5 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/17

  Kızıl Bayrak'tan
  Taksim’i kazandıran cüret ve kararlılıkla ilerleyeceğiz!
  Azgın devlet terörüne direnen işçiler, emekçiler ve devrimciler sokak sokak çatışarak Taksim’i kazandı…
Adana’da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı…
1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında coşkulu eylemlerle kutlandı…
Liseliler 1 Mayıs’ta alanlardaydı!..
  Sokak sokak sergilenen devrimci direnişle 1 Mayıs kazanıldı!.. .
  Kadıköy’de devletin icazetine sığınan Türk-İş gericiliği ile kuyruğuna takılanlar düzene hizmet ettiler...
  Sermayenin yalıtma politikası 1 Mayıs’ta da sürdürüldü...
  Taksim’in kazanılmasının ardından.... - H. Eylül
  Kürdistan’da 1 Mayıs eylemlerinden...
  Küçükçekmece’den işçi ve emekçilerle 1 Mayıs üzerine konuştuk...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Başbuğ, sermaye düzenin bekçisi olan orduyu aklamaya çalıştı…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Gençlik hareketinden...
  Hatice Yürekli anıldı
  Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İzmir’de Hatice Yürekli anması...

“Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”

Büyük Zindan Direnişi’nin ilk ekibinde yeralan, F tipi tecrit hücrelerine karşı başladığı ÖO direnişinin 6. ayında ölümsüzleşen TKİP dava tutsağı Hatice Yürekli yoldaş 23 Nisan günü Kaynaklar Mezarlığı’nda anıldı.

Saat 13.00’te Hatice Yürekli’nin mezarına gerçekleştirilen yürüyüşte Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların fotoğraflarının bulunduğu “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!” yazılı pankart açıldı. Mezarı başına gelindiğinde Hatice Yürekli yoldaşın şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşu yapıldı. Mezarına bırakılan kızıl karanfillerle Hatice Yürekli yoldaş selamlandı.

Anma, Hatice Yürekli’nin hayatını anlatan konuşmayla başladı. Konuşmada Parti’nin kurucu üyelerinden Hatice Yürekli yoldaşın Ölüm Orucu Direnişi’nin 182. gününde ölümsüzleştiği ifade edildi. Kısa özgeçmişinin anlatımının ardından devrimci kimliği, örgütlü yaşamı anlatıldı. Hatice Yürekli’nin Ulucanlar davasında yaptığı savunmasından yapılan alıntılarla devrimci mücadelesinden kesitler sunuldu. Habip ve Ümit yoldaşlarla aynı alanlarda çalışma yürüten Hatice Yürekli’nin, tıpkı On’lar gibi örgütlü politik yaşamına Parti’de başladığı ve Parti saflarında ölümsüzleştiği dile getirildi. Yine onlar gibi, komünist kimliği ve parti üyeliği onurunu hep yükseklerde tuttuğu ifade edildi. Direnişçi kimliği değişmez bir davranış biçimi haline getirdiği söylendi.

Bu nitelikleriyle sağlam ve sarsılmaz bir profesyonel devrimci olan Hatice Yürekli yoldaşın sınıf çalışmasının ihtiyaçları doğrultusunda kendini adadığı dile getirildi. Devrimci yaşamı dışında bir yaşam tanımayan Hatice Yürekli yoldaşın, bu uğurda ailesi ile olan bağları da dahil olmak üzere düzenle tüm bağlarını koparmakta tereddüt etmediği, tüm örgütlü devrimci yaşamı boyunca onurlu bir Parti üyesi olmayı her şeyin üzerinde gördüğü ve bunun gereklerini yerine getirdiği ifade edildi.

Daha sonra günün anlam ve önemini anlatan bir konuşma yapıldı. Konuşmada Komünist Hareket’in bu topraklarda devrimin ve sosyalizmin bayrağını yükselten tek hareket olduğu ifade edildi. Hatice Yürekli yoldaşın, tıpkı Habip ve Ümit yoldaşlar gibi bu çizgiyi temsil eden kadrolar olduğu dile getirildi. Stratejisiyle, programı ve tüzüğüyle, taktik çizgisiyle Parti’nin yeni bir gelenek, kültür ve kimlik yarattığı söylendi. Hatice Yürekli’nin de bu kimlik ve kültürü kendi kişiliğinde cisimleştirdiği ifade edildi.

Ardından Hatice Yürekli’nin yoldaşı ÖO gazisi Muharrem Kurşun kısa bir konuşma yaptı. Hatice, Ümit ve Habipler’den öğrenmenin önemine değindi.

Hatice Yürekli yoldaş anısına okunan şiirlerin ardından anma programı sona erdi. Anma boyunca “Hatice yoldaş ölümsüzdür!”, “Habip / Ümit / Hatice yoldaş ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yeni Ekimler için ileri!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

Köln’de Hatice Yürekli anması

8 yıl önce sermaye devletinin hücre tipi cezaevleri saldırısına karşı geliştirilen Ölüm Orucu direnişinin 182. gününde ölümsüzleşen Hatice Yürekli yoldaşı, Köln İşçi Gençlik Kültür Evi’nde düzenlediğimiz bir etkinlikle andık.

