7 Haziran'03
Sayı: 22 (112)


  Kızıl Bayrak'tan
  Düzenin krizi ve açmazları iç dalaşmayı şiddetlendiriyor
  Özelleştirme saldırısı ve PETKİM
  Sınıf hareketinin mevcut durumu üzerine...
  Sınıf hareketinden...
  Şakirpaşa İşçi Kültür Evi keyfi olarak kapatıldı!
  Akabe Zirvesi'nin gündemi: Ordusuz bir devlet,...
  A. Gül İKÖ toplantısında ABD emperyalizminin sözcülüğünü yaptı...
  TOBB Genel Kurulu'nda hükümeti ve muhalefetiyle sermaye partileri boy gösterdi...
  Irak halkı emperyalist işgali reddediyor!
  Kölelik yasasına karşı örgütlenmeye, birleşik mücadeleye!
  Genel af dilenciliğinin anlamı üzerine
  15-16 Haziran...
  15-16 Haziran Direnişi'nin ruhuyla mücadeleyi yükseltelim!
  Emperyalist G-8 Zirvesi...
  Evian Zirvesi: Bir iflas tablosu
  Fransa'daki çatışmanın tayin edici günleri yaklaşıyor
  Doğu Almanya'da metal grevi...
  Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
  İhanette "Yeni adım"!
  İmparatorun yeni macerası...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Irak halkı emperyalist işgali reddediyor!

Emperyalistler halk direnişinin
gücüyle kovulacak!..

Birleşmiş Milletler Irak işgalini kabul ederek bu vahşeti onayladı. Önceleri işgale karşı çıkan emperyalist odaklar ise, yağmadan alacakları pay karşılığında ABD-İngiliz haydutları ile anlaştılar. Ancak Irak halkı sözde uygar dünyanın bu ittifakına aldırmayarak işgale karşı duruşunu gün geçtikçe sağlamlaştırıyor. Bundan dolayı işgalci güçlerin hiçbir planı hedeflenen sürede hayata geçirilemezken, beklenen sonucu da vermiyor.

Göstermelik demokrasi rafa kaldırıldı

İşgale eşlik eden demagoji Irak’ın özgürleştirileceği, ardından demokratik bir yönetime kavuşturulacağı tezine dayanıyordu. Amerikan emperyalizmine uşaklık yapacak bir kukla yönetimin başa geçirilmesi için seçim yapılacağı da verilen vaatler arasındaydı. İşgalcilerin bu “hizmeti” sayesinde Irak halkının demokrasi ile tanışacağı gibi çirkin propagandalar da yapılmıştı. Hatta ilk atanan sömürge valisi Jay Garner (kısa sürede pılısını-pırtısını toplayıp Irak’ı terk etti) Mayıs ayında demokrasiye geçileceği “müjdesini” vermişti. Bütün bu yalan kampanyasının ardından işgalciler, “Geçici Siyasi Konsey” diye adlandırılan 25-30 kişiden oluşacak işbirlikçilerin bile Washington tarafından atanacağını açıkladılar.

Bağdat’a gelen ikinci sömürge valisi ise, “demokrasiye geçişi” şartlara bağlayarak, aslında bir kukla yönetim için de olsa, göstermelik seçimlerin bile yapılmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu itiraf etti. Buna göre; Irak’ta şiddet sona ermeden, enerji kaynakları düzenlenip işletilmeden demokrasiye geçilemezmiş. Amerikan emperyalizmi ikinci şartı her yola başvurarak yerine getirebilir (zira işgalin temel nedenlerinden biri bu, yani petrolün yağmalanmasıdır), ancak ikincisini başarması pek mümkün görünmüyor. Afganistan’da bile bunu başarabilmiş değiller. Kaldı ki işgal karşıtı hareket güçlendiği oranda şiddet eylemlerinin yayılması kaçınılmazdır. Bu da -işgal devam ettiği sürece- göstermelik de olsa Irak’ta bir demokrasinin söz konusu olmayacağını gösteriyor.

İşgal karşıtı direnişin güçlenme eğilimi

Geçen hafta işgal güçlerini hedef alan silahlı saldırılar sonucu 9 Amerikan askeri öldürülürken, 20 asker de yaralandı. Son olarak Felluca’da Amerikan askerlerine yönelik bombalı bir saldırı gerçekleşti. Resmi açıklamaya göre 1 asker öldü, 7’si yaralandı (Görgü tanıkları ölü ve yaralıların sayısının gerçekte açıklanandan çok fazla olduğunu belirtiyorlar).

Hit kentinde ise halk Amerikan askerleri ve yerel polise karşı direnişe geçerek kentten kovdu. Evlerde arama yaparak silah toplamaya çalışan ABD askerleri ile polisin bu girişimi halkın isyan etmesine neden oldu. İşgalci askerlerle silahlı çatışmaya giren Iraklılar’ın bir Amerikan helikopterini düşürmesi, ardından polis karakoluna saldırması sonucu Amerikan askerleri kenti terk etmek zorunda kaldı.

Aynı günlerde, Bağdat’ta bulunan Amerikan askerlerini hedef alan bir saldırı düzenlendi. Saldırının ardından sivillere ateş açan işgalci askerler iki sivili katletti. Bunun üzerine sokaklara dökülen Iraklılar işgalcileri protesto ettiler. Yine Bağdat’ın kenar semtlerinde bulunan bir Amerikan üssüne havan topu ile saldırı düzenlendi. Olay üzerine halka silah çeken Amerikan askerlerinin, civardaki evlerin kapılarını kırarak arama yapmaya kalkışması halk tarafından protesto edildi. Bunun dışında işgali protesto eden eylemlerle tepkisini sık sık sokağa taşıran Irak halkı işgali kabul etmeyeceğini gösteriyor.

