın “çözüm” önerisi yine “Yastık altındaki döviz ve altınları TL’ye çevirme” demagojisi oldu.

Krizin eşiğindeki Türkiye kapitalizminin atacağı adımların sermaye tarafından merakla beklendiği dönemde, kapsamlı sosyal yıkım saldırılarının yer alacağı “Orta Vadeli Plan”ın Ağustos sonu-Eylül başında açıklanacağı duyurulurken, açıklanan programda; savaş ve saldırganlık projeleri, kamuda uygulanacak kesintiler ve dış borçlanma için Çin piyasasına yönelme gibi başlıklar göze çarptı. Ayrıca ABD’deki efendileriyle arası gerilen AKP şeflerinin bunun üzerinden de “efelenme” şovları yaptığı dönemde, 100 günlük eylem planında ABD ve NATO ile ekonomik, siyasi ilişkilerin geliştirilmesi hedefinin yer alması dikkat çekti.

Erdoğan, 400 projenin 46 milyar lirayla hayata geçirileceğini ifade ederken, bunların 48’inin savaş ve saldırganlık projesi olduğunu açıkladı. Kanal İstanbul, İstanbul 3. havalimanı, vb. projeleriyle övünen ve yenilerini de duyuran Erdoğan, bunların yanı sıra, cumhurbaşkanlığı ve bakanlıkların “100 günlük eylem planı”nı da açıkladı. Sermayeye hizmet kapsamında atılacağı öne sürülen adımlardan bazıları şu şekilde:

Sağlık turizminin geliştirilmesi, mesleki eğitimin yeniden şekillendirilmesi, kentsel dönüşüm ve yol projeleri, kömür sahalarının özelleştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarında kesintilerin uygulanması, yatırımların kısılması, dış borçlanmada Çin piyasasına açılım yapılması, dış ticareti teşvik etmeye yönelik adımlar, ABD ve NATO ile siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi, arabuluculuk uygulamasının etkinleştirilmesi.

 

 

 

 

Temmuz ayında enflasyon yüzde 15,85 oldu

 

Düzenin uluslararası alanda açmazları derinleşirken içeride ise ekonomik kriz giderek derinleşmeye devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 3 Ağustos’ta açıkladığı Temmuz ayı enflasyon verileri ekonomik krizin her geçen gün daha da ilerlediğini bir kez daha teyit etti.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre aylık %0,55, 2017 Temmuz ayına kıyasla %15,85 ve on iki aylık ortalamalara göre %12 arttı.

Açıklanan verilerde aylık en yüksek artışın %2,26 ile lokanta ve oteller grubunda olduğu yer aldı. Ev eşyasında %1,82, eğlence ve kültürde %1,62, sağlıkta %1,20 ve konutta ise %1,10 artış gerçekleşti.

Yıllık en fazla artış ise %24,21 ile ulaştırma grubunda yaşandı. TÜFE’de, bir önceki yılın aynı ayına göre ev eşyası %20,32, gıda ve alkolsüz içecekler %19,40, çeşitli mal ve hizmetler %17,24 ve lokanta ve oteller %13,86 ile artışın yüksek olduğu ana harcama grupları oldu.