Anma, Hatice yoldaş şahsında tüm parti ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından, yoldaşımızın şehit düşmesinden sonra Parti tarafından yapılan açıklama okundu. Bunu, Hatice yoldaşın ölüm orucu direnişinde, bant takma töreninde yaptığı konuşma ve kendisi ile birlikte çalışmış bir yoldaşın kaleme aldığı yazının okunması izledi.

Hatice yoldaşın devrimci kişiliğini ve mücadelesini anlatan bu metinlerin aralarında çeşitli yoldaşlar saz eşliğinde, Brecht ve Nazım Hikmet’ten çeşitli şiirler okudular.

Etkinliğin son bölümünde ise, Hatice yoldaşla birlikte Habip ve Ümit yoldaşlardan öğrenmemiz gereken yanlar, devrimci kimliğin geliştirilmesi, mücadelenin bize yüklediği güncel görev ve sorumluluklar ve sorunlarımız üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Bu bölümde söz alan çeşitli yoldaşlar, zor dönem devrimciliğinin ne ifade ettiği, onların ideolojik, örgütsel ve direnişçi bütünlüklü kimliklerinin partimizin bir yansıması olduğu, kriz ve devrimci çalışmanın sorunları ile yaklaşan 1 Mayıs ve yurtdışında sınıf mücadelesinin sorunları vb. konularda görüşlerini ifade ettiler.

Köln’den komünistler



Hatice Yürekli Ankara’da anıldı…

“Hatice yoldaş ölümsüzdür!”

Ölüm Orucu Direnişi’nin 182. gününde şehit düşen Hatice Yürekli, 22 Nisan’da Ankara’da iki farklı etkinlikle anıldı.

İlk olarak BDSP Yüksel Caddesi’nde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlardan devralınan kızıl bayrağın bugün daha da yükseklerde dalgalandığı ve katil devletten hesap sorulacağı söylendi. Sınıf devrimcilerinin devrim ve sosyalizm davasındaki kararlılıkları bir kez daha vurgulandı. Eylemde “Hatice yoldaş ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”,  “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!” sloganları atıldı.

İkinci etkinliği ise Emekçi Kadın Komisyonu gerçekleştirdi. Basın açıklamasının ardından TAKSAV’da bir sohbet gerçekleştirildi. 

Emekçi Kadın Komisyonu’nun gerçekleştirdiği etkinlikte komisyonun misyonundan bahsedildi. Kadının özgürleşmesinin ancak mücadeleyle mümkün olduğu vurgulandı. Hatice Yürekli’nin devrimci yaşamına ilişkin bir konuşmanın ardından Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların mirası üzerinden devrimci kimlik tartışması yapıldı. Kavgada yitirilen yoldaşların başeğmez tutumunun partinin tutumu olduğu ifade edilerek, örgütlü devrimci kimliğe vurgu yapıldı. Canlı geçen sohbetin ardından etkinlik sonlandı.

Kızıl Bayrak / Ankara

Trabzon’da Hatice Yürekli anması

TKİP Kurucu üyesi ve Ölüm Orucu şehidi Hatice Yürekli Trabzon’da gerçekleştirilen etkinlikle anıldı.

Önce Hatice yoldaşın devrimci kimliği, yaşamı ve mücadelemizdeki yeri üzerine bir konuşma yapıldı. Hatice Yürekli’nin “Kazanan biz olacağız, kazanan devrim davası olacak” metni ve Ölüm Orucu direnişçilerinin kaleme aldığı yazılardan bölümler okunduktan sonra devrimci yaşam ve devrimci kimlik üzerine bir tartışma yapıldı.

Sınıf devrimcilerinin devrim ve sosyalizme bağlılığı, inancı ve siyasi kimlikleri vurgulandı. Hatice yoldaş nezdinde Habip, Ümit ve devrim şehitlerinin bayrağını taşımanın anlamı üzerine yapılan sohbetle anma sona erdi.

Trabzon Ekim Gençliği



Orhan Yılmazkaya Gazi’de selamlandı!

“Devrimci irade teslim alınamaz!”

27 Nisan 2009 günü Bostancı’da sermayenin kolluk güçlerince kuşatıldığı evde 6 saat süren çatışma sonunda katledilen Orhan Yılmazkaya, 3 Mayıs günü ilerici-devrimci güçler tarafından Gazi’de selamlandı.

Gazi Mahallesi Eski Karakol Durağı’nda saat 11.30’da toplanan yaklaşık bin kişi, en önde Orhan Yılmazkaya’nın “Biz düşeceğiz, fakat bizden sonra mutlaka bu kavga sürecek!” sözlerinin ve fotoğrafının yeraldığı pankart, “Orhan Yılmazkaya ölümsüzdür!” ve  “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” pankartları arkasında kortej oluşturup, kızıl bayrak ve sloganlarla Gazi Cemevi’ne doğru yürüyüşe geçti.

