17 Temmuz'04
Sayı: 2004/28 (20)


  Kızıl Bayrak'tan
  Genelkurmay direktifleriyle işleyen “demokrasi”!
  Kürt halkına yönelik tarihsel inkar ve imha politikası sürüyor
  Türkiye-Suriye ilişkilerinde hızlı gelişmelerin anlamı...
  CHP’den AKP’ye vekil transferleri...
  Büyüme masalları ve sefalet tablosu
  Aydos halkı yeni yıkım girişimlerine karşı hazırlanıyor!
  Pendik Belediyesi tarafından konduları yıkılmak istenen Aydoslu emekçilerle konuştuk...
  Castleblair direnişi işçi hareketini ve sendikaları felç eden...
  Direnişçi Castleblair işçilerinden sendika ağalarına...
  Direnişteki Castleblair işçilerinin kaleminden...
  Sendikalarımıza çöreklenmiş ihanet şebekelerini dağıtalım!
  Almanya’da onbinlerce Daimler-Chrysler işçisi ayakta!
  Özelleştirme yağmasında sıra TEDAŞ’ta
  Rottweiler tipi özelleştirme
  Mevsimlik tütün işçileri eylemde
  Yasa tanımayan yasadışı devlet: İsrail
  Türkiye-İsrail arası “köklü ilişkiler”i halkların direnişi bozacak!
  Irak’ta direniş kirli planlarla hesaplaşarak ilerleyecektir
  Gericiliğe ve emperyalizme karşı birlikteliğimiz sürecek!..
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Gazetemize bazı eleştiriler...
  Kızıl Bayrak’a yönelik eleştirel değerlendirmeler...
  Alişer hevala yanıt...
  14 Temmuz bir çağrıdır!
  Fahrenheit 9/11
  Şahintepesi İşçi Kültür Evi açıldı...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Pendik Belediyesi tarafından konduları yıkılmak istenen Aydoslu emekçilerle konuştuk...

“Bir zincir gibi kenetlenmeliyiz!”

- Belediye’nin evlerinizi yıkmak için “okulun genişletileceği” gerekçesine inanıyor musunuz?

Salih Gülbahar: Kesinlikle inanmıyoruz.

İşçi: Okul meselesi bahane. Devlet adamı olarak kendi şahsına yapıyorlar.

1. ev kadını: Okulun yapılacağı yalan. Yapılacaksa bile boş arazi var. Okulu yapacaklar ama bizleri evimizden, ocağımızdan ettikten sonra kim okuyacak o okullarda. Bu bahanelerle zenginlere yer açmaya çalışıyorlar. Villaları neden yaptı lar peki? Villalar Albayraklar’ın, yani T. Erdoğan’ın akrabalarının. Onlar bizim evimizi yıkarsa biz de o villaları yıkarız. Taş üstünde taş bırakmayız.

2. ev kadını: Okul için dediler, öyle değil. Amaçları milleti buradan evlerini üçer beşer yıka yıka kovmak. Ama bizler nereye gideceğiz, bu millet nereye gidecek?

- Yıkımların gerçek amacı sizce nedir?

Salih Gülbahar: Belediye buraları villa sahiplerine peşkeş çekecek. Okul ihtiyacının karşılanacağını söyleyen Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya şimdiye kadar neredeydi? Şu anki okulu bile bizler yaptık. Yeni okul ihtiyacı varsa onu da yaparız. Ayrıca mahallemizde üç okul yeri için 7’şer dönüm (7 bin metrekare) yer bulunmaktadır.

İşçi: Bulunduğu mevkiiyi kullanarak buralardan rant sağlıyorlar. Villaların tapusu yok. Ve her geçen gün çoğalıyor. Bu topraklardan rant sağlamaktan başka amaçları yok.

- Yıkımları durdurmak için neler yapılabilir?

Salih Gülbahar: Tüm mahalle halkı tek vücut olup birlikte hareket ederek yıkımlara karşı savaş vermeli. Çünkü bizler hem evimizi hem de işyerimizi kaybediyoruz. Bunun için de ölümü bile göze alırım. Eğer evim yıkılırsa ben de yanı başımıza yapılan bir villa yıkacağım.

İşçi: Hepimiz omuz omuza vereceğiz. Birlik olmak zorundayız. Kimsenin bir güvencesi yok. Tıpkı bir zincir gibi kenetlenmeliyiz. Zincir olursak kaldıramayacağımız yük yoktur.

1. ev kadını: Birlik olmamız lazım. Şu an halkın tepkisi yeterli değil. Başka mahallelerin de destek vermesi lazım. Çünkü bugün biz, yarın onlar karşı karşıya kalacaklar.

2. ev kadını: Şu anki birlik yeterli değil. Herkesin sağduyusuna bağlı. Bizim insanlarımız çekiniyorlar, korkuyorlar. Buradaki insanların çoğu Aydos’un dışına çıkmamış. Buradaki kadınların %90’ının kendilerine güveni yok. Bunu kırmak lazım. Çünkü evlerimiz elimizden gidince geç olabilir.

- Son bir yılda basında gecekondular özellikle hedef gösteriliyor. Çarpık yapılaşma, sağlıksız barınma vb. şeylerle yıkımları haklı göstermeye çalışıyorlar. Son yasalarda tüm gecekondu bölgelerinin yıkımı öngörülüyor. Bu yıkımlara karşı, halk hangi taleplerle, nasıl örgütlenmeli, nasıl mücadele etmeli?

Salih Gülbahar: Mademki gecekonduları çarpık yapılaşma olarak tanımlıyorlar, o zaman devlet bütçemize uygun sağlıklı konutlar yaparak bizleri yerleştirsin.