Direnişlerin yayılması işgalci askerlerin paniklemesine yol açarken, birçok Iraklı sivil katledildi. “Şüpheli” kişiler, “dur ihtarına” uymadı gibi gerekçelerle işgalci orduların işlediği cinayetler halkı sindirmekten uzaktır. Birçok yerde tersi sonuçlar üreten işgalcilerin vahşeti halkın direnişini tetikliyor. İşgalci ordular şimdiden acz içine düşmeye başladılar. Nitekim gittikçe denetimi sağlamakta zorlanan ABD emperyalizmi, 20’yi aşkın ülkeden asker talep etti. Ancak talebe olumlu yanıt veren ülkelerin çoğu birkaç yüz kişi gönderme sözü vererek, asker talebini sembolik sayılarla geçiştirdiler. Gelecek ay geri gönderilmesi planlanan Amerikan 3. Piyade Tümeni bu durumda Irak’ta kalacak. Halen Irak’ta bulunan 160 bin işgal askerinin yetersiz kalması halinde bu sayının artırılması da gündemde.

Direnişi ezmek için siyonistlerin taktiklerine başvurulacak

İsrail’in kontr-gerilla taktikleriyle Irak saldırısında yer aldığı zaman zaman basına yansımıştı. İşgal karşıtı direniş eylemlerinin artması üzerine, siyonistlerin Filistin’de uyguladığı yöntemleri ABD’nin Irak’ta da devreye sokmaya hazırlandığı yönündeki haberler basına yansıdı. Bilindiği gibi İsrail ordusu Filistin kent, kasaba, mülteci kampı gibi yerleşim bölgelerine tank, helikopter ve buldozerler eşliğinde saldırılar yapmaktadır. Yıkım, toplu tutuklamalar ve katliamlar bu saldırıların temelini oluşturuyor. Şimdiden denetimi sağlamakta zorlanan işgalciler, siyonistlerle beraber kirli savaş yöntemlerini Irak halkı üzerinde denemeye hazırlanıyorlar.

Emperyalist işgale karşı direnenleri vahşi yöntemlerle ezmek için yapılan bir diğer hazırlık ise, Irak’ta ikinci bir Guantanamo Üssü’nün açılması. Bu üste tutulanların hiçbir statüsü yok. Ne siyasi tutuklu, ne de savaş esiri. Dolayısıyla bu kamplar, hiçbir kuralın geçmediği işkence ve imha merkezleri olacak. Nitekim Guantanamo’da tutulan 680 kişi herhangi bir mahkemeye çıkarılmadığı gibi, halen işkence ve izolasyon altında tutulmaktadır.

Irak’ta da 3 bin kişinin benzer şartlarda tutulduğu, sistemli işkencenin uygulandığı daha önce kamuoyuna yansımıştı. Kızılhaç yetkililerinin Iraklı tutsaklarla görüşmesi halen Amerikan askerleri tarafından engelleniyor. Kimlikleri dahi açıklanmayan tutsakların bu zorbalığa karşı ayaklandıkları, ayaklanmanın bastırıldığı da Kızılhaç yetkilileri tarafından açıklanmıştı. Ancak ayaklanmayı bastıran işgalci güçlerin tutsaklara neler yaptığı konusunda Kızılhaç bilgi alamamıştı. Bu arada “Irak’ta savaş bitmedi” açıklamasını yapan işgalci güçlerin komutanı David McKiennan, gün geçtikçe daha saldırgan bir tutum içine gireceklerinin işaretini veriyor.

Emperyalistler halk direnişinin gücüyle kovulacak!

İşgalci güçlerin direnen halklara karşı nasıl davrandığı Vietman, Cezayir, Filistin, Afganistan vb. ülkelerdeki uygulamalarla defalarca görüldü. Emperyalistler işkence, zorbalık, toplu katliam ve her türlü kirli savaş yöntemini kullanmaktadırlar. Sürekli demagoji yaptıkları demokrasi, insan hakları ile ilgili söylemleri bir kenara bırakıyor, faşist bir yönetim uyguluyorlar. Hitler ile aynı sınıfın temsilcileri oldukları hatırlandığında buna çok da şaşırmamak gerek. Zira onlar sefil burjuva sınıf çıkarları için hiçbir kanlı icraattan geri durmazlar.

Irak’taki direniş henüz işgalcileri ciddi çıkmazlarla karşı karşıya bırakmış değil. Daha çok kendiliğinden ve parçalı bir görünüm arz etmektedir. Buna rağmen bu parçalı durumu aşıp birleşik militan bir direnişe dönüşebilme ihtimali de düşük değildir.

Direnişin böylesi bir düzey kazanması işgalci emperyalist orduların çok daha saldırgan bir tutum almalarına yol açacağı ise kesin. Yaptıkları hazırlıklara bakılırsa güçlü bir direnişle karşılaşacaklarını şimdiden hesaplıyorlar. Ancak emperyalist zorbalık nasıl başka halkların direnişi karşısında yenilgiye uğrayıp işgal ettiği topraklardan sökülüp atıldıysa, Irak halkının direnişi karşısında da aynı akıbete uğramaktan kurtulamayacaktır.