16 Nisan 2005
Sayı: 2005/15 (15)


  Kızıl Bayrak'tan
  “Halk hassasiyeti” değil, ABD hesabına
“derin devlet” operasyonu
  Kitlesel ve devrimci 1 Mayıs’ın anlam ve önemi
  İMF programlarına hayır demek için 1 Mayıs’ta alanlara!
  TEKEL’i bitirme oyunu devrede
  SEKA ve TEKEL’den sonra mücadele
bayrağı TELEKOM işçisinde!
  Trabzon provokasyonu üzerine
  “Derin devlet” tartışmaları
  Sivil faşist teröre balans ayarı

  Trabzon’da faşist kudurganlık sürüyor!

  Faşist saldırılara karşı suç duyurusu
  Taksim Meydanı işçi sınıfı ve emekçilerindir
  İstanbul’a 10 bin yeni polis
  “Demokrat” kılıklı Amerikancı
kalemşörlerin işgal savunuculuğu
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/10 : Emperyalist politikalar yedeğinde
“tarihi Ortadoğu sentezi”
  Maltepe BDSP’den eylem
 1 Mayıs çalışmalarından
Irak halklarının kanıyla sulanan yolsuzluk bataklığı!

 Bağdat’ta yüzbinler işgali lanetledi

 Siyonist cellatlar işbaşında
 Yeni “PKK” ve “Demokratik
Konfederalizm” üzerine
Fransa’da gençlik eylemde
Bültenlerden
Ölümünün 4. yılında Hatice Yürekli yoldaş
Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Fransa'da gençlik eylemde...

Geleceğimiz ve eğitim hakkımız için tek seçenek mücadele!

Tüm Avrupa'da süren neo-liberal saldırıların bir parçası olarak Fransa'da geçtiğimiz aylarda gündeme gelen eğitim reformuna karşı eylemler sürüyor. Bir ay kadar önce çeşitli kentlerde kitlesel gösteriler örgütleyen lise öğrencileri, bir süreliğine geri çekilen “reform” yasasının yeniden gündeme gelmesiyle birlikte yeniden eyleme geçtiler. Öğrenci sendikaları FİDL ve UNL'nin çağrısı ile 400 lise ve ilköğretim okulu işgal edildi, kitlesel gösteriler düzenlendi.

Şubat ayında gerçekleşen eylem dalgası karşısında Eğitim Bakanı Fillon geri adım atmış ve yasayı bir kez daha düşüneceklerini, bu arada da liseli gençlerle diyalog kuracaklarını dile getirmişti. Ancak sermaye iktidarının bu memuru sözünü tutmadı ve yasa bazı sivri yanları törpülenerek yeniden gündeme geldi. Bunun üzerine iki öğrenci sendikasının sözcüleri olan Eden Breton ve Coralie Caron'un çeşitli gazetelerde yayınladıkları yazılarla yaptıkları çağrı üzerine işgaller başladı. 9 Nisan günü bir anda 400 okul işgal edildi. Besançon, Béziers, Toulouse, Tarbes, Auch, Cherbourg, Granville, Le Havre, Tours, Lyon, Toul, Nanterre, Bois-Colombe, Bordeaux, Pauillac, Saint-Ouen ve birçok kentte işgal ve binlerce öğrencinin katıldığı gösteriler düzenlendi. Sadece Toulous'ta 16 bin, Paris'in Créteil banliyösünde 5 bin, Rennes'de 4 bin öğrenci yürüdü. Lille kentinde 300 öğrenciyi özel polis CRS elemanları (bizdeki çevik kuvvete denk geliyor) gaz kullanarak dağıtmaya çalıştı. Polis 10 öğrenciyi gözaltına alırken, birçok öğrenci de yaralandı.

Sadece Paris'te yaklaşık 50 okul öğrenciler tarafından işgal edildi. Paris Rektörlüğü'nü işgal eden 200 öğrenciyi polisler zor kullanarak çıkardı. Eylem riskine karşı birçok lise kapılarını kapattı. Temel eğitim sendikalarından FSU, hükümetin şiddet kullanarak bu sorundan kurtulamayacağını belirtti. Diyaloğu reddetmekle sorunun daha da derinleşeceğinin altını çizen FSU, hükümetin en kötü demokrasi dersini verdiğini açıkladı ve eğitim bakanını öğrencilerle diyaloga çağırdı. FIDL de, Lille, Béziers ve Paris'teki polis müdahalesine dikkat çekerek, bunun kabul edilemez olduğu, bakanın bu saldırıları durdurması gerektiği uyarısında bulundu. Eğitim Bakanı Fillon ise, Senato'da yaptığı konuşmada, işgal eylemine gerekli müdahalede bulunacaklarını tekrarladı.

Öğrenci gençliğin mücadelesi büyüyor ve militanlaşıyor!

Fransa'da artık yeni bir düzey kazanan eylemlerin uzun bir süre devam edeceğini tahmin etmek zor olmayacaktır. Kuşkusuz öğrenci gençliğin eylemlerinin gerisinde Fransa'da ve tüm Avrupa'da giderek keskinleşen sınıf mücadeleleri vardır. Fransa'da yakın zaman önce yaşanan genel grevin ve işçi-emekçi eylemlerinin liseli gençliği de derinden etkilemesi doğaldır. Bugün öğrenciler tarafından örgütlenen eylemlerin arkasında da bu mücadele bilinci bulunuyor.

Başlangıçta barışçıl eylem ve gösterilerle başlayan öğrenci gençliğin düzenin kirli yüzü ve ikiyüzlü politik manevraları ile karşılaşması sonucu militanlaşması ile bugüne gelindi. Eğitim bakanının açıklamaları burjuva iktidarın zor ve şiddet yolunu tercih ettiğini gösteriyor, ki bu da mücadelenin daha ileri biçimler kazanması için zemin oluşturuyor.

Öte yandan, Kanada'da hükümetin burs programlarındaki 103 milyon dolarlık kesintiye gitmesine karşı Quebec'de 230 binin üzerinde öğrenci günlerdir grevde. Öğrencilerin talepleri arasında yabancı öğrencilerine uygulanan yüksek okul ücretlerine ve üniversitelerde özelleştirmeye son verilmesi de var. Öğrenciler stratejik otoyolları bloke ettiler ve Montreal'de birçok binayı işgal ettiler. Polisle çıkan çatışmalarda onlarca öğrenci gözaltına alındı. Québec City'de binlerce öğrenci Ulusal Meclise yürüyerek taleplerini tekrarladılar. Bu eylem Québec'de 1974'den bu yana gerçekleşen en geniş katılımlı öğrenci grevi.

Bu tablo, batıda neo-liberal saldırı dalgası sürdükçe eylemlerin de genişleyerek süreceğini, dahası militan biçimler almaya açık olduğunu gösteriyor.

Türkiye gençliği bu kavgada yerini almalı!

Ülkemizde de öğrenci gençliğin eğitim hakkına ve geleceğine yönelik saldırılar hız kazanarak sürüyor. Birkaç yıldır gündemimizde olan YÖK Yasa Tasarısı yeniden meclise getirilecek. Ancak bu hamlenin kendisinden daha önemli bir nokta bulunuyor: YÖK Yasa Tasarısı'na anlamını kazandıran hemen tüm saldırı maddeleri üniversitelerde zaten uygulamaya konulmuş durumda. Okulların imkanlarının kiralanmasından tutun da özel bölümler açılmasına ve paralı öğrenci alınmasına kadar yasanın hedefi olan birçok saldırı bugün uygulanmaktadır. Türkiye gençliğinin de bu saldırılara karşı bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.