MİTin yeni sorgu odaları: Liseler
Son birkaç yıldır gençlik yoğun saldırılarla yüzyüze. Aylardır tartışılan ve yakında meclise sunulacak olan YÖK Yasa Tasarısıyla okullarımızın ticarethane, bizlerin de müşteri yapılmaya çalışılması ve ABDnin dünya halklarına karşı açtığı savaşta bizlerin kanının ABDye pazarlanması karşısında gençlik sınırlı da olsa anlamlı bir mücadele dinamiği yakaladı. Sermaye devleti gençliğin bu mücadelesinin daha da gelişmesinden ve devrimci kanallara akmasından korktuğu için saldırılarını yoğunlaştırmak zorunda kaldı. Bu saldırıların amacı; mücadeleyi boğmak, sindirmek ve gençliğin kendi kabuğuna çekilmesini sağlamak.
Bu saldırılardan biri, geçtiğimiz yıl Ankarada Dikmen ve Ayrancı liselerinde polisin okula karakol kurarak, okul yönetiminin desteğiyle 1 Mayısa katılan öğrencilere işbirliği teklifinde bulunması ve hakaretlerle, küfürlerle tehdit etmesi oldu. Polisin okulları karakol gibi kullanarak liselileri sorgulaması yapılan eylemlerin de etkisiyle topluma yansımış, ortaya çıkan tepkinin önünü almak için sorguyu gerçekleştiren polisler hakkında soruşturma açılması gerekmişti. Daha sonra sorgulanan öğrenciler bu polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlardı.
Açılan dava önce sürüncemeye bırakılmış, giderek gündemden düşüp unutulması hesabıyla işler ağırdan alınmıştı. Ardından özellikle avukat ve ailelerin davanın takipçileri olmaları yüzünden bunalan savcılık ibret verici bir açıklama yaptı: Bu sorguyu gerçekleştiren görevliler MİT mensuplarıdır ve bizim MİTe dava açma gibi bir yetkimiz yok.
Bu açıklama demokratik hukuk devleti ve yargının bağımsızlığı yaygaralarının nasıl bir yalan olduğunu ortaya seriyor. Devletin, burjuva düzenin bekasını sağlayacak bir baskı ve terör örgütlenmesi olduğu gerçeğinin, bir avuç asalağın ikidarda olduğu bir sistemde mahkemelerin bağımsız olamayacağı gerçeğinin kendi ağızlarından itirafıdır bu.
Fakat daha önemlisi, MİTin liselere kadar uzanması, 1 Mayısa katıldıkları gerekçesiyle öğrencileri sorguluyor olmasıdır. İsrailde 10 yaşında çocukları işkenceye alan MOSSADın, Amerikada okul kompozisyonunda ayrımcılığa karşı çıkan 11 yaşında bir öğrenciyi sorgulayan FBİın öğrencilerinden de bu beklenirdi. Daha lisedeyken genç devrimci adaylarına yanaşan, işbirlikçilik teklif eden, sindirmeye çalışanlar aslında korkularını dışa vuruyorlar. Geleceğin devrimcilerinin hayali bile, belki sadece bir eyleme katılmış gençler bile düzeni korkutmaya yetiyor. Çünkü bu düzenin sahipleri geleceklerinin ne denli karanlık olduğunu çok iyi biliyorlar, ömürlerini uzatabilmek için her yol ve yönteme başvuruyorlar.
Geçtiğimiz 6 Kasım eylemlerinden sonra da bunu açıkça gördük. Gençliğe acımasızca saldırmak, azgın bir terör estirmek yetmedi, eylemden yaklaşık bir ay sonra gözaltına alıp tutuklama, hakkında soruşturma açma vb. saldırıları yoğunlaştırdılar.
Gençliğe yöneltilen bu saldırılar bizleri korkutup sindirmek niyetindeki sermayenin ümitsiz girişimleridir. Ama gençlik mücadele dinamizmiyle bu saldırılara gereken yanıtı verecektir. Sermayenin saldırıları gençliğin sesini boğmaya yetmeyecektir.
|