10 Ağustos 2018
Sayı: KB 2018/31

Dikta rejiminin açmazları büyüyor
“100 Günlük Eylem Planı”: Sermayeye hizmet programı
Dolar yükseldikçe “yerli ve milli” patronlar işçileri vuruyor
Sermaye krizin faturasını emekçilere kesiyor
Akaryakıta ‘gizli’ zamlar acı faturayı kabartıyor
Sermaye devletinin unuttuğu, ABD’nin hatırlattığı efendi-uşak ilişkisi
10 Ekim Katliamı davasında karar: 9 tetikçiye ceza
Karadeniz’de hayat felç: “Nedense sel felaketiyle karşılaşıyoruz”
“Emeğin korunması” uğruna mücadelenin anlamı ve önemi
Sermaye düzeni işçilerin canını alıyor
İşçi sağlığı ve işçi güvenliği semineri
“Her şeyi tersine çevirebilecek güç işçilerin ellerinde!”
“Flormar direnişine dokunma!”
İşten atılan Aygaz işçisi: Amacım işten atmalara karşı ses olmaktı!
General Elektrik ve General Motor işgali
Şantaj aracı olarak BRICS
ABD’nin İran yaptırımları başladı
Tek adam rejiminde kadınları daha zor günler bekliyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Flormar direnişine dokunma!”

 

Sendikalaştıkları için işten atılan ve 84 gündür Gebze’deki fabrika önünde direnen Flormar işçilerine yapılan polis baskısıyla ilgili Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu 6 Ağustos’ta bir açıklama yayınladı.

Açıklamada işçilerin anayasal haklarını kullanarak Petrol-İş’e üye olmaları üzerine bugüne dek 132 Flormar işçisinin işten atıldığı belirtilerek “Flormar Direnişi, 84 gündür ülkemizde haksızlığa uğrayan tüm işçiler adına umudu yeşertmiş, OHAL koşullarında demokratik ve yasal hakların ancak mücadele ederek kullanılabileceğini göstermiştir” denildi.

“Bu çaba nafiledir”

Flormar patronu ve şirketin çoğunluk hissesine sahip olan Fransız Group Rocher’in, sendika ve işçi düşmanı yüzünü saklamak adına başından bu yana direnişi susturmaya ve fabrika içindeki işçilerden yalıtmaya çalıştığı belirtilen açıklamada “Bu çaba nafiledir, Flormar işçilerinin sesini sadece içeride çalışan işçi kardeşlerimiz değil, tüm Türkiye ve dünya duymaktadır” ifadeleri yer aldı.

İşçilerin haklı ve meşru mücadelesini türlü yollarla engellemeyi başaramayanlar, şimdi zor ve baskı uygulayarak direnişi bitirmeye niyetlenmişlerdir. Bu sabah sayıları artan kolluk kuvvetleri direnişe ait dayanışma pankartlarını indirmiş, direniş alanını sınırlama dayatmasında bulunmuştur” sözleriyle sürdürülen açıklamada Flormar direnişine müdahalenin kabul edilemeyeceği belirtilerek patronun hukuksuzca davrandığı kaydedildi.

Açıklamada AKP iktidarının işçiden yana görünmeye çalıştığı ikiyüzlü söylemleri de teşhir edilerek şunlara dikkat çekildi: “Daha birkaç gün önce açıklanan 100 Günlük İcraat Planı’nda, çalışma yaşamı ile ilgili olarak sendikalaşma oranının arttırılması hedefler arasında yer almıştır. Ancak bu hedefin ilan edilmesinden hemen sonra, sendikalaşma mücadelesi veren Flormar işçisine baskı ve tehditler artmıştır.”

“En ufak bir müdahale akıllardan dahi geçmemelidir”

Flormar işçisinin, en temel hakkı olan örgütlenme hakkına sonuna kadar sahip çıkarak ve mücadelesini yılmadan sürdüreceği belirtilen açıklamada baskı ve tehditlerin Flormar işçisinin mücadelesine zarar veremeyeceği söylendi. Direniş alanındaki pankartların toplanması emri veren mülki yetkililerin bu tavırlarından vazgeçmeleri gerektiği söylenen açıklamada “Flormar Direnişi üzerindeki baskılar derhal kaldırılmalı, direnişe en ufak bir müdahale akıllardan dahi geçmemelidir” diye belirtildi.

Açıklama şöyle sona erdi: “Flormar işvereni ve Yves Rocher markası ile tanınan şirketin asıl sahibi Group Rocher ise işten çıkarma hatası yaptığı işçilerin verdiği mücadelenin zorla ve baskıyla engellenemeyeceğini bilmelidir.