318 milyon asgari ücreti bize reva görenler, işimizi, sağlığımızı elimizden alanlar, şimdi de evimize, aşımıza elini uzatıyor. Evlerimizin karşılığında bizlere verilecek 110 metrekarelik arsa ile 40+60+60 metrekarelik üç katlı tripleks villayı yapamayacağımıza göre, istemiyoruz. Yapmamız da imkansız zaten. Sorun bizler için yeni başlıyor. Evlerimizi yıktırmamaya kararlıyız. Gerekirse canımızı bile feda etmekten geri durmayız.

İşçi: Belediye başkanları halkın oylarıyla geliyorlar. Gelmeden önce de binbir vaat veriyorlar. Bizler buraya yerleştiğimizde vaat yerine hizmet verilseydi buralar daha düzenli olurdu. Şimdi çarpık yapılaşma falan demesinler. Geldiğimizden bu yana bizden düzenli vergilerini alıyorlar, elektriğini, suyunu bağlıyorlar, şimdi de tapu yerine yıkım veriyorlar. Bizlerin yaptığı hırsızlık değil. Bizler nefs-i müdafaa yapıyoruz. Onurumuzu, namusumuzu koruyoruz, evlerimize sahip çıkıyoruz. Amerika’dan gelenlere köşk yapıyorlar, ağırlıyorlar, kendi vatandaşlarının ise evlerini başına yıkıyorlar. Bizleri zorla harbe sokmasınlar. Sonuna kadar evlerimizi savunacağız.

1. ev kadını: İstanbul’un %90’ı kaçak yapı. Soruyorum onlara villaların tapusu var mı? Depreme dayanıklı, düzgün değil diyorlar. Pendik, Maltepe buraların merkezi de çok düzenli ve depreme dayanıklı değil. Önce kendilerinin oturdukları yerleri düzeltsinler ondan sonra gecekondulara gözlerini diksinler. Bizler evlerimizi yıktırmayacağız ve tapumuzu alacağız. Çünkü, bugüne kadar vergisini yatırdık, çöp parasını ödedik buraları kendimize vatan belledik.

2. ev kadını: Bunca sene izin vermeselerdi. Kaç sene oldu insanlar yerim yurdum diye benimsedi buraları. Bizlerden vergisini aldı. Buralardan yeri gelince oy istemesini, adam yerine koymasına bildiler. Şimdi de ticaret için halkın başına evlerini yıkıyorlar. Bizler tapumuzu istiyoruz.



“Üç göz evimizi başımıza yıkmak istiyorlar!..”

Aydos’u yıktırmayacağız!

Aydos 1988’de kurulmaya başlamıştır. Mahalleli kuruluşundan bu yana, ortak kullanım alanlarını (okul, telefon santrali, ibadethanelerini, sağlık ocağını, içme sularını, mezarlık, su, kanalizasyon vb.) kendi kampanyaları ile yapmıştır. Bu noktada, okul için, mahelle içinde ayrılmış iki yer mevcuttur. Mahalleli, belediye vergilerini, maliye vergilerini, su, elektirik, telefon kullanım bedellerini, kuruluşundan bu yana ödemektedir.

Aydos’un, sağlam zeminli, temiz havalı olması, para babalarının, zenginlerin, mafyaların iştahını kabartmıştır. Yanı başımızdaki araziye kondurulan villalar bunun örneğidir.

Mahallemizin yıkımı, mahallelinin kendi yaptırdığı okulu genişletme planı adı altında meşrulaştırılmak isteniyor. Halbuki mahallle içinde önceden ayrılmış iki okul arazisi mevcuttur.

Bu planın aslı, Kurtköy’de yapılan savaş tacirlerine hizmet edecek olan, hava alanı projesi içinde; Kurtköy, Ramazanoğlu, Şehli Sülüntepe, Ertuğrulgazi, Yayalar, Kavakpınar, Güllübağlar, Velibaba mahallerini içine alan buradaki işçi, emekçileri, işgalci ve görüntü kirliliği olarak görüldükleri için kovma planıdır.

Bugün bu plan AYDOS ERTUĞRULGAZİ mahallesinde başlamıştır.

Akpartili belediye başkanı seçim vaadi olarak “gerekli yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra tapu verilecektir” sözünü unutup, NATO, İMF, AB programlarını burada uygulamak için kolları sıvamıştır.

Biz Aydoslular, Filistinliler’in evlerine katil Şaron’un buldozerlerle yıkıp girdiğini, Iraklılar’ın evlerine ABD askerlerinin kapıları kırıp, insanlara işkence ettiklerini görmüştük. Şimdi bütün sıcaklığı ile buldozerlerin evlerimize nasıl yaklaştığını görüyoruz. Filistinliler’e intahar komandoları dediler, Iraklılar’a kimyasal silah depoları dediler. Aydoslular’a “görüntü kirliliği” deniyor. Şimdi bizi bu ad altında ortadan kaldırmak istiyorlar.

Toplumun bütün kesimlerine saldırılar yoğunlaşmaktadır. İşçilere 318 milyon reva görülüyor. Köylülerin ektikleri ürün tarlada çürüyor. Kamu emekçileri yeni yasalarla kıskaç içine alınıyor. Biz işçi-emekçi mahalleleri ise, “ıslah” programı içine alınıyoruz.

Biz Aydoslular’ın üç göz evimizi başımıza yıkmaya çalıştılar. İki kere direnişimizle yıkımcıları eli boş gönderdik.

İşçi, emekçi halka yönelen bütün saldırılar örgütlü direnişlerle geri püskürtülecektir.

Aydos’a yapılan bu saldırıda yeralan Akpartili belediye ve bütün kurumları kınıyoruz.

Aydos’u yıktırmayacağız!
Aydos bizimdir bizim kalacak!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Aydos halkı