YTÜ öğrencilerinin açıklaması...
Baskılar bizi yıldıramaz!
AB kriterlerinin tatlı masalına rağmen demokrasinin daha çok uzağında olduğumuzu üniversite öğrencileri yakın olarak yaşıyor. İstanbul Üniversitesinde okullarını işgal eden ve fakülteler arasındaki geçişi kapatan polisi protesto eden öğrenciler daha soruşturma safhasında okula alınmıyor, Çukurova Üniversitesinde onlarca öğrenciye soruşturma açılıyor, Osmangazi Üniversitesinde öğrenciler ÖGBler tarafından dövülüyor ve kelepçeleniyor ve Ankarada öğrenciler tutuklanıyor. Tüm Türkiyede olduğu gibi Yıldız Teknik Üniversitesinde de muhalif sesler kısılmak isteniyor, üzerlerindeki baskının dozajı giderek artıyor. 22 Ekim günü öğrenciler tarafından düzenlenen şenlikle başlayan soruşturma terörü dalgası, kapsamı genişleyerek devam ediyor. Bir yandan şenliksoruşturmalarına yeni soruşturmalar eklenirken, öte yandan polis şenlikle ilgili bir kovuşturma başlatıyor.
Herşeyden önce bu saldırı dalgasının gerisinde YÖK ve YÖK Yasa Tasarısı üzerinden sürdürülen tartışmalar ve hesaplar vardır. Kendilerinin de daha önceden belirttiği gibi, asıl korkuları öğrencilerin sokağa inmesi ve başka yollara sapmasıdır. Öğrencilerin daha önceki Yasa Tasarısını Kızılay Meydanında verdiği cevaptan korkanlar üniversitelerde demokrasinin kalan kırıntılarına da saldırmaktadır. Herkes bilsin ki, bizler onların sandığı kadar kolay teslim olmayacağız. Üniversitelerimizin satılması anlamına gelen ve rektörleri patron ve biz öğrencileri müşteri haline getirecek bu yasaya karşı tüm gücümüzle karşı koyacağız. (...)
Bu soruşturmalar geri çekilene kadar başka eylemlerle mücadelemize devam edeceğiz. Baskılar bizi yıldıramaz!
- Soruşturma terörü durdurulsun ve halihazırda açılmış tüm soruşturmalar geri çekilsin!
- YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!
Ankara polisinden ailelere işbirlikçilik teklifi
6 Kasımda Kızılayda en meşru haklarını savunan ve polisin saldırısına uğrayan öğrencilere karşı devletin politikasından bahsetmiştik. Türkiye genelinde süren terör harekatı Ankarada özellikle tutuklamalar olarak yaşanmıştı. Tutuklanan ya da hakkında arama kararı çıkarılan arkadaşlarımız polis tarafından rahatsız edilmeye devam ediliyor.
Öğrencilerin ailelerine Emniyet Müdür Yardımcısı Mahmut Karaaslan imzasıyla resmi mektuplar gönderilerek işbirlikçilik teklif ediliyor. Bu mektuplarda 6 Kasımda Kızılayda yapılan eylemlerin izinsiz olduğu söyleniyor. Acaba Emniyet Müdürlüğü günler öncesinden her yere afişleri asılan, basına çağrı faksları çekilen bir eylemin korsan olduğunu mu düşünüyor? Ya da artık basın açıklamaları için resmi başvurularda bulunmak, izin almak mı gerekiyor? Elbette hayır, ama ailelerimizi böyle sözcüklerle tedirgin etmek için özellikle böyle tanımlamalar yapılıyor.
Mektup şöyle sürüyor: Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin kanunsuz eylem ve olaylara karışmaları üzücüdür. Üniversite öğrencisi olan çocuğunuzun ileride daha vahim olaylara karışmaması ve istemediğimiz üzücü sonuçlara meydan verilmemesi temennimizdir.
Gençlerimiz hiç de onların geleceğinin teminatı değildir. Ardından söylenen daha vahim olaylarla kastedilen, tutuklamaların yetersiz kaldığı yerde devreye sokulan kaybetme-katletme operasyonları olmasın! Yani Emniyet Müdürlüğü resmi bir yazıyla ailelerimizi gelecekte gerçekleştirebileceği gayrı resmi terör eylemlerine karşı uyarıyor, tehdit ediyor.
Yazı aileyi çocuğuna ikaz ve uyarılar yapması için tavsiyelerle sürüyor. Kendi baskı aygıtlarını evlerimize taşımak isteyenlerin yapacakları da budur. Yazı boyunca tedirgin edildiği sanılan aileye burada dostça yardım teklif ediliyor. Eğer siz bunları yapamıyorsanız, biz yaparız, deniliyor.
Açıkça işbirlikçilik teklif edilen ailelerimiz bu onursuzca isteklere karşı uyanık olmalıdırlar. Kendisi bataklığa battıkça yanına başkalarını da çekmek isteyen bu haramilere hakettikleri yanıt verilmelidir. Haklı olan ve geleceği temsil eden bizleriz, bu kirli oyuna alet olmamaları için ailelerimizi uyarmalıyız. Ankarada bu yazı gönderilen okurlarımızın aileleri bu yazıyı bir hakaret ve aşağılama olarak algıladılar ve polisin bu tacizleri sürdüğü takdirde suç duyurusunda bulunacaklar. Çocuklarının devrimci onurunu paylaşan aileler böyle hareket ediyorlar.
Yaptık! Yine yaparız!
YTÜde anket sonuçları açıklandı
YTÜ öğrencileri yaklaşık bir ay önce başlattıkları Biri bizi Soruşturuyor! kampanyasını bir basın açıklaması ile sonlandırdılar. 6 Ocak Salı günü Beşiktaş merkez kampüste biraraya gelen öğrenciler yaklaşık 2 bin kişi ile yaptıkları anket çalışmasının sonuçlarını basına ve öğrencilere duyurdular.
Eylem saat 12:00de orta kantin önünde hazırlanan skeçin oynanması ile başladı. Skeçte Soruşturanları soruşturuyoruz! diyerek öğrencilerden oluşan bir soruşturma kurulu oluşturuldu. Soruşturma kurulu tek tek temsili rektörü, genel sekreteri, özel güvenlik birimlerini ve polisi soruşturdu. Hazırlanan oyun yemekhanede İşletme Fakültesi kantininde ve orta kantinde oynandı. YÖKe, işgale, zamlara HAYIR! Soruşturmalar geri çekilsin! şiarlı YTÜ Öğrencileri imzalı pankartla tüm okulu dolaşan öğrenciler ardından ana kapı önünde bir basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklaması ve eylem süresince, Soruşturmalar geri çekilsin!, YÖKe hayır!, YÖK yasası geri çekilsin!, Soruşturmalar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldırmaz!, İşgale değil eğitime bütçe! gibi birçok slogan atıldı. Daha sonra orta kantin önünde çekilen halayla eylem bitirildi.
|