Petrol-İş Sendikası, sorunun bir an önce çözülmesi ve direnişin talepleri ile ilgili olarak işverenle diyaloğa açık olduğunu bir kez daha belirtmekte, çözüme katkı koyabilecek tüm kesimleri inisiyatif almaya ve Flormar işçileriyle dayanışmayı yükseltmeye çağırmaktadır.”

 

 

 

 

Polisten Flormar direnişine baskı

 

Petrol-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve buna karşı fabrika önünde başladıkları direnişi sürdüren Flormar işçilerine dönük polis baskısı devreye sokuldu. Direnişin 84. gününde (6 Ağustos) fabrika önüne gelen polis ekipleri “eylemin siyasallaştığı” gerekçesiyle pankartları indirdi. Fabrika önüne çevik kuvvet yığıldı ve işçilere “beklemeyin, ses cihazının sesini çok açmayın, pankart asmayın” gibi dayatmalarda bulunuldu.

Petrol-İş Sendikası Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Mustafa Mesut Tekik, şu paylaşımda bulundu: “Polis, ‘yukarıdan’ aldığı emir doğrultusunda Flormar’a dokunmaya başladı. Pankartlarımız sökülmeye, direniş bitirilmeye çalışılıyor. Gerekçe, ‘eylemin siyasallaşması’... Sağduyu sahibi herkesten ama herkesten bu işin hakkaniyetle çözümüne katkı koymalarını bekliyoruz.”

 

 

 

 

Flormar’da iki sınıfın irade savaşı

 

Sendikalaştıkları için işten çıkarılan Flormar işçileri tüm baskılara ve zor koşullara karşın direnişi devam ettiriyor. Seçimlerin hemen ardından sözlü olarak engellemelerle karşılaşan işçilere baskılar devam ederken, son günlerde baskılar daha da artmış durumda.

OHAL’in sözde kalkmasının ardından direniş üzerinde sermaye devletinin baskıları daha da yoğunlaştı. Oysa işçilerin büyük bölümü OHAL kalktıktan sonra direniş lehine gelişmelerin olacağı umudu içinde idi. Seçimlerin ardından başlayarak direnişe daha geri sınırlar çizmek isteyen Flormar yönetimi; valisini, kaymakamını ve kolluk güçlerini harekete geçirmeye çalıştı. Fabrika brandalarına, demir çitlere pankart asılmamasını, ses aracının sesinin kısılmasını istediler.

Flormar işçileri bunu kabul etmemiş ve direniş aynı şekilde devam etmişti. Direnişin 84. günü sabah çevik kuvvet polisleri pankartların asılmasına engel oldu. Bu sırada tartışmalar çıksa da ciddi bir gerilim yaşanmazken, pankartlar fabrikanın karşısına asıldı. Direniş kaldığı yerden, polis baskısının artmasına rağmen devam ediyor.

Sermaye devletini rahatsız eden direnişin iki temel yönü

Bu baskının artmasında Flormar yönetiminin valiyi sürekli zorlamasının yanı sıra birkaç önemli nokta daha var. Birincisi; direniş alanına gelen ve dayanışma içerisinde olanların genelde sol, sosyalist çevreler olması. Ve ziyaretlerde desteğe gelenlere yönelik herhangi bir kısıtlama yöntemine başvurulmuyor. Bu da düzeni, sermayeyi teşhir eden ve örgütlenme çağrıları ile dolu konuşmaların yaygınlaşmasını sağlıyor, sermayeyi rahatsız ediyor.

Diğer önemli nokta ise direnişçi işçilerin Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde (GOSB) bulunan örgütsüz fabrikalara örgütlenme çağrıları yapması. Petrol-İş broşürleri ve megafonla konuşmalarla birçok fabrikaya gidildi. Somalı ailelerin yürüyüşüne destek verildi. Tayaş ve Aygaz işçileri ile dayanışma eylemleri yapıldı. Sadece Flormar patronu değil, GOSB’de bulunan diğer patronlar da rahatsız edildi.

Sermayenin ve devletinin ciddi şekilde huzurunu bozan bu iki nokta, işçilere yönelik baskıların yoğunlaşmasını da beraberinde getirdi.

“Pankartları kaldırın” dayatması, ilerleyen günlerde baskıların sertleşeceğinin habercisi. Zira direnişi kendi istediği sınıra çekmeye çalışan sermaye devleti, direniş alanının terk edilmesi hedefiyle baskılarını arttıracaktır. Böylesi bir irade savaşından ancak kendi sınırını kendisi belirleyen taraf galip gelir.