Yürüyüş boyunca megafonla Orhan Yılmazkaya’nın devrimci kimliği ve sergilediği direniş ajitasyon konuşmalarıyla aktarılarak, Gazi emekçileri mücadeleye çağrıldı. “Orhan Yılmazkaya ölümsüzdür!”, “Orhan yoldaş yaşıyor, komutana bin selam!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Şehit namırın!”, “Bostancı’da düşene, dövüşene bin selam!”, “Devrimci irade teslim alınamaz!” sloganları atıldı.

Cemevi girişine gelindiğinde, ilk önce Orhan Yılmazkaya şahsında tüm devrim şehitleri için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu esnasında Orhan Yılmazkaya’nın telsiz konuşmalarında geçen son sözleri dinletildi. Ardından kısa bir konuşma gerçekleştirildi. Yapılan konuşmada, 1 Mayıs’ta işçi ve emekçilere zulmedenlerin Orhan’ı katlettikleri vurgulandı. Bozguna uğrayan sermaye güçleri tarafından Orhan’ın cenazesinin kaçırıldığı fakat Orhan Yılmazkaya’nın Türk ve Kürt halklarının bilincine gömüldüğü söylendi.

Ardından ortak basın açıklamasına geçildi. Yapılan açıklamada, tam donanımlı yüzlerce kişilik sermayenin bekçi köpeklerine karşı, elde silah karşı koyarak düşen Orhan Yılmazkaya’nın direnişinin düzen saflarında tam bir şaşkınlık, bozgun ve panik havası yarattığı, bu havayı dağıtmak için Orhan Yılmazkaya şahsında Türkiye devrimci hareketine ve Kürt hareketine akıl almaz yalan ve iftiralarla dolu sistematik bir karalama kampanyası başlatıldığı ifade edildi.

Şehit düştüğü günden itibaren çok sayıda devrimci ve sosyalist yapının Orhan Yılmazkaya’nın cenazesini sahiplenmek için her türlü gayreti sarfettiği, ailesi ile irtibata geçildiği, polisin aile üzerinde kurduğu baskılar ve savurduğu tehditler nedeniyle cenazesinin kaçırılıp Kilyos Mezarlığı’na defnedildiği söylendi.

Ortak açıklama şu sözlerle devam etti:

“Yaşamı boyunca devrimci hareketin çeşitli yapılarında mücadelesini sürdüren Orhan Yılmazkaya, sadece bayrağı altında dövüştüğü Devrimci Karargah hareketinin ve Şehit Ongan Müfrezesi’nin değil tüm Türkiye devrimci hareketinin ve Kürt özgürlük hareketinin ortak şehididir.

Çünkü o, Spartaküsler’den, Demirci Kawa’lardan, Şeyh Bedrettin’lerden bugünlere kesintisiz devam eden eşitlik ve özgürlük kavgasının yiğit savaşçılarından biriydi.

Çünkü o, Ernesto Che Guevara’nın yürüdüğü patikalardan, Deniz Gezmiş’lerin, Mahir Çayan’ların, İbrahim Kaypakkaya’ların, Nurhak ve Kızıldere şehitlerin, Sabo’ların, Sinan’ların bayrağını devralarak yürüdü.

Çünkü o, proletarya enternasyonalizmine bağlılığı, Türkiye devrimci hareketiyle, Kürt özgürlük hareketinin ortak mücadelesine ve ortak zaferine olan sarsılmaz inancı ve sömürgeciliğe duyduğu sönmez nefreti ile Haki Karer’lerin, Kemal Pir’lerin, yarattığı destana yeni ve görkemli bir direniş sayfası ekledi...”

Açıklama Orhan Yılmazkaya’nın son sözlerinin kitle tarafından hep birlikte okunması ile son buldu:

“Biz Türkiye devrimci hareketinin ve Kürt özgürlük hareketinin temsilcileri olarak, teslim olmayan bir özel devrimci kuşağına layık olmaya çalışacağız. Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği için savaşıyoruz. İşçilerin ve emekçilerin mücadele birliği için savaşıyoruz. Emperyalizme karşı, faşizme karşı, siyonizme karşı savaşıyoruz.

Yaşasın devrim ve sosyalizm! Yaşasın hakların kardeşliği! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği!

Biz düşeceğiz, fakat bizden sonra mutlaka bu kavga sürecek. Nasıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi. Thomas Münzerler’den, Şeyh Bedrettinler’den bu yana sürdüğü gibi. Mahir Çayanlar’dan, İbrahim Kaypakkaya’lardan ve Deniz Gezmiş’lerden beri sürdüğü gibi…” 

Eylemi DTP, SDP, TÖP, Devrimci Hareket, Türkiye Gerçeği, ESP, Teori ve Politika, SODAP, Ürün Sosyalist Dergi, Mücadele Birliği, Kaldıraç, Barikat, BDSP, Partizan, Sosyalist Parti, Devrimci Cephe, Alınteri, Gazi Halk Cephesi ve EHP birlikte örgütledi.

Eylem, Orhan Yılmazkaya için 9 Mayıs günü Kilyos Mezarlığı’nda yapılacak anma çağrısıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul